İşte kadın dayanışması: 1 mekanda 2 konsept

Kayseri'de aynı mekanda iki farklı konsepti işleten kadın girişimcilerin konuğu olduk. Nurcan Aydın ve Büşra Gayret ile başarı öykülerini ve aynı mekanı paylaşmanın kolaylıklarını ve zorluklarını konuştuk. Detaylar Kayseri Anadolu Haber'in Kayseri haberlerinde...

Youtube Kanalı
Youtube Kanalı
Abone Ol
İşte kadın dayanışması: 1 mekanda 2 konsept

Kayseri’de mekanlarını birleştiren Nurcan Aydın ve Büşra Gayret bir taraftan kuaförlük işletmesi ile Büşraca Saç Ve Turban Tasarımı diğer tarafta da tekstilde Bonita Butik olarak hizmet veriyor. Bizde Kayseri Anadolu Haber olarak bu örnek kadın dayanışmasını kendilerinden dinledik. 

Merhabalar, Nurcan Hanım. Sizi tanıyabilir miyiz? 

İsmim Nurcan Aydın, 1974 doğumluyum. On yıldır bu mesleğin içerisindeyim. Evliyim, iki çocuğum var. Butik işletmecisiyim.

Büşra Hanım, sizi tanıyabilir miyiz? 

Tabii, benim ismim Büşra, 32 yaşındayım. On yedi yıldır bu mesleğin içindeyim. Çıraklıktan başladım ama üniversiteyi de okudum. Beş yıl öğretmenlik yaptım. Dört yıldır da salonumu işletiyorum.

Aynı mekanda iki farklı konsepti işletiyorsunuz, bunun fikri nasıl doğdu?

Daha önce salonlarımız yan yanaydı ve ikimizin salonu da çok küçüktü. Bana gelen müşteriler Nurcan ablayı çok seviyorlardı. Nurcan ablaya gelen müşteriler de beni çok seviyorlardı. Sonra salonlar küçük gelmeye başladı ve salon arayışına girdik. Ama müşterilerimiz ayrılmamızı istemediler. Biz de istemedik aslında. Sonra Nurcan abla bu fikri bize sundu. Önce şakayla başladı aslında. Aynı salon içinde birleşelim, olur mu olmaz mı derken böyle bir yer bulduk. İşimize de geldi. Gayet mutluyuz, dört yıldır da bir aradayız. (Büşra Gayret) 

Evet, benim fikrimle beraber, yani sadece bir dükkanımızla yan yana dükkanlardık. Sadece bir tane duvar vardı. Diğer dükkanımızdayken acaba bu duvarı kaldırsak mı diye düşünüyorduk ama sonrasında mekanı biraz daha genişletmek, konseptimizi daha farklı hale getirmek istedik. Burayı bulunca hemen 15 gün içinde geçtik. Buranın tasarımını falan hemen yaptık. Çok güzel oldu. Kadınların rahatça geldiği, alışverişini rahatça yaptığı, burada giyinip süslenip gelin konsepti olsun istedik. 

Peki işe nasıl başladınız? Öncelikle Nurcan Hanım sizden başlayalım. Bu sektöre nasıl girdiniz?

Muhasebe bölümü mezunuyum. Üniversiteden beri bir iş yapmak istiyordum. Okuduğum için, emek verdiğim için, bir amacım, bir uğraşım olması gerekiyordu. Ne yapayım diye düşünürken, alışveriş yapmayı çok sevdiğimi fark ettim. Giyimle de çok ilgiliyim. Bu nedenle butik sektörüne yönelmeye karar verdim. Yaklaşık 10 yıldır bu işletmedeyim. İlk başta Köşk Mahallesi'ndeydik. Sonra Büşra ile Mustafa Şimşek Caddesi'nde tanıştık. Şimdi de burada dördüncü yılımızı kutlamaya hazırlanıyoruz.

Ben meslek lisesine gittim. Orada arkadaşlarım kuaförlük bölümünü seçtiler. Ben de onları yalnız bırakmak istemedim ve kuaförlük bölümüne yazıldım. 

Ama sonrasında da sevdim yani bayağı da çalıştım, uğraştım, didindim, üniversitesini de okudum. 5 öğretmenlik yaptım ama öğretmenlikte İnsanlara bir şey katamadığımı düşündüm. O yüzden daha fazla öğrenmek ve işimi geliştirmek için kuaförlüğü seçtim. Bir anda kendi salonumu açmış bulundum. Çok ani bir karardı ama çok şükür seviyorum işimi.

Destek aldınız mı devletten ya da farklı yerden?

Ben almadım. (Büşra Gayret)

Ben aldım, KOSGEB'ten destek aldım, ufak bir destektir. Bizim zamanımızda şimdiki gibi değildi. Güzel de oldu. Bana katkısı da oldu. Öncesinde zaten bir ay kadar bir eğitim veriyorlardı. Benim de zaten aldığım eğitim muhasebe-işletme olduğu için benim için zor olmadı. Çocukları büyüttüm, büyüttükten sonra da bir uğraş olsun, güzel bir uğraş olsun, bir de sevdiğim bir iş olsun dedim. KOSGEB'ten de destek alarak bu işletmeyi açtık.

Birlikte aynı yeri paylaşıyorsunuz. Aynı yeri paylaşmanızın bir zorluğu var mı ya da tek tek işlerinizin zor ya da güzel yanları nelerdir?

