'HDP, PKK ve FETÖ'nün yörüngesine giren CHP'nin Atatürk adını anmaya ne yüzü ne de hakkı kalmıştır'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e yönelik artan ilgiden, yoğunlaşan sevgi ve sahiplenmeden ziyadesiyle mutluluk duyuyor bunun devamını temenni ediyorum. Atatürk hiç kimsenin tekelinde değildir. Hele hele HDP, PKK ve FETÖ'nün yörüngesine giren CHP'nin Atatürk adını anmaya ne yüzü ne de hakkı kalmıştır' dedi.

'HDP, PKK ve FETÖ'nün yörüngesine giren CHP'nin Atatürk adını anmaya ne yüzü ne de hakkı kalmıştır'

MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin TBMM’deki grup toplantısında yaptığı konuşmada, "Komşu coğrafyalardaki her türlü gelişme bizim ilgi sahamız içindedir. Aramızda derin tarihi ve kültürel bağlar vardır. Atalarımız, 'ev alma komşu al' sözünü boşuna telaffuz etmemişlerdir. Özellikle 911 kilometre uzunluğunda sınırımız olan Suriye, 350 kilometre uzunluğunda sınırımız olan Irak bizim nazarımızda önemi inkar ve ihmal edilemeyecek boyuttaki iki ülkedir. Bunun elbette bilincindeyiz. Doğası gereğince, Irak, Suriye ve hatta İran'daki her hadisenin ama öyle ama böyle ülkemize yansımaları olmaktadır. Sınırlarımızın diğer yakasında yaşanan doğal afetlerden bile Türkiye az veya çok etkilenmektedir" şeklinde konuştu.
 
"Dost ve kardeş ülkeler Irak ve İran'a başsağlığı dileklerimi bildiriyorum"
 
12 Kasım günü akşam saatlerinde merkez üssü lrak'ın Halepçe kentinin güneybatısında ilk belirlemelere göre 7.3 şiddetinde bir deprem meydana geldiğini hatırlatan Bahçeli, "Bu doğal felaket Irak'ın kuzeyiyle, İran'ın Irakla sınır alanlarını yoğun bir şekilde tesir altına almıştır. İran'ın Kirmanşah kentinde maalesef ölü sayısı bir hayli fazladır. Ayrıca ülkemizin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleriyle Suriye, Kuveyt, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri'nde depremin sarsıntıları hissedilmiştir. Şu ana kadar yapılan açıklamalardan sayıları 400'ü aşan insanın hayatını kaybettiği, binlercesinin de yaralandığı anlaşılmaktadır. Tablo vahim, yıkım ileri boyuttadır. Elbette deprem felaketinin yaralarının sarılması amacıyla komşuluk hukukunun gereği neyse o yapılmalıdır. Memnuniyetle ifade ediyorum ki, Türkiye depremzedelere yardım konusunda hazır olduğunu samimiyetle dile getirmiş, enkazın kaldırılmasıyla ilgili duyarlılığını göstermiştir. Nitekim Türk Kızılay'ı anında harekete geçmiş, AFAD tüm hazırlıklarını yapmıştır. Deprem hayatın bir gerçeğidir. Bundan kaçış yoktur. Bölgemiz de deprem kuşağındadır. Türkiye depremin ağır sonuçlarını belirli aralıklarla yaşayan bir ülkedir. Allah korusun, İstanbul'da yaşanacak muhtemel büyük depremle ilgili uyanışı sağlayacak ikazlar, uyarıcı ifadeler uzun süredir gündemdedir. Depremle yaşamasını öğrenmek zorundayız. Depreme teslim olmak yerine, olacakları öngörüp, feci akıbetleri bugünden yorumlayıp mutlaka önlem almak mecburiyetindeyiz. Açıktır ki deprem değil, tedbirsizlik ölümlere yol açmaktadır. Vatandaşlarımızın depreme karşı bilinçlendirilmesi önemli olduğu kadar; inşaat faaliyetleri, imar çalışmaları ve kentlerin yeniden inşası konularında da gösterilmesi, dürüst ve sorumlu hareket edilmesi tartışmasız önemdedir. Şunu özellikle vurgulamalıyım ki, Irak'ın kuzeyindeki depremden, şiddetli yıkım ve can kayıplarından dolayı son derece üzgünüz. Bu kapsamda hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifa diliyorum. Dost ve kardeş ülkeler Irak ve İran'a başsağlığı dileklerimi bildiriyorum" ifadelerini kullandı.
 
"En son terörist teslim alınıncaya, en son kanlı silah kırılıncaya kadar mücadeleden geri dönüş, milli azim ve iradeden geri adım yoktur ve tüm yollar kapalıdır"
 
Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti: "Türkiye'nin bölgesinde bileğini bükmek, sırtını yere getirmek için hava koklayan, fırsat kollayan, zemin yoklayan pek çok husumet ve musibet odağı vardır. Karışıklıktan nemalanan, kaostan mamalanan, krizden çıkar sağlayan karanlık çevreler ülkemizin bekasını, tarihi birlikteliğini sakatlamak maksadıyla pusudadır. Bunların değirmenine su taşıyan ve beşinci kol faaliyetiyle içten içe fitne aşılayan mihrakların pusulası da çoktan şaşmış, gerçek yüzleri açığa çıkmıştır. Türk milleti tehdidin boyutunu görmektedir. Tehlikenin büyüklüğünü ferasetiyle sezmektedir. Aziz milletimiz milli birlik ve kardeşlik duygusuna şuurla ve gururla sahip çıkmaktadır. Bozguncular, çok şükür karamsar ve umutsuzdur. Bölücüler arkasına baka baka yaşamakta, rahat nefes alamamakta, kimisi kafese, kimisi de kodese girmekten kurtulamamaktadır. Buhran sevdalıları, bunalım düşkünleri kıstırılmış, köşeye sıkışmıştır. Vurguncular tedirgin ve korku içindedir. Terörle mücadele korkusuzca, kararlı bir şekilde hainleri hedef almaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri sınır ötesinde ve vatan topraklarında teröristlere göz açtırmamaktadır. Şırnak merkez Bestler Dereler, Diyarbakır Lice, Irak'ın Zap, Avaşin ve Basyan bölgelerinde tavizsiz şekilde askeri operasyonlar icra edilmektedir. En son terörist teslim alınıncaya, en son kanlı silah kırılıncaya kadar mücadeleden geri dönüş, milli azim ve iradeden geri adım yoktur ve tüm yollar kapalıdır. İnanıyorum ki, hainler döktükleri tertemiz şehit kanlarında boğulacaklar, yaptıklarına pişman edileceklerdir."
 
"Bekamıza silah doğrultan, bin yıllık kader ortaklığına gölge düşürmeye heves eden, kardeşlik bağlarımıza hançer sallamayı aklından geçiren kim ya da kimler varsa yaktıkları nifak ve niza ateşinde yanıp kül olacaklardır" diyen Bahçeli, "İster ekonomik saldırılarla, ister silahlı eylemlerle, isterse de farklı vasıtalarla olsun, doğrudan üzerimize gelen, güvenliğimizi açıktan hedef alan, toprak ve insan bütünlüğümüze acımasızca suikaste yeltenen kim olursa olsun kaybetmeye mahkumdur. Kör gözünü açmış, kan damarlara yürümüş, kahramanlık ete kemiğe bürünmüştür. Millet kenetlenmiş, kirli hesapları yerle bir etmek için dev cüssesiyle ayağa kalkmıştır. Hatırlayınız, ne diyordu merhum vatan şairimiz Mehmet Akif: 'Sahipsiz olan memleketin batması haktır; sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır. Feryadı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar. Uğraş ki, telafi edecek bunca zarar var.' Zaman dar, zarar-ziyan fazla olsa da, bunların üstesinden gelecek inanmışlık ve yüksek irade bu cennet vatana bu kutlu devlete geleceğin büyük Türkiye özlemlerine son damla kan son kahraman nefere kadar Allah’ın izniyle sahip çıkacaktır. Milliyetçi ülkücü hareket olduktan sonra ne memleket ne de millet batacaktır. Al bayrak üstümüzde dalgalandığı müddetçe korkuya yer yoktur hainlere aman verilmeyecektir” değerlendirmesinde bulundu.
 
"CHP’nin Atatürk adını anmaya ne yüzü ne de hakkı kalmıştır"
 
Bahçeli, konuşmasının devamında şunları kaydetti: "Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e yönelik artan ilgiden, yoğunlaşan sevgi ve sahiplenmeden ziyadesiyle mutluluk duyuyor bunun devamını temenni ediyorum. Türk tarihinin en şanlı sayfalarını fedakarlıkla millete hürmet, hizmet ve hayranlıkla yazan Aziz Atatürk’ün siyaset üstü kalması samimi dileğimdir. Atatürk hiç kimsenin tekelinde değildir. Hele hele HDP, PKK ve FETÖ’nün yörüngesine giren CHP’nin Atatürk adını anmaya ne yüzü ne de hakkı kalmıştır. Artık Atatürk hiç kimsenin siyaset dövüşünün sinir harbinin sivri dilinin konusu olmayacaktır. 'Atatürk’e alaka yükseliyormuş' Ne var bunda? Olması gereken bu değil mi? 'Son zamanlarda herkes Atatürk demeye başlamış' ne güzel işte bunu polemik malzemesi haline getirmek ahlaki mi? '10 Kasım’da Anıtkabir dolmuş taşmış' bunun neresi mahsurlu, daha fazlası için arayış ve arzuya sahip olmayalım mı? 'Yüzde 50+1 nelere kadirmiş, Atatürk konusu abartılıyormuş, bazıları şaşkınlık geçiriyor kelli felli kalem sahipleri hayretler içindeymiş'. Laf cambazlığını bırakınız. İpsiz sapsız değerlendirmeleri, uçuk kaçık beyanatları buruşturup atınız. Nitekim Gazi Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyetidir. Atatürk tam bağımsızlıktır. Atatürk, Türk milliyetçisidir. Kozmopolit, komünist, köksüz, kimliksiz, feslisi fessizi ne kadar çürük sima varsa kıvranmakta, kızmaktadır. Varsın cehaletlerinin esiri olsunlar. Fazla söze yer ve gerek yoktur. Atatürk ortak kıvancımız, kurtuluşumuzun kutup başı, milletimizin baş tacı olarak ebediyete kadar eserleri ile eşsiz mirasları ile var olacak aynı zamanda da manen yaşayacaktır." HABER-FOTO: İHA