Erdoğan: 'Milletin meselesi istiklal ve istikbaldir'

Milletin meselesinin istiklal ve istikbal olduğunu çok iyi anladıklarını ve mücadeleyi kesintisiz bir şekilde ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz'un bu mücadelenin zirvesi ve sembolü olduğunu vurguladı.

Erdoğan: 'Milletin meselesi istiklal ve istikbaldir'

Tanıtım toplantısı yapılan ‘15 Temmuz 2016 Millî İradenin Zaferi’ adlı kitabın millî iradenin zaferi olan 15 Temmuz’un kahramanlarını bilimsel bir çalışmayla analiz ederek, önemli bir hizmeti yerine getirdiğine inandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Şehitlerimizi bir kez daha rahmetle yâd ediyorum. Gazilerimize sıhhat, afiyet diliyorum. 81 vilayetimizdeki, yurt dışındaki tüm vatandaşlarımı Pazar gecesine kadar sürecek, yani 16 Temmuz gece 24.00’e kadar sürecek tüm etkinliklerde kalpten gelen bir şevkle katılmaya çağırıyorum.”
 
MEYDANLARIN DİLİ SERGİSİ
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk olarak, AK Parti Genel Merkezi'nde "Meydanların Dili Sergisi"nin açılışını gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım, parti genel merkezinin giriş katında hazırlanan alanda, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlatılan demokrasi nöbetlerine, oyuncak kamyonuna bağladığı Türk bayrağıyla katılan 5 yaşındaki Utku Enes Mandıralı tarafından karşılandı.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra sergi kapsamında oluşturulan 15 Temmuz Sanal Müzesi’nde, sanal gerçeklik gözlüğü takarak, darbe girişiminin yaşandığı geceyi yansıtan görüntüleri izledi. Sergiyi gezen Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Çevre, Şehir ve Kültürden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan'dan sergiye ilişkin bilgi aldı.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi yazdığı “Beşer planında halkın gücü üstünde bir güç tanımıyorum. Türk milletinin bir ferdi olmaktan iftihar ediyorum. Ne mutlu bizlere Rabbim bu millete hizmet etme fırsatını verdi” notunu sergi salonuna koydu.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan açılışın ardından, AK Parti Sosyal Politikalar Başkanlığınca hazırlanan, 15 Temmuz Millî İrade Zaferi'nin Analizi Kitabı’nın tanıtım toplantısında konuştu.
 
“15 TEMMUZ MİLLÎ İRADE ZAFERİNİN ANALİZİ KİTABI OLDUKÇA KAPSAMLI BİR ÇALIŞMA”
 
Tüm varlıklarını ortaya koyarak, 15 Temmuz millî irade zaferinin kazanılmasını sağlayan şehitlere ve gazilere ithaf edilen bu eserin, bu alanda yapılacak benzer çalışmalar için örnek oluşturacağına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Araştırma sonuçları yanında, ülkemizdeki darbelerin tarihçesinden, 15 Temmuz’un saat saat seyrine, şehitlerimizin isim, resim ve kısa bilgilerine kadar oldukça kapsamlı bir çalışma yapıldığını görüyorum. Şehit yakınlarımız ve gazilerimizle yüz yüze görüşülerek hazırlanan bu kitap, 15 Temmuz zaferini kimlerin, hangi saiklerle kazandığını ortaya koyması bakımından, gerçekten çok önemlidir” dedi.
 
“Ülkemizi böyle bir felaketin eşiğine getirenleri, Rabbimin, Kahhar sıfatıyla kahretmesini niyaz ediyorum” diye sözlerine devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, bu musibetin de üstesinden gelecektir. Bugünkü Türkiye’yi, nasıl ecdadımızın tarihe altın harflerle yazılan kahramanlıklarına borçluysak, 15 Temmuz’un da gelecek nesiller için işte böyle bir anlam ifade edeceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.
 
