Erdoğan'dan Başbuğ'a 'yazıklar olsun'

'Gölgesinde Doğduğumuz Bayrağın Altında Ölmek, Bizim İçin Şereflerin En Büyüğüdür' Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 'Türk Milleti olarak bu toprakları kanımızla yoğurarak vatan hâline getirdik. Buradan başka bir vatanımız da yok. Hiç kimsenin bizi, çevremizdeki kimi toplumlar gibi, dünyanın dört bir yanına savurmasına izin vermeyeceğiz. Gölgesinde doğduğumuz bayrağın altında ölmek, bizim için şereflerin en büyüğüdür' dedi. Erdoğan, Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un, 'Afrin, siyasete alet edilmesin' şeklindeki açıklamasına 'Yazıklar olsun' şeklinde yanıt verdi.

Erdoğan'dan Başbuğ'a 'yazıklar olsun'

“KURTULUŞ SAVAŞIMIZDAN SONRAKİ EN BÜYÜK İSTİKLAL VE HAYSİYET SAVAŞINI YÜRÜTÜYORUZ”
 
Türkiye’nin hemen yanı başındaki bir coğrafyada İkinci Dünya Savaşından sonraki en büyük paylaşım savaşının şu anda devam ettiğini ve birilerinin Türkiye’yi de bu paylaşım kavgasının bir parçası olarak gördüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peşinen ifade edelim; bizim kimseye verecek ne bir karış toprağımız, ne de bir hiç uğruna feda edecek tek bir evladımız yoktur. Türk milleti olarak bu toprakları kanımızla yoğurarak vatan hâline getirdik. Buradan başka bir vatanımız yok bizim. Hiç kimsenin bizi çevremizdeki kimi toplumlar gibi dünyanın dört bir yanına savurmasına izin vermeyeceğiz. Gölgesinde doğduğumuz bayrağın altında ölmek, bizim için şereflerin en büyüğüdür, en yücesidir. İşte bu anlayışla milletimizle birlikte Kurtuluş Savaşımızdan sonraki en büyük istiklal ve istikbal mücadelesini, aynı zamanda haysiyet ve onur savaşını yürütüyoruz” dedi.
 
Birilerinin bölgede, masa başında hazırlanmış projelerini uygulamaya çalıştığına; Türkiye’nin ise gücüyle, kalbiyle ve imkânlarıyla vatanını koruyup geleceğini müdafaa ettiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onlar dünyevi çıkarlarından vazgeçmezken, biz nasıl olur da canımızdan aziz bildiğimiz vatanımızdan, ezanımızdan, bayrağımızdan, özgürlüğümüzden vazgeçebiliriz?” diye ekledi.
 
“MÜCADELENİN, PARA VE SİLAHTAN ÖNCE İNANÇ İŞİ OLDUĞUNU BİLEN BİR MİLLETİZ”
 
Zeytin Dalı Operasyonu’yla terör örgütlerine yönelik verilen mücadeleye işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, teröristlerin üstesinden geleceğine, hepsini de sinsi bir şekilde gizlendikleri inlerine gömeceğine inancının tam olduğunu söyledi. Aynı şekilde besledikleri teröristleri Türkiye’nin üzerine salanlarla baş etme konusunda da kendilerine olan güvenlerinin de tam olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mücadelenin, paradan, silahtan, sayıdan önce bir inanç işi, iman işi, yürek işi olduğunu bilen bir millet olarak Allah’ın izniyle gerekirse yedi düvelin de üstesinden gelme mücadelesini vereceğiz. Bizi asıl üzen nedir biliyor musunuz? İçimizdeki ihanet şebekeleri… Bizi asıl yaralayan içimizdeki gafillerdir, kuklalardır” diye konuştu.
 
