Kayseri'de 'öleceksin' denilen kalp hastası sağlığına kavuştu

Kayseri'de ileri dönem kalp yetmezliği bulunan 70 yaşındaki Mustafa Dağ'ın, doktorlar tarafından yapılacak bir şey olmadığı ve öleceği ifade edilerek çaresizliğe terk edildiği kaydedilirken, Medical Palace Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü Doktoru Prof. Dr. Faruk Cingöz tarafından gerçekleştirilen çok riskli ameliyat ile Dağ'ın eski sağlığına kavuştuğu öğrenildi.

Kayseri'de 'öleceksin' denilen kalp hastası sağlığına kavuştu

Konuya ilişkin edinilen bilgilerde, uzun süre ilaç tedavisi yapılan ancak tedaviye cevap vermeyen ve yatağa bağımlı hale gelen hasta Dağ’ın, göğüsten küçük bir kesi yapılarak, kamera yardımı ile kalbin etrafında biriken suyun boşaltıldığı ve kalbin zarının bir kısmının da alınarak başarılı bir ameliyat gerçekleştirildiği bildirildi.
 
Ameliyatı gerçekleştiren Medical Palace Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü Doktoru Prof. Dr. Cingöz, hastanın kendisine ileri kalp yetmezliği halinde düşkün bir şekilde başvurduğunu söyleyerek şunları kaydetti; “Hastamız pek çok merkez tarafından tedavi edilemeyeceği söylenerek reddedilmiş. Ciddi kalp yetmezliği bulguları olan hasta ilaç tedavisine cevap vermeyecek noktada kalbin fonksiyonları etrafında biriken su ile baskı altında çok gecikmiş bir vaka idi. Tüm organlarda ciddi fonksiyon kaybına bağlı hastanın klinik durumunu ağırlaştırmıştı. Bu açıdan yapılacak her türlü cerrahi işlem çok yüksek riskliydi. Hastanın ameliyat için uyutulması ve cerrahi işlemin uzaması başlı başına bir riskti. Videoskopik cihazla göğüs boşluğundan kalbe ulaşarak kamera eşliğinde küçük bir kesi ile yaparak kalbi rahatlattık.”
 
