Kayseri'de Cerrah Cingöz, dünya tıp literatüründe ilke imza attı

Kayseri'de, dünya tıp literatüründe bir ilk yaşandı. Kalp Damar Cerrahı Prof. Dr. Faruk Cingöz, dünyada eşi olmayan bir ameliyata imza atarak dünya tıp literatüründe ilk oldu.

Kayseri'de Cerrah Cingöz, dünya tıp literatüründe ilke imza attı

Konuya ilişkin bilgiler paylaşan Medical Palace Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi doktoru Prof. Dr. Cingöz, akciğerleri orta seviyede su ile dolan, kalp kapağı yırtılan hastaya müdahale edilerek, sonrasında ise kalbin zarından kapak dokusunun tamirinin yapıldığını kaydetti. Cerrah Cingöz konuyla alakalı olarak şunları aktardı; “Lale hanım, nefes darlığı, çarpıntı ve devamlı dikiş makinesi sesi duyma şikayetleri ile polikliniğime başvurdu. Kendisinden yanıma yaklaştıkça artan ıslık sesi aldım. Bu tıp öğrencilerine anlattığımız ve genelde kalbin kapaklarında yırtılmanın da işareti olan martı sesli kalp üfürümü (seagull murmur) idi.  Hastamız yaklaşık 4 ay kadar değişik merkezlerde muhtemelen duyulan bu sese bağlı astım tedavisi almıştı. Yapılan fizik muayene ve tetkikler sonucu aort kapakta ileri derecede yetmezlik ve sağ koroner arterin altındaki kapakçıkta yırtık olduğu belirlendi. Elektrokardiyografideki değişiklikler ve yaşı nedeni ile koroner anjiyografi yapıldı. Kalbin bir damarında yüzde 90 oranında darlık saptandı. Akciğerleri su ile orta seviyede dolu olan hasta hemen ameliyata alındı. Yırtık kapak görüldü. Yırtığın sadece bir kapakçıkta olduğu ve aort dokusuna ilerlemediği görüldü. Enfeksiyon bulguları da yoktu. Kalbin zarından bir miktar alınarak orijinal kapak dokusu şekline getirilerek yırtık kapağın olduğu hatta titizlikle dikildi. Tıkalı damara baypas yapıldı. Hastamız sorunsuz yoğun bakım ünitesine alındı. Bir gün sonra servise verildi. Ameliyattan yedi gün sonra tamamen sağlıklı bir şekilde taburcu edildi. Ameliyattan 8 ay sonra herhangi bir sorunu olmayan hastamızın, kendi kalp zarından yapılan yeni kapakçığı gayet iyi çalışmaktadır.”
 
‘BU İŞ TAMAM’ DEDİ
 
Açıklamalarında yırtık kalp kapakçığından gelen sesin yapılan başarılı ameliyat sonrasında ortadan kalktığını ifade eden Cingöz; “Aort kapak tamir konusu günümüzde halen tartışmalıdır. 1960 yıllarında kalp zarından aort kapakçığı yapma fikri tıp camiasında oluşmuş, ancak 2010 yıllarda dünyada pek çok merkezde popüler olmaya başlamış, Prof. Dr. Gebrine El Khoury ve Dr. Shigeyuki Ozaki gibi otörler tarafından geliştirilen teknikler pek çok kalp cerrahi kliniğinde uygulanır olmuştur. Kapak tamiri cerrahın bilgisine, görgüsüne, eğitimine ve yeteneğine bağlı olmasının yanısıra esas belirleyici olan cerrahın tecrübesidir. Cleveland Clinic’te çalıştığım 2005’li yıllarda kalp zarından aort kapak tamiri revaçta idi. O dönemlerde bu konu ile ilgilenmiş, cerrahisinin püf noktalarını öğrenmiştim. Hastamıza ameliyat öncesi kapağı tamir edebileceğimi söylemiş ancak garanti vermemiştim. Ancak mekanik kapak takmakta istemiyordum. Çünkü eğer mekanik kapak takılsaydı, kanamaya, pıhtı oluşmasına ve enfeksiyona daha yatkın olacaktı. Kanı sulandırıcı ilaç olan kumadini kullanacak, nerede ise her on beş günde bir kanının sululuk oranına baktırmak için hastaneye gelerek kan verecekti. Hastamız şimdi bunlardan tamamen muaf durumdadır. Ayrıca sese hassas hale gelen hastamıza ciddi anlamda ses konforu da sağlanmış oldu. Mekanik kapaklarda mutlaka çalışma sesi olur. Oysa kalbin zarından yapılan kapakçıkta kesinlikle ses olmaz. Ameliyattan sonra ıslık tarzında rahatsız edici ses tamamen kayboldu. Zaten kendisi uyanır uyanmaz sesin varlığını sorguladı. Duymayınca ‘bu iş tamam’ dedi” şeklinde konuştu.
 
“ŞAHSIM ADINA ONUR DUYMAKTAYIM”
 
Kalp Damar Cerrahı Cingöz, yapılan operasyonun dünya literatüründe ilk olduğunu ve Kayseri’de de iyi şeylerin olduğunu vurgulayarak şunları paylaştı; “Vurgulamak gerekirse, meslek hayatımın başlangıcında insanlarımız yurt dışına baypas ameliyatı olmak için gitmekteydiler. Lale hanım gibi özellikli hastalar ya o andaki mevcut olanaklarla tedavi edilmekte veya kaderlerine terk edilmekteydiler. Ancak son yıllarda çok şeyler değişti ve gelişti. İnsanlarımız artık ülkemizin pek çok şehrinde tıbbın bütün imkanlarına ulaşabilmektedirler. Tıp literatüründe ender rastlanan bu olguyu Kayseri’de başarılı bir şekilde yapmaktan, çalıştığım hastanem ve şahsım adına onur duymaktayım. Cerrahi anlamda aldığım sorumluluk ne kadar ağır olsa da, hastamızı sağlıklı ve hayat dolu olarak görmek beni mesleki tatmin açısından tarif edilemez duygulara sevk etmektedir. Kendisine sağlıklı bir ömür dilerim.” HABER-FOTO: KAAN AKBAŞ