Kayseri'den Türkiye'ye örnek proje- Bu uygulama çok konuşulacak…
Uyuşturucu ile mücadele kapsamında Yeşilay Cemiyeti Kayseri Şube Başkanı Mehmet Çifçi, tüm Türkiye'ye örnek olacak bir uygulamanın müjdesini verdi. Önümüzdeki günlerde başlayacak proje ile okul servis şoförlerinden uyuşturucu tespiti için numuneler alınacak, uyuşturucu ile bağlantısı olmayan şoförlere yeşil sertifika verilecek. Detaylar Kayseri Anadolu Haber'in Kayseri bülteninde…
Kamu kurumlarının ve sivil toplum örgütlerinin çabalarına, polisin ve jandarmanın insanüstü gayretine rağmen uyuşturucu kullanımı her geçen gün artıyor. Kayseri ise son zamanlarda uyuşturucu ile mücadelede attığı kararlı adımlarıyla adından söz ettiriyor. Neredeyse her gün düzenlenen narkotik operasyonları ile birlikte Yeşilay çalışmaları da Kayseri’nin başarısını ortaya koyuyor. Bağımlılıkla mücadelede büyük öneme sahip Yeşilay Cemiyeti Kayseri Şube Başkanı Mehmet Çifçi hayata geçirilecek yeni uygulamanın müjdesini verdi. Çifçi Türkiye’ye örnek olacak proje ile ilgili gazetemize önemli açıklamalarda bulundu.
Kayseri Anadolu Haber’e özel açıklamalarda bulunan Başkan Çifçi, bağımlılık türleriyle mücadelede Yeşilay’ın yerini ve önemini anlattı. Çifçi geçtiğimiz haftalarda Kayseri Valisi Gökmen Çiçek’in öncülüğünde temeli atılan Yeşilay Rehabilitasyon Merkezi ile ilgili bilgiler verirken, Kayseri’nin bahsedildiği gibi bir uyuşturucu şehri olmadığını kaydetti. Başkan Çifçi ayrıca Türkiye’ye örnek olacak bir uygulamayı da duyurdu. Yeni eğitim öğretim yılı ile başlayacak servis şoförlerine yönelik uygulama, Türkiye’de uyuşturucu ile mücadeleye yeni bir boyut kazandıracak. Biz de Kayseri Anadolu Haber olarak Kayseri’de uyuşturucu ile mücadelede etkin rol oynayan Yeşilay Cemiyeti Kayseri Şube Başkanı Mehmet Çifçi ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. İşte röportajımız…
5 tür bağımlılıkla savaşıyoruz!
-Hangi bağımlılık türleri konusu üzerinde özellikle duruyorsunuz ve bununla ilgili bilinçlendirme ve önleme çalışmaları yürütüyor musunuz?
