- Haberler
- Siyaset
- 'Devlet yönetiminde söz sahibi olabilmek en doğal hakkımız ve en doğru tercihimizdir'
'Devlet yönetiminde söz sahibi olabilmek en doğal hakkımız ve en doğru tercihimizdir'
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Melikgazi Kadın Kolları İlçe Başkanı Av. Merve Akıllı, kadının siyasetteki yeri ve önemi konulu yaptığı basın açıklamasında 'Müslüman bir Türk kadını olarak, bu davaya hizmet etmek, devlet yönetiminde söz sahibi olabilmek en doğal hakkımız ve en doğru tercihimizdir' dedi.
Parti İl Başkanlığı'nda yaptığı basın açıklamasında Türk kadınının tarih boyunca önemli görevler üstlendiğini ifade eden Akıllı, çocuklara tarih anlatılırken Osmanlı'dan çok daha öncesinden başlanması gerektiğini belirtti. MHP Melikgazi Kadın Kolları İlçe Başkanı Merve Akıllı; "Türk kadını maddenin karanlığı içinde ruhun aydınlığıdır. Umutsuzluğun karanlığı içinde huzurun aydınlığıdır. İhtirasların karanlığı içinde faziletin aydınlığıdır. Cehaletin karanlığı içinde şefkatin aydınlığıdır. Kavganın karanlığı içinde sevgi ve bağlılığın aydınlığıdır. Bu sebeple kadın siyaset başta olmak üzere her alanda olmalı ve her seviye temsil edilmelidir. Bugün meclislerde Türk kadını, erkek nüfusuna ezici bir oranla yerini almalıdır. Çünkü sizler herhangi bir devletin, herhangi bir uygarlığın kadını değil Türk milletinin kadınısınız. Sizler birer Türk kadınısınız. Bu sebeple de çocuklarınıza tarihi anlatırken, Osmanlı Devleti'nden başlamayın, çok daha öncesi olan; Teoman'dan, Metehan'dan başlayın. Bilge Kağan'ı anlatın, Atilla'yı öğretin. Kız çocuklarına dünyanın ilk kadın hükümdarı olan Tomris Hatun'u ve onun kurduğu sadece kadınlardan oluşan orduları anlatın. Anlatın ki kendisini saraylarda cariye olarak değil, devletin başına ulu kağan olarak hayal etsin. Erkek çocuklarda; Türkler'de cinsiyet ayrımının olmadığını, Türk dilinde diğer dünya dillerinde olduğu gibi cinsiyet ifade eden kelimelerin bulunmadığını, devletin kağan ve hatun ile eşit yönetildiğini anlatın çocuklarınıza. Türk milletinde tarih boyunca tek eşliliğin esas olduğunu, Hun Türklerinde Kağan'ın yayınladığı emirnamelerde hatunun da adının yazdığı, hatunun adının yazmadığı bir emirnamenin geçersiz olduğunu, yabancı uyruklu elçiler ağırlanırken kağanların elçilerin yanlarına hatunsuz çıkmadığını, Türk kadınına törenlerde en itibarlı yerlerin ayrıldığını anlatın. Ben bu sebeplerden bugün burada Türk kadını olmaktan, Türk kadını olarak siyasetin içinde yer almaktan haklı gururunu yaşıyorum. Çünkü Türk kadını olmak, bambaşka bir duygu, bambaşka bir lütuf, bambaşka bir ihsandır. Kadın olmak evrensel bir olgudur. Dünyada birçok kadın mevcuttur, ancak kadını ayrıcalıklı kılan Türk kadını olmaktır. Türk kadını bu kadar değerli, bu kadar saygın iken geçmişte yeri gelince cephelere mermi taşımış, yeri gelince silah tutmuşken, yeri gelince evinde annelik yapmışken, üretim sürecinde aktif olarak çalışmışken içinde yaşadığı ülke ile ilgili karar ve tercihlerde bulunmaları en doğal haklarıdır. Günümüzde toplumsal bünyemiz, ne acıdır ki kışkırtılmış erkeklikle, bastırılmış kadınlık arasında sıkışmıştır. Bu mesele öncelikle alanlarında uzman değerli bilim insanlarının çözüm önerileri getirerek yeni bir ufuk açması ve üstesinden gelinmesi gereken toplumsal bir sancıdır. Eğer kadın herhangi bir platformda bastırılıyor, susturuluyorsa orada medeniyet yoktur. Siyasi partilerden uzak tutuluyor, 'sen kadınsın ne işin var orada' deniliyorsa orada cehalet vardır. O cehalet zincirini kırmak gerekir. Dinimiz İslam, milletimiz Türk milletidir. Tarih boyunca kadını başının üzerinde tutan din İslam, millet Türk milletidir. Bugün burada Müslüman bir Türk kadını olarak bu davaya hizmet etmek, devlet yönetiminde söz sahibi olabilmek en doğal hakkımız ve en doğru tercihimizdir" dedi.