- Haberler
- Röportaj
- Gönen: 'Önemli olan bizim kendimizi değil, halkının ve gençliğinin bizi nasıl göreceğidir'
Gönen: 'Önemli olan bizim kendimizi değil, halkının ve gençliğinin bizi nasıl göreceğidir'
Röportajımızda bu hafta, Kayseri'de yeni yayın hayatına başlayan ve aylık yayınlanan Genç Nida Gazetesi ile ilgili gazetenin sahibi Emin Gönen ile bir söyleşi yaptık.
Gerçekleşen söyleşide gazete hakkında bilgiler veren ve basın hakkında görüşlerini paylaşan Genç Nida Gazetesi Sahibi Gönen: “Önemli olan bizim ilerde kendimizi nasıl gördüğümüz değil ilerde Kayseri halkının ve gençliğinin bizi nasıl göreceğidir” dedi.
KAYSERİ’NİN YAYIN HAYATINA GİREN VE AYLIK OLARAK YAYINLANAN FİKİR VE DÜŞÜNCE GAZETESİ GENÇ NİDA HAKKINDA BİLGİ VERİR MİSİNİZ?
Öncelikle müsadenizle Kayserimizin en önemli yerel gazetelerinden biri olan Anadolu Haber Gazetesi olarak gazetemize göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı teşekkür ederek konuşmaya başlamak istiyorum. Göstermiş olduğunuz bu kadirşinaslık bizi ziyadesiyle memnun etmiştir. Bu vesileyle de sizlere yayın hayatınızda muvaffakiyetler diliyorum. Sormuş olduğunuz soruya gelecek olursak sizinde belirtmiş olduğunuz gibi gazetemiz aylık fikir düşünce ve haber gazetesidir. Ülkemizde ve Kayserimizde gençliğin gidişatı noktasında kafa yoran, bu uğurda gücünün yettiğince bir şeyler yapma azminde olan bir grup genç kardeşimiz tarafından hayata geçirilmiştir. Her türlü ticari kaygıdan uzak, topluma hizmet unsurunun ön planda olduğu bir misyonu temsil etmek idealindeyiz. İlk sayı 5 bin adet olarak basılmıştır ki sizde takdir edersiniz bu rakam Kayseri’nin yerel gazete ve dergileri baz alındığında ilk sayı için oldukça yüksek bir rakamı ifade etmektedir.
BU GAZETEYİ DİĞER GAZETELERDEN AYRI KILAN NEDİR VE İLERDE GAZETEYİ NEREDE GÖRÜYORSUNUZ?
Bizi günlük yerel gazetelerimizden farklı kılan birçok unsur var. Gazetemizin ebadı baskı sayısı içerisindeki yazıların muhteviyatı bakımından oldukça farklı bir tarz oluşturmaya çalıştık. Gazetemiz mümkün mertebe toplumun her kesimine ulaşma ve herkes için, herkes adına bir şeyler söyleme gayretinde olmakla beraber, ağırlıklı olarak gündeminin başköşesine gençleri oturtmuştur. En büyük hedef kitlemiz gençliktir ve yazarçizer kadromuzda büyük ölçüde genç arkadaşlarımızdan oluşmaktadır. Bunun yanı sıra Kayserimiz’deki önemli fikir üstatlarımızdan da bu konuda istifade ediyoruz. Tabi burada niçin gençlik üzerinde bu kadar durduğumuz konusunda da bir şeyler söylemek gerektiği kanaatindeyim. Malumunuz bir toplumun gençliğinin o toplumun geleceği açısından ne kadar önemli olduğu hususu bu güne kadar üzerinde en fazla durulan ve hakkında en fazla yazılıp çizilen konulardan biridir. Bunu uzun uzun izah etmeye gerek yok sanırım. Ancak bu konuda bir iki çarpıcı örnek aktarmak istiyorum. Biliyorsunuz peygamber efendimiz Mekke’de peygamberliğini ilan ettikten sonra ona iman edenlerin büyük çoğunluğu gençlerdi ve onun davasını işte bu genç sahabeler sırtlanmıştı. İlginç olan şu ki peygamber efendimizin ashabım dediği bu genç sahabelerin yaşlarına baktığınızda