Bizim bağımlılıkla mücadelede bir önleyici faaliyetlerimiz var bir de şimdi müdahale faaliyetlerimiz var YEDAM'le birlikte. Öyle dikkat edilmesi gereken ince çizgiler var ki. Bir tarafta uyuşturucuyu çok kötü gösterip gençlerin farkındalığını oluşturup uzak durmalarını sağlamaya çalışırken diğer tarafta da bağımlıları tedavi ediyoruz. Onlara da çok korkulacak bir şey değil her şeyi aşabiliriz, atlatabiliriz gibi onları umutsuzluğa kapılmamasını sağlamaya çalışmamız gerekiyor. O yüzden her söylemimiz her kelimemiz bu mücadelede çok önemli. Onlara yardımcı olunması açısından bizim işte YEDAM özellikle danışmanlık merkezi hakkında bilgilendirilmesi. Çünkü hala Kayseri'de birçok kişi YEDAM’ı bilmiyor. Biz bunu çok önemsiyoruz. Kaç kişinin başvurduğu, kaç kişiyi tedavi ettiğimiz bizim için bir başarı kıstası değil. Bizim için YEDAM ne kadar çok biliniyor. Hala bu şehirde YEDAM’dan habersiz bir bağımlılığı varsa biz burada vebal altındayız. Böyle bir hizmeti sunup da duyuramadıysak. O yüzden amacımız hani bunu olabildiğince fazla duyurmak, dillendirmek. Biz beş ana bağımlılıkla mücadele ediyoruz. Kuruluşumuz alkolle mücadeleyle başladı. Daha sonrasında uyuşturucu, tütün, kumar ve yıl itibariyle de teknoloji bağımlılığı. Bu bağımlılar bize bu beşiyle alakalı da başvurabilir. Bu beşiyle ilgili de tedavi sunuyoruz. Psikososyal destek sunuyoruz YEDAM’larda. Kayseri'de de şu an bu yıl için birinci sırada uyuşturucu var. Bize başvuran bağımlılarda. İkinci sırada kumar var. Diğer illerde hep alkolken biz de kumar var. O da bu pandemiyle beraber başladı. Pandemi sürecinde online bahis sitelerine falan çok yönelim oldu. Bir de kumar deyince hemen böyle bir kumarhane ortamı falan gibi geliyor ama iddia bağımlılığı falan çok fazla gençlerde, yetişkinlerde. Bıraktım bitti, gitti diyor. Bir gün bir maç görüyor ya diyor bunu kesin şu alır. Ben de şu zararımı kapatırım diye hemen tekrar o bağımlılığa geri dönmesi de çok kolay. Daha sonrasında da alkol, tütün ve teknoloji bağımlılığı diye ilerliyor sıralama.. Tabii biz bunların hepsine cevap veriyoruz yani. Böyle bir destek sürecimiz var. O yüzden uyuşturucu bunların arasında ister istemez toplum sağlığını en çok etkileyen. Bu işe bulaşmayan insanlarda da çok ciddi risk teşkil edecek bir durum. Maalesef şu an tütün ve alkol konusunda toplumda çok ciddi bir duyarlılık elde edemediğimiz ve normalleştirdiğimiz için mücadele sürecimiz biraz sıkıntılı. Bir sağlık sorunu yaşanıyor, doktora gidiliyor. Doktor diyor ki ya ciğerlerim bilmiş sigarayı bırakacaksın. Yoksa ölürsün diyor. Yine bırakmıyor. Yani hani daha ötesi ne olabilir? Yani öleceksin demesine rağmen bırakılamıyor. Biz en azından gençlere hiç başlamamalarına yönelik çalışmalar yapıyoruz. Bırakmayı denemeyen, istemeyen insanlar var. Bu sevilecek bir şey olmamalı. Bunu içen kişi bırakamıyorsa bile, bırakmayı istemeli. Çünkü bırakmayı isterse ya birinde başarısız olur, ikide başarısız olur, bir şekilde yollarımız çakışır. Bırakmak isteyenler bırakmayı istemeli. Buna kendini kapatırsa zaten diğer bağımlılıklarda da aynı. Kapatacak gibi de durmuyorlar. Tütünle mücadelemizde böyle bir yol izliyoruz. Vali Bey'in öncülüğünde de uyuşturucuya karşı ciddi bir savaş açıldı. Bizim de göreve gelmemiz tam o döneme denk geldi. Vali Beyin de tavsiyeleriyle oldu zaten. Uyuşturucunun kökünü kazıyacağız. Burada bize kim gerekli? İşte Yeşilay gerekli. Kayseri'de de maalesef birçok ilde de böyle oluşum ama dönem dönem pasifize olduğu iller, pasif olan yönetimler olmuş. Aslında herkes biliyor. Ama nasıl faaliyetleri var, neler yapıyor, neler yapmalı, ne kadar farkındalık yaratabilmeli. Buralarda eksiklikler var. Amaç da burada tamamen gönüllülük esas olduğu için kimseyi de burada zorlama durumu olmuyor. Yani bizden önce de yıllarca buraya hizmet eden, emek veren insanlar olmuş. Biz de kayıtları var. Benim babam bile mesela 1992-1993 yıllarında Yeşilay'da yöneticilik yapmış. Ben kayıtlardan gördüm. Kendinin haberi bile yok. Gönüllülükte esas olduğu için kimseye zorla bir şey yaptırılamıyor gönüllülükte. Biz de böyle bir bu işe dertlenerek girdik. Dertlendikçe sorumluluğumuzu daha da artırdık. Arttıkça derdimiz de arttı. Güzel şeyler yapacağız. Güzel planlarımız, projelerimiz var. Elimizden geldiğince yetişebildiğimiz kadar çalışmalar yapmaya çalışıyoruz.
