Erdoğan: 'Dünyayı dar ederiz'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye sınırına yapılan duvarların Irak sınırına da yapılacağını, İran sınırının da uygun yerlerine yapılacağını söyledi. Ayrıntılar Kayseri haberinde...

Erdoğan: 'Dünyayı dar ederiz'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye sınırına yapılan duvarların Irak sınırına da yapılacağını, İran sınırının da uygun yerlerine yapılacağını söyledi.
Muhtarlara karşı yaptığı konuşmada sözlerini sürdüren Erdoğan, şunları kaydetti; "İstiklal Harbi’nden bugüne kadar vatan topraklarını korumak için kesintisiz bir mücadele veriyoruz. Terör örgütleri üzerinden ülkemizi bölmeye, milletimizi parçalamaya çalışanlara hamdolsun bu güne kadar aman vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz. Bu güçlü duruşun elbette bir bedeli vardır. Şehitler veriyoruz, gazilerimiz oluyor ama emin olun hiçbir şehidimizin kanını yerde, geride bıraktıklarının ahını havada koymuyoruz. Hiçbir gazimizin yaptığı fedakarlığı karşılıksız bırakmıyoruz. Sadece son 2 yılda sınırlarımız içinde ve dışında yaptığımız operasyonlarda 10 bin teröristi etkisiz hale getirdik. Buna karşılık dün Lice’de ve Şenoba’da verdiğimiz şehitlerimizle birlikte 945 şehidimiz var. Yani 1’e 10. Aynı dönemdeki operasyonlarda 8 bin 300 silah, 1 milyon 270 bin mermi, 360 ton patlayıcı madde, 18 bin el bombası ve el yapımı patlayıcı ele geçirildi. Bir orduyu baştan sona donatacak kadar büyük miktarlardaki bu silahları, mühimmatı terör örgütlerine verenlerin amacı nedir. Kimse kimseyi kandırmasın. Amacın Türkiye’yi bölmek, parçalamak, bölgemizdeki diğer ülkelerin başına gelen felaketlere maruz bırakmak olduğu gün gibi aşikardır. Terör örgütleri bu kirli hedeflerin sadece maşalığını yapıyor. Devletimiz her kademesine sızmış hainlerden temizlendikçe terörle mücadelede elde ettiğimiz başarılar artıyor. Geriye doğru dönüp baktığımızda terörle mücadelemizin niçin arzu ettiğimiz şekilde ilerlemediğini çok daha iyi görüyoruz. ‘Hırsız içeriden olunca kapı kilit tutmaz’ diye bir atasözümüz var. Hırsız içeriden. Sıkıntı oradan kaynaklanıyor. FETÖ ve PKK için gayret eden içerideki hainler ülkemize verdikleri pek çok zararın yanında terörle mücadelemizi de baltalamışlardır. Suçüstü yakalandıkları halde mahkemelerde ‘görmedim, duymadım, söyledim’ diyerek üç maymunu oynayan FETÖ’cüler kendilerini bekleyen acı sonran kurtulamayacaklar. Siz kime bu oyunu oynuyorsunuz? Sen F-16’larla, helikopterler, tanklarla, modern silahlarla bu milletimin üzerine geleceksin, hala ‘görmedim, bilmiyorum, ben yapmadım’ diyeceksin, kimi aldatıyorsun. Bütün belgeler, görüntüler ortada. Yurt dışındaki ağa babalarının da peşlerini bırakmayacak, adım adım takip ederek, hak ettikleri akıbete düçar olmalarını sağlayacağız. Milletimiz kendi gönlünde bunları zaten en ağır cezaya, ihanet cezasına mahkum etmiştir. Milletimiz adına karar veren mahkemelerin kararlarının da bu şekilde neticeleneceğinden şüphe duymuyorum. Diğer terör örgütleri için de aynı durum geçerlidir. Artık bu ülkenin ekmeğini yiyip, bu milletin imkanlarını kullanıp, gizliden gizliye ülkesine ihanet etme dönemi geride kaldı. 2015 yılındaki çukur eylemleri PKK’nın, 15 Temmuz darbe girişimi de FETÖ’nün gerçek yüzünü göstermiştir. Devlet muhtarlarıyla da el ele çalışarak Allah’ın izni ile bunları tamamen gün yüzüne çıkartacaktır. Bu örgütler yularlarını ellerinde tutan güçlerle birlikte deşifre olmuşlardır. Açık konuşuyorum, eğer kendilerine verilen dış destek olmasa, Türkiye bölücü terör örgütünü de diğer terör örgütlerini de bu yıl sonuna kadar kalmadan eylem yapamaz hale getirecek imkana, kararlılığa ve kabiliyete sahiptir. Elbette o destekler bir gün kesilecektir. İşte bu noktada Türkiye’nin güvenliğinin ve geleceğinin sadece kendi sınırları içindeki mücadele ile mümkün olmadığını hepimiz bilmeliyiz. Bu bir gerçek” diye konuştu.
 