Nurcan abla bizim ablamız. Burada farklı işletmelerin sahibi olsak da Nurcan abla ne derse o olur. Onu dinlemekten çok keyif alıyoruz. Bu bize büyük bir avantaj sağlıyor. Mesela ben işimi bırakmam gerektiğinde Nurcan abla devreye giriyor. Kendi salonunu ya da başka bir yere gitmesi gerekse bile ben buradayım. Emin ellerde olduğunu bildiğimiz için gözümüz arkada kalmıyor. Gerçekten çok avantajlı bir durum. Bu farklı konseptleri birleştirmenin benim açımdan hiçbir zorluğu yok. Aksine avantajları var, zorluk yaşamadık. Aslında güzelliklerini, hatalarını, kusurlarını görmüyoruz. Bizim buradaki amacımız beraber bir şeyi paylaşmak ve bu şekilde yola çıktık. Ben olmadığımda Büşra burada işi sahipleniyor, o olmadığında ben sahipleniyorum. 

İkimiz beraber bir yolda yürüyoruz. İşe geliyormuşuz gibi değil de, bir eve geliyormuşuz gibi hissediyoruz. Böylece stres atıp işimize de yansıtıyoruz. Sevdiğimiz için müşteriler de seviyorlar. Şu ana kadar kötü bir geri dönüş almadık.

Peki en zorlandığınız zamanlarınız nelerdir?

Bu işin birçok zorluğu var. Öncelikle biz ağırlıklı olarak gelin hazırlıyoruz ve gerçekten büyük bir sorumluluk bu. O gelini buradan en memnun bir şekilde çıkartana kadar terliyoruz, stres içindeyiz. 4 yıldır bir işletmem var ama ben yine her akşam ertesi günün müşterisi için, gelini için endişelenirim. İnşallah istediği gibi olur, inşallah mutlu çıkar diye. Bu benim için gerçekten bir sorumluluk ve buradan her gelin, her müşteri mutlu çıktığında rahat bir nefes alıyoruz.

Mesleğinizin en zor yanı nedir peki? 

En zor yanı bir saat aralığı olmaması. Bizim mesleğimizde gece de çalışıyoruz. Gündüz de bayramda tatilde de çocuklarımızı bırakmak zorunda kalıyoruz. Yeri geliyor müşterilerimizle aile gibi oluyoruz burada. Ama yeri geliyor buradan memnun ayrıldıklarını söyleyip de dışarıda çok daha farklı şeyler konuşmaları. Evet, bizi hakikaten üzüyor, ben gerçekten çok üzülüyorum. Onu burada dile getirseler mesela, belki düzeltebiliriz, yani belki uğraşabiliriz ama çok güzel oldu deyip de dışarı çıktıktan sonra farklı konuşmaları, bizden farklı bahsetmeleri. Evet, bizi üzüyor birazcık.

Sizin mesleğinizin en güzel yanı ve en zor yanları nelerdir? 

Mesleğinizin en güzel yanı mutlu müşterilerdir. Aldığınız bir ürünü müşteriye verdiğinizde, mesela müşteri yıllar sonra geliyor ve hala sizden aldığı ürünü severek kullandığını söylüyor. Hiçbir şey olmadan dolabının baş köşesinde durduğunu ve herkese de tavsiye ettiğini anlatıyor. Bu bizi gerçekten mutlu ediyor. Mesleğimizde gerçekten hakkını verdiğimizi hissediyoruz. Bazen de olumsuz tabii ki yanları da oluyor. Ne kadar mutlu etmeye çalışırsanız çalışın, mutlu olmayan bazı insanlar da olabiliyor. Ama bu da bu işin cilvesi.

Vermek istediğiniz bir mesaj var mıdır? 

Kendilerinden ödün vermesinler. Ben özellikle geç kızlarımıza söylüyorum, artık biz çırak bulamıyoruz, eleman bulamıyoruz maalesef. Gelsinler biz burada iş öğretiyoruz, eğitimler veriyoruz. Bir vasıfları olsun, kendi kazançları olsun, bir bilezikleri olsun istiyorum. İşin açığı buraya öğrenmek için gelmek isteyen herkese benim kapım açık. Bir meslek sahibi olsunlar istiyorum. Bir de şöyle bir şey de söyleyebiliriz, Büşra. Bir kadın her zaman için bakımlı olmak zorunda. Dış görünümüyle, makyajıyla, iç bakımıyla, her şeyiyle bakımlı olmak zorunda. Hayat o kadar uzun değil aslında. Keyifle yaşamak gerekiyor. Bir şey sevdiysen almak için çabalaman lazım. Yani "O kadar pahalı ben onu istemem almam" falan değil. Hayat o kadar kısa ki. Şu anda bakıyoruz mesela savaşa. Bir anda insanlar ölebiliyor, gidebiliyor. Hayatta varken almalısın, hayatın tadını çıkarmalısın, keyfini çıkarmalısın yani yaşamalısın öyle bir şekilde kendinden ödün vermemen gerekiyor. Biz iyi olursak iyi bireyler yetiştiririz, en önemlisi anneyiz çünkü. Nurcan ablanın dediği gibi, yani isteklerimizi ertelememeliyiz.

Haber>>Gülşen BÜYÜKÇEKİÇ