Kayseri'de Beyaz Önlüklüler Gazze için ayakta!
Kayseri'deki hekim, diş hekimi, eczacı, tıp-diş ve eczacılık fakültesi öğrencileri ve diğer tüm sağlıkçılar hep birlikte bir araya gelerek Gazze'deki soykırım için basın açıklamasında bulundu. Detaylar Kayseri Anadolu Haber'de…
Kayseri tabip odası, Kayseri Diş Hekimliği odası, Kayseri Eczacılar odası, Sağlık ve Medeniyet derneği il temsilciliği, SAY vakfı il temsilciği, Hayat vakfı il temsilciliği, Tabipsen il temsilciliği, Hekimsen il temsilciliği, Hekimbirsen il temsilciliği, Sağlıksen Kayseri şubesi, Türk Sağlıksen Kayseri şubesi, Tıp-diş hekimliği ve eczacılık fakültesi öğrencilerinin destek verdiği program oldukça kalabalık bir sağlıkçı kitlesi ve vatandaşların katılımı ile gerçekleşti.
Moderatörlüğünü Uz. Dr. İsa Üzüm’ün yaptığı program giriş konuşması ile başladı.
Uz. Dr. İsa Üzüm katliamın 7 Ekim’den bu yana değil 27903 gündür devam ettiğini değeri olan her kavramın içinin boşaldığı bir dünyayı hep beraber izlendiğine vurgu yaptı. Gazze’ye atılan 83 bin ton patlayıcı ile on binlerce insanın şehit olduğu, bunun da yaklaşık 20 bin çocuk, 12 bini kadın olmak üzere. Yaklaşık 100 bin yaralı, 2 milyon kişi de zorunlu göçe tabii tutulduğunu, 20 bin çocuğun da öksüz veya yetim kaldığını ifade etti.
Sağlıkçılar özelinde bakacak olursak yaklaşık 1200 sağlık çalışanı şehit edildi. Bunlardan 35 uzman doktor, 210 doktor, 50 diş hekimi ve diğer sağlık çalışanı olmak üzere yaklaşık 400 sağlık personelini tutuklu tutulduğunu ifade etti. Ayrıca ‘35’i hastane olmak üzere yaklaşık 200 sağlık kuruluşu ve 150 ambulans hizmet dışı kaldı. 60 bin gebe risk altında yaşamaya devam ederken bulaşıcı hastalıklarla enfekte hasta sayısı 1 milyonu aştığını belirtti. Ve özellikle gazzedeki sağlık çalışanları bütün dünyaya pusulalık ediyor, çünkü İsrail öldürüyor onlar ise yaşatmayı tercih ediyorlar’ dedi.
Bunun üzerine diğer kurum yetkilileri söz aldı. İlk olarak Kayseri Tabip odası başkanı Doç. Dr. M. İlhan Şahin yaptığı açıklamada ;
Bugün burada toplanma sebebimizin, Gazze’de bir yıldır devam eden soykırımı ‘kınamak’ ve siyonist İsrail devletini lanetlemekten ibaret olmadığını, aslında Gazze’de çalıştığı hastaneye getirilen yaralılar arasında oğlunun cansız bedenini gören Dr. Hamid Ebu Musa'nın, hastalarına bakarken sedye üzerinde yatan babasının cenazesine rastlayan Dr. Besim El Neccar'ın ve en yakınlarının cenazelerini bırakarak hastalarının tedavisine koşan, yaralıları narkoz veremeden ameliyat etmek zorunda kalan, gözleri yaşlı, yürekleri yaralı nice Filistinli meslektaşımızın acılarını biraz daha yakından hissetmek için buraya geldiğimizi ifade ederek, sağlık çalışanlarının çaresiz feryatlarını duymamız gerektiğini belirtti.
Kayseri Diş hekimi odası başkanı Dt. İlhan Karacalar ise;
Merhametin, şefkatin ve insanlığın adeta yok edildiği bu savaş derhal sona erdirilmesi gerektiğini, yaşadığımız bu coğrafyanın, tarih boyunca kardeşliğin, dostluğun ve barışın sembolü olduğunu, derhal! katliamlara dur denilmesini, barış için işbirliği yapılmasını, tüm insanların yaşamının korunması ve her türlü ayrımcılığa karşı durulmasını talep ettiklerini belirtti.