“İSTANBUL VE ANKARA’DAKİ 15 TEMMUZ ANITLARININ AÇILIŞINA TÜM MİLLETİMİZİ DAVET EDİYORUZ”
 
Bu amaçla, İstanbul ve Ankara’da, darbe direnişinin sembolleri hâline gelen mekânlarda anıtlar inşa edildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul’da 15 Temmuz Şehitler Köprüsünün Anadolu yakasında, Ankara’da ise Cumhurbaşkanlığı Külliyesinin hemen önünde yapılan anıtların açılışlarını, inşallah darbe girişiminin yıl dönümü gecesi gerçekleştireceğiz. Tabii ayrıca, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yine önünde böyle bir anıtı yapıp onu da inşa edeceğiz. Bir diğerini de, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Marmaris’te inşa edecek. 15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan gece yapacağımız bu açılışlara tüm milletimizi davet ediyoruz. İlk açılış törenini inşallah 23.15’te 15 Temmuz Şehitler Köprüsünün Anadolu Yakası çıkışındaki dev alanda gerçekleştireceğiz. İkincisini ise, inşallah onu da 16 Temmuz sabah namazını müteakiben bu defa Külliyenin karşısında inşa edilen oradaki anıtın olduğu bölgede yapacağız” şeklinde konuştu.
 
“15 TEMMUZ’UN ANLAMINI KAVRAYAMAMIŞ OLAN GAFİLLER VAR”
 
Darbe girişiminin ardından 15 Temmuz’u, “Demokrasi ve Millî Birlik Günü” olarak ilan ederek, millî anma günlerin arasına aldıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Malazgirt Zaferi gibi, İstanbul’un fethi, Çanakkale Zaferi, 30 Ağustos Zaferi gibi, Selçuklunun, Osmanlının ve Cumhuriyetimizin kuruluşu gibi, 15 Temmuz da, millî tarihimizin sembollerinden biri olmuştur. Maalesef, aradan geçen bir yıla rağmen, hâlâ 15 Temmuz’un anlamını kavrayamamış olan gafiller bulunduğunu görüyoruz. Bu gafillerin başında da ana muhalefet partisinin tepesindeki zat geliyor. Ankara’dan İstanbul’a kadar yürüyen bu kişi, derdinin ne olduğunu, Maltepe Meydanında yaptığı miting konuşmasında açık ve net ifşa etti. Kendisi, yaptığı eyleme ‘adalet yürüyüşü’ adını vermişti. Olsa olsa sözde adalet yürüyüşü olabilir. Ama talepleriyle bu kavramı ne kadar yanlış anladığını göstermiş oldu” dedi.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanının sözlerini duyunca, aklına Mevlana Hazretlerinin adalet tanımının geldiğini belirterek, Mevlana Hazretlerinin ağaca su vermeyi adalet, dikene su vermeyi zulüm olarak tanımladığını, bunların ağaca su değil dikene su verdiklerini söyledi.
 
“MİLLETİMİZE, TÜRKİYE'DE TEK BİR TERÖRİST KALMAYANA KADAR MÜCADELE EDECEĞİMİZİN SÖZÜNÜ VERDİK”
 
Darbecileri ve teröristleri savunan CHP Genel Başkanının “bizden dikenlere su vermemizi talep ediyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz asla böyle bir zulüm yoluna başvuramayız. Hasta dediler, durumu çok kötü dediler ve cezaevinden çıkmasını istedikleri Mardin Belediye Başkanı, baktık ki bayağı yürüyebiliyor, hani hastaydı bu ya, nasıl hasta bunlar? Arkasında PKK terör örgütünün olduğu bu kişilerle beraber nasıl oluyor da omuz omuza yürüyebiliyorsunuz? Onlar FETÖ’cülerin avukatlığına soyunabilir, onlar PKK’lıları, YPG’lileri destekleyebilir. Onlar FETÖ’cülerin avukatlığına soyunabilir. Onlar PKK’lıları, YPG’lileri destekleyebilir. Onlar DHKP-C’lilerle, marjinal sol örgütlerle kol kola girebilir. Onlar ülkesine ve milletine ihanet etmiş herkesi kucaklayabilir. Ama biz bunların hiçbirini yapmadık, yapmayacağız. Çünkü bizim milletimize sözümüz var. Biz milletimize, Türkiye’de tek bir terörist kalmayana kadar mücadele edeceğimizin sözünü verdik” ifadelerini kullandı.
 