bugünkü anlayışa göre hepsi çocuk yaştaydı. Hz Ali 8 yaşında, Enes Bin Malik 10 yaşında, Zübeyir Bin Avvam 12 yaşında, Musab Bin Umeyr 14 yaşında, Talha Bin Ubeydullah 15 yaşında, Sad Bin Ebi Vakkas 16 yaşında, İbni Erkam 17 yaşında. Bu daha da sayılabilir. Kendi tarihimizde meşhur bir örnek vardır herkesin kullanmaktan hoşlandığı. Denir ki Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettiğinde 21 yaşındaydı. Evet bu doğrudur Fatih 19 yaşında tahta geçmiş ve 21 yaşında İstanbul’u fethetmişti. Ancak tarihimizde bununla alakalı verilebilecek tek örnek bu değildir. Fatih tahta 2 defa geçmişti ve ilkinde 11 yaşındaydı. Babası ona koskoca devleti daha 11 yaşındayken emanet edebiliyordu. Osmanlı Devleti’nin 2. kurucusu sayılan Çelebi Mehmet 11 yıllık fetret dönemindeki mücadelesine 15 yaşında başlamış ve ağabeylerini alt ederek Osmanlı Devleti’nde yeniden birlik sağlamıştı. Fatihin babası 2. Murat 18 yaşında tahta geçmişti ve 20 yaşında Bizans’ı muhasara altına almıştı. Kanuni Sultan Süleyman 25 yaşında tahta geçmiş ve çok büyük işler başarmıştı. Bu örnekler daha da çoğaltılabilir. Bugünkü gençlik kavramını, gençlik yapısını düşündüğümüzde bu örnekler ne kadarda imkan dışı görünüyor değil mi. Hatta bu saydığım yaş aralıklarını biz genç olarak bile nitelendirmiyoruz. Biz bu yaş aralıklarına çocuk diyoruz. Bu konuyu belki de çok uzattık ama son olarak şöyle bir örnek vererek meramıma biraz daha açıklık getirmeye çalışayım. Fatihin İstanbul’u fethini anlatan birçok resim çizildi bu güne kadar. Şöyle bir gözünüzde canlandırın bu resimlerin hangisinde Fatih 21 yaşında görünüyor? Hiçbirinde. Bunun sebebi sizce ne olabilir? Çünkü bugünkü gençliğimizi düşündüğümüzde dünyanın hiçbir yerinde 21 yaşında hiçbir gencin onun yaptıklarını yapabileceğini tahayyül bile edemiyoruz da ondan. Onun için İstanbul resimlerinde Fatih hep 35-40 yaşında görünüyor.
Sorunuzun ikinci kısmına müsaade ederseniz ileride gazeteyi nerede gördüğümüz şeklinde değil de, nerede ve nasıl görmek istediğimiz şeklinde cevaplamak istiyorum. Biz gazete olarak inanıyoruz ki genç nida gazetesi bir ihtiyaçtan hasıl olmuştur. Bu ihtiyaç Kayseri de, ülkemiz gençliğinin giderek zayıflayan manevi kimliğinin yeniden güçlenmesine hizmet eden fikri bir neşriyatın olmayışının oluşturduğu boşluğu doldurma ihyacıdır. Biz istiyoruz ki mümkün olan en fazla evde ve işyerinde takip edilen bir gazete olmak suretiyle kayseri insanının zihninde ve gönül dünyasında geniş bir yer edinelim. Gençlik bizim ışığımız olsun. Bizde gençliğin düşünce dünyasına ışık olalım. Bunu söylerken sadece nicelik yani sayısal değer olarak değil nitelik olarak da büyümek azmindeyiz. Olabildiğince geniş kitlelere sesimizi duyurmak ve olabildiğince geniş kitlelerin sesini duymak ve duyurmak niyetindeyiz. Birde bu noktada şunu da düşünüyorum; önemli olan bizim ilerde kendimizi nasıl gördüğümüz değil ilerde Kayseri halkının ve gençliğinin bizi nasıl göreceği ve zihninde nasıl konumlandıracağıdır.
GAZETENİZ OKURLARI TARAFINDAN YETERİ KADAR İLGİ GÖRDÜ MÜ VE OKURLARINIZA BU GAZETE İLE NELER SUNACAKSINIZ?