'Kendini tarihe vermeye hazır 80 milyon kahraman hazır bekliyor'
 
Fırat Kalkanı Harekatı ve Suriye’de yapılan terörle mücadeleden bahseden Erdoğan, “Hatırlarsanız, bir dönem Suriye tarafından atılan kurşunlarla, roketlerle Kilis’te ve sınır boyundaki yerleşim yerlerimizde her gün kayıplar veriyorduk. Vatandaşlarımız yolda giderken önleri yerine gökyüzüne bakarak yürür haline gelmişlerdi. Gaziantep’te gerçekleştirilen canlı bomba saldırısının ardından, o gün 53 kardeşimiz şehit oldu, kararımızı verdik, Fırat Kalkanı Harekatını başlattık. Cerablus’tan, Er Rai’den girdik, Dabık’a indik, El Bab’a girdik ve DEAŞ’ı buralardan temizledik ve o toprakları sahipleri olan Arap kardeşlerimize verdik. Sağdan ve soldan ciddi şekilde sıkıştırılmamıza rağmen bu operasyonu hedefine ulaştırdık. Kusura bakmayın artık göbeğimizi biz kendimiz keseceğiz. Sizlerle dayanışma içinde bunu yapalım dedik olmadı. Buradan yine söylüyorum, bundan sonra da eğer topraklarımıza oralardan en ufak bir taciz, saldırı olursa biz sağa sola bakmadan gereğini yaparız, kimse bundan endişe etmesin. Şuanda 911 kilometrelik Suriye sınırının 650 kilometresini duvarlarla örmüş vaziyetteyiz. Bu 911 kilometreyi aynı şekilde öreceğiz ki, teröristlerin giriş çıkışlarını, silah aktarmalarını engelleyelim. Sadece duvar örmekle kalmıyoruz ve bu duvarları da aynı zamanda tüm araç gereçlerle donatıyoruz. İşi kolaylaştıracağız. Irak sınırında aynı şeyi yapacağız. İran sınırının da uygun olan yerlerinde bunu gerçekleştireceğiz. Bugün artık Kilis’te hiçbir vatandaş nasıl ‘başımıza roket düşer mi’ endişesini taşımıyorsa, tüm illerimizde de bu hale geleceğiz. Teröristlerden temizlediğimiz bölgelere dönen 100 binin üzerinde Suriyeli kardeşimiz de kendi topraklarında güvenli bir şekilde hayatlarını sürdürüyor. Buradan çıkartacağız ders şudur; ülkemizde huzur içinde yaşamak istiyorsak önce sınırlarımızın ötesini güvenli hale getirmek mecburiyetindeyiz. Hem kendi vatandaşlarımızın hem de bize sığınmış kardeşlerimizin geleceği için bu sorumluluğu üstlenmek mecburiyetindeyiz. Bizden sınırlarımız boyunca gözümüz göre göre bir terör devleti kurulmasına sessiz kalmamızı bekleyenler kusura bakmasınlar. Bizi hiç tanımamışlar demektir. Geçmişte kurumlarımıza sızmış ihanet çetesi mensupları vasıtasıyla belki bu tür operasyonlar yapabiliyorlardı ama artık o günler geride kaldı. 15 Temmuz ihanet girişimi, daha önce sezdiğimiz, tahmin ettiğimiz, ufak tefek emarelerini gördüğümüz pek çok gerçeği gün ışığına çıkarttı. Karşı karşıya geldiğimizde yüzümüze gülenlerin arkamızdan neler çevirdiğinin farkındayız. Elbette bizim önceliğimiz meselelerimizi siyaset yoluyla, diplomasi yoluyla, görüşmeler yoluyla çözüme kavuşturmaktır. Ama bunların işe yaramadığı yerde ülkemizin ve milletimizin bekasını korumak için kanımızın son damlasına kadar mücadele etmesini de çok iyi biliriz. Şairin dediği gibi ‘bu vatan toprağın kara bağrında sıra dağlar gibi duranlarındır, bir tarih boyunca onun uğrunda kendini tarihe verenlerdir.’ İşte 15 Temmuz’da gördük ki, kendini tarihe vermeye hazır 80 milyon kahraman hazır bekliyor. Bizim bu topraklardan başka vatanımız yok. Ülkemizi korumak için nereye kadar gitmemiz gerekiyorsa oraya kadar gideceğimizden kimsenin şüphesi olabilir. Bir gece ansızın gelebiliriz demiştim. Ne zaman, nerede bunu açıklayacak değiliz. Bizim endişemiz ve kavgamız sadece kendimiz için de değildir. Biz ülkemizdeki ve bölgemizdeki kardeşlerimizle birlikte tüm dünyanın huzuru, güvenliği, iyiliği için çalışıyoruz. Özellikle terörle mücadele konusundaki hassasiyetimizin, çağrılarımızın gerisinde bu anlayış vardır” şeklinde konuştu.
 
