Güven ve istikrar sağlanmalı!

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ekonomiye yönelik açıkladığı uygulamalar gündemin odağına yerleşti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın pazartesi günü Kabine Toplantısı'nın ardından açıkladığı finansal alternatifler ve ekonomik tedbirlere ilişkin değerlendirmelerde bulunan İhracatçı, Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İHSAD) Başkanı Tuncay Sabuncu, açıklanan ekonomik kararlar sonrasında güven ortamında istikrarın sağlanmasına dikkat çekti.

Güven ve istikrar sağlanmalı!

İhracatçı Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İHSAD) Başkanı Tuncay Sabuncu, döviz kurunda yaşanan sert düşüşün iki farklı bakış açısıyla değerlendirilmesi gerektiğini anımsattı. Tuncay Sabuncu, doların yaklaşık 18 TL’den, 12 TL civarına düşüşünün sanayicileri psikolojik olarak olumlu etkilediğini vurguladı.

İHSAD Başkanı Tuncay Sabuncu, ilk olarak insanların içerisinde bulunduğu karamsarlığı hayata daha pozitif bakacak şekilde güncellediklerini belirterek, “İç piyasa dinamikleri açısından düşünürsek doların düşmesi olumlu bir hava oluşturdu. Bu olumlu havanın devamının gelmesini bekliyoruz. Döviz kurunu bahane etmek suretiyle fahiş fiyatlarda zam yapan firmaların, zamları bu fiyat farklarını geriye çekmek suretiyle piyasaları rahatlatmalarını bekliyoruz.” diye konuştu.

Tuncay Sabuncu, bir diğer etkenin ise, “İhracatçı açısından olaya baktığımız zaman düşük kur, ihracat açısından her zaman için sıkıntılı bir durumdu. Çünkü yurt dışına verdiğiniz fiyatlarda tutunmak daha zor olacaktır. Yani önümüzdeki günlerde ihracat anlamında bir daralma yaşanabilir” dedi.

Sanayici açısından kur çok önemli değil

Sabuncu, Sanayici açısından kurun çok önemli bir etken olmadığını savunarak, “Daha çok ticaretle uğraşmayan, yatırım yapmayan, paradan para kazanmaya çalışan insanların takip ettiği bir şeydir. Sanayici açısından istikrar önemlidir. Çok sert inişler ve çok sert çıkışlar sektörü tedirgin eder. Kur yirmi lira olmuş, on lira olmuş, otuz lira olmuş, beş lira olmuş, bununla ilgilenmez insanlar. İşine bakarlar. Yaptıkları ticaretten para kazanmaya, yaptıkları yatırımdan istihdam oluşturmaya bakar sanayici. Ama çok sert inişler ve çok sert çıkışlar insanları beklemedikleri handikaplarla baş başa bırakırlar. Eğer dolar borcunuz varsa çok sert yükseldiyse, borcunuz bir anda ummadığınız bir şekilde katlanmış olur. Aynı şekilde dolar alacağınız var. Karşılığında kredi kullandınız. Yatırım yaptınız. TL ödemeniz varsa çok sert düşüş bu sefer de elimizdeki malın yahut paranın karşılığını bulamaması anlamına gelir. O yüzden sert hareketler, yüksek dalga boyları insanları, sanayiciyi tedirgin eder” ifadelerinde bulundu.

Hükümet yetkililerinin sanayiciyi her zaman pozitif ayrımcılığa tabi tuttuğunun altını çizen Sabuncu, “Bu son açıklanan paketle beraber aslında Merkez Bankası'nın kur sabitlemesi dediğimiz bir yöntemi getirmiş oldu hükümetimiz. Ama biz bunun yeterli olmayacağını düşünüyoruz. Çalışan, yatırım yapan, ihracat yapan sanayicilerin önlerini açacak şekilde daha pozitif ayrımcılıkları olan birtakım yeni argümanlar oluşturulmasını bekliyoruz” şeklinde konuştu.

Lojistik sıkıntılar daha elzem

Şu an sanayicinin en elzem gündem maddesinin piyasaların durumu dışında, lojistik sıkıntılar olduğunu belirten Sabuncu, “ Bir milli lojistik firması oluşturmalıyız. Çünkü biz konteyner bulamıyoruz. Bir başka firma kendi ürününü satmak istediği zaman senin limanlarını, konteyner gemileri pas geçtiği an, biz ürünü sevk etme şansımızı kaybediyoruz. Yahut gümrüklerde yaşadığımız sıkıntılar var. Gümrüklerimizde ve başkalarının gümrüklerinde heder olan mallarımız var. Suudi Arabistan'da bu yıl bir olay yaşadık. Bir sürü arkadaşımızın ürünleri gümrüklerde heder oldu” diye konuştu.  

Yurt dışından gelecek olan yatırımcıları da kurun etkilemediği üzerinde duran Sabuncu, yabancı yatırımcıların güven konusunda sıkıntı yaşamadıklarını da vurguladı. Sabuncu, şu şekilde konuştu:

“Yatırımcılar açısından çok olumsuz bir şey olacağını düşünmüyorum. Çünkü Türkiye gerçekten yatırım cenneti. Yabancı yatırımcıların güven anlamında bir sıkıntı yaşadıklarını da düşünmüyorum.  Çünkü ülkemiz geçmişte koalisyon hükümetlerinden kaynaklı, tereddüt geçirilen ülkeler statüsünde olabilirdi ama parti hükümetleri her zaman için güven telkin eder. Sanayici yatırım fırsatını kollar. Şu anda ülke yatırım anlamında inanılmaz müsait bir durumda. Şimdiden istediği gibi lojistikten kaynaklı ürünlerini alamayan birçok Avrupalı ülke, kesinlikle bize yöneldiler. Buradan hem yatırım yapma anlamında hem ortaklıklar oluşturma anlamında hem de Kayseri'de ve Kayseri gibi sanayileşmiş bir illerimizde alım temsilcilikleri oluşturarak oralarda artık bürolar açmaya başladılar. Amerika'nın en büyük iki mobilya firmasından bir tanesi bizim serbest bölgemizde 40-50 bin metre kapatmak suretiyle yatırım yapıyor. Yani yatırımcı kurun kaç lira olduğu ile çok da ilgilenmiyor aslında. Çünkü yatırımcının parası zaten döviz. Yani dövizin ne olduğu beni ilgilendiriyor daha çok. Adamın 100 doları, 100 dolar. Biz Euro’yu ve doları iç piyasada kendimiz bozdurunca kaç para ederden yürüyünce para değerli ya da değersiz diye bakıyoruz.”

Sabuncu, sanayiciler olarak paradan para kazanmayalım ifadelerinde bulunarak, “Bizim bildiğimiz tek şey evimizden, işimize, işimizden tekrar dönüp evimize gitmek yöntemiyle kazandığımız paradır. Üreterek kazanmadan başka bir yol tanımıyorum. Hükümetimizin üreticiyi, ihracatçıyı kesinlikle cesaretlendirecek, önünü açacak teşviklerle bizi sahada canlı ve diri tutmasını bekliyoruz. Bu topraklardan kazandığımızı, bu topraklarda kaybetmekten gocunmayız. Ama hep beraber kazanmak varken dünya arenasında Türkiye'nin ismini, Türkiye Cumhuriyeti'nin ismini yüceltmek varken niye kaybedelim?”