Erdoğan: 'Bir Ülkenin En Büyük Gücü Halkıdır'

AK Parti Kadın Kolları ile Gençlik Kolları tarafından düzenlenen vefa iftarında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Milletiyle kenetlenmiş bir devleti dize getirecek hiçbir fani güç yoktur. Hamdolsun Türkiye 15 senede işte bunu başarmıştır. Türkiye'nin terör örgütlerine ve uluslararası şer odaklarına karşı yürüttüğü beka mücadelesinde dimdik yanında duran milletimize şükran borçluyuz. AK Parti, Türk milletinin tarihiyle, kültürüyle, değerleriyle olduğu kadar, devletiyle kurduğu güçlü bağın da sembolüdür' diyerek bir ülke için en büyük gücün top tüfek değil, halkı olduğunu ifade etti.

Erdoğan: 'Bir Ülkenin En Büyük Gücü Halkıdır'

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kadın Kolları ile Gençlik Kollarınca Altındağ Kültür Sarayında düzenlenen “Vefa İftarı”na katıldı.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan’ın da eşlik ettiği iftar yemeğinin ardından yaptığı konuşmada, başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedi azaptan kurtuluş olan Ramazan-ı Şerifin artık son dönemlerine girildiğini ve muhabbetin hâkim olduğu bir sofrada bir araya geldiklerini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, parti teşkilatının en kritik organları olarak gördüğü kadın ve gençlik kollarının temsilcileriyle beraber olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
 
“15 SENEDİR MİLLETE HİZMET ETMENİN HAKLI GURURUNU YAŞIYORUZ”
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda ülkemizin dört bir köşesinden bugüne kadar bu işe gönül vermiş ve gerçekten alın teri dökmüş, bu yükü sırtlanarak kutlu yolculuğu beraber yürüdüğümüz siz değerli kardeşlerime özellikle bu güzel iftar sofrasında tabi ki teşekkür bizim için adeta vaciptir. Ve burada emeği geçen arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum” dedi.
 
Yaklaşan Kadir gecesini ve Ramazan Bayramını da tebrik ederek konuşmasına devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti olarak 2002 Kasım ayından beri yaklaşık 15 senedir millete hizmet etmenin haklı gururunu yaşadıklarının altını çizdi.
 
Bu dönemde eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, enerjide, gıda-tarımda ve her alanda Cumhuriyet döneminin tamamında yapılanların katbekat üstünde hizmetler verdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2003 yılında ekonominin çökme dönemine geldiği bir Türkiye’yi devraldıklarını ve bugüne kadar Türkiye’yi 3 kat büyüttüklerini kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bitti, ayağa kalkamaz, göçtü, gitti-gidiyor dedikleri Türkiye’nin daha da palazlandığını ve daha da güçlendiğini belirterek, anbean hedefe doğru gittiklerini ifade etti.
 
“İSTİSMARLA ADALET ARANMAZ”
 
Yarınlarından umudunu kesmiş bir ülkeyi, darbe teşebbüsü dâhil birçok badireyi rahatça atlatan güçlü bir yapıya kavuşturduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi birileri yürüyor sokak, cadde filan… Demirel’in dediği gibi, yollar yürümekle aşınmaz. Bunlar da tabi bu yolları yürümekle aşındıramayacaklar. Ancak ellerindeki ‘adalet’ levhaları bile utanır bunlardan, istismarla adalet aranmaz. Adaletin aranacağı yer bellidir. Ya siz, bu ülkede Parlamentonun kahir ekseriyetine sahip olan AK Parti’nin kapatılması davalarının açıldığı o günlerde ‘Ankara’da da yargıçlar varmış’ diye sokaklara dökülen adamlarsınız. Şimdi kalkıp utanmadan, sıkılmadan AK Parti’yi adaletsizlikle veyahut da adalet noktasındaki sıkıntıları yaşayanların yanında yer almamakla suçluyorsunuz” diye konuştu.
 
“YARGININ VERDİĞİ KARARA SAYGI DUYMAK ZORUNDASINIZ”
 
“Karar yargınındır. Yargının verdiği bu karara da saygı duymak zorundasınız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Anayasa devletiyiz diyorsunuz, ‘hukuk devletiyiz’ diyorsunuz, anayasanın 138. maddesi kim için, belli bir grup için mi? Kim olursa olsun, eğer birileri bırakın siz hükmetmeyi, tavsiye dahi edemez, yargıyı baskı altına alamaz. Ve yargıyı baskı altına almak isteyenler de aynı durumla yarın karşı karşıya kalabilirler, yargı onlar için de geçerlidir.”
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin kapatılma girişimleri döneminde arkadaşlarına “sabır” tavsiyesinde bulunduğunu belirterek, “O gayretin olduğu dönemde hep arkadaşlarıma şunu tavsiye ettim. Sabır sabır sabır, ‘men sabera zafera’ dedik ve sabrettik. Çünkü biz ülkemizin karışmasını istemiyorduk. Biz ülkemizi hendeklerle, çukurlarla açanlar gibi, her tarafı bombalarla, şunlarla-bunlarla tehdit edenler gibi, şimdi de bu beyefendiler gibi sokaklara dökülmek suretiyle, her tarafı tahrik etmek suretiyle kendimize bir demokrasi mücadelesi tesis etmedik. Tam aksine demokrasiyi hukuk standartları içerisinde mücadeleyi vererek yürüttük, tesis ettik, hamdolsun bugünlere de geldik” ifadelerini kullandı.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, esnafın siftahsız dükkân kapattığı bir Türkiye’den rekor düzeyde büyüyen, üreten, ürettiğini de bütün dünyaya satan bir ülke konumuna geldiklerini vurguladı.
 
