Kayseri'de Selçuklu'nun İncisi!

Selçuklu Sultanı I. Alaaddin Keykubad’ın Kayseri’de inşa ettirdiği ve devlet işlerinden uzaklaşmak için kullandığı sayfiye yeri olan Keykubadiye Sarayı, tarihin derinliklerinden gün yüzüne çıkarılıyor. Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir merkezi yönetim şehri olan Kayseri, Selçuklu döneminde de bu önemini koruyarak, sultanların dinlenme ve devlet işlerini yürütme merkezi haline geldi.

Kayseri, Romalılar döneminde ‘Kaeseraea’ olarak bilinirken, Selçuklu döneminde de devlet işlerinin yürütüldüğü önemli bir merkezdi. Kültepe’deki arkeolojik araştırmalar, şehrin geçmişinin MÖ 3500’lere kadar uzandığını ve Asur ticaret kolonilerinin bölgede varlık gösterdiğini ortaya koyuyor. Tarih boyunca birçok farklı isimle anılan Kayseri, Osmanlı öncesinde birçok devlete ve beyliğe başkentlik yapmıştır.

Keykubadiye Sarayı’nın Keşfi ve Önemi

Sultan Alaaddin Keykubad’ın sayfiye yeri olarak inşa ettirdiği Keykubadiye Sarayı, 1953 yılında Zeki Oral tarafından keşfedilmiş ve 1964 yılında Prof. Dr. Oktay Aslanapa’nın başkanlığında kazı çalışmalarına başlanmıştır. Saray, Erciyes Dağı eteklerinde, Kayseri şehir merkezine 10 km uzaklıkta, Keykubat Gölü ortasında inşa edilmiştir.

Sarayın Mimari Yapısı ve Kazı Çalışmaları

Sarayın mimari yapısı, Selçuklu dönemi şehir planlamasının önemini vurgulamaktadır. Günümüze kadar büyük ölçüde tahrip olmuş iki yapı kalıntısı olan Dört Kemerli Yapı (Küçük Köşk) ve Tonuzlu Yapı (Büyük Köşk) halen ayaktadır. Kazılarda, firuze sırlı çini parçaları, küçük bir mutfak kalıntısı ve baldaken tarzında yapılar ortaya çıkarılmıştır.  Son yıllarda devam eden kazı çalışmalarında, saray alanında pişmiş topraktan yapılmış su kanalları keşfedilmiştir. 

Sarayın Kültürel ve Tarihi Değeri

Keykubadiye Sarayı, Selçuklu mimari özelliklerini ve sosyal yaşamının izlerini taşıyan önemli bir yapıdır. Moğol istilası sırasında büyük ölçüde tahrip edilen saray, Osmanlı’nın geç dönemlerine kadar farklı amaçlarla kullanılmıştır. Her vurulan  kazma yeni şeyler ortaya  çıkarıyor.

Keykubadiye Sarayı, günümüzde de Selçuklu döneminin zengin tarihini ve mimari özelliklerini yansıtan değerli bir tarihi yapı olarak önemini korumaktadır. Kazı çalışmaları ilerledikçe, sarayın daha fazla detayı ve Selçuklu dönemine ait bilinmeyenler ortaya çıkacaktır.

Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan Kayseri, 1243’teki Kösedağ Savaşı’ndan sonra Moğollar’ın eline geçmiş ve büyük tahribata uğramıştır. Günümüzde, zengin tarihi mirası ve doğal güzellikleriyle, Kayseri, hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekmeye devam etmektedir. Keykubadiye Sarayı'da bu güzelliklerden sadece bir tanesidir.