Kayseri gösterildiği gibi bir uyuşturucu şehri değil!
-Uyuşturucu kullanımında bahsedildiği gibi büyük bir artış var mı? Konuyla ilgili çalışmalarınız varsa rakam verebilir misiniz?
Aslında bizim Kayseri'deki çalışmalarımızda sanki biraz Yeşilay ön plana çıkmaya başlayınca çok ses getirdik. İnsanlarda bu sefer şöyle bir geri dönüş başladı. Ya çok mu sıkıntılı durum Kayseri'de diye. Aslında çok da sıkıntılı değil. Öyle bir uyuşturucu şehri falan değiliz biz. Türkiye'de sıralamasında 30. şehiriz uyuşturucu kullanımında. Bu çok tehlikeli bir nokta olduğumuz anlamına gelmiyor ama bunu elden bırakmamamız lazım. Hem önleyici faaliyetleri, hem müdahale faaliyet bugün bir bağımlıyı tedavi merkezimiz yok Kayseri'de. AMATEM var. Ama AMATEM'in hem şartları hem zorunluluğu ve kendi isteğiyle yatıyor olması farklı sebep farklı sorunlara da sebebiyet veriyor. İnşallah zaten biz rehabilitasyon merkezi sürecini de AMATEM'le de iş birliği içerisinde olacağız. AMATEM'i de güçlendirecek bu yapı. Orada da farklı bir tedavi sistemi falan sağlık bir müdürlüğümüzle de görüştük. Bu rehabilitasyon merkeziyle beraber AMATEM'de bir kabuk değişimine girecek. Daha etkin bir hal alacak. Şu önemliydi. Kayseri bölgede büyük bir şehir. Allah kimsenin başına vermesin ama biz çok karşılaşıyoruz. Gerçekten çocuğundan umudu kesmiş anneler babalar var. Ya ölse de kurtulsak diyen anneler babalar var. Bu çok acı bir tablo. En azından burada bizim devlet olarak, toplum olarak bir şekilde fayda sağlayabileceğimiz bir oluşum olması lazımdı. Ve bugün Kayseri bu rehabilitasyon merkeziyle en azından anne babalara bir umut olacak, bir umutsuzluğa kapılmayın biz varız, çözeceğiz, halledeceğiz diyeceğimiz bir tesis olacak bu anlamda.
40 yataklı yeni merkezimizde her şey düşünüldü!