“EN BÜYÜK REFORMUMUZ, CUMHURLA CUMHURİYETİN BARIŞTIRILMASIDIR”
 
“Bunlar hep önümüzü kestiler, hâlâ da önümüzü kesiyorlar, ama biz bunlara rağmen büyümeye devam ediyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Ülkemizin bugün ulaştığı seviye elbette önce milletimizin emeğinin, sonra da AK Parti’nin son 15 yılda hayata geçirdiği reformların eseridir. En büyük reformumuz ise, ülkemizde devletle millet arasındaki soğukluğun ortadan kaldırılması, cumhurla Cumhuriyetin barıştırılmasıdır. Onun için bizim bir Rabia’mız var dedik. Ama bakıyorsunuz, utanmadan, sıkılmadan ‘teröristlerin işaretini kendilerine işaret edindiler’ diyor. Ya sen bunun içinde ne var biliyor musun? Sen zaten Arapça, “erba” nedir, “rabia” nedir onu da bilmezsin. Bunun içinde tek millet var, bunun içinde tek bayrak var, bunun içinde tek vatan var, bunun içinde tek devlet var. Bunun hangisine karşısın? Senin 7 tane, 6 tane neyse okun var, Sakarya’da bir vatandaş sordu, ‘saysana bana bu 6 tane oku’ dedi. Sayamadın... Biz Rabia’mız diyoruz kızıyorsun, niye rahatsız oluyorsun? Sizin gibi dünyanın o ileri gelen malum tiplerinin işaretlerini yapmıyoruz. Biz, ülkemizi bütünleştirecek bir içeriği muhtevi Rabia’mızı söylüyoruz. Tek millet, 80 milyon tek millet. Türk’ü, Kürt’ü, Arap’ı, Acem’i, Roman’ı, Boşnak’ı, hep beraber tek millet. Tek bayrak. Bayrağımız şehidimizin kanıyla oradan rengini almış, hilaliyle bağımsızlığımızın ifadesini bulmuş, yıldızıyla da şehitlerimizin ifadesi olmuş. Ve ‘Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.’ Bu vatan da uğrunda ölenlerle yoğrulmuş, haşır neşir olmuş ve 780 bin kilometrekare böyle vatan olmuş. Tek devlet. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde başka bir devlet asla tanımıyoruz. Kimse bu yollara tevessül etmesin, bu yollara tevessül edenler bunun bedelini nasıl şu anda ağır ödüyorlar, ödemeye de devam edeceklerdir.”
 
“15 TEMMUZ’DA MİLLET, DEVLETİNE TÜM GÜCÜYLE SAHİP ÇIKTI”
 
15 Temmuz’da hiçbir şeye, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde milletin devletine tüm kalbiyle ve tüm gücüyle sahip çıktığının görüldüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın en güçlü ülkelerini dahi sarsacak 15 Temmuz ihanetinin üstesinden işte bu sayede geldiklerini anımsattı.
 
Bir ülkenin en büyük gücünün tankı, topu, silahı olmadığını, bir ülkenin asıl gücünün kendisine sahip çıkacak vatandaşları ve halkı olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletiyle kenetlenmiş bir devleti dize getirecek hiçbir fani güç yoktur. Hamdolsun Türkiye 15 senede işte bunu başarmıştır. Türkiye’nin terör örgütlerine ve uluslararası şer odaklarına karşı yürüttüğü beka mücadelesinde dimdik yanında duran milletimize şükran borçluyuz. AK Parti, Türk milletinin tarihiyle, kültürüyle, değerleriyle olduğu kadar, devletiyle kurduğu güçlü bağın da sembolüdür. Bu bağı ne kadar kavi, ne kadar muhkem tutarsak, ülkemiz de, partimiz de o kadar güçlü olur. Böyle bir milletin evladı olmaktan, böyle bir ülkeye Belediye Başkanı, Başbakan, Cumhurbaşkanı olarak hizmet etmekten duyduğum sevinci, gururu her fırsatta ifade ediyorum. Şahsıma mazlum ve mağdurların umudu olan bu ülkeyi büyütme, kaldırma imkânı bahşettiği için Rabbime daima hamd ediyorum” dedi.
 