Kayseri Eczacılar odası başkanı Ecz. Uğur Nuri Akın ;
‘’Sivil halkın en temel gereksinimlerine ulaşamamasına neden olmaktadır. İnsani yardımların bölgeye girişine izin verilmemesi nedeniyle başta bebekler ve çocuklar olmak üzere binlerce Filistinli temel gıdaya, temiz suya ve tıbbi malzemelere erişememektedir’’ diyerek geçmişe BM Genel Kurulu tarafından alınan birtakım kararlar ile işgaliin o zamandan bu yana en üst seviyeye çıktığına dikkat çekti. İki Devletli Çözüm’ formülünün adil ve hakkaniyete uygun olarak gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Tıp fakültesi öğrencisi Ertuğrul Ayrancı ;
Gazzede şehit olan iki kişinin hikayesini paylaştı :
Yusuf Abu Mousa ve iki büyük kardeşi, Han Yunus şehrinde yaşıyorlardı. Nasır hastanesinde radyografi uzmanı babaları Muhammed Abu Musa, çocukları televizyonda en sevdikleri çizgi filmleri izleyebilsin diye, evlerine güneş panelleri yerleştirmişti.15 Ekim’de İsrail hava saldırısında vurulduğunda Yusuf evin çöken çatısı altında kalarak hayatını kaybetti.
Henüz daha yedi yaşındaydı.
Muhammed, ‘Yusuf'u en son, işe gitmeden hemen önce evin girişinde bana sarılmak için koştuğu zaman gördüm’ diye anlatıyor:
‘Ona biraz bisküvi ve muz verdikten sonra beni öptü ve veda etti. Doktor olmak istemesinin sebebi belki de beni sürekli hastaneye giderken görmesiydi’
Doktor Midhat Saidam’ın ise 15 Ekim akşamı dinlenmeye ihtiyacı vardı. 47 yaşındaki cerrah, Gazze Şehri'ndeki El Şifa hastanesinden bir haftadan fazla süredir ayrılmamıştı. O gece meslektaşlarına eve gideceğini söyledi. Birkaç saat sonra ise evinde düzenlenen saldırıda öldürüldü.
Meslektaşı Doktor Adnan Albursh, ‘Bu sakin, esprili ve iyi kalpli insan, ertesi sabah hastaneye cansız bir beden olarak döndü’ dedi.
Albursh, 20 yılı aşkın süredir tanıdığı Midhat Saidam’ın, işine olan bağlılığından dolayı ‘durmak bilmeyen cerrah’ olarak anıldığını anlatıyor.
El Şifa Hastanesi Plastik Cerrahi Bölümü Başkanı Doktor Ahmed El Mohallalati, ‘Doktorlardan herhangi biri herhangi bir zorlukla karşılaşırsa, bunu çözecek kişinin Dr. Saidam olduğunu bilirdi’ diye anlatıyor.
‘Onun ölümü sadece bu hastane için değil aynı zamanda mesleğimiz için de büyük bir kayıp’ diyor.
Kayseri Sağlık ve Medeniyet derneği il temsilcisi Uz. Dr. Mustafa Karaağaç ;
Siyonizm denilen baş belası bir örgütün gençliği, nesli, tohumu, DNA'ları bozarak insan, hayvan, bitki ayrımı yapmaksızın dünyaya zulmettiğini, 3.yüzyılda kitap haline getirilmiş olan tevratlarına istinaden arzı mev’ud dedikleri toprakları işgal etme girişiminde bulunan Yahudilere lanetlediklerini, İsrail ve Yahudi mallarını daha ciddi olarak boykot etmemiz gerektiğini söyleyerek ‘’çevremizdeki kişileri de bu konuda daha duyarlı olmaları için uyarmanızı istirham ediyorum’’ diyerek boykota vurgu yaptı.
SAY vakfı Kayseri il yönetim kurulu üyesi Prof. Dr. İbrahim Özcan ;
Gazze’yi bir turnusol kağıdına benzeterek, 2 milyar Müslümanın acizliğini tek başına göğüsleyen, bize insanlık dersi verenlerin değil insanlığın hayvanlardan bile aşağı düştüğünün ilanı olan, bize insanlığı, sabrı, cesareti, metaneti, ölümün ve hayatın anlamını hatırlatan şehir olduğunu ifade etti. ‘’Burada önünde durduğumuz 1205 yılındaki Gevher Nesibe tıp fakültesinin o yıllardaki en barbar kavim olan Moğolların bile dokunmadığı medreseyi ve günümüzün sözde çağdaş, modern teröristlerinin yerle bir ettiği hastaneleri, sağlık ocaklarını; öldürdüğü hekimleri, sağlık çalışanlarını gözünüzün önüne getirin lütfen. Kim daha barbar kim daha zalim’ diyerek yaşanan zulma dikkat çekti.
Hayat Vakfı Kayseri Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Uz. Dr. Mustafa Birkin ;
Bulunduğumuz coğrafyada 107 yıl önce Türkler ve İngilizler arasında başlamış olan bu mücadelenin halen devam ettiğini söylemek mümkün olduğunu, milletimizin vatan savunması yaptığı şuuruna erişmesi gerektiğini belirterek Mehmet Akif’in ;
‘’ Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.’’ Dizeleri ile sözlerini tamamladı.
Basın açıklamasında hekim, diş hekimi, eczacı, tıp-diş ve eczacılık fakültesi öğrencileri ve diğer tüm sağlıkçılarda fikirlerini dile getirdi.