Hakim Daştan: 'OHAL bitiminden sonra büyük adalet şurası toplanmalıdır'

Türkiye'de hukuk düzeninin kendini yeniden inşa etmek zorunda olduğunu ifade eden İstinaf Hakimi Necati Daştan 'Bu ülke acilen olağanüstü halin bitiminden itibaren büyük adalet şurasını toplamalıdır' dedi.

Hakim Daştan: 'OHAL bitiminden sonra büyük adalet şurası toplanmalıdır'

Verdiği bilgilerde adaletin nerede döküldüğünü nasıl ayağa kalkacağının bu şurada belirlenmesi ve bir yol haritası ile işe koyulması gerektiğine işaret eden Hakim Daştan, “Yetersiz olan kadrolar derhal değiştirilmeli. Üretemeyenler ve başarılı olamayanlar görevden alınmalıdır. Ancak bunun için kimin üretip kimin üretmediğinin objektif bir tespitinin yapılması gerek. Mevcut tablo bunu gerçekleştirecek  potansiyelde değildir. Yargı şurasından çıkacak konsensüs ile bir komisyon kurulmalı ve bu komisyon kimin başarılı olup olmadığını belirlemelidir. Aksi halde adaletteki dökülme toplumsal bir çürümeye yol açabilir. Şu anda olağanüstü halin engelleri nedeniyle pek çok mevzu tartışılmıyor ancak olağanüstü hal bittikten sonra büyük savrulmalar yaşayabiliriz. İnsanların adalete güven duyması zorla tesis edilecek bir şey değildir. Siz korku ile insanları bir müddet susturabilirsiniz ancak ilanihaye susturamazsınız. Bir de insanlar suç işlediğini kabul etse bile aynı suçu işleyen başkaları adaletin gediklerinden istifa ederek kurtulmuşsa o insan da kendinde bu hakkı gördüğü için adalete isyan edebilir Söylediğimiz gibi çok yönlü bir durumla karşı karşıyayız. Mesleğini sanat anlayışı ile yapmayan insanların ürettiği hiçbir şeyden başarı elde edemeyiz. Önce yargı işini yapanların bu işi severek yapmaları gerek. Bunun öncesinde bu mesleğin kronik sorunlarının çözülmesi gerek. Büyük ümitlerle girilen iki seçim yaşandığı halde hala yargı mensupları kendi sorunlarının çözüldüğünü düşünemiyor ve işin en kötü yanı bundan sonra da çözüleceğine dair inanç kaybolmuş durumda. Yargı mensupları bugün mesleki bir tükenmişlik içindedir. Coğrafi yer teminatının olmadığı bir meslekte insanların güvenle ve huzurla görev yapmaları beklenemez. Coğrafi yer teminatı, yetki teminatı ve disiplin teminatının sağlanması olmazsa olmaz bir ilkedir. Bir hakim verdiği karardan dolayı kendini güvende hissetmiyor ve tedirgin oluyorsa adaletin güneşi batmak üzeredir. Bir teşkilatta hakimlerin yarıdan fazlası kürsüden kurtulmak istiyorsa orada adalet bitmiş demektir. Bu sorunları görmeden adaleti anlamak mümkün olamaz. Bir hakimin ailesi var, çocukları var ve onlarca tayinden sonra artık taşınmaktan bıkmış bir halde artık emekliliğine yakın bir zamanda bir ile yerleştiğini düşünürken beklenmedik bir anda rızası alınmaksızın onu bir başka yere tayin ettiren sistem ne kendi çalışanlarına güven verebilir ne de adalet bekleyenlere. Kendi içinde adaleti tesis edemeyen sistem başkalarına da adalet dağıtamaz. Bu hakikatler ışığında insanlardaki öfkeyi şahsen ben anlayabiliyorum. Ben bundan sonra da daha ağır vakalar olmasından endişe ediyorum. Öfke artık dayanamaz bir noktaya geldiğinde elbette bir boşalma yaşayacaktır” şeklinde konuştu.

“BİNANIN TEMELİ ZAYIF”

Sürdürdüğü açıklamalarında konuya ilişkin olarak Daştan, “Bizler devletin ne olduğunu, nasıl bir temele dayanması gerektiğini bilmiyoruz. Bir örnek vermek gerekirse. Hatırlarsanız Van’da bir otel vardı. Depremden önce otel makyajlanmış ve gösterişli görünüyordu. Deprem nedeniyle ilde kalacak bina kalmayınca insanlar bu otelin sağlam olduğu inancı ile buraya  yerleşti ancak bir sonraki sarsıntıda bu otel yerle bir oldu ve burada 24 insan hayatını kaybetti. Neden? Binanın temeli zayıf” diyerek şunları paylaştı; “Güçlendirilmeyen bina sadece makyajlanmıştır. Temelsiz bir binayı ne kadar makyajlarsanız makyajlayın bir gün çökecektir. Adalet de böyledir Bir devletin temeli adalettir.  Temel zayıf atılmışsa mutlaka bir yerden patlak verecektir çünkü insanlar için en büyük zülüm adaletsizliktir. Adaletsizliğin doğurduğu öfkeyi hiç bir şey dindiremez.”

“VERDİĞİM KARARLARIN SANIKLAR TARAFINDAN TEMYİZ EDİLMESİNİ İSTİYORDUM”

Mesleğe başladığı yıllarda verdiği kararların sanıklar tarafından temyiz edilmesini istediğini kaydeden Hakim Daştan; “Çünkü sistem bizim terfi almamızı buna bağlamıştı anlamsız bir şekilde. Sanığa kararı beğenmiyorsan temyiz edebilirsin dediğimde sanıklar şöyle diyordu; ‘Estağfirullah hakim bey o nasıl söz. Adaletin verdiği karara biz nasıl itiraz edelim!’ Şimdi geldiğimiz noktada bırakın hakim savcıların can güvenliğini, adliyelerin güvenliği tartışılır hale gelmiş durumda” sözlerini paylaştı.

“HİÇBİR ÜLKEDE BİR SUÇ TÜRÜ ARTARKEN DİĞERLERİ AZALMAZ”

Açıklamalarının sonunda hiçbir ülkede bir suç türü artarken diğerlerinin azalmadığını dile getiren Daştan; “Yani suçlar bileşik kaplar hesabı genel olarak artar ve genel olarak azalır. Bir ülkede suçla mücadele etmek istiyorsak şayet, topyekün bir anlayışla kollektif bir mücadeleye girmemiz gerek. Bu bilgiler ışığında sözlerimi Edebali’nin bir sözü ile bitirmek istiyorum; ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ ” görüşlerine yer verdi. ÖZEL HABER: KAAN AKBAŞ