Evden iş yerine uzanmış bir başarı öyküsü...
Yaklaşık 5 yıldır iş yeri sahibi ve 15 yıllık pastacılık deneyimine sahip olan, Enda Butik Pasta'nın sahibi Aygül Hanım'dan, evden iş yerine uzanmış olan başarı öyküsünü dinledik. Detaylar Kayseri Anadolu Haber'in, Kayseri haberlerine...
Yaklaşık 5 yıldır iş yeri sahibi ve 15 yıllık pastacılık deneyimine sahip olan, Enda Butik Pasta'nın sahibi Aygül Hanım'dan, evden iş yerine uzanmış olan başarı öyküsünü dinledik.
Kendinizden bahseder misiniz?
Ben Aygül Özdemir Enda Butik Pasta sahibesiyim. 2 çocuk annesiyim, 43 yaşındayım.
Kaç yıldır bu sektördesiniz ?
Kızım Enda bir yaşındayken oğlumla ikisinin pastalarını yaparak başlamıştım ama bunun öncesinde de tabi kurabiye yapıyordum. Yani böyle Kayseri’de şeker hamuru bile çok az çok nadir bulunurken başladım. O kadar eskiye dayalı o gün bugündür de yapıyorum.
Peki, pasta yapmaya ilginiz sonradan mı oluştu. Yoksa çocukluğunuzda da böyle pasta yapmaya ilginiz var mıydı?
Herkesin bir hedefi vardır. Benim hedefim pastacı olmak değildi. Yani nasıl olduğunu bilemeden oldu. İlk başta bir işletmenin kurabiyelerini yaptım. Sonrasında bu her zaman İstanbul’dan gelir ya böyle orada bir başlamış olur da Kayserimize gelir, o şekilde oldu. Bir de düşünsenize bir kadın evde çalışıyor gerçekten de güzel paralar kazanıyor zor ama hem geliri güzel hem bir şey çıkartıyorsunuz ortaya ve çok beğeniliyor. Bu çok güzel bir şeydi benim için. Bir hedef koyarak böyle bir pastacı olacağım ileride değil ama tabii ki bunun öncesinde resmim çok güzeldi. Böyle bir el yeteneğim varmış aslında. Normal ev pastası bildiğimiz keklerden, böreklerden misafirlik pastalar yapıyordum beğeniliyordu ama bunu bir işe dönüştürmek gibi bir sektör yoktu zaten Kayseri’de. Dikiş diken olurdu evde biliyorsunuz ama evde pastacılık gibi bir sektör yoktu.
Pastacılık ile ilgili bir eğitim aldınız mı?
Tabii ki tabii ki pasta perisi Serap var arkadaşım İstanbul’da sağ olsun. Onunla daha çok böyle diyalog halinde olduk. Ondan bir günlük bir eğitim aldım. Dediğim gibi zaten öncesinde de yapıyordum. Ondan da böyle bir fikir alışverişi yaptık, yaptıkça oluyor zaten. Aman bugün şu pastayı yapayım değil, sipariş neyse ona göre hep bir ileriye gidiyorsunuz bu işte. Siparişiniz ne kadar çoksa el yeteneğiniz, beceriniz daha da ilerliyor.
Siparişlerinizde sizce görsele mi önem veriyorlar yoksa lezzete mi?
Görsele veren bir sefer veriyor. Bir çocuğun 15 yaşına kadar pastasını yaptığımı biliyorum, iyi malzeme ve lezzet çok önemli. 20 kişilik bir doğum günü için 20 kişilik pasta yapıyorum. Bu 20 kişiden en az 10 kişi dönüş yapıyor. Bu şekilde katlanarak gidiyor zaten siparişlerde tabii ki lezzetsiz bir pastayı kimse sadece görseli için yaptırmak istemez ama ilk yaptıran tabi ki görsel için yaptırıyor bu da ayrı.
Bir destek aldınız mı? Öncesinde evden yapıyordunuz? İş yeri açmaya nasıl karar verdiniz?
Evet, evden yapıyorduk, sonrasında acaba mı dedim işte. KOSGEB’in kadın girişimcilere olan desteği vardı. Kurslarına katıldım. Prosedürlerden dolayı bana denk gelemedi ama Ticaret odasından belgemi aldım, sonrasında da kısmet oldu, iş yerimizi açtık. Beşinci yılımız bu yıl.