FETÖ terör örgütünün Emniyet ve Adalet teşkilatlarında, orduda, iş dünyasında ve sivil toplum kuruluşlarında yaptığı tahribatın büyüklüğüne dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ihanet çetesinin üzerine kararlılıkla gittiklerini, geçen her gün bu hainlerin gerçek yüzünün biraz daha ortaya çıktığını belirtti.
 
“BİR GRUP SİYASETÇİ, SURİYE’DE TÜRKİYE’NİN SINIRLARINI KAPATMAYI HEDEFLEYENLERE TERÖR ÖRGÜTÜ DİYEMİYOR”
 
PKK terör örgütünün ise, her ne kadar dış desteğe sahip bulunsa da, yıllarca Türkiye içinde büyüyüp palazlanmış bir başka ihanet şebekesi olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölücü örgütün ülkemize ve milletimize zarar vermek, alçakça kan dökmek, insanlara hayatlarını zindan etmek dışında yaptığı başka hiçbir iş yoktur. Sadece kötülük etmek, sadece insanlara zulmetmek için kurulmuş bir örgüt 34 yıldır yakamızı bırakmıyor” şeklinde konuştu. Bölücü terör örgütün önce Irak’ta, Kandil ve çevresinde yuvalandığına, şimdi de Suriye’de Türkiye’nin sınırlarını kapatmayı hedeflediğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, buna rağmen Türkiye’de bir grup siyasetçinin ise bu örgütlere hak ettikleri şekilde ‘terör örgütü’ bile diyemediğini hatırlattı.
 
Konuşmasında, ana muhalefet partisi liderinin ve yöneticilerinin, PYD ve YPG’nin birer terör örgütü olmadığına yönelik ifadelerini ve HDP milletvekillerinin, terör örgütü YPG’nin Afrin’de “haklı bir direniş gerçekleştirdiği” yönündeki açıklamalarını, ekrandan izleten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kimlerin neler söylediğini zaten çoğunuz sosyal medyadan biliyordunuz; ama bugün bir daha bunu tazeleyelim, görün istedim. Zira tüm milletimizin bazı gerçekleri bilmesi gerekiyor” dedi.
 
Ana muhalefet liderinin 2014 yılında, Türk askerini şehit eden ve Türkiye’ye saldıran YPG için, “Terör örgütü değildir, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur” şeklindeki sözlerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilgili siyasi parti liderinin FETÖ, DHKP-C, PKK, PYD ve YPG terör örgütlerine göğsünü gere gere ‘terör örgütü’ diyemediğini söyledi.
 
“NUSRA BİR TERÖR ÖRGÜTÜDÜR, EL KAİDE BİR TERÖR ÖRGÜTÜDÜR”
 
İlgili siyasi liderin, şahsı ile ilgili yalan söyleyerek, “Hiçbir zaman Nusra’ya terör örgütüdür diyemedi” dediğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kaç kez televizyonda bunlar yayınlandı, al bir daha söyleyeyim; evet, Nusra bir terör örgütüdür, El Kaide bir terör örgütüdür. Açık açık bunları biz defalarca söyledik; ama senin kulağın var duymazsın, senin gözün var görmezsin, dilin, ağzın var, ama sen hakikati söylemezsin” diye konuştu.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “İşte son kongrede adeta ödüllendirilerek bizzat genel başkanı tarafından yeniden CHP Parti Meclisine seçtirilen birisi var, bu kişi, şehitlerimizin ailelerinden özür dileyerek ifade ediyorum, ‘Ben hayatta hiçbir şeyden tiksinmedim, şehitler ölmez vatan bölünmezden tiksindiğim kadar’ diyor. Şimdi bunu ben söylemeyeyim mi, bunu ben anlatmayayım mı? Bunu vatandaşıma söylemek, duyurmaktan başka benim görevim olabilir mi? Kardeşlerim; sadece bununla da kalmıyor, başka bir sürü hezeyanlarının yanı sıra, şu hâle bakın, ‘Uykumdan uyandıran ezan için camiyi basıp imam mı keseyim?’ diyor. Her zaman söylüyoruz, bu CHP’nin cibilliyetinin gereği bu. Bunlar yeni bir şey değil, bunlar camilerimizi ahırlara çevirenler değil mi? Bunlar camilerimizi kökünden tarayıp söküp atanlar değil mi? CHP’nin mazisi bu. İstanbul’da Belediye Başkanlığı yaptım ve sadece Suriçi’nde yüzlerce o tarihî camileri bunların nasıl yıktığını gayet iyi biliyorum.”
 