-İncesu’daki rehabilitasyon merkeziyle ilgili bilgilendirme…
Burası hep böyle uyuşturucu hastanesi falan diye anılmaya başladı. Bizden çıkmadı bu söz aslında. Burası Yeşilay Rehabilitasyon Merkezi. Tıpkı işte 8-10 yıl önce YEDAM'larımızı YEDAM modeli olarak çıkarttık. Bütün şehirlerde YEDAM şubesi açıldı. Burada psikologlarımız var. Sosyal hizmet uzmanlarımız var. Aileye ve bağımlıya ve aile bireylerine ücretsiz sosyal destek imkânı sunuyoruz. Fakat şöyle bir eksikliği var bunun. Başarı oranımız da iyi. Remisyon süreci temiz kalma süreçleri falan çok iyi. Ama o haftalık bir saatlik terapiden sonra tekrar normal hayatına dönüyor bağımlılığı. Bunu daha bir üst şeye nasıl getirebiliriz diye düşündük. Rehabilitasyon merkezimiz aslında buradaki sistemin yatılı hali. Biz burada haftada bir alıp bir saat göndermeyeceğiz de orada uzmanların tavsiyesi dâhilinde üç ay, altı ay ve bir yıllık periyotlar halinde orada bağımlılarımızı misafir edeceğiz. Tamamen bundan arındırana kadar, oradaki hayatları bizimle birlikte geçecek, normal hayatlarına devam edecekleri gibi bir süreç olacak. Orada sosyal donatılarımız var. Gençlik spor il müdürlüğünden orada hocalarımız olacak. Spor eğitimleri verecekler. Meslek edindirme kurslarımız olacak, Mel-Mek destekleri orada yine olacak. Çünkü bu bağımlılıklardan dolayı iş güçlerini kaybeden iş yetilerini yitiren bağımlılar var. Onların tekrar en azından toplumda yapabilmeleri için böyle bir çalışma planlanıyor. Sonrasında yine onlara tamam sen oldun hadi git artık değil bir istihdam garantili bir süreç de bekliyor. Yaş sınırlaması yok bu tesisimizde. Sadece kadın erkek sınırlaması var. Normalde Yeşilay Rehabilitasyon Merkezleri şu an sadece erkek bağımlı alıyordu. Biz bunu da istemedik. Ama bizim projemiz, 40 kişilik, 40 yataklı bir hastane projesi. Neden 40 yataklı? Daha fazlasını yapamaz mıydık? Yapardık. Ama Yeşilay'ın tedavi süreci yani o hastane modeli kırk kişilik. Ona göre istihdam yapılıyor. Eğitimler ona göre veriliyor. Mesela 40 kişilik olacak ama 100 kişi istihdam edilecek. Yani bir bağımlılığı asla çok affedersiniz lavaboya bile giderken üç kişiyle gidecek gelecek. Böyle bir çalışma sistemi kurmuşlar. O yüzden 40 yataklı yapılıyor. Belki ileride bu model değişecek. Yerimiz müsait zaten. O sayıyı arttırabileceğiz. Kadın ve genç bağımlılar için de aynı tip projeden bir hastane daha planladık. İnşallah bunu bitirdikten sonra da ona başlayacağız. Aynı kompleks içerisinde hem kadın hem erkek ayrı ayrı iki bina halinde hastanemiz olacak. Bu hastanemizi şu an temelini attığımız merkezimiz bu yıl sonunda kaba inşaatını tamamlarız. Biz aynı zamanda hayırseverlerle yaptığımız için. Koordinasyonunu üstlendik. Oradaki her süreçten haberdarız. o da ayrı bir yorucu bir durum oldu bizim için ama onu da yapıyoruz. Önümüzdeki yılda da işte eylül, ekim, kasım ayları gibi de inşallah bitirmeyi teslim etmeyi planlıyoruz. Zaten biz inşaatı yapıp teslim ettikten sonra süreç Yeşilay genel merkezde. Onlar tıpkı YEDAM’lar gibi, bütün biz temsilciliğini üstleniyoruz. Ama bütün yönetim kısmı genel merkeze bağlı. Oranın da sürecini genel merkeze teslim edeceğiz. Genel