Biz bu işe başlamaya karar verdiğimiz andan baskıya verdiğimiz ana kadar herhangi bir tanıtım çalışması yapmadık. Olabildiğince sessiz sedasız bir şekilde yürüttük çalışmalarımızı. Bunun kendi açımızdan bazı sebepleri vardı. Ancak fısıltı gazetesi iyi çalışmış olmalı ki baskıya hazırlık aşamasında hiçte beklemediğimiz bir şekilde birçok insanı gazetemizin çıkacağı günü merakla beklerken bulduk. Daha işin başında bu işin ciddi anlamda meraklısı tarafından ilgi odağı olacağının sinyallerini almıştık. Her ne kadar gördüğümüz ilginin yeterliliği konusunda bir şeyler söylemek için daha erken olsa da geldiğimiz nokta bizi bu konuda oldukça umutlandırmıştır. İnsanlara bu gazeteyle ne sunacağımız konusuna gelince; insanlara bir şeyler sunmak için elinizde o insanlarda olmayan bir şeyin olması lazım ki siz bunu sunduğunuzda ilgi uyandırabilsin bu noktada başta belirttiğim gibi kayserinin çok değerli fikir üstatları var. Biz bu büyüklerimizden yardım alıyoruz. Ancak bizim bu gazeteyi çıkarmaktaki esas amacımız insanlara ellerinde olmayan bir şeyleri sunmaktan ziyade içinde bulunduğumuz toplumun sosyal açıdan, yitip giden ve bizi biz yapan maddi manevi değerlerimiz açısından resmini çekip bu resmi insanların dikkatine sunmaktır.
SİZCE BİR GAZETEDE NE GİBİ UNSURLAR BULUNMALIDIR, GAZETEYİ FARKLI ÇEKİCİ VE YARARLI KILAN ŞEYLER NELERDİR?
Her gazetenin kendine has bir tarzı bir bakış açısı ve haber anlayışı vardır. Burada şunun cevabını aramak gerek diye düşünüyorum. Acaba bir gazete salt doğru ve tarafsız bir şekilde insanlara haber aktarma gayretinde mi olmalı yoksa topluma kendi inandığı değerler noktasında insanlara mesaj verme kaygısı da gütmeli mi? Ben şuan bunun tartışmasına girmek istemiyorum ancak bizim gazetemizin duruşu ve yayınları itibariyle ikinci duruma daha yakın olduğunu düşünüyorum. Ayrıca bir gazeteyi farklı ve çekici kılmak için toplumsal değerlerimizi dinamitleyen yayınlar bize ve gençliğimize oldukça zarar vermektedir. Bu açıdan bir gazete okunabilir, çekici ve farklı olduğu kadar toplumsal misyonlarını da yerine getirmeli ve görüşü zihniyeti siyasi duruşu ne olursa olsun asla ayrıştırıcı ve farklılıkları körükleyici olmamalıdır.
SON OLARAK GAZETENİZİN İLK SAYISI ÇIKTI. OKURLARINIZDAN NE GİBİ ELEŞTİRİLER, TAVSİYELER VE GÖRÜŞLER ALDINIZ, BUNLARI BİZİMLE PAYLAŞIR MISINIZ?
Gazetemizin çıkarılmasını sağlayan her arkadaşımızın bu konuda büyük tecrübelerinin olduğunu ve bu konuda profesyonel olduğunu söyleyemeyiz. Biz ilk sayıda tamamen amatör bir ruh ve heyecanla çalıştık. Bu konuda arkadaşlarımızın çoğu ilk defa bir gazete çıkarma işinde bulundu. Bu noktada bir takım hatalarımızın olması zaten kaçınılmazdı. Gazetemiz çıkar çıkmaz içerik, mizampaj baskı kalitesi ve ebat noktalarında olumlu ve olumsuz birçok eleştiri aldık. Bunların hepsi iyi niyetli ve yapıcı eleştirilerdi. Bunlardan olumlu olanları göğsümüzü kabarttı ve bizi daha da cesaretlendirdi. Olumsuz eleştirileri ise birer tecrübe olarak ikinci sayıda kullanmak üzere cebimize koyduk. Yeniden alakanız için teşekkür ediyor ve çalışmalarınızda başarılar diliyorum. RÖPORTAJ: KAAN AKBAŞ