Erdoğan: Referandum, Irak'ın Toprak Bütünlüğüne İhanettir

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinden kanaat önderlerini kabul eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Irak'taki gayrimeşru referandum hakkında, 'Türkiye'nin Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin referandum kararına karşı koyduğu tepkinin ne Kürtlerle ne Kürtlükle bir ilgisi yoktur' dedi.

Erdoğan: Referandum, Irak'ın Toprak Bütünlüğüne İhanettir

Kanaat önderleriyle istişare etmek ve hasret gidermek amacıyla bir araya geldiklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugüne kadar ülkemizin hemen hemen tüm kritik karar süreçlerinde sizlerle zaman zaman bir araya geldik. Birlikte tespit ettiğimiz hedefler doğrultusunda sizlerin de katkılarını, desteklerini alarak yolumuza devam ettik” diye konuştu.
Türkiye’nin de içinde bulunduğu kadim coğrafyanın sancılı, çalkantılı ve meşakkatli bir dönemden geçtiğine dikkat çekerek, “Kartların yeniden karıldığı, haritaların yeniden masaya konulduğu bir sürecin içindeyiz” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yüzyılda olduğu gibi bu dönemin parolasının da ‘böl-parçala-yönet, hatta yut’ şeklinde olduğunu dile getirdi. Küresel sömürge odaklarının yıllardır elde ettikleri veya el attıkları her yerde başarıyla uyguladıkları bu taktiğin, bir kez daha bölgede tedavüle sokulduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’nin kuzeyinde, hemen yanı başımızda tüm ikazlarımıza ve itirazlarımıza rağmen oluşturmaya çalışılan terör kantonları, bu karanlık projenin bir parçasıdır. Yine Yemen’den Libya’ya kadar birçok yerde aynı plan farklı istismar araçları üzerinden hayata geçirilmek isteniyor” uyarısında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Bakınız, bundan bir asır önce dönemin sömürgecileri Osmanlı Devletini kolay yutulan parça hâline getirmek için ulusçuluk kartını açmışladır. Günümüzde de aynı aktörler tüm bölgeyi etnik ve mezhep taassubu üzerinden şu anda dizayn etmeye çalışıyorlar. Figüranlar değişmekte, babaların yerini oğullar, zalimlerin yerini başka zalimler almakla beraber senaryo aynı senaryo; o değişmiyor. Her zaman yaptıkları gibi bu gün de birilerinin kulağına hoşlarına gidecek teklifler fısıldanıyor; ama dışarıya başka başka şeyler söyleniyor. Fakat bu sözler hiçbir zaman tutulmamış, hayaller hiçbir zaman gerçeğe dönüşmemiştir. Uğruna ihanetlerin sergilendiği hevesler kursaklarda kalırken, ortaya çıkan parçalanmışlık sınırları çizenler dışında hiç kimseye kazanç sağlamamıştır. Aradan geçen onca süreye rağmen komşular arasındaki güvensizlikler, çekişmeler, iç savaşlar, sefalet ve daha nice sorunlar bölgenin yakasını bırakmamıştır. Bölgemizde bir türlü kapanmayan yaraların esas sebebi işte budur.”
