Gerektiğinde Kendi Göbeğimizi Kendimiz Keseriz
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ABD ile yapılan ortak devriye ve güvenli bölge çalışmalarıyla ilgili, 'ABD ile hava ve kara devriyeleri icra ediyoruz ve üs bölgeleri kurulması için de çalışıyoruz. Müzakere ve ortak çalışmalara amaç ve hedeflerimize uygun olduğu sürece devam edeceğiz. Oyalama, geciktirme olursa bu çalışmalar biter. Hazırlıklarımızı yaptık. Gerektiğinde kendi göbeğimizi kendimiz keseriz. B ve C planlarımız hazır' dedi.
19 Eylül Gaziler Günü dolayısıyla Genelkurmay Başkanlığında düzenlenen törene katıldı. Tören öncesinde gazi, gazi aileleri ve komutanlarla birlikte yemekte buluşan Bakan Akar, yemeğin ardından tören salonuna geçti. Tören salonunda okunan İstiklal Marşı’nın ardından konuşan Bakan Akar, “Bugün aynı zamanda Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ‘gazi’ ve ‘mareşal’ unvanı verilişinin 98’inci yıl dönümüdür. Bu vesileyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü de saygı ve minnetle yad ediyorum” diye konuştu.
Türk milletinin tarihe damga vurduğunu aktaran Bakan Akar, “Asil Türk milleti; binlerce yıllık şanlı tarihi boyunca zengin kültürü, ordu-millet geleneği ve birlik beraberlik ruhuyla var olmuş ve bu vasıflarıyla dünya tarihine damgasını vurmuştur. Ecdadımız; Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan tarihi süreç içerisinde; kanını ve canını feda ederek bizlere ‘vatanımı’ dediğimiz bu toprakları emanet etmiştir. 1071 Malazgirt’ten bu yana ebedi vatanımız olan bu toprakların bedeli, şehit ve gazilerimizin mübarek kanlarıyla ödenmiştir” şeklinde konuştu.
Türk halkının vatanında milli ve manevi değerleriyle özgür ve bağımsız olarak yaşama azminin en belirgin karakteristik özelliği olduğunu bildiren Bakan Akar, “Her milletin inancı, gelenek, görenek ve milli vasıfları ile şekillenen kendine özgü karakteri vardır. Türk milletinin en belirgin karakteri de canından aziz bildiği vatanında, milli ve manevi değerleriyle, özgür ve bağımsız olarak yaşama azmidir. Bizim için vatan, yalnızca üzerinde yaşadığımız bir toprak parçası değildir. Vatan, atalarımızdan miras kalmış mukaddes bir yadigar, tarihi zenginliklerini, kültürel değerlerini sinesinde saklayan kıymetli bir hazine, gerektiğinde uğruna can verdiğimiz en kutsal varlığımızdır. Bu asil millet, binlerce yıllık tarihi boyunca vatanı için, bayrağı için, milli ve manevi değerleri için her türlü cefaya katlanmış, her türlü fedakarlığı göstermiştir. Yeri gelmiş, evladının üzerindeki battaniyeyi alıp cepheye götürdüğü merminin üzerine sererek vatanın selametini, kendi evladının selametinden önce tutmuş, yeri gelmiş canından vazgeçmeyi göze almış, Erzurum’da Nene Hatun, Çanakkale’de Seyit Onbaşı, Maraş’ta Sütçü İmam, İzmir’de Hasan Tahsin, Antep’te Şehit Kamil olmuştur. Adları saymakla bitmeyecek Anadolu’nun nice aziz evladı, şehit ve gazi olma arzusuyla yola çıkmış; istiklalini korumayı namus ve şerefi saymış, vatanını namerde çiğnetmemiştir” ifadelerini kullandı.