“ANA MUHALEFET LİDERİ 15 TEMMUZ’DA KAÇIP BELEDİYE BAŞKANININ EVİNE SAKLANDI”
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, teröristleri destekleyen herkesi yaptığına pişman edeceklerine ahdettiklerini sözlerine ekleyerek, “Şayet ana muhalefetin başındaki zat 15 Temmuz günü İstanbul’da köşe-bucak saklanmak yerine darbecilerin karşısına dikilmiş olsaydı, belki bu yürüyüşe başka türlü bakabilirdik. Bir radyo programına çıkıp ‘bir darbe girişiminde bulunacağı zaman tankların karşısına ilk defa ben çıkarım’ diyen bu değil mi? 15 Temmuz gecesi havalimanına inip hemen oradaki kendi arkadaşlarıyla havalimanındaki tankların oradan çekilmesini isteyip, tanklar oradan çekildikten sonra Bakırköy Belediye Başkanının evine kaçıp giden o değil mi?” dedi.
 
Türkiye’de 18 bin kilometrenin üzerinde bölünmüş yol inşa ettiklerini, bunların üç haftalık yürüyüşü kadar gürültü çıkarmadıklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya’nın Hamburg kentinde düzenlenen G20 zirvesinde göstericilerin Hamburg’u yakıp, yıktıklarını anımsattı.
 
“AK PARTİ İKTİDARI TÜRKİYE’DE ÖZGÜRLÜKLERİN GARANTİSİDİR”
 
CHP Genel Başkanının ve beraberindekilerinin 25 gün boyunca hükûmetin aldığı güvenlik önlemleriyle birlikte Ankara’dan İstanbul’a yürüdüklerine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “25 gün yürüdüler, hükûmetimiz bu yürüyüşte bunların kılına zarar gelmesin diye tüm tedbirleri aldı öyle mi ve bu güvenlik altına Ankara’dan İstanbul’a yürüdüler. Ama hâlâ bakıyorsunuz utanmadan, sıkılmadan Batıda gidip farklı farklı şeyler anlatabiliyorlar. Demokrasi diyorlar; demokrasinin güvencesi Türkiye’de AK Parti iktidarıdır, diğerleri hikâyedir. Özgürlüklerin garantisi Türkiye’de AK Parti iktidarıdır. Özgürlük anlayışı bizde var. Türkiye’de şu anda böyle bir sıkıntı var mı? Başı örtülü-başı açık, böyle bir dert var mı? Devlette de, eğitim kurumlarında da herkes istediği gibi okuyabiliyor; özgürlük bu. Ama bunlar hiçbir zaman özgürlüğün tanımını yapamadılar, özgürlük nedir bunu anlamadılar ki. Ama biz bütün kavgamızı özgürlük için verdik, çok çektik, çok bedeller ödedik, ama sonunda başardık” diye konuştu.
 
“SOKAĞA ÇIKAMAZ HÂLE GELİRSİN”
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sokaksa sokak diyerek kendi aklınca milleti ve devleti tehdit eden bu kişi, böyle bir yanlışlığa sapması hâlinde asıl kendisinin sokağa çıkamaz hâle geleceğini iyi bilmelidir, açık konuşuyorum. Ha, böyle bir yola mı tevessül edeceksin, sokağa çıkamaz hâle sen gelirsin. Korkaklardan, ödleklerden bir şey olmaz, bu böyle bilinmelidir” şeklinde konuştu.
 
Sokakta aranan adaletin adının intikam olduğunu ve onun sonunun da vandallık olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, adaletin aranacağı meşru zeminlerin belli olduğunu söyledi.
 
Meclis’i çalıştırmamak için her yola başvuranların şimdi çıkmış ‘Meclis devre dışı bırakıldı’ diye ağlaştıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Anayasa Mahkemesinden kürsü hâkimlerine, savcılara kadar hukuk sisteminin tüm mensuplarına hakaret edenler, ‘adalet’ diye yeri göğü inletiyorlar. Adalete giden tüm yolları tıkamayı maharet sananlar, siz değil misiniz?” dedi.
 