“AK PARTİ BİR ÇIKAR DEĞİL, GÖNÜL HAREKÂTIDIR”
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin bir çıkar değil, gönül harekâtı olduğunu söyledi. AK Parti’nin kalpleri fetih harekâtı olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin, kardeşliğin, vefanın, dayanışmanın ve diğerkâmlığın; kadınıyla-erkeğiyle, genciyle-yaşlıysa her kökenden, her meşrepten insanıyla 80 milyonun tamamının partisi olduğunu vurguladı.
 
Şimdiye kadar sadece ve sadece Hakk’ın ve halkın rızasını kazanmak için çalıştıklarını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Milletimizden başka kimseye eyvallah demedik, onun emanetini asla yere düşürmedik. Haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik karşısında asla boynumuzu bükmedik. Biz bugünlere milletimizle, sizlerle birlikte, milletimizin hayır duasıyla geldik. İnşallah bundan sonra da aynı coşkuyla, aynı azimle, aynı kararlılıkla milletimizle irtibatımızı daha da güçlendirerek ilkelerimizden asla taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz. Bu tespitlerimin bilhassa önümüzdeki dönem açısından son derece kritik olduğunu düşünüyorum. Zira Türkiye 16 Nisan halk oylamasında milletimizin teveccühüne mazhar olan değişiklikle yeni ve farklı bir sürece girmiştir.”
 
16 Nisan halk oylamasının, Türk demokrasisi ve siyasal sistemi açısından tarihî bir milat, bir dönüşüm noktası olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa değişikliğinin en önemli sonuçlarından birisinin de, yüzde 50+1 gibi oldukça yüksek bir oranı iktidar eşiği olarak belirlediğine dikkat çekti.
 
“16 NİSAN’DAN SONRA ARTIK HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK”
 
AK Parti olarak birçok seçimde ve halk oylamasında bu düzeyde alınmasına rağmen yeni dönemde işlerinin kolay olmadığının çok açık olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Parti teşkilatımızdaki tüm arkadaşlarımızın şu noktayı daima göz önünde bulundurulmaları gerekiyor. 16 Nisan’dan sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Yeni dönemin gerektirdiği çalışma yöntemine, söylemine ve hareket tarzına kendimizi süratle hazırlamalıyız. Türkiye’de değişimin ve yeniliğin sembolü olan AK Parti’nin kendisini durağanlığa mahkûm etmesi kesinlikle düşünülemez. Biliyorsunuz, il, ilçe kongrelerimiz başlıyor. Teşkilatlarımızın tüm kademelerini yeni dönemin gerektirdiği birikime, dinamizmle ve üretkenliğe sahip kadrolarla tahkim etmeliyiz. Metal yorgunluğu gösteren teşkilatlarımız mutlaka yenilemeliyiz. AK Parti teşkilatlarında görev almak, hizmet yarışında kulvara girmek demektir. Böyle bir yarışta geri kalmanın bedelini o kişiler değil, milletimiz ve ülkemiz öder, hiçbirimizin böyle bir hakkı yoktur. Bu bakımdan 2019 seçimleri için çok güçlü bir hazırlık yapmamız şarttır. Her seçimde bize zorluk çıkaranlar bu süreçte de boş durmayacaklardır” şeklinde konuştu.
 
“DÜŞMANI AZALTMAYA, DOSTU ARTIRMAYA GAYRET EDECEĞİZ”
 
“Bölgemizde son dönemde meydana gelen hadiselerin ülkemizle ve hareketimizle ilgisini görmemek cahillik değilse, en hafif tabirle saflıktır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “Aynı şekilde muhalefet cephesinde şimdiden tartışmaları yapılan ortak aday gösterme arayışlarını da unutmayalım. İnşallah son 15 yılda olduğu gibi 2019’da da tüm bu senaryoları, siyaset ve medya mühendisliklerini boşa çıkaracağız. Bunun için her zamankinden daha uyanık olmamız, daha çok çalışmamız gerekiyor. Kadınların ve gençlerin sahip çıkmadığı bir hareketin geleceğinin olmadığına inanıyorum. AK Parti’nin bugüne kadar elde ettiği başarılarda kadınlara ve gençlere bu kesimlerin parti bünyesindeki teşkilatlanmasına çalışmalarına verdiği önemin çok büyük payı var. Önümüzdeki dönemde sizlerden daha fazla çaba, daha gayret bekliyorum. Kapı-kapı dolaşacağız, kucaklayıcı olacağız. Ve az önce ilahi emri duydunuz, kesinlikle kimseyi karşımızdan asla üzmeyecek, korkutmayacak, tam aksine toparlayacağız. Ve biz düşmanı azaltmaya, dostu artırmaya gayret edeceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Rabbim bizi kendine, İslam’a, bu aziz millete ve tüm insanlığa hizmet etmekten alı koymasın. Bu düşüncelerle bir kez daha Ramazan-ı Şerifinizin hayırlı, bereketli olmasını diliyor, sizlere sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.” HABER-FOTO: CUMHURBAŞKANLIĞI BASIN MERKEZİ