Açıklamalarında küçük tek kesi ile yapılan videoskopik ameliyatın hasta için daha az travmatik olmasına rağmen, hastanın klinik durumu ve risk faktörleri değerlendirildiğinde bu ameliyatın gerçekleştirilmesinin çok zor olduğunu kaydeden Cingöz, konuya ilişkin olarak şu bilgilere yer verdi; İki nokta çok önemli. Birincisi gerçekten çok düşkün ve zor bir hastanın varlığı. İkincisi Uygulanan cerrahi seçeneğin hastaya çok az zararlı olması. “Gerçekleştirdiğimiz ameliyat, ayrıca tek bir kesi yapılarak başarı sağlanması zor bir operasyondu. Hasta çok düşkündü. Yatamıyor. Konuşamıyordu. Karnı ve bacakları çok şiş, oksijene bağımlı, pek çok organı hasarlı ve fonksiyonu zayıflamıştı. Ayrıca hastaya ameliyat olursa öleceği konusunda ciddi telkinde bulunulmuştu, bunu aşmakta ayrı bir zorluktu. Kalbin etrafında sıvı birikmesinde ilk yapılacak işlem, iman tahtasının alt tarafından kalp ile kalp zarı arasındaki boşluğa uzun bir iğne ile girip biriken bu sıvıyı boşaltmaktır. Ancak bu hastada birkaç kez deneme yapılmış, ancak yeterince sıvı alınıp başarılı olunamıyor. Biz küçük bir kesi ile kalbin etrafındaki zara kamera yardımı ile ulaşıp bir miktar kalp zarını da alarak sıvının tamamı boşaltıldı. Bu işleme; kamera yardımıyla kalbin etrafındaki zarda pencere açılma işlemi diyoruz (Video-asisted thorascopic pericardial window). Bu hastamıza halk arasında kapalı kalp ameliyatı olarak da bilinen küçük bir kesi ile gerekli işlemi yaptık (Minimal invaziv). Daha önceleri bu tip hastalara, sol yandan en az 10 santimetrelik kesi ile kaburgalar arasından göğüs boşluğuna girip, akciğeri söndürerek cerrahi tedavi yapıyorduk (Torakotomi). Bu yaklaşım hastanın kaburga kemiklerinin kırılmasına, kıkırdak bağlantılarının oynamasına veya ayrılmasına, bunun akabinde de hastada çok ciddi ağrılara yol açıyordu. Hasta hastanede ve yoğun bakımda uzun süre kalıyor, çok miktarda ilaç, yoğun antibiyotik tedavisi alıyor ve ağrı çekiyordu. Ne yazık ki bu klasik cerrahi işlemde akciğerin bir miktarı sönmekte, ameliyat sonrasında, ameliyat öncesine göre hasta daha ciddi nefes darlığı yaşamakta idi. Hastamız klasik tedavi için uygun bir hasta zaten değildi, bu seçeneği hiç düşünmedik. Teknolojik gelişmelere bağlı olarak bizde hastanemizde hastamıza tek bir noktadan yaklaşık 4 santimetrelik bir kesiden ameliyatı, kamera yardımı ile gerçekleştirdik. Yani normal şartlarda kamera eşliğinde yapılan işlemde, 3 delik açılmakta, bir tanesinden kamera, diğer ikisinden makas ve aspiratör gibi yardımcı cerrahi aletler yerleştirilmektedir. Yaptığımız ameliyatta ise tek kesiden bütün cerrahi aletler ve kamera hastaya yerleştirilerek işlem yapıldı.  Hastanın cildinde açtığımız kesinin uzunluğu sadece 4 santimetreydi. Bu tek delikten kalbin etrafındaki zarı keserek kalbin etrafında birikmiş olan yaklaşık bir litre sıvıyı boşalttık. Bu arada hastamızın sol akciğerinde bir buçuk litre sıvıyı da boşaltarak hastanın akciğerini de rahatlatmış olduk. Hastanın ayaklarındaki şişlikler, nefes darlığı, çarpıntısı, halsizliği, bitkinliği tamamen ortadan kalktı ve işlemden bir ay sonra yaklaşık 20 kilo zayıflayıp normal hayatına döndü. Bu zayıflama vücutta biriken fazla suyun atılmasına bağlı olduğu unutulmamalıdır. Hasta ameliyattan sonra neredeyse çok az ağrı tarif ederken, nefes darlığında çok ciddi rahatlama olduğunu bildirdi. Diyebiliriz ki hasta ameliyat olduğunu anlamadı. Halkımızın bu hastada olduğu gibi modern teknik ve teknoloji ile tıbbin ortaklığında şifa bulmamızı öncelikle şahsımı ve hastane ekibimi çok mutlu etmiştir. Hastamız Mustafa Dağ Bey’e sağlıklı bir şekilde torunları ile vakit geçireceği mutluluk dolu bir ömür sürmesini dilerim” şeklinde konuştu.
 
DAĞ: “ÖLECEKSİN DEDİLER, DAHA İYİ OLDUM”
 
Konuyla alakalı olarak konuşan İncesu ilçesinde oturan kalp hastası Mustafa Dağ da, kendisine doktorların yapılacak bir şey olmadığını söylediklerini ve kendisini ölüme mahkum ettiklerini dile getirerek şunları söyledi: “Ben buraya öleceğim diyerek geldim. Çünkü gittiğim her doktor yapılacak bir şey olmadığını ve öleceğimi söyledi. Faruk Bey, benimle ilgilendi. Geri çevirmedi. Riskli olduğunu söyledi. Bu halde zaten yaşanmaz dedi. Ameliyatı kabul ettim. Allah razı olsun başarılı bir ameliyat yaptı. Şişliklerim indi, nefes darlığım düzeldi, kilo verdim, çok bitkindim kendime geldim. Bana öleceksin dediler ama daha iyi oldum Allah’a şükür. Benim evim 3. katta. Asansör yok. Merdivenleri çıkamıyordum. Artık rahatlıkla çıkıyorum. Doktor Faruk Bey ve ekibine minnettarım.” HABER-FOTO: KAAN AKBAŞ