Doç. Dr. Bolat: 'Time dergisine kapak olan liderlerin ülkesinde darbe oluyor'
Erciyes Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi ve Ortadoğu Uzmanı Doç. Dr. Gökhan Bolat, 15 Temmuz Darbe Kalkışması ile ilgili ilginç bir iddiada bulundu.
Bolat, “Ortadoğu’da darbe olan ülkelerin liderleri önce Time dergisine kapak yapılıp ‘yılın adamı’ seçiliyor, daha sonra birkaç yıl içinde Batı tarafından diktatör ilan ediliyor, sonra da o liderlerin ülkelerinde darbe yapılıyor” dedi.
Ortadoğu’da darbelerin iç meselelerden kaynaklanmadığını belirten Doç. Dr. Gökhan Bolat, 2. Dünya Savaşından sonra yeni dünyanın yeni hakimi olarak ortaya çıkan Amerika’nın, çıkarı olduğu bölgelerde hakimiyet kurmak için en sık başvurduğu yöntemin ‘darbe’ gerçekleştirmek olduğunu ifade etti. Darbeyi gerçekleştiren aktörlerden olan Amerika’nın, Ortadoğu’daki tüm darbelerde benzer yöntemler uyguladığını belirten Doç. Dr. Gökhan Bolat, “1950’lerden itibaren Orta Doğu ve Latin Amerika ülkelerinde Amerika Birleşik Devletlerinin bilgi ve onayı ile gerçekleştirilen darbelere baktığımızda bu darbeler arsında esasında birçok benzerlikler olduğunu da görebiliriz. Bunlardan en göze çarpanı, darbe yapılan ülkelerin liderlerinin, darbeden birkaç yıl önce Time dergisine kapak olmaları, çoğunun ’yılın adamı’ ya da Ortadoğu’nun lideri’ seçilmeleri, daha sonraki birkaç yıl içinde diktatör ilan edilmeleri, sonra da bu ülkelerde darbe gerçekleştirilmesidir” dedi.
“Muhammed Musaddık, Adnan Menderes, Saddam Hüseyin, Mursi, Erdoğan...” Bu şekildeki ilk örneğin, 1952 yılında İran Başbakanı Muhammed Musaddık’a karşı gerçekleştirilen Ajax Operasyonu olduğunu belirten Doç. Dr. Gökhan Bolat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bağdat Paktı’nın kurulmasında öncü rolü olan Türkiye’nin o dönemki başbakanı olan Adnan Menderes 1958 yılında Time dergisine kapak olmuştur. İki sene sonra darbeyle devrilmiştir. Muhammed Musaddık aynı şekilde ondan hemen önce 1951 yılında Time dergisine kapak olmuştur ve yılın adamı seçilmiştir ama iki sene sonra yine bir darbeyle devrilmiştir. Daha sonraki süreçlere baktığımızda yine Saddam Hüseyin birçok kez Time’a kapak olmuştur, 2003’ten sonra tutuklanmış ve 2006 yılında da idam edilmiştir. Muhammed Mursi de 2012 yılında Time dergisine kapak olmuştur ve Orta Doğu’nun en güçlü adamı ilan edilmiştir fakat ne hazindir ki daha öncekilerde olduğu gibi bir yıl sonra batı destekli bir darbeyle görevden uzaklaştırılmıştır. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da yine 2011 yılında Time’a kapak oldu ve hatta internette düzenlenen anketlerde yılın en etkili insanlarından biri olarak seçildi fakat daha sonraki süreçte 2013’de 17 -25 Aralık ile ilk darbe girişimi yapıldı. Bunda başarılı olunamadı. Daha sonra hem yerel hem de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AK Parti ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın seçtirilmemesi yönünde yoğun kampanyalar yapıldı. Bundan da başarılı olunamadı ve en son ve en çılgınca hareketle, ordu içindeki FETÖ mensuplarınca 15 Temmuz akşamı bu milletin tarihine kara bir leke olarak geçecek olan bu darbe yapıldı. Ama bu girişim kahraman milletin ani tepkisiyle püskürtüldü ve şimdi çok şükür ülkemizin en az 30 yıl geriye gitmesinden bir şekilde kurtulmuş olduk.”
“Batı’nın kaygısı demokrasi değil kendi çıkarları”
Amerika başta olma üzere Batı dünyasının, bir lideri ‘yılın adamı’ ya da ‘Ortadoğu’nun lideri’ şeklinde tanımlarken birden diktatör ilan etmesinin nedenini; Batı’nın devletler arası ilişkilerde çıkar odaklı davranmasına bağlayan Doç. Dr. Gökhan Bolat, “Şimdi burada herkesin çok iyi düşünmesi gerekir. Batı’nın gerçek kaygısı bu ülkelerde özellikle İslam ülkelerinde demokrasi ve insan haklarının yaygınlaştırılması mı yoksa kendi çıkarları mı? Bunun da cevabı çok nettir; Batı için çıkarlar birinci sıradadır. Eğer bir lider Batı’nın çıkarlarını tehlikeye atmışsa o lider Batılılar açısından kamuoyu önünde diktatör gibi bir takım yaftalamalarla itibarsızlaştırılmak daha sonra o ülke ya da hükümet bir şekilde ekonomik baskılarla yıpratılmak ve en sonunda askeri bir müdahale ile devrilmek istenmiştir” ifadelerini kullandı.