Erdoğan: 'Türkiye tarihî bir kararın arifesinde'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin, yeni ve tarihî bir kararın arifesinde olduğuna değindi.
Türkiye'nin kökleri oldukça eskiye dayanan; ancak cumhuriyet döneminde de bitmeyen yönetim sistemi arayışında yeni bir yola girdiğine dikkat çeken Erdoğan, konuya ilişkin olarak şunları dile getirdi: "Meclis onayına dayalı Başbakanlık Hükûmeti Sistemi’nden, millet onayına dayalı Cumhurbaşkanlığı Hükûmeti Sistemine geçiyoruz. Bir başka ifadeyle artık hükûmeti, seçtiği Cumhurbaşkanı vasıtasıyla doğrudan milletimiz kuracak. Millî iradenin tecellisinin üzerinde kara bir bulut gibi dolaşan vesayet güçlerinin devri, öyle şahıslara bağlı olarak değil, sistem itibariyle, inşallah tamamen kapanıyor."
Birilerinin 16 Nisan’da yapılacak olan halkoylamasına bambaşka anlamlar yüklemeye çalıştığını; ancak bunun kafaları karıştırmaması gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çevrelerin Kasım 2002 seçiminden beri her seçim ve halkoylamasında aynı çarpıtmayı yaptığını hatırlattı ve “Her defasında milletimizden hak ettikleri dersi almalarına rağmen, tekrar ve tekrar aynı hezeyanları ortaya saçmaktan geri durmuyorlar” dedi.
“MECLİS’TE, VARLIĞI PAMUK İPLİĞİNE BAĞLI ZAYIF BİR HÜKÛMET İSTİYORLAR”
Geçen süre içinde dünyanın ve Türkiye’nin değiştiğini, 2002’deki çocukların artık delikanlı ve genç kız olup oy kullandıklarını; fakat bu çevrelerin yerlerinden bir milim dahi kımıldamadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Son günlerde sık sık ne diyorlar? ‘Eski Türkiye bugünden daha iyiydi’ diyorlar. Onların hayalindeki Türkiye’yi hatırlıyorsunuz değil mi? 25 günlük hükûmetler kuruldu bu ülkede. Şöyle bir ölçümleme yapıyorum, biz gelene kadar hükûmetlerin ortalama ömrü ne biliyor musunuz? 16 ay. 16 aylık hükûmetlerle bir ülke ayakta durabilir mi? İşte o Türkiye bizi bitirmiştir. Siyasi çekişmelerin, sosyal çalkantıların, ekonomik krizlerin adeta anamızı ağlattığı o kâbus günlerini unutmadınız değil mi? Benzin kuyruklarını unutmadınız değil mi? Ekmek kuyruklarını unutmadınız değil mi? Gazyağı kuyruklarını unutmadınız değil mi? Dedelerinizin ninelerinizin nüfus kâğıtlarındaki o mühürleri görenler yoksa o nüfus kâğıtlarını bir alsınlar baksınlar. İşte o Türkiye, tek parti döneminin Türkiye’sidir. Gençler bazı şeyleri bilmeyebilirsiniz; siz bu ülkede parti il başkanlarının, yani CHP il başkanlarının valilik yaptığını bilir misiniz? Hem il başkanı, hem vali. Şimdi böyle bir şey gündeme gelse, kıyamet kopar değil mi? Bu ülkeyi bunlar ileri götürebilir miydi? Ve götüremediler. Ülkemizi patinaj yaptırmanın da ötesinde, geri götürdüler. İşte bunlar o Türkiye’nin özlemiyle yanıp tutuşuyorlar. Meclis’te yine, varlığı pamuk ipliğine bağlı zayıf bir hükûmet olsun istiyorlar. Siyasi partiler birbirleriyle uğraşmaktan ülkeye ve millete hizmete fırsat bulamasın istiyorlar. Bu puslu havayı kendilerine ikbal devşirmek için kullanmak istiyorlar. Çocukların bir tekerlemesi vardır, bilirsiniz değil mi? Çocuklar aralarında şakalaşırken, ‘havada bulut, sen bunu unut’ derler. Biz, 14 yıldır Türkiye’yi işte bu alacakaranlık kuşağından uzak tutmak için çalıştık, mücadele ettik. Ama işte birilerinin aklının, fikrinin hâlâ eski Türkiye’de kalmasını engelleyemedik. İnşallah 16 Nisan, onların son umut kapılarını da kapatıyor. Buna hazır mıyız? Çocukların ifadesiyle ‘havada bulut, eski Türkiye’yi unut.’ Hazır mıyız? Onun için bu kadar hırsla, bu kadar gözü dönmüş bir şekilde saldırıyorlar.”
“CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÛMETİ SİSTEMİ, TÜM GÜCÜ VE YETKİYİ MİLLETİMİZE TESLİM EDECEK”
Anayasa değişikliği ile TBMM’de yaşananlara işaret ederek, “Ayak ısırmaktan burun kırmaya, kürsü işgalinden slogan atmaya kadar, Meclis’e yakışmayacak ne varsa, hepsini de arsızca yaptılar. Biz bunlara, 2011 yılından beri, ‘Gelin, Meclis’te Türkiye’ye yeni bir anayasa kazandıralım’ diye adeta yalvar yakar olduk” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana muhalefetin her seferinde topu taca atarak, kendilerini ve milleti kandırdıklarını sandığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi, yeni Anayasa değişikliği ile getirilen Cumhurbaşkanlığı Hükûmeti Sistemi, tüm gücü ve yetkiyi milletimize teslim edince, feverana başladılar. Bunlar biliyor ki ‘bu millette bizim karşılığımız yok.’ Şunu unutmayın sevgili edeler; bunların itirazı sisteme değil, milletedir. Bunlar Tayyip Erdoğan’a karşı değil, millete karşı… Ben kimim? Ben bir faniyim. Benim 16 Nisan’a çıkacağıma dair bir belge var mı? Yok. Biz faniyiz. Ama sizler bu noktada kalıcısınız. Dolayısıyla biz fani olanı değil, baki olanı konuşuyoruz. Bu sistemi şahsım için isteyecek, bunca mücadeleyi nefsim için verecek kadar hâlim yok, karaktersiz değilim. Türkiye’ye bunca hizmeti şahsımız için mi getirdik? Okullarımıza 250 bin dersliği şahsımız için mi kazandırdık? Sağlıkta en ücra köşelere kadar hastaneleri, ambulansları, cihazları kendimiz için mi kurduk? Ülkemizin dört bir köşesinde 19 bin kilometre bölünmüş yolu, 29 yeni havalimanını, hızlı tren hatlarını kendi keyfimiz için mi inşa ettik?”
“ÜLKENİN GELECEĞİ KİŞİLERİN TERCİHLERİNE, GAYRETLERİNE ENDEKSLEMESİN”
Cumhurbaşkanlığı hükûmeti sisteminde, belediye başkanlığından bu yana ısrar ettiğini; ülkeye ve millete faydalı olacağına, yarar getireceğine inandığı için bu sistemin mücadelesini verdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şayet, milletimiz 16 Nisan’da evet derse Türkiye cumhurbaşkanlığı sistemine geçecek ve bundan sonraki ilk seçimlerde de milletimiz kime teveccüh ederse bu sistemin ilk cumhurbaşkanı o olacak” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şimdi birileri çıkıp diyor ki, ‘istediğiniz neyi yapamıyorsunuz da sistemi değiştiriyorsunuz?’ Bizden önce gelenler neyi yapamıyorlardı, niye yapmadılar? Mesele insan meselesi. Ama bunun yanında bir de sistem güçlü olursa, insanla sistemi birleştirdiğiniz zaman, o zaman pik yaparsınız. Ama biz engellendik, çok engellendik. Hamdolsun, bir dönem aynı partiden cumhurbaşkanı ve başbakan olunca hızlandık, ama öncesinde maalesef tökezlediler. Atama yapacaksın, ‘olmaz’ dediler; niye? ‘İşte ben öyle istiyorum.’ ‘Sayın Cumhurbaşkanım, ben bununla çalışacağım, niye böyle yapıyorsunuz?’ ‘Hayır, olmaz.’ ‘Sayın Cumhurbaşkanım, niye olmaz? Bakın bu benim teklif ettiğim isim uluslararası kariyeri olan bir kişi.’ Tutturdu olmaz, yapmadı. Niye? Bir tanesinin hanımın başı örtülüydü ondan, çok enteresan. Bir değerini teklif ettim, hanımının başı açıktı ve Amerikan vatandaşıydı, ona da ‘hayır’ dedi. Anlamakta zorlanıyorsunuz, neden? Sonra baktım ki çok daha farklı şeyler geldi. Bunlarla mücadele ede ede geldik, bunlara rağmen buralara geldik. Yani bu işler şahıslara bağlı olmasın, ülkenin geleceği kişilerin tercihlerine, gayretlerine endekslemesin diye işi bu sisteme bağlamaya çalışıyoruz.”
“VESAYET GÜÇLERİNE DAYANARAK ÜLKENİN BAŞINA MUSALLAT OLANLAR, BU SİSTEMDE KENDİLERİNE YER BULAMAYACAK”
Bugün kapı kapı dolaşıp sistemi engellemeye çalışanların, ilk Cumhurbaşkanlığı seçiminde ‘ülkeyi biz yönetelim’ diyerek milletten destek isteyeceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizden ve tüm milletimden ricam, o gün geldiğinde kendilerine Mecliste yaptıklarını, meydanlarda söylediklerini hatırlatınız. Ama emin olun yüzleri kızarmayacaktır” ifadelerini kullandı.
Milletin, her şeye karşı olmayı, her şeye olumsuz bakmayı hayırlı bir iş sananlara itibar etmediğini vurgulayarak, ömürlerinde bu ülke ve bu millet için hiçbir şey yapmamış olanların Cumhurbaşkanlığı sisteminin ne olduğunu da, kıymetini de bilemeyeceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bundan sonra milletimiz Türkiye’nin yönetimini, sadece ülkesi için, kendisinin ve evlatlarının geleceği için, projesi olana, programı olana, hazırlığı olana, hizmet için aşkı, sevdası, niyeti olana teslim edecek. Meclisteki zayıf dengelere, vesayet güçlerine dayanarak ülkenin ve milletin başına musallat olanlar bu sistemde kendilerine yer bulamayacaktır” vurgusunda bulundu.
