İntihar vakalarında zirveyi zorluyoruz

Kayseri'de, dün meydana gelen intihar vakasıyla birlikte, geçen 2 ay boyunca 8 kişi canına kastetti. Konuyu Meclis gündemine taşıyan İYİ Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş ile CHP Milletvekili Çetin Arık, ildeki intiharların nedeninin ekonomik gerekçeler olduğuna işaret etti. Uzmanlar ise pandemi sürecinin intiharlara zemin hazırladığına ve medyanın intihar haberlerinde özendirici bir dil kullandığına dikkat çekti.

İntihar vakalarında zirveyi zorluyoruz

MECLİS'TEN HENÜZ DÖNÜŞ SAĞLANMADI

Konuyla ilgili olarak, CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık ile İYİ Parti Milletvekili Dursun Ataş, Ekim ayı içerisinde verdikleri bir araştırma önergesi ile konuyu Meclis gündemine taşıdı. Önergelere dair herhangi bir geri dönüş olmadığını söyleyen her iki milletvekili de, Kayseri'de intihar vakalarının ekonomik nedenlerden kaynaklandığını savundu.

Kayseri'de 39 günde 8 intihar vakasının meydana geldiğini vurgulayan Arık, 25 Şubat ve 19 Ekim tarihlerinde, konuyla ilgili iki araştırma önergesi verdiklerini belirtti. Arık, "İntihar vakalarından sonra aileleri ziyaret ettiğimizde gördük ki, maalesef ki bunların nedeni ekonomi; evine ekmek götürememe, işsizlik gibi nedenler." dedi.

"26 MİLYON KİŞİ ANTİDEPRESAN KULLANIYOR"

Türkiye'de reçeteyle antidepresan kullananların 26 milyonu bulduğunun altını çizen Arık, söz konusu rakamlar karşısında intihar vakalarının artış göstermesine şaşırmamak gerektiğini de dile getirdi.

"ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULMALI"

Gelecek hafta konuyla ilgili araştırma komisyonu kurulmasını teklif edeceklerini kaydeden Arık, sözlerini şöyle sürdürdü: "Toplumda antidepresan kullanan kişi sayısı 26 milyon ve bu sadece reçeteyle antidepresan alanların sayısı. Bu kadar kişi depresyonda, rahat uyku uyumuyor, toplumda huzur kalmadı, ekonomik gidişatın durumu ise ortada. Bu rakamlara baktığımızda intihar vakalarındaki sayıların artışı da anormal değil. İki gün önce Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı bütçe görüşmesinde aileye önem verdiklerini söyledi. Ancak bu iktidar döneminde boşanma oranları yüzde 39, kadına şiddet vakaları ise yüzde bin 200 arttı. Diğer taraftan, bugün istihdam paketi görüşmelerinde asgari ücrete layık gördükleri oran açlık sınırının altında ve orada bir tane işçi yok. Bugün partimizin grup toplantısında Diyarbakır'da bir ilçe son 1 ayda, Kayseri'deki gibi 8 intihar vakası görüldüğü konuşuldu. Dolayısıyla bu, ülkemizin sorunu. Biz daha önce de konuyla ilgili soru ve araştırma önergeleri verdik, ancak geri dönüş olmadı. Haftaya tekrar, Meclis'te araştırma komisyonu kurulmasına dair bir önergede bulunacağız."

ATAŞ: "GERİ DÖNÜŞ OLACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM"

22 Ekim'de 'Kayseri'de artan cinayet ve intihar vakalarının sebeplerinin ve toplum üzerindeki etkisinin araştırılması amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin' bir araştırma önergesi veren İYİ Parti Milletvekili Dursun Ataş da, intiharların nedenini ekonomik güçlüklere bağladı. Verdikleri araştırma önergesiyle herhangi bir geri dönüş olmayacağına inandığını dile getiren Ataş, "Daha bu hafta içinde cami çıkışında ve Organize Sanayi Bölgemizde insanları kurşunladılar. Belediye başkanlığı yaptığım dönemden bu yana halkla iç içeyim. Bize gelen insanlarla sürekli sohbet ediyoruz. İntiharların da, son zamanlarda meydana gelen diğer olayların da, boşanmaların da, aile içi şiddetin de temel nedeni ekonomik zorluklar. Ben sosyal bilimci değilim ama bu sorun sahada uzmanlar tarafından incelenmeli, sonra da hükumetimiz tarafından çıkan sonuçlara göre çözümler üretilmeli. Bu, elbette Kayseri'de yok sadece, ülkemizin sorunu ama son zamanlarda ilimizdeki artan vakalar çok dikkat çekici." diye konuştu.

"PANDEMİ İNTİHARLARI TETİKLEDİ"

Erciyes Üniversitesi Psikolojik Danışma, Rehberlik Uygulama, Araştırma Merkezi  (ERREM) Müdürü Öğr. Gör. Mustafa Atak da, savaş dönemlerini aratmayacak şekilde sosyal etkileri bulunan pandemi sürecinin intihar vakalarını hızla artırdığını ifade etti.

Pandemi sürecinde insanların gözle görülür bir yalnızlaşma yaşadığını kaydeden Atak, "İnsanlar eve hapsolarak sosyal iletişim ihtiyacını giderememekte, yaşadığı sorunları çevresiyle paylaşamamaktadır. 'İnsan insanın zehrini alır' atasözünde olduğu gibi geçmişte insanlar yaşadığı birçok sorunu çevresi ile paylaşarak aşmakta daha derin sorunlarda intiharı düşünmekteydi.  Psikolojik sorunlar, iman duygusu eksikliği, kendini yalnız hissetme gibi manevi kökenli sorunların çözümü pandemi sürecinde tabiri caizse askıya alınmıştır. Bu süreçte kişinin yaşadığı rahatsızlık, yakınlarının vefatı, medyada ve sosyal medyada sürekli ölüm haberlerinin yer alması insanlarda büyük moral bozukluğuna yol açmaktadır. Özellikle psikolojik kökenli rahatsızlıkları bulunan insanlarda, bu süreç kişinin sürekli kendi ile baş başa kalması ve kendini dinlemesiyle rahatsızlığın etkisini yoğunlaştırmakta ve seyrini değiştirmektedir. Pandemi sürecinde kendisiyle ve sanal dünya ile iletişim kuran kişi sonuçta kendisine odaklanarak sorunlarına  daha da abartmakta intihar gibi yollara başvurmaktadır." şeklinde konuştu.

"MEDYA İNTİHAR YOLLARINI ÖĞRETİYOR"

ERÜ İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Vahit İlhan ise, medyada intihar haberlerinde kullanılan söylemin toplumda olumsuz etkileri olabileceğine dikkat çekti. İntihar haberlerinde neredeyse özendirici ve nasıl intihar edilebileceğine dair yol gösterici bir söylemin kullanıldığını belirten İlhan, "İntihara götüren nedenler öyle ajite ederek anlatılıyor ki; izleyiciye ya da okuyucuya, 'adam bu noktaya gelmiş' dedirtiyor. Dolayısıyla haberlerde meydana gelen, fiili gerçekleştiren kişiyi haklı gösterecek ya da yaptığı eylemin altını dolduracak donelere yer verilmemelidir. Ayrıca bu tip vakalarda 'silah' ya da 'zehir nereden elde edilir?' gibi haberler de yapmamak gerekir. Çünkü bunlar okura ya da izleyiciye yol gösterir." ifadelerini kullandı.

Özel Haber – Selma KARA