“BU PARTİNİN, 28 ŞUBAT DÖNEMİNDE CUNTACILARLA NASIL KOL KOLA YÜRÜDÜĞÜNÜ UNUTMADIK”
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hâkim-savcıların tamamını kendi partisine mensup kişilerden almakla övünen Adalet Bakanlarının partisi, siz değil misiniz? Geçmişte onları da biliyoruz, galiba öldü bu aralar. Öyle diyordu, ha ben onları almayacağım mı MHP’lileri mi dolduracağım adalete diyen kişi sizin partinizden değil miydi ya? Bunlar milleti de kendileri gibi balık hafızalı zannediyorlar. Ne biz, ne de milletimiz bu partinin tek parti dönemindeki zulümlerini unutmadık. Biz Menderes’i ve iki arkadaşını, evet, ipe götürenleri unutmadık. Bu partinin, 27 Mayıs’ta rahmetli Menderes’i, tıpkı bugün de yapmaya çalıştıkları gibi, ahlaksız iftiralarla darağacına gönderdiğini unutmadık. Bu partinin, 28 Şubat döneminde cuntacılarla nasıl kol kola yürüdüğünü unutmadık. Parlamentonun kahir ekseriyetine sahip olduğumuz bir dönemde, Beyefendiden önceki Genel Başkanlarının partimizin kapatılma talebiyle Anayasa Mahkemesinde olduğu dönemde, Ankara’da da yargıçlar varmış meğer dediklerini unutmadık. Nasıl demokrasi bu ya? Kahir ekseriyetle Parlamentoda olan bir AK Parti’nin kapatılması için başvurmadıkları yol, yöntem kalmadı. Bu partinin siyasi tarihimizin en büyük cinayeti olan 367 garabetinin, evet, bunlar tarafından nasıl savunulduğunu, bunun mimarı olduklarını da unutmadık” şeklinde konuştu.
 
“TERÖRİSTLER İÇİN 450 KİLOMETRE YOL YÜRÜYENLER, ACABA ŞEHİTLERİMİZE BİR FATİHA OKUMUŞLAR MI?”
 
“Siz kim, adalet kim?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti: “O kavram ve onun için verdiğiniz örneklerin hiçbiri, bırakın samimiyetinizi yansıtmayı, ağzınıza dahi yakışmıyor. Bunlar; haklarını korumak için yollara düştükleri FETÖ’cülerin şehit ettiği 250 masum için, kol kola yürüdükleri bölücü örgütün sadece son 2 yılda şehit ettiği 2 bine yakın güvenlik görevlimiz için, mensuplarıyla kucak kucağa olduğu bir başka terör örgütünün şehit ettiği Cumhuriyet Savcımız Mehmet Selim Kiraz için, ülkesine hizmet için ter dökerken makamında şehit edilen kaymakamımız Muhammet Fatih Safitürk için, hayatının baharında kurşunlanan öğretmeniz Şenay Aybüke Yalçın için ve diğer şehitlerimiz için acaba tek damla gözyaşı dökmüşler midir? Teröristler için 450 kilometre yol yürüyenler, acaba onların şehit ettiği masumlar ve güvenlik görevlilerimiz için 4,5 dakikalarını ayırıp bir Fatiha veya bir Yasin okumuşlar mı?”
 
“YAPTIKLARI YÜRÜYÜŞÜ YÜZLERİ KIZARMADAN 15 TEMMUZ KIYAMIYLA MUKAYESE EDİYORLAR”
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bir de çıkmışlar, utamadan, arlanmadan, yüzleri kızarmadan yaptıkları yürüyüşleri 15 Temmuz kıyamıyla mukayese etmeye kalkıyorlar; yazıklar olsun size. Ya siz 7 Ağustos o birlik, o beraberlik, o kardeşlik buluşması için sana davet gönderdiğimde son ana kadar gelmeyeceğini bildirdin, son an Cuma günü birçok dayatmalarla artık gelmek zorunda kaldın, oraya geldin. Ve ondan sonra da yine 7 Ağustos buluşmasıyla alakalı olumsuz açıklamalarda bulundun, çünkü oradaki o hava, o güzellik senin karakterine uymuyordu, farklı bir şeydi o. Ve şu anda yaptığın buluşmaların bununla bir defa mukayesesi kabil değil. Şimdi ben diyorum ki, 15 Temmuz süreciyle alakalı biliyorsunuz ayın 11’inden itibaren süreç başladı, şimdi Türkiye’de tüm vilayetlerde artık kabir ziyaretlerinden tutunuz, bunun yanında sadece bizim 15 Temmuz şehitleri değil, bunun dışındaki şehitlerimizin de kabir ziyaretleri bu arada ne oluyor, bu da yapılıyor, hepsi yapılıyor, çünkü bizim için Çanakkale şehitleri neyse 15 Temmuz şehitleri de odur.”
 
