İşverenlere ciddi uyarı: Telafisi zor!
Şirketler gelişen teknoloji ile birlikte özellikle tebligatlar ve maaş hacizleri konusu ile ilgili takip karmaşası ve telafisi çok zor olacak mağduriyetler yaşıyor. Arabuluculuk Avukatı Nuriye Şimşek işverenleri uyarırken, konuyla ilgili daha adil uygulamaların getirilmesi gerektiğini vurguladı. Detaylar Kayseri Anadolu Haber'in bülteninde…
Teknolojinin iş dünyasındaki etkisi giderek artarken bazı zorlukları da beraberinde getiriyor. İşverenlerin tebligat ve maaş hacizleri konusunda yaşadığı sorunları aktaran Avukat Nuriye Şimşek, maaş hacizlerine dair uygulamada takibin maaş ödemesi yapılan bankalara aktarılması ya da çalışanların borçlarından dolayı işveren banka hesaplarına bloke konulmadan önce haciz ihbarnamelerinde olduğu gibi varsa takip hatalarını telafi etmelerine imkân verilmesinin daha adil ve hakkaniyetli olacağını dile getirdi.
Tebligatlar tek kanaldan yapılmalı!
Şirket yetkilileri tebligat usullerindeki karmaşık halin düzeltilerek mümkün olduğunca tek kanaldan, basit ve kolay hale getirilmesini de sağlayacak şekilde bir uygulama istiyor. Özellikle çalışan sirkülasyonu oranının artmasıyla, şirketlerin kendi iç yapılanmalarında sistemi kuramamaları halinde elektronik ortamda gelen tebligatların telafisi çok zor olacak sonuçlara da yol açabileceği belirtiliyor.
Konuyla ilgili açıklamada bulunan Avukat Nuriye Şimşek, “Gelişen teknoloji ile birlikte artık tebligatlar ile ilgili; çalışanlarının çekmecesinde unutulmuş ya da sümen altında kalmış tebligatlardan, postacı hatalarından kurtulan şirketler artık başka sorunlar ile cebelleşmeye başlamış görünüyor.
Gönderilen tebligatların UETS, fiziki tebligat, SGK tarafından kullanılan sistem, Vergi Dairesi tarafından kullanılan sistem, KEP adresine mail gönderilmesi gibi farklı tebligat kanallarından yapılıyor olması takipte karmaşa ve zorluklara ve çeşitli mağduriyetlere yol açmaktadır. Bu hususta çok dikkatli olunması gerekiyor.
Şirket yetkililerinin tüm tebligatları takip etmesi zaten uygulamada mümkün olamamaktadır. Genel olarak da şirket yetkililerinin e-devlet şifreleri üzerinden götürülen takip sistemlerinde çok farklı takip sorunları yaşanabilmektedir. Özellikle çalışan sirkülasyonu oranının arttığı dikkate alındığında, şirketler kendi iç yapılanmalarında doğru organizasyonu ve takip sistemini kuramazlarsa elektronik ortamda gelen tebligatlar telafisi çok zor olacak sonuçlara da yol açabilmektedir.
Teknolojinin, tebligat usullerindeki karmaşık halin düzeltilerek mümkün olduğunca tek kanaldan, basit ve takibi kolay hale getirilmesini de sağlayacak şekilde de kullanılabileceği kanaatindeyiz” dedi.
‘Maaş haczinde telafiye imkân verilmeli’
Maaş hacizleri konusunun işverenlerin korkulu rüyası haline geldiğini ifade eden Avukat Şimşek, ‘Maaş haciz yazıları bir sabah hem de ödemelerin yapılacağı bir günde şirket banka hesaplarında görünen blokenin sebebi olabilmektedir.
