İstinaf Hakimi Daştan: 'İkinci bir kalkışma ihtimali var'

FETÖ/PDY'nin 15 Temmuz'da gerçekleştirdiği hain ve kanlı darbe girişiminin ardından yaklaşık iki ay geçti. Kamuoyunda yeni bir darbe girişiminin olacağı söylentileri dolaşırken, İstinaf Hakimi Necati Daştan'dan konuya ilişkin açıklamalar geldi.

İstinaf Hakimi Daştan: 'İkinci bir kalkışma ihtimali var'

Paylaştığı görüşlerinde Hakim Daştan yeni bir darbe girişiminin yaşanabileceği ihtimali üzerinde dururken, FETÖ’nün ikinci bir kalkışma yapacağının alametlerini de maddeler halinde şöyle sıraladı; “1. Gülen’in iade edilmemesi, 2. Cezaevindeki itirafçıların beklenen sayının çok gerisinde olması hatta yok denecek sayıda kalması, 3. Gülen’in hala televizyonlarda meydan okuması, 4. Adil Öksüz’ün yakalanamaması ve örgütün hala bu adamı 2 aydır saklayacak gücünün olması…”

BİR KIVILCIMIN BİRKAÇ KİTLEYİ BİRDEN HAREKETE GEÇİRİP SOKAĞA DÖKEBİLECEĞİ ATMOSFERİ YAŞAYABİLİRİZ

İstinaf Hakimi Necati Daştan; “Fetö'nün ikinci bir kalkışma yapıp yapmayacağı tartışılıyor” diyerek paylaştığı görüşlerinde bir kıvılcımın birkaç kitleyi birden harekete geçirip sokağa dökebileceği bir atmosferi yaşayabileceğimizi kaydetti. İstinaf Hakimi Daştan devam ettiği açıklamalarında şunları öne sürdü; “Bence bunlardan önce tartışmamız gereken hadise şu: 40 yıldır devlet içine yığınak yapmış uluslararası örgütlerin ve devletlerin desteğini almış cumhurbaşkanının ve genelkurmay başkanının yanına kadar sızmış bu kadar sinsi ve hain bir terör örgütünün ülke içinde ne kadar temizlendiğini, kriptoların ne kadar deşifre edildiğinin araştırılması, bunun yanında bunların veya uzantılarının yeni bir darbe için ellerinde ne malzemeleri ve ne kadar güçleri olduğunun hangi bilgilere sahip olduklarının araştırılması ve ortaya konması gerekiyor. Devlet kendi içini kontrol altına aldıktan sonra kolluk adliye ve ordusuna olan güveni tesis ettikten sonra dışarıdan veya içeriden gelebilecek bir darbe teşebbüsünün herhangi bir önemi yoktur. Bence öncelikle bunu tartışmalıyız ve bunu neticeye vardırmalıyız. Ancak siz devletin içini temizlemezseniz ve hala deşifre olmamış kriptolar olduğundan endişeleniyorsanız bu takdirde darbe hazırlığı olmamış olsa dahi bu durum ülke için çok ciddi bir sorun teşkil etmez mi? Zira bu ülke yakın bir zamanda bir gezi kalkışmasını gördü. Bu ülke bir Güneydoğu kalkışmasını gördü, bu ülke bir 15 Temmuz ihanetini gördü.Tüm bunları değerlendirdiğimizde Türkiye'de pek çok uyuyan hücrelerin olduğu, kan dökebilecek pek çok örgüt bulunduğu pek çok kitle ve inanç üzerinde sinsi çalışmalar olduğu ve kırılmaya hazır derin fay hatlarının patlamaya hazır olduğu anlaşılıyor. Bir kıvılcımın birkaç kitleyi birden harekete geçirip sokağa dökebileceği ve bu hengamede yabancı ülkelerin ülkemizi zor durumda bırakabilecek hamlelere girişebileceği bir atmosfer halini yaşayabiliriz.”