merkez tarafından kendi içerisinde bir yönetim birimi oluşturulup o şekilde yönetilecek. Aynı zamanda işte bu alanımızın içerisinde kamp merkezleri planladık. Seralar planlandı, hayvancılık planlandı. Orada bağımlı bireyin normal hayatına devam edeceği çünkü burası bir hastane ortamında gir işte serumu bağla, sedyede yat herkes normal hayatına devam edecek ama mümkün mertebe belli sürelerde kimse birbirini görmeyecek. Yavaş yavaş toplu organizasyonlar başlayacak. Mesela tesiste 40 ayrı oda, 40 ayrı lavabo, tuvalet. Artı sosyal kullanım alanlarında da her birine ayrı tuvalet var. Hiç kimse birbirini görmeden aylarca orada tedavi görecekler. Yavaş yavaş uzmanların takdiriyle hadi şu üç ekibi bir araya getirelim, atölyeler düzenleyelim orada yavaş yavaş sosyalleşsinler. Bu çok üzerinde durulmuş, yurt dışındaki modeller araştırılmış, geliştirilmiş ve milli bir proje olarak çıkmış bir proje rehabilitasyon. Yeşilay Rehap Projesi. Gerçekten model her şey düşünülmüş bir tesis. İnşallah o günleri görürüz. İlk pilot proje olarak oralardan başladı. Kayseri'ye ne zaman sıra gelirdi bilmiyorum. Çünkü bu yatırımlar Yeşilay'ın planlamalarıyla yapılıyordu. Sağ olsun Vali Bey yapalım deyince Yeşilay Genel Merkezi de bunu kabul etti. Yani sonuçta onlara bir yük gelmeyecek. Biz yapıyı yapacağız. Size teslim edeceğiz. Siz de yönetim sürecini üstleneceksiniz diye. Bu Kayseri Yeşilay Rehabilitasyon Merkezi sürecini hızlandırmış oldu.
-Servis şoförlerine yönelik uygulama sadece 2 şehirde vardı! Şimdi Kayseri'de!
Bir de yine önemli bir çalışmamız daha oldu. Bizim üniversitede diye bir laboratuvar bu müdürü aynı zamanda da eczacılık fakültesinin dekanı Betül Hocamız. Bizimle de beraber yönetimimiz de eşliğinde onların bir projeleri vardı. Biz o projeye hem katkı sağladık hem biraz daha geniş kapsamlı hale getirdik. Okul servis şoförlerinden numune talep edeceğiz. Uyuşturucu testi yapılacak. Zaten saçtan bir yıl geriye dönük pozitif negatif görebildiğimiz için senede bir kere yapmamız yeterli olacak. Pozitif çıkan şoförleri de işinden etme anlamında değil, amacımız sonuçta tedavi ve topluma kazandırma olduğu için ya da ama da burada devreye sokacağız. Tekrar YEDAM süreci başlayacak onlar da ondan arınıp remisyona girip tekrar test pozitif olduğu negatife döndüğü zaman da tekrar işine devam edebilecek. Bunu özellikle okul servis şoförleriyle başlayalım istedik ama yavaş yavaş toplu taşıma, taksi şoförleri, Kayseri'deki bütün şoförlere bunun uygulanması için bir çalışma başlatacağız. Test verme noktaları olacak başka bir numune de verilebilir diye. Belli bir saat aralığı, belli bir yer belirleyeceğiz. Orayı emniyetten de destek isteyeceğiz. Oraya işte şoförlerimiz gelip testlerini verecekler, gidecekler. Sonuçlarına göre de hareket edilecek. Çok güzel bir uygulama oldu. Vali Bey de çok memnun oldu böyle bir çalışmanın olmasından. Ki bunun şöyle bir güzelliği de var. Bunu zoraki yapılması gereken bir şey de değil. Bu yarın duyurulduğunda alışkanlık haline geldiğinde işte bir özel sektör bile eleman alacağı zaman yaptır gel diyebilecek. Ya da normal devlete bağlı kurumlar değil de işte şehirler