İşverene gönderilen maaş hacizleri, özellikle yüksek sayıda işçi istihdam edilen işyerlerinde büyük bir iş yük haline gelmektedir. Sırf bu yazı cevapları için ayrı personel istihdamı gerekmekte olup ticari şirketler açısından yazıya cevap verilmemesi halinde şirketin malvarlığına haciz konulması rizikosu ile karşı karşıya kalınmaktadır.
Yargıtay her ne kadar hakkında çok fazla icra takibi olan bir kişinin işten çıkartılabileceği yönünde içtihat getirmiş ise de bir kişi çalışmaz ise bu borçlarını nasıl ödemesi mümkün olacaktır?
İcra borçları ile boğuşan birinin işsiz bırakılması yönünde getirilecek bir alternatif, çalışandan ziyade çalışanın ailesini de cezalandıran bir yol alacaktır. Kaldı ki bir kişinin çalışarak borçlarını ödeme gayretine girmesi destek görmesi gereken bir durumdur. Aksinin toplumsal başka sorunlara da yol açacağı tartışmasız bir gerçektir.
Hali hazırdaki mevzuat hükümleri karşısında zaten artık büyük küçük, kurumsal firma ayrımı yapılmaksızın maaş ödemeleri de banka kanalı ile yapılmaktadır.
İcra dolayısıyla maaş kesintilerinin çalışanların bankadaki maaş hesapları üzerinden yapılması ve takibin bankalara verilmesi şeklinde bir mevzuat düzenlemesine gidilmesinin gerek alacaklılar gerek borçlular açısından daha yararlı olacağını düşünmekteyiz.
Ayrıca yine kesinti yapılmamış olması ya da maaş hacizlerine cevap verilmemiş olması durumunda çalışanın borcundan işvereni sorumlu hale getiren ve borç miktarına dahi bakılmaksızın şirketin tüm taşınır taşınmazlarına, banka hesaplarına haciz tatbik edilmesine yol açan uygulamanın da kaldırılması daha adil bir uygulama olacaktır. Zira işverenler itiraz ve dava süreçleri ile uğraşmaya bile fırsatları olmadan çok hızlı şekilde hacizleri kaldırabilmek için dosya borcunu ödemekle karşı karşıya kalabilmektedir.
Çoğu zaman firmaların maaş hacizlerine verdikleri cevapların evrak yoğunluğundan dolayı icra dosyaları içine girmediği ya da görülmediği ve cevap verilmiş olmasına rağmen haciz tatbik edildiği sıklıkla karşılaşılan durumlardan olmaktadır. Ancak bu hataların anlaşılıp blokenin kaldırılması aynı gün olamamaktadır.
İşverenlerin sadece bir maaş haciz müzekkeresine cevap vermediği gerekçesi ile ve çalışanın borcundan dolayı tüm malvarlığının haciz tehdidi ile karşı karşıya kalması orantısız cezalandırma yöntemi olarak görülmektedir.
Telafisi kolaylıkla mümkün basit hataların telafisi imkânsız sonuçlar doğurması, şirket itibarını dahi sarsacak uygulamalara yol açması kanaatimizce hakkaniyete de aykırı olmaktadır.
Bir çalışanın maaşından kat be kat fazla tutarlar üzerinden ticaret yapılan kişilerden dolayı gönderilen haciz ihbarnamelerinde bile daha esnek davranılmakta ve unutulmuş bir husus varsa telafi etme imkânı verilmekte iken maaş hacizlerindeki katı uygulama çok ciddi zararlara ve mağduriyetlere yol açmaktadır.
Tebligat takibindeki karmaşık hal de dikkate alınacak olursa; maaş hacizlerine dair uygulamada mümkünse takibin maaş ödemesi yapılan bankalara aktarılması ya da çalışanların borçlarından dolayı işveren banka hesaplarına bloke konulmadan önce haciz ihbarnamelerinde olduğu gibi varsa takip hatalarını telafi etmelerine imkân verilmesi daha adil ve hakkaniyetli olacaktır kanaatindeyiz’ ifadelerinde bulundu.