İş yeri açmak için hayali olan ama cesaret edemeyen gençlere ev Hanım’larına bir öneriniz, bir mesajınız var mı?
Bir anda işletme açmak bu dönemde doğru değil? Önce bir çevreniz olmalı. Pastalarınızın mutlaka bir tadına bakacaklar duyulacaksınız ve o şekilde devam etmeliler.
İş yeri açınca yaşamınız zorlaştı ya da kolaylaştı mı?
Her ikisinin de aslında zorlukları çok farklı. Tabii ki evde çalışmak kadar güzel bir şey yok. Ev lezzetinde pasta yapıyorsunuz çok da seviliyor. Ama iş yeri açıldığında yoldan geçen de geliyor. Ne yaptığınızı bilmeyen de geliyor o anlamda çok zor oluyor iş yerinde.
Peki, bu yola başlarken çocuğunuzun ilk yaş pastasıyla başladığınızı söylediniz sonrasında ilham aldığınız birileri oluyor muydu? Bir kaynak, bir yer ya da birisi?
Bir işe başlarken önce ilgi alanı yani algıda seçicilik. Şimdi benim bir doğum gününe ihtiyacım varsa o doğum gününde neler yapılması gerekiyor. Hediyelikleri nasıl olacak, pastası nasıl olacak gibi ben pasta konusundaydım. Öyle olunca araştırdım tabii ki. Kayseri'de yoktu o zaman sosyal medyada da böyle dolu dolu pasta yapanlar yoktu. Bakıyordum Tabii ki neler yapılabilir diye ama ilk yaş doğum gününde böyle gerçekten görülmemişti. İlk pastayı ben gece yapmıştım eşim bile sabah kalktığında -Nereden aldın bu pastaları? Dedi.
Pasta yaparken kendinizi nasıl hissediyorsunuz böyle pastalarla aranızda bir bağ oluşuyor mu?
İlk başlarda öyleydi sonrasında tabi ki işe dönüştü. Önceden keyifle yapıyordum, pastanın 50 kez fotoğrafını çekiyordum. Yani şimdilerde yapacağım işten emin bir şekilde biraz daha ticaret oluyor.
Bir kadın olarak çalışmamın zorluklarını yaşıyorsunuz bununla ilgili destek alıyor musunuz?
En Büyük destekçi eşim zaten sağ olsun.
Peki bu işte bu sektörde olduğunuz sürece sizi en çok zorlayan ya da en mutlu eden bir anınız oldu mu?
Hani derler ya evde bir kek yapacak olursunuz misafirin kısmetinden kabarmadı, biz de öyle bir şey yok mecbur o pasta kabaracak. Mecbur o pasta çıkacak ortaya. Tabii ki karşı tarafın hayali ile benim hayalim tutmadığı zaman o pasta olmuyor. O yüzden biraz daha net siparişlerle ilerlemeyi tercih ediyorum. Tabii ki birçok farklı hayallerle gelen insanlar oldu bu bütün sektörlerde var. Onun hayalini benim gerçekleştiremediğim oldu. O zamanlar tabii ki çok üzülüyorsunuz işte karşı tarafla zıtlaşıyor gibi oluyorsunuz. Onlar kötü tecrübe ve kötü hayal olarak kaldı. Ama çok fazla karşılaşmıyorum. Güzel dönüşler ve güzel mesajlar bütün yorgunluğumuzu alıyor.
Tarif isteyenler de oluyor mu ? isteyenlere yaklaşımınız nasıl oluyor?
İlk başlarda çok tarif istiyorlardı. Sonrasında bunun bir iş olduğunu, böyle bir sektör olduğu ortaya çıktıktan sonra çok şükür kalmadı kabullenildi.
Peki, kadınlara vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Gerçekten yapmayı istiyorsanız kendinize de güveniyorsanız ve kalitenizi hiç düşürmeden devam ederseniz bu ileriye dönük oluyor. Kendinize de güveniyorsanız evden aile bütçenize katkıda bulunmuş oluyorsunuz.
Haber: Gülşen Büyükçekiç