Kayseri'de de yeni önlemler şart!
6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerin 2. yıldönümünde Mimarlar Odası Kayseri Şubesi Başkanı Murtaza Er önemli açıklamalarda bulundu. Binalarda yapı güvenlik belgesi gibi önlemlerin şart olduğunu vurgulayan Er, 'Kanun ve mevzuatlar keskin bir şekilde uygulanmalı, ceza ve yaptırımlar ciddi olmalı' dedi. Detaylar Kayseri Anadolu Haber'in bülteninde…
Kahramanmaraş depremi olarak tarihe geçen 6 Şubat depremi derinliği ve şiddeti ile büyük bir yıkıma sebep oldu. Beraberinde 10’dan fazla ili etkileyen Kahramanmaraş depremi tüm Türkiye’nin kalbinde büyük bir yara açarken zaman zaman bölgede çeşitli depremler hissediliyor. Üzerinden 2 yıl geçen Asrın Felaketi sonrası ülkede güvensiz yapı kaynaklı bazı olaylar da meydana geldi. Mimarlar Odası Kayseri Şube Başkanı Murtaza Er Anadolu Haber’e önemli açıklamalarda bulundu.
Yapılardaki güven sorununa dikkat çeken Başkan Er, “6 Şubat depremlerinin 2. yıl dönümündeyiz. Sadece bu büyük felakette kaybettiğimiz vatandaş sayımız, resmi rakamlara göre 53.537 kişidir. Türkiye Cumhuriyeti olarak son 40 yılda teröre kurban verdiğimiz güvenlik güçlerine ait şehit sayımız ise 14.580 kişidir. Konuya böyle bakınca, ülkemizde depremleri milli güvenlik sorunu olarak görüp hep birlikte hareket edecek mekanizmayı kurmadıkça hızlı yol almamız mümkün görünmüyor. “Güvenli yapı” dediğiniz şey, yaşanacak depremlerde sizin o yapıdan canlı olarak çıkmanızı sağlayacak yapılardır. Mevcut yapı stoğumuzu; yapım yılları, yapıldıkları dönemlerdeki malzeme ve yapım teknikleri, zamanla oluşan tahribatlar gibi birçok konu ile değerlendirdiğimizde, henüz vatandaşlarımız güvenli yapılarda yaşamlarını devam ettiriyor diyemeyiz” dedi.
Her riskli yapı mezar olabilir!
Ülkemizde deprem olmadığı halde yıkılan çok sayıda bina olduğunu vurgulayan Başkan Murtaza Er yapılara mesken izni verildikten sonra, yapı güvenlik belgesi düzenleyip bu belge ile yapıların belirli periyotlarla kontrol ettirilmesinin zorunlu hale getirilmesi gerektiğini söyledi. Başkan Er, “Geçtiğimiz haftalarda Konya’da bir yapı çöktü. Aslında bu yeni karşılaştığımız bir konu değil ama bu konunun üzerine, yapılarımızın başına zamanla neler geldiğini görmek adına gitmemiz gerek. Bakın, 20 yıl önce yine Konya’da Zümrüt Apartmanı çöktü ve 97 vatandaşımız hayatını kaybetti. İstanbul’da son 6 ayda çöken yapı sayımız 17 adettir. Bu yapılar herhangi bir yer sarsıntısı olmadan çöktüler. Yapıların zamanla eskiyip yaşlanması gibi durumları değerlendirirken, henüz yapı ömrünü tamamlamamış yapılara hem mimari, hem statik, hem de mekanik ve elektrik anlamda müdahaleleri görüp denetleyebilmemiz gerekli. Yine 6 Şubat depremlerinde raporlara yansıyan haliyle, yüzlerce yapıya kullanıcı tarafından verilen tahribatlar ortaya çıktı. Bunları birlikte düşündüğümüzde, yapılarımıza mesken izni verildikten sonra, yapı güvenlik belgesi düzenleyip bu belge ile yapımızı belirli periyotlarla kontrol ettirilmesi zorunlu hale getirilmeli. Mevcut yapıların belirli periyotlarla denetimini çok önemsiyorum. Yapı güvenlik belgesi oluşturulup her iki yılda bir tüm yapılar kontrol edilip onay almalı. Yapılara verilen tahribatları yapı güvenlik belgesi ile denetlenmiş olsa daha önceden fark edilebilirdi. Kastettiğim şey, riskli yapı tespiti değil, acil boşaltılması gereken yapıların tespiti. Bunu yapmadığımız müddetçe, tahrip edilmiş her yapı vatandaşlarımıza mezar olabilir” diye konuştu.