80 milyon Türk halkının ve tüm dünyanın gördüğü darbeyi, bir tek CHP Genel Başkanı ve avanesinin fark edememiş olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “Onun için, kaç tane 15 Temmuz oldu diye aramaya çıkmışlar. Türkiye’de bir tane 15 Temmuz oldu, o da milletin 15 Temmuz’udur. ‘Olağanüstü hâl kalksın, hapishaneler boşaltılsın, mahkemeler dağıtılsın’ diyenler, milletin 15 Temmuz’un da yer almayan, o gece olup bitenlerden haberi de olmayanlardır. CHP Genel Başkanının yaptıkları da, söyledikleri de… Şahsımı ve temsil ettiğim Cumhurbaşkanlığı kurumunu bir kenara bırakarak söylüyorum; Şehitlerimize ve geride bıraktıkları emanetlerine saygısızlıktır, gazilerimize saygısızlıktır, 15 Temmuz’da canı pahasına sokaklara, meydanlara çıkan milyonlara saygısızlıktır, Gazi Meclis’imize saygısızlıktır, yargıya saygısızlıktır, hükûmete saygısızlıktır.”
 
“ÜLKEMİZE SALDIRAN HERKES CHP’NİN YANINDA YER ALIYORSA, DURUP BİR DÜŞÜNMEK GEREKMEZ Mİ?”
 
“CHP Genel Başkanının yaptıklarından ve söylediklerinden mutlu olanlar kimlerdir, biliyor musunuz?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “FETÖ’cülerdir, PKK’lılardır. Zaten Kandil’den öyle demiyor mu? Memnuniyetlerini bildiriyor, desteklerini bildiriyor. Ben buradan CHP’ye gönül veren kardeşlerime de sesleniyorum, Kandil’den bu yürüyüşü alkışlayanlarla beraber misiniz, sizlere sesleniyorum? Ve bu kadar açık, net kalkıp da bunu oradan alkışlayanlarla, kişi sevdikleriyle beraberdir hükmü gereğince hatırlatıyorum. Bu örgütleri üzerimize salan ve Türkiye’ye zarar vermek için fırsat kollayan tüm güçlerdir. Ülkemize saldıran herkes CHP’nin yanında yer alıyorsa, durup bir düşünmek gerekmez mi? Öyle ya, adama siz kimin ekmeğini yiyerek kime kılıç sallıyorsunuz diye sormazlar mı?” ifadelerine yer verdi.
 
Mahkemelerin, darbecilerin, teröristlere, onları destekleyenlere hukuk içinde cezalarını verene kadar bu davarların süreceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Milleti’ne silah doğrultan ve ihanet eden herkesin hak ettiği dersi alacağını söyledi.
 
“TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİ, DARBECİLERİN TASALLUTUNDAN KURTARDIK”
 
Türk Silahlı Kuvvetlerini, 15 Temmuz sonrası hayata geçirdikleri reformlarla, darbecilerin tasallutundan kurtararak, tamamen Türkiye’nin güvenliğini ve çıkarlarını korumaya yönelik bir yapıya kavuşturduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Savunma sanayinde yaptığımız atılımlarla, kara, deniz, hava tüm unsurlarıyla Türk Silahlı Kuvvetlerimizi silah, donanım ve teknolojik altyapı bakımından dışa bağımlı olmaktan hızla uzaklaştırıyoruz. Biliyoruz ki, karın ağrılarının asıl sebepleri bunlar. Türkiye’ye bir daha 27 Mayıs’ları, 12 Eylül’leri yaşatamayacaklarının sancısını çekiyorlar. Türkiye’de bir daha 28 Şubat zulmünü uygulamayacak, bütün bunlarla beraber acaba bunu bir daha yapacak mıyız sıkıntısıyla kıvranıyorlar. Türkiye’de bir daha 15 Temmuz’lara meydan verilmeyeceğini görmenin rahatsızlığı içindeler, çünkü bu millet artık yutmuyor. Görüyorlar ki bu millet artık tankın önünde durduğuna göre, F16’ların karşısında durduğuna göre, helikopterlerin karşısında durduğuna göre, bu millet kolay kolay aşılmaz” dedi.
 