'Batı ülkeleri teröristlere, terör örgütlerine karşı sergiledikleri bu çifte standardı terk etmeden huzura ve güvene kavuşamayacaklardır'
 
'Türkiye’nin sözüne kulak verilmedikçe dünyanın her köşesinde terör eylemlerinin cüreti ve sıklığı artıyor” açıklamasında bulunan Erdoğan, son dönemde Afganistan’dan Fransa’ya, Pakistan’dan İsveç’e, Irak’tan Belçika’ya, Suriye’den İngiltere’ye, Filipinler’den Almanya’ya kadar pek çok ülkede kanlı terör saldırıları olduğunu hatırlattı. Erdoğan, “Bu terörü Türkiye’nin sorunu olarak görenler için çok fotoğraftır bu olaylar. Türkiye 5 bin terör şüphelisini sınır dışı ederken, bunlar terör şüphelisi, bunları sınır dışı ediyoruz, haber de veriyoruz. 53 binine ülkeye giriş yasağı koyarken, maalesef bugün eylemlerle sarsılan Avrupa ülkelerinden ciddi bir istihbarat desteği alamamıştır. Tam tersine bu ülkeler Türkiye’nin terör örgütü üyesi olarak bildirdiği isimleri korumuş, kollamış, hatta iltica başvurularını kabul etme yoluna gitmiştir. Almanya bunlardan bir tanesidir. Bu kadar açık konuşuyorum. Şuanda birçok NATO görev yapan subayları dahi bazı NATO’daki müttefiklerimiz iltica taleplerini kabul etmişlerdir. Geçtiğimiz günlerde Amerika’da ırkçı bir terörist sadece Müslüman oldukları için 2 kadına saldırmışlardır, aynı terörist onları korumaya çalışan 2 kişiyi de bıçaklayarak öldürmüştür. Amerika bu olayın vahametini terörist olarak suçlamıyor, bunu nefret suçu diyerek azaltmaya çalışsa da bu bir terör saldırısıdır. Ekonomik olarak dünyada çok büyük bir ülke olabilirsin ama hak ve adaletler konusuna gelince kusura bakmayın. Amerika’da bugüne kadar alışılmış bir gelenek vardır. Hemen hemen her Ramazan’da Dışişleri Bakanları oradaki Müslümanlara iftar verirler. Bu Ramazan’da Amerika Dışişleri Bakanlığı bu iftarı iptal etti. Hani ayrımcılık yoktu, hani siz inanç özgürlüğüne karşı değildiniz, bu yaptığınız nedir. Bizim de bakışımız ister istemez değişiyor. Biz uygulamaya bakarız lafa değil. Mısır’da sadece dinlerinden dolayı Hristiyanlara saldıranlar nasıl teröristse Amerika’da sadece dinlerinden dolayı o kadınlara saldıran, onları savunmaya çalışanları da öldüren kişi veya kişiler de teröristtir. Batı ülkeleri teröristlere, terör örgütlerine karşı sergiledikleri bu çifte standardı terk etmeden huzura ve güvene kavuşamayacaklardır. Türkiye teröristlerle ilgili talepte bulunduğunda ‘bizde yargı bağımsızdır’ diyerek işin içinden sıyrılmaya çalışanlar benzer istekleri bize yönettiklerinde aynı ilkeyi asla gözetmiyorlar. ‘Bizim vatandaşımız sizde cezaevinde, onu bize verin.’ Tamam da önce siz cezaevinde olmayan teröristbaşını bize bir verin bakalım. Ona 400 dönüm arazi tahsis edeceksiniz, oradan 170 ülkeyi idare edecek, böyle bir terörist, 80 koli dosya göndereceğiz, buna rağmen hala ‘öyle mi böyle mi’ deyip zaman kazanmaya çalışacaksınız. Bu aramızdaki itimadı sarsar, nitekim de sarsıyor. Biz bedel ödüyoruz. 249 şehidimiz var 15 Temmuz gecesi, 2 bin 193 gazimiz var. Siz bize bunları unutturamazsınız. Kusura bakmayın, bundan sonra her şey karşılıklı. Sizin yargınız mı var, bizim de yargımız var. Terörle ilgili hususlar yargıdan önce siyasetin konusudur. Bir devlet politikasıdır. Buradan tüm dünyaya çağrıda bulunuyorum. Şu mübarek Ramazan gecesinde, iftar saatinde, terör örgütleri ile ilgili siyasetinizi, tavrınızı, tutumunuzu gözden geçiriniz. İşinize gelen eylemleri yapan terör örgütlerine arka çıkan, silah ve para başta olmak üzere her türlü desteği verirseniz namlunun ucu size döndüğünde sesinizi duyacak kimse bulamazsınız. Bunu da böyle bilin. Biz teröre çok kurban vermiş, terör yüzünden maddi ve manevi acılar çekmiş bir ülke olarak tüm dünyaya çok geç olmadan bu konuda ortak anlayış birliğine varılmasını teklif ediyoruz. Bu çağrımızda samimiyiz. Üzerimize düşenleri yapmaya hazırız” ifadelerini kullandı.
 
