Erciyes Üniversitesi'nde on binlerce gelengi nasıl öldü?

Erciyes Üniversitesi yerleşkesinde yaşayan ve üniversitenin simgesi haline gelen on binlerce gelenginin toplu halde öldüğü ortaya çıktı. On binlerce gelengiden sadece 15 tanesinin hayatta kaldığı tespit edildi. Peki bu kadar gelengi neden ve nasıl öldü? Ayrıntılar Kayseri Anadolu Haber'in bülteninde…

Erciyes Üniversitesi'nde on binlerce gelengi nasıl öldü?

Yıllardan beri Erciyes Üniversitesi yerleşkesinde yaşayan gelengiler, baharla birlikte ortaya çıkar ve etrafta koşuşturmalarıyla tüm dikkatleri üzerlerine çekerlerdi. Sevimli tavırlarıyla üniversite yerleşkesinde öğrencilerin ilgi odağı olan gelengilerin korunması için üniversite yönetimi özel çaba da gösteriyordu.

Erciyes Üniversitesi'nde onbinlerce gelengi nasıl öldü?
Üniversite kampüsünün tamamında rahat bir doğal yaşam süren gelengiler için, yerleşkenin genelindeki yollara sürücüleri uyarmak amacıyla “dikkat gelengi çıkabilir” levhaları bile asıldı. “Anadolu sincabı” olarak da adlandırılan gelengilerin üniversite yerleşkesinde bulunmasının birçok faydası bulunuyordu. Öncelikle, gelengiler doğal bir çevre koruma yöntemi olarak işlev görür. Gelengiler, yerleşke içindeki yabani otları ve zararlı bitkileri yiyerek, çevrenin temiz ve sağlıklı kalmasını sağlıyordu. Ayrıca, gelengiler üniversite öğrencileri ve personeli için bir eğlence ve moral kaynağı haline bile gelmişti. 

Erciyes Üniversitesi'nde onbinlerce gelengi nasıl öldü?
Uzmanlar, gelengilerin sevimli ve meraklı tavırlarının, insanların stresinini azalttığını ve doğa ile bağ kurmalarını sağladığını ifade ediyordu. Gelengiler üniversitenin tanıtımına da önemli ölçüde katkıda bulunuyordu. Gelengiler, üniversitenin sosyal medya hesaplarında sıkça paylaşılan ve ilgi çeken fotoğraf ve videoların başrolünde yer alıyordu. Bu sayede, üniversite hem yerel hem de ulusal düzeyde daha fazla tanınır ve prestij kazanır hale gelmişti. Erciyes Üniversitesi yerleşkesindeki gelengiler, hem doğal hem de kültürel bir zenginlik olarak dikkat çekiyordu.

Sayıları 20’binin üzerine çıkan gelengiler, geçen baharda olduğu gibi bu baharda da yüzlerini göstermediler. Hem akademisyenler hem de öğrenciler, onbinlerce gelenginin neden hiç ortaya çıkmadığını merak ederken, konunun uzmanından herkesi üzen bir açıklama geldi.

Gelengilerle ilgili önemli araştırmaları bulunan Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Anatomi Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayan Düzler, acı gerçeği açıkladı. Yer sincabı olarak da bilinen gelengilerin kış uykusuna yatan hayvanlar olduğunu belirten Prof. Dr. Düzler, “Bu canlılar kış uygukusunu atlatabilmek için çok iyi beslenmelidir. Bu beslenmeleri çok iyi ayarlamaları gerekiyor. Anadolu’da yaşayanlar tohum sever olarak bilinir. Özellikle yağlı tohumlarla vücutlarında yağ kitlesi biriktirerek kış uygusunu atlatmayı sağlarlar.” Dedi. Prof. Dr. Düzler, gelengilerin, bu besin kaynağını depolayamadığı zaman, kış uykusunu atlatamayarak hayatta kalamadığına işaret etti. 

Prof. Dr. Düzler, şunları söyledi: “2018’den itibaren gelengilerin sayılarında dramatik bir azalma görülmekteydi. Bu sene, azalma sayısı pik yaptı ve sadece 10-15 tane kadar kaldı. Popülasyon tamamen bitme noktasına gelmiştir. Çünkü kış uykusunda vücut ağırlıklarının üçte birini tamamen kaybediyorlar. Gelengiler yeterince yağlanamadılarsa bu kış onlar için ölümcül bir hal alabiliyor.”
Konuyla ilgili yapılan araştırma sonuçlarıyla ilgili de bilgi veren Prof. Dr. Düzler, hazin bir tablo ile karşılaşıldığını şu sözlerle anlattı, “Kış uykusunu sonlandıramamış pozisyonda olduklarını gördük. Yuvalar yapraklarla kapanmış. Bu durum, yuvalarına girdiklerini fakat kış uykusundan uyanamadıklarını gösteriyor. Bu durumun, zehirli bir maddeyle veya avlanmayla itah edilemeyecek kadar büyük çapı bir kayıp olduğunu görüyoruz. 20 binin üzerinde olan sayı 10-15’e düştü. Sönmüş, bitmiş olan bir popülasyonun tekrar canlanma ihtimali neredeyse imkansız.”