“Bunlar piyon, Asıl ipleri ellerinde tutanların niyetlerine bakmak lazım” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Büyük Türkiye’nin, güçlü Türkiye’nin, müreffeh Türkiye’nin ayak seslerini duymanın umutsuzluğuyla gördükleri her gölgeye sarılıyorlar. Ama nafile. Biz şu anda ekranları başında bizi izleyen milletimizle ahitleştik, sözleştik, ahdimizi de her fırsatta ilan ettiğimiz dört kavramla ortaya koyduk. Tek millet diyoruz, tek bayrak diyoruz, tek vatan diyoruz, tek devlet diyoruz. Ya bu Kılıçdaroğlu bunu bile anlamadı be. Bunlar gidiyorlar işte o malum paçavralarla, malum işte Kandil’de, şuradakilerle-buradakilerle el-ele kol-kola dolaşıyorlar. Talimat veriyorlar. Bıraksınlar. Kimler? Hans, George, onları gönderiyorlar bize. İşte içeriye girenler çıkarılsın. Size biz bir şey söylediğimiz zaman yargı var diyorsunuz, ya sizin yargınız var da bizim yargımız yok mu? Bizim de yargımız var, bu kararı yargımız verir, kusura bakmayın. Her kim ki bunların dışında bir niyetle karşımıza çıkmak istiyorsa buyursun gelsin. Biz 15 Temmuz gecesinde olduğu gibi yüreğimizdeki imanımızla, minarelerimizden okunan ezanımızla, elimizdeki bayrağımızla, dillerimizdeki tekbirlerimizle erkeği-kadını, genci-yaşlısı Türk milleti olarak hep birlikte mücadeleye hazırız. Alparslan’ların, Süleyman Şah’ların, Osman Bey’lerin, Fatih’lerin, Yavuz’ların, Sultan Abdülhamit’lerin, Mustafa Kemal’lerin torunları sizleri bekliyor olacak, bunu böyle bilin ”
 
“BİZ BU TOPRAKLARI KANIMIZLA SULAYARAK KENDİMİZE VATAN YAPTIK”
 
“Ülkemizin üzerinde bitip tükenmez oyunlar oynayanlara ve onlara gönüllü figüranlık yapanlara soruyorum, peki, siz böyle bir mücadeleye hazır mısınız?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “FETÖ’cülerin cezaevlerinde son bulan acı akıbetlerine ortak olmaya hazır mısınız? PKK’lıların dağ başlarında nihayet bulan kaderlerini paylaşmaya hazır mısınız? DEAŞ’lıların Cerablus’ta, Rai’de, Dabık’ta, El Bab’ta yok olup giden sonlarını tatmaya hazır mısınız? Biz bu toprakları kanımızla sulayarak kendimize vatan yaptık. Binlerce yıldır, devletimizde sembolleştirdiğimiz özgürlüğümüzü canımız pahasına koruyarak bugünlere geldik. Aynı şekilde devam etmekte de kararlıyız. Vatanımızı parçalamak, milletimizi esir etmek isteyenlere, bu bedelleri ödetmeden; ülkemizin tek bir karış toprağına ayak bastırırsak, tek bir yudum suyunu içirirsek, tek bir nefes havasını solutursak, anamızdan emdiğimiz süt bize haram olsun. Şehitlerimize mahcup olmaktansa kara toprağın bağrına girmeyi tercih ederiz. Hani Gezi olayları sırasında ‘Mesele Gezi Parkı değil arkadaş, sen hâlâ anlamadın mı?’ diyorlardı. Elbette biz onların ne istediğini çok iyi anlamıştık, onun için taviz vermedik. Şimdi biz de, ‘Mesele Suriye, Irak, Libya, Katar, FETÖ, PKK değil arkadaş, sen hâlâ anlamadın mı?’ diyoruz. Meselenin Türkiye olduğunu anlamayıp, elinde pankartla Ankara’dan İstanbul’a yürüyenlere Allah akıl, fikir, ihsan etsin diyoruz” diye konuştu. HABER-FOTO: CUMHURBAŞKANLIĞI BASIN MERKEZİ