Tarihin bir ibret vesikası olduğu kadar, aynı zamanda istikbalin de pusulası olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihin ibret almayanlar için tekerrür ettiğini söyledi ve “Bunun için biz tüm imkânlarımızla geçmişteki hataların tekrarlanması için gayret göstermemiz gerekiyor” dedi. Bölgeye yönelik kanlı senaryonun önündeki en büyük engelin Türkiye olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu oyunun başarılı olabilmesinin, ancak Türkiye’nin zayıflamasına, tökezlemesine ve düşmesine bağlı olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Güçlü Türkiye, bölgesel huzur ve istikrarın güvencesi demektir. Dış politikada etkin Türkiye, kurulan tezgâhı, sahiplerinin başına geçiren ülke demektir. Ekonomik bakımdan kendi ayakları üzerinde duran Türkiye, aynı zamanda tüm kardeş ve dostlarının da aydınlık geleceğinde müjdecisi demektir. Bunun için ülkemiz içeriden ve dışarıdan kuşatılmaya çalışılıyor. Gezi olayları, 17-25 Aralık yargı, emniyet darbesi, bölücü örgütün çukur eylemleri ve son olarak 15 Temmuz hain kalkışması, Türkiye’nin önünü kesme planının farklı kesimler eliyle yürütülen safhalarından ibarettir. Evet, işte buyurun 15 Temmuz darbe girişiminin bir kısım failleriyle ilgili mahkeme kararını dün açıkladı. Bu dünya etme bulma dünyasıdır, samimi olmazsan, dürüst olmazsan bunun cezasını ama bu dünyada, ama ebedi âlemde muhakkak çekeceksin.”
Suriye’de ve Irak’ta oynanan bölme, parçalama, etnik ve mezhebi kışkırtma oyunlarının amacının Türkiye’yi güneyden kuşatmak olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Allah’ın izni, milletimizin dirayetiyle diğer saldırıları nasıl boşa çıkardıysak bu oyunu da bozacağız, hiç şüphem yok” vurgusunda bulundu.
Bölgedeki iç çatışmaların, acıların, gözyaşlarının dinmediği ülkelerin hiçbirinin Türkiye’den daha güçlü, daha büyük ve daha zengin olmadığına işaret edEN Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tek parçayken bile istikrarı ve huzuru yakalayamamış bu bölgelerin şimdi paramparça bir hâldeyken çok daha iyi hâle geleceğini beklemek akıl kârı değildir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Birileri çocukluk düşlerini gerçekleştirecek diye tüm bölgemizin ve ülkemizin güvenliğinin tehlikeye atılmasına biz müsaade edemeyiz. ‘16 yaşında benim hayallerim vardı, işte şimdi o hayallerimi gerçekleştirdim, bundan sonrası beni çok da ilgilendirmiyor’ havasına girmek kuru hayaldi. Ve şunu özellikle bilmenizi istiyorum: Referandum denilen olay bir sebeptir, ama netice değildir. Netice bundan sonrasıdır. Burada iş bitmemiştir, sadece başlamıştır. Bir tarafında İran, kuzeyinde Türkiye, güneyinde Irak Yönetimi, batısında Suriye; ne yapacaksın nereye gideceksin, nasıl çıkacaksın? Buyurun, şimdi bütün hava sahaları da kapatılacak, uçuşlar zaten yasaklandı, hava sahaları da kapatılacak, kim gelecek, nasıl gideceksin? Yakında sınırlar da kapatılacak, nasıl girişini-çıkışını yapacaksın? Bir devleti yöneten bu şeyleri böyle çocukça değerlendirir mi?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında “Peki, sana bu aklı kim veriyor? Sadece arkanda İsrail var. Sağ tarafına Fransa’nın eski Dışişleri Bakanını almışsın, sol tarafına da bir başka Yahudiyi almışsın ve onlarla beraber masa üstünde çalışma yapıyorsun. Onlar sana dost değil. Onlar bugün senin yanında olur, yarın yok olurlar. Sen bize bakacaksın” değerlendirmesinde bulundu.
 