“EN BÜYÜK ŞANSIZLIĞIMIZ, BÖYLE BİR ANA MUHALEFETE SAHİP OLMAMIZ”
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana muhalefet partisi ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Yurt dışında ülkemizle veya dostlarımızla ilgili yapılan oylamalarda aleyhte oy kullanan milletvekillerini biliyoruz. Yine bu partinin her fırsatta hükûmete karşı halkı sokağa çağıran, devletin güvenlik görevlilerine, savcılarına, hâkimlerine, kendilerinden olmayan, kendileri gibi düşünmeyen herkese ağız dolusu hakaretler yaptığını, bunların kimler olduğunu da gayet iyi biliyoruz. Daha 15 Temmuz’a ‘kurgu’ diyen, ‘tiyatro’ diyen, ‘kontrollü darbe’ diyen, şehitlerimize ve gazilerimize hakaret eden nicelerini saymıyorum bile. Yaşadığımız bu kritik süreçte ülkemiz ve demokrasimiz adına en büyük şansızlığımız, işte böyle bir ana muhalefete sahip olmamızdır. Üstelik bu parti zamanla kendini düzeltmek yerine, her geçen gün merkezden daha çok uzaklaşıyor, daha da marjinalleşiyor. Kendine çeki düzen vermek yerine, maalesef giderek terör örgütlerinin elinde oyuncağa dönüşüyor.”
 
CHP’nin adeta izini takip ettiği HDP adlı ikizinin de bölücü terör örgütünün siyasi kolu gibi çalışan bu parti olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu partinin eskiden beri kongrelerinde İstiklal Marşı okutmayan, Türk Bayrağı astırmayan, her türlü ihaneti sergilemekten çekinmeyen bir fitne kazanı olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilgili partinin geçtiğimiz hafta sonu yapılan kongresinde konuşanların terör örgütüne selam gönderenlerin, terör örgütü elebaşının elektronik ortamda resmini yayınlayanların, cezaevinde tutuklu olan eş başkanlarını dolaylı yollarla orada göstermeye gayret edenlerin, bu kongreyi resmî olmaktan gayri resmî bir ortama sürüklediğini ifade etti.
 
Söz konusu partinin, resmi sosyal medya hesabından terör örgütünün saldırılarını kastederek, “Afrin’de büyük bir direniş gerçekleşiyor” diyebilecek kadar zıvanadan çıktığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ana muhalefetin başındaki ‘PYD terör örgütü değil’ der, yanındakiler ‘PYD’nin terör örgütü olduğuna dair elimizde bilgi yok’ diye güzelleme yapar da terör örgütünün partisi onlardan aşağı kalır mı? İşte onlar da kahraman ordumuza, kahraman Mehmetçiklerimize böyle saldırıyorlar” şeklinde konuştu.
 