'1,2 milyon yeni istihdam oluşturduk'
 
Türkiye’nin gücünün karşılaştığı tüm zorluklara, sıkıntılara, saldırılara, engellemelere rağmen kendi yolunda yürüyebilme iradesine ve imkanına sahip olmasından kaynaklandığının altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Biz hem terörle mücadele ederiz hem insani kalkınma yardımlarında milli gelirimize oranla ilk sırada yer alacak bir gayret ortaya koyarız. Biz şunu biliyoruz, veren el alan elden hayırlıdır. Biz hem bölgemizdeki krizlerle uğraşırız hem küresel düzeyde yatırımları hayata geçiririz. Biz hem ekonomide maruz kaldığımız haksız engellemelerin üstesinden geliriz hem de büyümemizi devam ettiririz. İşte Nisan ve Mayıs ayı ihracat rakamları açıklandı. Nisan’da ihracatımız bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17 artış gösterdi. Mayıs ayı geçici rakamları da bu ayda ihracatın yüzde 16 arttığına işaret ediyor. Elhamdülillah. Yılın ilk 5 ayındaki ihracat artışı yüzde 10 seviyesindedir. Mayıs itibariyle de 12 aylık ihracatımız da 147 milyar doları buldu. İşadamlarımızla dünyayı karış karış gezerek yeni kapılar açmak için gösterdiğimiz çabaların meyvelerini yavaş yavaş topladığımızı görüyoruz. Şuanda Rusya'da yaptırımlarını Sayın Putin’in attığı imza ile kaldırmış durumda. İnşallah Rusya’ya yönelik ihracatımız da hareketlenecektir. İstihdamın da sıkıntılı dönemini geride bıraktık. Başlattığımız istihdam seferberliği ile yılbaşından bu yana 1,2 milyon yeni istihdam oluşturduk. Yakın bir zamanda işsizliği yeniden tek haneli rakamlara düşüreceğiz.”
Yeni dönem ve 2023 hedefleri ile 2035 hedeflerini anlatan Erdoğan, demokraside ve ekonomide yeni atılım döneminin neticeye ulaştırılacağının altını çizdi. Yeni dönemde muhtarlarla yakın bir işbirliği içinde olunacağını söyleyen Erdoğan, muhtarların kapatılacağı yönündeki iddialara ilişkin, “Muhtarlıklar kapandı mı? Böyle şeddeli yaman olur mu? Nasıl bu yalanı uyduruyorsun. Siyaset dürüstlük üzerine kuruludur, yalan üzerine değil. Yalana müracaat edenlere benim muhtarlarım haddini bildirmelidir. Muhtarlarımız yeni Türkiye’nin inşasında bizim en büyük yardımcılarımız olacaktır” dedi.