“HİÇBİR ETNİK VEYA DİNİ GRUPLA SORUNUMUZ YOK”
 
Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin referandum sürecini, ‘dört dörtlük bir nankörlük’ olarak nitelendiren “Hele hele DEAŞ’la mücadelenin sebep olduğu kaosu fırsata çevirmek asla kabul edilemeyecek bir davranıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim bölgemizdeki hiçbir etnik veya dini grupla sorunumuz, sıkıntımız yoktur ve olmamıştır. Benim ülkemde bunca benim Kürt kardeşim var, benim onlarla bir sorunum yok. Ama bu ne diyor? ‘Benim 16 yaşımdan beri hayalimdi’ diyor. Laf mı, otur oturduğun yerde” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye, tarihi boyunca olduğu gibi bugün de daima başı sıkışanların kapısını çaldığı, ilk sığındığı güvenli liman durumunda olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, hâlen Türkiye’de 3,5 milyon Suriyeli, 250 bin Iraklı mültecinin Türkiye’de misafir edildiğini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şu değerlendirmelere yer verdi: “Şimdiye kadar özellikle bölgemizde yaşanan her krizde köken, dil, mezhep, meşrep ayrım yapmadan tüm kardeşlerimize sahip çıkmanın gayreti içinde olduk. Mazlumun da, zalimin de kimliğine bakmadık. Bundan sonra da hiçbir ayrım yapmadan kapımıza geleni geri çevirmeyecek, mazlum ve mağdurların yanında olmayı sürdüreceğiz. Çünkü biz insanı eşrefi mahlûkat olarak görüyoruz, yaratılmışların en şereflisi olarak görüyoruz. Biz mazluma bakarken Kürt, Türkmen, Arap, Çerkez, Tatar görmüyoruz, sadece ve sadece insan görüyoruz, can görüyoruz. Hepsinden öte kendimiz için ne istiyorsak kardeşlerimiz için de aynısını talep ediyoruz. Ülkemizle beraber tüm bölgemizde barış istiyoruz, esenlik istiyoruz, herkes için huzur, güven ve emniyet istiyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin referandum kararına karşı koyduğu tepkinin Kürtlerle ve Kürtlükle bir ilgisinin olmadığına vurgu yaparak, “Türkiye'nin Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin referandum kararına karşı koyduğu tepkinin ne Kürtlerle ne Kürtlükle bir ilgisi yoktur. Bizim tepkimiz, Irak'ın birliğe, beraberliğe ihtiyacı olduğu bir dönemde hiçbir gereği ve zorunluluğu yokken üstelik de ülkemize danışılmadan böyle bir teşebbüste bulunulmuş olmasıdır” diye konuştu.
Hele hele gösterdiğimiz tepki karşısında ülkemizin iç güvenliğiyle ilgili aba altından sopa gösterilmesi, tehditkâr açıklamaların yapılması ise tam bir hoyratlıktır” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamaları yaptı: “Türkiye’nin millî birliğini, toprak bütünlüğünü, vatandaşlarının can ve mal güvenliğini hedef alan açıklamalar, bu tür yollara başvurmak kimsenin haddine değildir. Yapılan referandumun hem uluslararası hukuk, hem de Irak Anayasası bakımından hiçbir meşruluğu ve temeli yoktur. Bu ne çocukluktur, böyle şey olur mu? Bu girişim ne bölgedeki Kürt kardeşlerimizin, ne de Irak halkının diğer unsurlarının hayrına olamaz.
Son birkaç haftadır bölgedeki destek gösterilerinde açılan bayrakların, bazı ülkeler tarafından yapılan açıklamaların, bu işin arkasında kimlerin olduğunu açıkça ortaya koyduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ellerinde masumların eksilmeyen kanıyla bölgemizdeki sorunların kaynağı olan bir gücün oyununa geliyor” sözlerine yer verdi. ‘El atına binen tez iner’ atasözünü hatırlatarak, Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin de el atına bindiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Emin olun Kuzey Irak’ta da yaşanacak olan budur. Burada amaç, bölgede sürekli kanatılacak, sürekli kanırtılacak, sürekli deşilecek bir yara açmaktır. Kuzey Irak Yönetimi bu yarayı açmaya, bu fitne ateşini yakmaya maalesef talip olmuştur” dedi.
Tüm bölge ülkelerinin tepkisini alma pahasına yapılan böyle bir girişimin hedefine ulaşma şansı elbette yoktur. Böyle bir sürecin kazananı, sadece bölgemizi kan ve gözyaşı üzerinden yeniden dizayn etmek isteyenler olacaktır” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminden, hatalarından gerekli dersi çıkarmalarını ve yaptıkları yanlışı telafi edecek adımları bir an önce atmalarını beklediklerini söyledi.
Türkiye’nin, bölgesinde ve dünyada yaşanan tüm sıkıntılara, krizlere, çalkantılara rağmen hedefleri doğrultusundaki kararlı yürüyüşünü sürdürdüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir yandan ülke etrafındaki ateş çemberini kırmanın gayreti içindeyken, diğer yandan da ekonomide, yatırımlarda, güvenlikte, adalette, diplomaside çok önemli başarılara imza attıklarını kaydetti.
Çalışarak, üreterek, istihdam sağlayarak ülkesine ve milletine katkıda bulunmak isteyen herkese devletin kapılarının sonuna kadar açık olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, zenginliklerini sadece belirli kesimlerin elinde toplayan kimi ülkeler gibi garipleri, mazlumları, kimsesizleri yok sayan bir devlet asla değildir” diye ekledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün insanımızın hayat şartlarının geçmişle mukayese edilemeyecek kadar iyi bir düzeyde olduğu vicdan sahibi herkesin kabul edeceği bir gerçektir” görüşlerine yer verdi.
En küçük bir müsamaha göstermeden tüm terör örgütlerinin üzerine gittiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ülkemize ve milletimize zarar veren, geleceğimize kasteden hiçbir örgütü bu topraklarda yaşatmayacağız. Terör örgütlerine doğrudan veya dolaylı destek veren hiç kimse bu ülkenin ekmeğini yemeyi, suyunu içmeyi, imkânlarından faydalanmayı hak etmiyor demektir. FETÖ gibi hain yapılarından temizlenen ve teknolojik olarak tahkim edilen güvenlik güçlerimiz teröristlere elhamdülillah şu anda nefes aldırmıyor.”
Çevre Şehircilik Bakanlığı ile diğer bakanlıkların, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde gerçekleştirdiği çalışmalara neticesinde yaşanan değişeme değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kanaat önderlerine hitaben, “Biz birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi, dayanışmamızı ne kadar güçlü tutarsak, üzerimizde oynanmak istenen oyunları o kadar hızlı bozar, kendi oyun planımızı o kadar hızlı sahaya sürebiliriz” diye konuştu.