“ZALİM DEĞİLİZ, ASLA OLMADIK”
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu partinin yandaşları her fırsatta kahraman Mehmetçiklerimiz kendi hayatı pahasına çocuklara, kadınlara, mazlumlara karar gelmesin diye şehit olurken, ülkemizi sivillere saldırmakla suçlamıştır. Tıpkı ana muhalefetin Türkiye’nin terör örgütlerine yardım ettiği iftirasına destek olması gibi, bunlar da dünya kamuoyunu bu tür yalanlarla aldatmaya çalışıyorlar. Eğer Türkiye’nin sivillere, mazlumlara zarar vermeme hassasiyeti olmasaydı, Afrin’i Allah’ın izniyle tek bir şehit vermeden, taş üstünde taş, omuz üzerinde baş bırakmadan şimdiye kadar çoktan almıştık. Nitekim bu zalimliği yapan pek çok ülkenin olduğunu da biliyoruz. Ama biz değerli kardeşlerim, zalim değiliz, asla olmadık, asla olmayacağız. Siviller zarar görmesin diye kendi hayatını riske atan ve şehit olan askerimizin asaleti karşısında duygulanmayanın, gözyaşı dökmeyenin kalbi kurumuştur, ruhu çoraklaşmıştır. Dünyada mazlumları korumak adına kendi hayatından vazgeçecek başka bir asker, başka bir Mehmetçik, başka bir kahraman yoktur.”
 
Konuşmasında Aliya İzetbegoviç’in “Biz savaşı öldüğümüz zaman değil, düşmanlarımıza benzediğimiz zaman kaybederiz” sözünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz asla düşmanlarımıza benzemeyeceğiz. Çocukları, kadınları, biçare insanları kendimize canlı kalkan yapmayacağız. Ne olursa olsun onların arkasına saklanarak kirli bir savaş asla yürütmeyeceğiz. Her şey bittiğinde de düşmanlarımızın alçaklıkları yanında kendi içimizdekilerin ihanetlerini hatırlayacak, evlatlarımıza bunları da anlatacağız.”
 
Konuşmasının sonunda verilen tüm şehitler için Allah’tan rahmet, yakınlarına ve millete başsağlığı, gazilere sıhhat ve afiyet temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini, milletvekillerine Meclis çalışmalarında başarılar dileyerek tamamladı.
 
TBMM grup toplantısından ayrılışı sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, basın mensuplarının sorularını cevaplayarak, gündemdeki bazı gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu.
 
“ŞEHİDİMİZLE İLGİLİ HACİZ MUAMELESİ YAPMAK KİMSENİN HADDİNE DEĞİL”
 
Zeytin Dalı Harekâtı’nda şehit olan Piyade Astsubay Üstçavuş Musa Özalkan'ın Yozgat'ta icra kararıyla karşı karşıya kaldığı hatırlatılarak durumu nasıl değerlendirdiği sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuyla ilgili gerekli talimatların verildiğini, bu terbiyesizliği yapan kim ise, onunla ilgili hukuki takibatın tepeden tırnağa yapılacağını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, cevabının devamında, “Şehidimizle ilgili bu tür haciz muamelesi yapmak kimsenin haddine değildir. Bununla ilgili zaten cenaze merasiminde gerekli açıklamaları da o gün ben yapmıştım, böyle bir şey ortada yokken. Bu devlet bir defa böyle bir hacze asla düşmez, düşemez, düşürenlere de hesabını sorar” diye ekledi.
 
“ESKİ GENELKURMAY BAŞKANININ AÇIKLAMALARI BÜYÜK BİR TALİHSİZLİK”
 
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un, “Afrin, siyasete alet edilmesin” şeklindeki açıklamasını, değerlendirmesi istenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben bunu az önce duydum ve bir Genelkurmay Başkanından, emekli de olsa, böyle bir açıklamayı duymak, bizler için büyük bir talihsizliktir. Bir defa, siyasete alet edildiğini söylemek onun haddine mi?” ifadelerini kullandı.
 