Türk annesinin söz konusu vatan olduğunda, canından çok sevdiği evladını “Haydi yavrum haydi git, ya gazi ol ya şehit” diyerek peygamber ocağına gönderdiğini aktaran Bakan Akar, şunları söyledi: “Evet! Bu millet, fedakar bir millettir. Bu millet, kahraman ve gazi bir millettir. Bu millet, her hal ve şartta ‘Vatan Sağ olsun’ diyecek kadar onurlu ve sabırlı; düşmana üzüntüsünü göstermeyecek kadar metin bir millettir. Şehit olmak, gazi olmak, bizler için gurur vesilesidir. İşte tam da bu nedenle asil milletimizin şu anda aramızda bulunan kahraman evlatları, gazilik unvanına sahip olmanın haklı gururunu yaşamaktadır. ‘Şehitlik’ ve ‘Gazilik’ yine bu nedenle şanlı ordumuzu manevi yönden güçlü kılmakta, kahraman ve fedakâr mensuplarımızın en büyük motivasyon kaynağı olmaktadır. Malazgirt’te, Çanakkale’de, Milli Mücadele’de, Kore’de, Kıbrıs’ta, 15 Temmuz’da gazaya nasıl ki ‘Ölürsem şehit, kalırsam gazi’ anlayışıyla girmişsek bugün de aynı ruhla, aynı inançla karada, denizde ve havada mücadele etmekteyiz.”
"Terörün kökünü kurutmaya kararlıyız"
Terörle mücadelenin aralıksız devam edeceğini kaydeden Bakan Akar, “Asil milletimizin sevgisi, güveni ve duasından aldığımız güçle, vatan toprağımızın, mavi vatanımızın, semalarımızın ve 82 milyon vatandaşımızın huzur ve güvenliği için gece gündüz, yaz kış, dağ bayır demeden başta FETÖ, PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ gibi terör örgütleri olmak üzere, vatanımıza yönelen her türlü tehdit ve tehlikeye karşı azim ve kararlılıkla mücadelemizi sürdürüyoruz. Bu mücadelemiz, en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar, yurt içinde ve sınır ötesinde, aralıksız devam edecek. Terör belasını ülkemizin ve milletimizin gündeminden çıkarmaya, terörün kökünü kurutmaya kararlıyız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın” ifadelerini aktardı.
"Oyalama, geciktirme olursa bu çalışmalar biter"
Fırat’ın doğusunda terörden arındırılmış Güvenli Bölge kuracaklarından bahseden Bakan Akar, şöyle konuştu: “Fırat’ın doğusunda, 30-40 kilometre derinlikte, ağır silahlardan ve teröristlerden arındırılmış Güvenli Bölge ve Barış Koridoru kurulmasını amaçlıyoruz. Amaç, ilke ve hedeflerimizi başlangıçtan itibaren açıkça, tekrar tekrar ortaya koyduk. ABD’nin söylediklerini, açıklamalarını yakından takip ediyoruz. Daha önce Münbiç - Rakka’da yaptıklarını biliyoruz, aynı şeylerin bir kez daha tekrarlanmasını istemiyoruz. Bu doğrultuda mutabık kaldığımız üzere bölgede, ABD ile hava ve kara devriyeleri icra ediyoruz ve üs bölgeleri kurulması için de çalışıyoruz. Müzakere ve ortak çalışmalara; amaç ve hedeflerimize uygun olduğu sürece devam edeceğiz. Oyalama, geciktirme olursa bu çalışmalar biter. Hazırlıklarımızı yaptık. Gerektiğinde kendi göbeğimizi kendimiz keseriz. B ve C planlarımız hazır. Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi Suriye’nin siyasi ve toprak bütünlüğüne saygılıyız. Ancak burada bir terör koridoru oluşturulmasına da müsaade etmeyiz. Nihai hedefimiz Suriye’nin kuzeyinde PKK/PYD/YPG varlığını sonlandırmak, burada bir barış koridoru tesis ederek ülkemizdeki Suriyeli misafirlerimizin kendi topraklarına, evlerine dönmelerini sağlamaktır.”
