Kayseri'nin sevilen ezgisi: 'Hunat Mahallesi'nin hüzünlü hikayesi...

Kayseri müzik camiasının sevilen ismi Recep Alemdar'ın 1980'li yıllarda hazırlayarak, Kayserili müzikseverlerin beğenisine sunduğu eserlerden biri de 'Hunat Mahallesi' türküsüdür. Türkünün hüzünlü öyküsü ve merak edilenler Kayseri Anadolu Haber'in Kayseri Haberlerinde...

Kayseri'nin sevilen ezgisi: 'Hunat Mahallesi'nin hüzünlü hikayesi...

Kayseri müzik camiasının sevilen ismi Recep Alemdar’ın 1980’li yıllarda hazırlayarak, Kayserili müzikseverlerin beğenisine sunduğu eserlerden biri de “Hunat Mahallesi” türküsüdür.

1980’li yıllarda rastladığımız filmler ve bu filmlere ait olan yerel türkülerle birlikte ilk kez duyduğumuz Hunat Mahallesi türküsü hüzünlü öyküsüyle halk arasında sevilmeye başlıyor. Ancak, Kayserili sanatçıların ülkede aynı dönemde ismini duyuran isimler kadar finansal desteği bulunmadığı için, bu türkü ülke geneli bir ün kazanamamıştır.

Hunat Mahallesi türküsü ezgisi, notası ve müziği hareketli, sözleri manalı olmasıyla halk arasında sevilir. Sosyal ve kültürel bağlamda dönemin Kayseri'sini yansıtan türkü öyküsüyle dikkat çeker.

Türkünün ezgisi ise Ürgüplü Türk Halk Müziği sanatçısı ve derleme ustası Refik Başaran tarafından, Konya havasında düzenlediği “Tokat Yaylasında Yaylayamadım” türküsünün ezgisiyle aynı... 

Hunat Mahallesi'nin sevilen ezgisi: 'Hunat Türküsü'nün hüzünlü hikayesi...

Kayserili Türk Halk Müziği sanatçışı Recep Alemdar’ın okuduğu “Hunat Mahallesi” türküsünün sözleri şöyle;

Hunat mahallesinde yaylayamadım

Anam yaylayamadım

Divane gönlümü anam eyleyemedim

 

Hamdi kardeşime söyleyemedim, anam söyleyemedim

Ay karanlık bir gecede

Vurdular beni

Ölmeden kabire anam koydular beni

 

Mezar arasında harman olur mu?

Kama yarasına derman olur mu?

Kamayı vuranda vicdan olur mu?

İnsaf olur mu?

Vurma zalim vurma, kama yarası

Vuran gelip de geçti

Sokak arası

Ay karanlık bir gecede

Vurdular beni

Ölmeden kabire koydular beni.

Türkünün sözleri incelendiğinde; pusu kurma, hazırlıksız yakalama, karanlığın çökmesini bekleme ve baskın yapma Anadolu’da her yerleşim yerinde karşılaşılan dönemin toplumsal bir yarasıdır. Bu pusu kurma teması aynı dönemdeki diğer Yeşilçam filmleri, şarkılar ve romanlarda da benzer temalara rastlamak mümkün...

Cumhuriyet öncesi eşkıya ve başıbozuğun halkı rahatsız ettiği yıllarda Anadolu'da adalet kavramı tesis edilemediği için, mazlum insanların başlarına gelen haksızlık cinayet gibi olayların aile fertleri ile çözülmeye çalışılması da yine anadolu coğrafyasına uygun bir tema...

Anadolu’da okunan ağıt, uzun hava, hoyrat, bozlak, türkü ve oyun havalarında bazı benzerlikler görülmektedir.