Bolu yangınında herkes sorumlu!
Bolu’da meydana gelen otel faciası ile ilgili de açıklamada bulunan Başkan Er yapı güvenlik belgesinin bu bölgelerde de hayata geçmesi gerektiğini belirtirken, “Tam olarak yapının her anlamda kontrol edilmesini kastediyorum. Çünkü kullanıcılar zamanla yapıların sadece taşıyıcı sistemlerine değil, başkaca mekanik ve elektrik sistemlerine de zarar vermiş olabiliyorlar. Bolu Kartalkaya’da gerçekleşen yangınla ilgili bilirkişi ön raporunu okudum. Yapı ile ilgili olan hemen hemen herkes sorumlu tutulmuş. Gerekçeli karar çıktığında daha net görebiliriz ama burada yapının yangın sensörlerinin çalışmadığı, yangın merdiveninin içerisinde halı gibi yanıcı malzeme bulunduğu, yönlendiricilerin doğru yerde olmadığı gibi birçok konu, yapı güvenlik belgesi denetimleri ile kontrol altına alınabilirdi. Burada bu olay meydana geldiği için biz bunları fark ettik belki ama fonksiyonu ne olursa olsun, binalarımızın çoğunda yangın ekipmanları, merdivenleri, sprink vb. mekanik tesisatları zamanla kullanılamaz durumdadır. Yangın merdivenlerini kiler gibi kullanan binaları geçtim, güvenlik hollerine ahşaptan dolap yaptıran vatandaşlarımız var. Şöyle düşünün: Tüm mevzuatlara uygun bir yapı yapıldı. Zemindeki dükkân taşıyıcılarına zarar verdi, yapı sakatlandı ve deprem olmadan zamanla çöktü. Tüm mevzuatlara uygun bir yapı yapıldı. Kullanıcılar tarafından yangın merdiveni kapıları normal kullanım için söküldü ve yangın anında ciddi can kayıpları yaşandı. Tüm mevzuatlara uygun bir yapı yapıldı. Kullanıcı elektrik tesisatına zarar verdi ve yangın çıktı gibi birçok can yakıcı olay yaşadık ve yaşamaya da devam ediyoruz” ifadelerinde bulundu.
Eksikliklerin ceza ve yaptırımları ciddi olmalı!
Yapılarda güvenlik sorunlarında en ufak taviz verilmemesi gerektiğini kaydeden Mimarlar Odası Kayseri Şube Başkanı Murtaza Er, “Denetimler ve denetimler sonucu karşılaşılan eksikliklerin ceza ve yaptırımları ciddi olmalı. Yani bu işi ülke için bir güvenlik sorunu olarak görürseniz, en ufak taviz verilmeden uygulamalar yaparsınız. Bu süreçleri ilgilendiren kanunların hiçbir istinasının olmaması gerekli. Çünkü birilerini istisna tuttuğunuzda, zamanla herkes o istisna olan sınıfın şartlarına girmek ister ya da zamanla siz o istisnaların sayısını artırırsınız. Ne yazık ki yaşayıp görüyoruz, taviz tavizi beraberinde getiriyor. Mesela, depremden sonra yapı güvenliği ile ilgili bazı önemli yönetmelik değişiklikleri yapılıp, sonra vatandaş mağduriyetleri dikkate alındı deyip bazı durumları istisna tutup, fazladan süre hakkı tanıdığınızda, o süre sonunda yine farklı sebepleri ortaya koyup bir daha, bir daha süreyi uzatabiliyorsunuz. Böyle olunca da denetimler ciddiyetini kaybediyor. Kanun ve mevzuatlar keskin bir şekilde uygulanmalı diyorum. Yaşadığımız her afetten, kaybettiğimiz her canımızdan ders alıp hep birlikte ülkemizin güvenliği için mücadele etmeliyiz” dedi.