Kayseri'de hava kirliliği sürekli artıyor

Temiz Hava Hakkı Platformu'nun yayımladığı 'Türkiye'de Hava Kirliliği: Kara Rapor' adlı araştırmasında Kayseri'de hava kirliliğinin yıllar içerisinde sürekli olarak arttığı aktarıldı.

Kayseri'de hava kirliliği sürekli artıyor

2015 yılında limit aşımı saptanan ilk 10 istasyonun  partikül madde (PM) düzeylerinin 2013 ve 2014’teki düzeylerle karşılaştırılmasının yapıldığı raporda Kayseri’nin 2013 yılında partikül madde düzeyi ortalama 78 olarak çıkarken, 2014 yılına gelindiğinde ise bu rakamın 86’ya yükseldiği kayıtlara geçti. Yıllar içerisinde 2015 yılına gelindiğinde bu düzeyin 98’e ulaştığı görülen raporda, 2016 yılında partikül madde düzeyinin ortalama olarak ne kadar çıkacağı ise merak konusu oldu. 
 
RAPORA GÖRE KAYSERİ MERKEZLER İÇERİSİNDE PM DÜYEZİ EN YÜKSEK 3’ÜNCÜ İL
 
Söz konusu raporda; Adana-Valilik, Hatay-Antakya, İstanbul-Esenyurt MTHM, Manisa, Kayseri-Hürriyet, Bursa-Beyazıt Cad. MTHM, Manisa-Soma, Bursa, Samsun-İlkadım Hastane ve Aydın olmak üzere pm düzeyi yüksek 10 merkezin sonuçları paylaşılırken, Kayseri ise, 2015 yılı partikül madde düzeyi, İstanbul-Esenyurt MTHM ve Bursa’dan sonra en yüksek 3’üncü merkez olarak kayıtlara geçti. Buna göre İstanbul-Esenyurt MTHM’deki pm düzeyi 114 çıkarken, Bursa’daki pm düzeyi de 104 olarak meydana geldi. Kayseri- Hürriyet de 98 olarak 3’üncü sıraya yerleşti.
 
ÇEŞİTLİ YAPTIRIMLAR VE DÜZENLEMELER GETİRİLMELİ
 
Raporun ‘Sonuç ve Politika Önerileri’ kısmında ise, bu şekilde ölçüm sonuçlarının olduğu yerlerde çeşitli yaptırımlar ve düzenlemeler getirilmesi gerekmekte olduğu bildirilirken: “Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği (HKDY) ile 2013 yılında yayımlanan genelge dahil olmak üzere hava kirleticiler için izin verilen değerleri DSÖ verileri ile karşılaştırdığımızda; DSÖ tarafından inşa ve çevre sağlığını korumak amacıyla daha düşük değerler verildiğini görmekteyiz. Yukarıdaki örneklerden de anlaşılabileceği gibi birçok değer izin verilen sınırların üzerindedir ve bu sınırlara ulaşım hedeflerinin tarihleri dahi 2020 yılını bulmaktadır. Bu raporda bilimsel veri analizi ile edinmiş olduğumuz sonuç, özellikle sanayileşme, yanlış kentleşme politikaları ve özellikle kömüre dayalı enerji üretimi politikasının teşvik edilmesi ile Türkiye’de hava kirliliğinin ciddi bir artış gösterdiği, bu kapsamda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu HKDY’de tespit edilen hedeflere ulaşmanın güç olduğudur. Ayrıca önemli bir hava kirleticisi olarak hali hazırda tanımlanmış olan PM 2,5 ile ilgili eşik değerler, raporda ifade edildiği gibi belirlenmemiştir. Bu konuda DSÖ’nün limit değerlerine uyumlu düzenlemelerin yapılması zaruridir. Acilen bu konu ile ilgili yasal düzenleme yapılmasına ihtiyaç vardır. Bu sayede PM2,5’un ölçümleri pilot uygulamadan çıkarılıp tüm ülke genelinde yapılabilecektir. PM2,5 ölçümlerinin güvenilir ve tüm ülke genelinde yaygın yapılabilmesi için gerekli altyapı çalışmasının Bakanlık tarafından gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Yapılmış ölçümlerin sonucunda da çeşitli yaptırımlar ve düzenlemeler getirilmesi gerekmektedir. AB’de ve DSÖ raporlarında; PM10 kirleticinin günlük ortalamasının 1 yıl içerisinde sadece 35 kez aşılabilmesine izin verilmektedir. 35 günden fazla aşılması halinde (50 µg/m3 ) acil önlemler alınması gerekmektedir. Bizim ülkemizde ise bu sınır değer çok daha fazla aşılmaktadır. Buna rağmen herhangi bir önlem alınmamaktadır. DSÖ ve IARC tarafından karsinojen kabul edilmiş maddeler ile ilgili güvenli dozun olamayacağının altı çizilmiştir. Örneğin HKDY’de arsenik için belirtilen 6 ng/m3 değeri güvenli değildir. Bu değere bile ulaşılacak hedef tarih olarak 2020 yılı belirtilmiştir. Bu durumun gözden geçirilmesi ve kanserojen maddelerin güvenli sınırının olamayacağı görüşü kabul edilmelidir. HKDY’ye göre, her il çevre ve şehircilik müdürlüğü temiz hava planı hazırlamak zorundadır. Bu planlarda kirliliğin düzeyi, kirletici parametreler, kirlilik noktaları, kaynağı gibi temel veriler yer almak zorundadır. Bunun yanında kirliliğin azaltılmasına yönelik olarak hangi çalışmaların yapılacağı da tanımlanmak zorundadır. Ani kirlilik durumunda yöneticilerin ne yapacağı halkın ne yapacağı da tanımlanmak zorundadır” bilgileri paylaşıldı. HABER: KAAN AKBAŞ-FOTO: STAJYER KADİR YÜZÜGÜLDÜ