Askerin görevinin, ülkesine saldıranlara karşı haddini bildirmek olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Asker kışlasının içerisinde oturup, saldırıları izleyecek mi? Böyle bir durumda mı olacak? Siyasete alet edildiğini neye dayanarak söylüyor? Gerekli cevabını alacak. Böyle bırakılamaz. Ne demek ‘Afrin Harekâtı siyasete alet edilemez.’ Asıl Afrin Harekâtı’nı siyasete alet edenler zannediyorum beyefendinin beraber hareket ettiği tiplerdir. Kimlerle hareket ediyorsa, onlar siyasete alet ediyorlar. Esed'in yanına gidenler kimlerse, onu onlarla paylaşsın, şu andaki iktidarla değil. Asla da bunu böyle konuşmasını tasvip etmemiz mümkün değil, yazıklar olsun.”
 
“HİÇBİR YERE DİYET ÖDEYEREK VEYA PARA VEREREK RANDEVU ALMIŞ DEĞİLİZ”
 
Bir basın mensubunun, “Bir CHP'li 'bağış yaptınız da Vatikan'a gittiniz' dedi. Vatikan da çok net bir yanıt verdi. Ne diyeceksiniz?” sorusunu ise Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle cevapladı: “Cevabı verildi zaten. Bunlar hayatlarında böyle bir şeyler yaşamamışlar. Bunlarla ilgili hukuki süreç ayrıca çalışıyor. Biz, bugüne kadar 15-16 yıllık iktidar dönemimiz içerisinde hiçbir yere bu tür diyet ödeyerek veya para vererek randevu almış değiliz. Bu terbiyesizler; kendi hayatları böyle geçmiş. Bunlar bu tür yerlere, bu tür randevuları alarak aracılarla, tefecilerle bu işleri yürütmüşler. Bizim ne aracıyla, ne tefeciyle işimiz yok. Biz bu ülkenin kendi ağırlığıyla bu tür davetleri kabul ederiz.”
 
Vatikan ziyaretlerinin bir iade-i ziyaret olduğunun altını çizerek, “Sayın Papa, Türkiye'yi ziyaret etti mi? Beni ziyaret etti mi? Etti. Biz de talebimize karşı olumlu cevabı aldık ve iade-i ziyareti gerçekleştirdik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kudüs sürecinde Papa Franciscus ile güzel bir uyum içerisinde gerek İslam gerek Hristiyan dünyasının bir dayanışmasını sergilediklerini kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Papa ile uzun süren bir görüşme yaptıklarını sözlerine ekledi ve CHP’nin ifadeleri ile ilgili olarak, “Bu malum tipler yetişemedikleri üzüme koruk derler” ifadesini kullandı.
 
“Sayın Bahçeli ile Millî Mutabakat Komisyonu başkanları ve sizlerin de bulunduğu bir toplantı yapılacağına ilişkin bir bilgi geldi, tarihi belli oldu mu?” sorusuna cevaben daha belli olmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, “Ay Yıldız İttifakı” ismi önerisinde bulunduğunun hatırlatılması üzerine, “Gayet güzel, içeriği nedir, onu da öğreniriz, biliriz. Biz doğru olan her şeyin yanındayız” şeklinde cevap verdi.
 
KARDAK'TA TÜRK VE YUNAN BOTLARININ ÇARPIŞTIĞI İDDİASI
 
Kardak'ta Türk-Yunan botlarının çarpıştığı iddiaları da sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Yunanlılar yine şaşırdı maalesef. Yunan botlarının Kardak'a bu tür geliş gidişleri oldu. Tabii biz başından itibaren Yunan tarafına, 'bu tür şeyleri yapmayın, etmeyin. Bizi sıkıntıya da sokmayın. Bu it dalaşını artık havada da bırakalım, denizde de bırakalım' dedik. Tabii bırakılmayınca askerimiz de görevini yapıyor. Yine dün gece böyle bir şey oldu. Herhangi bir sıkıntı yaşanmadan iş bitirildi.”
 
Kıbrıs açıklarındaki İtalyan sondaj gemisinin uzaklaştırılıp, uzaklaştırılmayacağı sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İtalyan gemisinin, bir defa orada ne işi var?” dedi. HABER-FOTO: CUMHURBAŞKANLIĞI BASIN MERKEZİ