"Pençe-3 operasyonunu genişletiyoruz"
Başarılı şekilde devam eden Pençe-3 operasyonunu genişlettiklerini anımsatan Bakan Akar, “Dünya ilerlerken vatandaşlarımızın da, gelecek nesillerimizin de huzur, güven ve refah içerisinde yaşamasını istiyoruz. Çocuklarımıza terör belasından arındırılmış, güvenli müreffeh bir ülke bırakmak için ne gerekiyorsa yapacağız. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde şimdiye kadar hem masada, hem de sahada olduk, bundan sonrada olmaya devam edeceğiz. İşte bu azim ve kararlılıkla Suriye’nin kuzeyinde oluşturulmak istenen terör koridoruna müsaade etmedik. Irak’ın kuzeyinde ülkemizin huzur ve güvenliği için Pençe Harekâtını başlattık, Şimdi de Pençe-3 operasyonunu genişletiyoruz. Komando birliklerimiz bölgede. Teröristlerin teslim olmaktan, bu işten vazgeçmekten başka çareleri yok. Kahraman Mehmetçik, bu hainlerin inlerine girmeyi ve buraları başlarına yıkmayı sürdürüyor. Operasyonlarımız artan bir şiddet ve tempoda devam edecek. Yine İdlib’de Astana süreci ve Soçi mutabakatı çerçevesinde çabalarımız hassasiyetle devam ediyor. Yeni bir mülteci akınının, yeni insanlık dramının yaşanmaması için her türlü çabayı gösteriyoruz. 16 Eylül’de Ankara’da düzenlenen üçlü zirvede, taraflarla bu konular görüşüldü ve yaklaşımımız dile getirildi. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bölgenin güvenliği, insanların huzuru için barış ve istikrara katkı vermeye devam edeceğiz“ şeklinde konuştu.
"Biz, rasyonel bir biçimde olması gerekeni söylüyoruz"
Yurt içi ve sınır ötesinde yürütülen terörle mücadele faaliyetlerinin yanı sıra Kıbrıs dahil mavi vatandaki hak, alaka ve menfaatleri de kararlılıkla korumaya devam edeceklerini söyleyen Bakan Akar, “Bu konuda ‘Uluslararası hukuka bağlı kalmamız, iyi komşuluk ilişkilerini arzu etmemiz’ taviz ve zafiyet; ‘Hiçbir oldubittiye izin vermeyeceğiz, hakkımızı, hukukumuzu koruyacağız’ dememiz de tehdit olarak algılanmamalı. Yaklaşımımız gayet açık. Biz, rasyonel bir biçimde olması gerekeni söylüyoruz. Kıbrıs’ta, kalıcı ve kapsamlı bir çözümden yanayız. Ada’da barış, huzur ve istikrarın ancak bu şekilde sağlanacağını düşünüyoruz. Doğu Akdeniz’de de kaynakların adil paylaşımı yönünde ilkeli bir tutum sergiliyoruz. 1974’te Kıbrıslı kardeşlerimizin haklarını nasıl koruduysak, bugün de aynı kararlılıktayız. Garantör ülke olarak uluslararası hukuk çerçevesinde, kendi haklarımızı da Kıbrıslı kardeşlerimizin haklarını da korumaya devam edeceğiz” dedi.
Yapılan tüm faaliyetlerde elde edilen başarıda en büyük payın şehitler ve gazilere ait olduğunu belirten Bakan Akar, şöyle devam etti: “Şunu özellikle belirtmek isterim ki, tüm faaliyetlerimizde elde edilen başarılarda en büyük pay, şüphesiz aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimize aittir. Unutmayınız ki her mevkiinin, her makamın, her rütbenin bir sonu vardır, ancak Şehitlik ve Gazilik asil milletimizin vefalı gönlünde sonsuza kadar yaşayacak ebedî unvanlardır. Bu nedenle; vatanımızın, asil milletimizin huzuru ve güvenliği için canlarını feda eden aziz şehitlerimiz ve bedenlerinin bir parçasını kutsal vatan topraklarına emanet eden kahraman gazilerimiz, şanlı tarihimizin altın sayfalarında en müstesna yere sahiptir. Fedakârlıklarınızın karşılığı yok. Bunun bilincindeyiz. Devletimiz ve milletimiz bugüne kadar yanınızda olduğu gibi bundan sonra da gururla yanınızda olacaktır. Sizler bizim başımızın tacısınız.
Her zaman, her ortamda ve ısrarla ifade ettiğimiz gibi bugüne kadar şehit ve gazilerimizin kanını yerde bırakmadık, bundan sonra da bırakmayacağız; ana, baba, eş ve özellikle evlatlarının gözyaşlarının hesabını sorduk, sormaya devam edeceğiz." HABER-FOTO-GÖRÜNTÜ: İHA