MOODYS’İN NOTUMUZU DÜŞÜRMESİ BU HAMLELERİN BİRİNCİ AŞAMASI SAYILABİLİR

Verdiği bilgilerde Hakim Daştan Moodys’in notumuzu düşürmesi bu hamlelerin birinci aşaması sayılabilir” diyerek şu ifadelerde bulundu; “Her şey güllük gülistanlıkmış gibi davranmak, darbe olamaz, olursa gerekene haddini bildiririz gibi hamasi konuşmaların bizi aldatabileceğini düşünüyorum. Bir filozof şöyle der; ‘Düşmanın ne kadar zayıf olursa olsun asla onu küçümseme ve hafife alma!’ Burada Hz. Ali'nin bir sözüne benzetme yapmayı gerekli görüyorum. Hz. Ali, Allah'a ve ahiret gününe inanmayan bir insanla tartışır. Hz. Ali bu insana şunu söyler; ‘Senin söylediğin doğruysa ben bir şey kaybetmem.’ Yani ahiret yoksa ben çok şey kaybetmem, ikimiz de zaten yok olacağız. Benim sadece kıldığım namazlar ve tuttuğum oruçlar boşa gider. Peki ya benim dediğim doğruysa yani ahiret varsa cennet cehennem varsa sen ne yapacaksın. Şimdi hadiseye dönersek darbe olacakmış gibi teyakkuzda olmak devletin en kılcal hücrelerini ve bunların kullanabileceği tüm uzantılardan temizlemek teyakkuzda olmak ve gereken tedbirler almanın ne mahzuru var ki. Farz edelim tüm tedbirleri aldık ve darbe olmadı ne kaybederiz...Aksine devleti güçlendirmiş oluruz. Ancak rehavete kapılarak bize bir şey olmaz darbe yapamazlar yaparsak sokağa çıkarız dersek ummadığımız bir yerden ummadığınız bir güçle ve ummadığımız sayıda bir terör ve darbe saldırısı ile karşı karşıya kaldığımızda devleti kaybettiğinizde ne yapacağız. Bu ihtimal dahi bizim nerede durmamız gerektiğini ve en ufak bir tehlikede ufak bir söylentiyi dikkate alarak devleti yeniden yapılandırmamız gerektiği hakikatini ortaya koyuyor. Milleti teyakkuzda tutarak olası bir saldırıyı anında püskürtmek için gayrete çağırmak mı yoksa insanları gaflete çağırarak ikinci bir dalgada perişan olmaya çağırmak mı akıl karı. Bunu milletimin iyi düşünmesini istiyorum.”

DEVLET ACİLEN MERKEZİ BİR KOMPLEKS ÜST AKIL KURMALI

FETÖ’nün hamlelerinin ve olası tehditlerin bertaraf edilmesi noktasında devletin acilen merkezi bir kompleks üst akıl kurması gerektiğine vurgu yapan İstinaf Hakimi Daştan, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü: “Bununla kalmamalı bölgesel üst akıl kuruluşları oluşturmalı. Devlet büyük bir bilgi bankası oluşturmalı ve elinde bilgisi olan herkesin bu bilgileri bu kuruluşlara taşıması temin edilmeli. Sonra istihbarat gözden geçirilmeli, bu bilgiler üst akıl tarafından analiz edilmeli ve atılacak hamleler adım adım takip edilmeli. Devletin gecikmeye tahammülü yoktur devletin zafiyete tahammülü yoktur. Yargıda emniyette ve orduda ortaya çıkan zafiyetler bir an önce kapatılmalı ve devlet düşmanını nefes alamayacak bir konuma getirmelidir. Aksi takdirde bulunduğumuz bu konuma geri gelme ihtimalini dahi elden kaçırabiliriz. Sözlerimi bir atasözüyle noktalamak istiyorum; sen işini kışa göre tut bahar gelirse bahtına…” ÖZEL HABER: KAAN AKBAŞ