“DIŞ POLİTİKADAN YATIRIMLARA HER KONUDA SÜRATLİ BİR YÖNETİM MEKANİZMASI İŞLEYECEK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti: “Elbette Cumhurbaşkanlığı sistemi bir mucize değildir. Değdiği her şeyi, her yeri bir anda değiştirecek sihirli değnek de değildir. Bu sistemin en net özelliği, ülkemizin ekonomisi ve demokrasisi için lazım olan güven ve istikrar ortamını eskisine göre daha güçlü şekilde tesis edecek olmasıdır. Bilindiği gibi Türkiye eski sistemin zayıflıkları sebebiyle sık sık siyasi ve ekonomik krizlere maruz kalıyordu. İnşallah yeni sistemde yürütmeyi tamamen Cumhurbaşkanına bağlayarak 5 yıllık bir icraat dönemini garanti altına alıyoruz. Yürütmeyle yasama arasındaki sınırı iyice netleştirerek herkesin kendi işine odaklanmasına imkân sağlıyoruz. Yani Cumhurbaşkanı ülkeyi yönetecek, Meclis kanunları çıkartacak, yargı hukukun işlemesini sağlayacak. Bu sistemde hiçbir güç diğerinin üzerinde tasallut oluşturamayacağı için eski Türkiye’de sık sık şahit olduğumuz kavgaları, çekişmeleri, yetki aşımlarını inşallah artık yaşamayacağız. Ekonomide atılması gereken adımlar mı var? Milletin yetkiyi verdiği, sorumluluğu yüklediği, hesap sorma imkânını elinde tuttuğu Cumhurbaşkanı ne gerekiyorsa onu yapacak. Terörle mücadelede atılması gereken adımlar mı var, aynı şekilde cumhurbaşkanı milletten aldığı güçle süratli bir şekilde bu adımları atacak. Dış politikadan yatırımlara kadar her konuda böyle süratli ve etkili bir yönetim mekanizması işleyecek.”
“YENİ SİSTEMDE HERKES KENDİ İŞİNİ YAPACAK”
Cumhuriyet Halk Partisi ve diğer ‘hayır’cıların dillendirdiği “Parlamento artık yetkisini kaybediyor’ argümanının gerçeği yansıtmadığının altını çizen ve milletin onayına sunulan yeni sistemde bütçe dışındaki tüm kanunları teklif etme, görüşme ve kabul etme yetkisinin Meclis’e ve milletvekillerine ait olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eski sistemde hükûmet kanun tasarılarını hazırlar Meclise gönderir, Meclis de bunları görüşüp yasalaştırır. Yasama organı olan Meclis, bir bakıma yürütme organı olan hükûmetin muhasarası altındadır. Yeni sistemde bu çarpıklığı ortadan kaldırıyoruz, herkes kendi işini yapacak.” şeklinde konuştu.
“MİLLÎ İRADE EN BÜYÜK GÜÇ”
Referandumdan ‘evet’ çıkması hâlinde, yargının son yıllarda yıpranan prestijinin yükselişe geçeceğine, seçilme yaşının 18’e ineceğine, 5 yılda bir yapılan seçimlerle güven ve istikrarın yakalanacağına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Meclis, bakanlar kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisini verebilmesi iptal ediliyor, güven oylaması kalkıyor, gensoru… Neler çektirdi bize bu gensorular, şimdi bu gensoru kalkacak. Niye? Güven oylamasının en büyük yetkisi kimde? Millette. 5 yılda bir millet gensoruyu da, güven oylamasını da yapar, beğenirse devam der, beğenmiyorsa alaşağı eder. Millî irade en büyük güç… Bu uygulamalarla beraber yeni bir dönemi hep birlikte yaşayacağız. 100 bin seçmen isterse cumhurbaşkanı adayı çıkarabilir, böyle bir yetki var. Vatana ihanetten cumhurbaşkanı yargılanabiliyordu, şimdi her suç sebebiyle önerge ve ondan sonra Yüce Divana gönderilme gibi bu süreçte yetkiyi aynı şekilde Parlamento alıyor. Bütün bunlarla beraber mesele özellikle buradaki birlikteliğimiz, dayanışmamız inşallah Türkiye’ye yeni bir sınıf atlatacaktır.”
Açılışı yapılan hizmet ve tesislerin şehre hayırlı olması temennisini ve bu yatırımları kazandıranları tebriklerini yineleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda referandumda ‘tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet’ için ‘evet’ deneceğini söyledi. ‘Evet’ yönünde tercihlerin artması için vatandaşlardan büyük bir gayretle kapı-kapı dolaşmaları isteğinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “16 Nisan, Türkiye’de bir reformun gerçekleştiği akşam olacaktır” dedi. HABER-FOTO: CUMHURBAŞKANLIĞI BASIN MERKEZİ