arası otobüs şoförleri için örneğin, belki firma diyecek ki bir firma ben diyecek bütün şoförlerden bunu istiyorum. Onu da cama yapıştıracak. Şoförün belgesi diye. E bu sefer müşteriler diyecek ki ya bu firmada var sizde niye yok diyecek. Onlar da zor anki yaptırmak böyle böyle hatta ona da işte bir yeşil belge, yeşil etiket, artık neyse bir isim verilir. Uygulamanın tam adı belli değil şu anda. Yani bu proje bazlı işte bir isim vermedik henüz. Ama zaten bu tesis bu testleri yapıyor. Şöyle yapıyor, normalde adliyeye bağlı. Yapılan uyuşturucu testlerinin doğrulama laboratuvarı burası. Diyelim siz bir kazaya karıştınız. İşte hastaneye götürülüyor. Bir test yapılıyor. İşte saçınızdaki bir boyadan uyuşturucu testiniz pozitif çıkabiliyor. Bu ciddi de bir mağduriyete de sebebiyet veriyor. Bu sefer buna itiraz ediyorsunuz. Bu testler, bu laboratuvarlarda yüzde yüz doğruluk veriyor. Ve bu laboratuvardan Türkiye'de üç tane var. Birisi de Kayseri'de. Madem böyle bir laboratuvarımız var. Biz de kullanalım, faydalanalım istedik. O yüzden böyle bir çalışma başlatacağız. Bunun arkası devamı da gelecektir yani. Konuyla ilgili Milli Eğitim'le de görüştük. Bu dönem içinde başlatacağız. Uygulamayı hayata geçirdiğimizde aileler çok ciddi bir gönül rahatlığı yaşayacak. Yani o belgeyi görmesi ya da görmediğinde ona bir güvensizlik duyması bu sefer olmayanları da teşvik edici. hani kimsenin karşı çıkabileceği bir uygulama da değil. Şoför arkadaşlar da bunu desteklemeli. Sonuçta hiç kimse, hiçbir meslektaşının bu şekilde yolcu taşımasını ve imajlarının bu anlamda bozulmasını kimse istemez.
Melikgazi’nin 1. çıkması nüfus yoğunluğundan kaynaklı!
-Uyuşturucu kullanımıyla ilgili Kayseri’nin en riskli bölgesi neresi?
Bir uyuşturucu risk haritası tüm Türkiye'de bunu uygulamaya başladık. Yine bu laboratuvarlarımız bu anlamda çalışma yapıyorlar. Bu bizim için çok güzel bir veri kaynağı oldu. Çünkü idrar yoluyla bunun pozitifliği çıktığı için direkt şehir şebekelerinin çıkış noktasında alınan veriler şehirlerin bir sıralamasını belirledi. O testlerde işte uyuşturucu türlerini de tek tek yakalayabiliyorlar şu kadar metamfetamin bu kadar esrar ya da eroin çıkıyor diye. Kayseri'de de bu anlamda böyle bir çalışma yapıldı. Melikgazi'nin olması şu yüzden normal. Kayseri'nin en büyük ilçesi Melikgazi ve nüfus yoğunluğunun da en çok olduğu ilçe aynı zamanda. Daha sosyal yaşantının, üniversitelerin olmasından, merkezi olmasından kaynaklı bir durum yani.
Her bir hanemiz Yeşilay temsilcisi olmalı!
-Gençlerin ve ailelerin bağımlılıkla mücadelede daha bilinçli olmaları için önerileriniz nelerdir?
Ailelerimizin daha bilinçli olmalarını istiyoruz. Bunun çok önemsenmesi gerektiğini her bağımlılığın yani bizim mücadele ettiğimiz beş bağımlılıkla ilgili de iş öncelikle ailelere düşüyor. Mümkün mertebe bunu bir sorumluluk gibi görüp çocuklarına karşı olmazsa olmaz bir sorumluluk gibi gösterip bu bağımlılıklarla ilgili profesyonel bilgileri, özellikle bizden alacakları bilgileri, çocuklar üzerinde bu etkileri oluşturmalarını istiyoruz. Her bir hanemizin Yeşilay temsilcisi olmasını istiyoruz.
>>Selma Kan- Hilal Tekeoğlu