Kayserili diyetisyen gündem olan konuya açıklık getirdi! Fasulye ve ette aynı protein mi var?

Prof. Dr. Oytun Erbaş'ın geçtiğimiz günlerde yaptığı 'Kuru fasulye de protein, et de protein' açıklaması, sosyal medyada büyük tepki topladı. Kayseri'nin ünlü diyetisyeni İrem Yüksel, konuya dair detaylı açıklamalarda bulunarak, kuru fasulye ve ette bulunan protein miktarları ve biyolojik değerleri arasındaki farklara dikkat çekti. Detaylar Kayseri Anadolu Haber'de…

Kayserili diyetisyen gündem olan konuya açıklık getirdi! Fasulye ve ette aynı protein mi var?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Prof. Dr. Oytun Erbaş’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı ‘Kuru fasulye de protein, et de protein’ açıklaması, sosyal medyada büyük tepki topladı. Erbaş, asgari ücrete yapılan yüzde 30’luk zammın ardından katıldığı televizyon programında, ekonomik zorluklar yaşayan vatandaşların beslenme alışkanlıklarına dair bir değerlendirmede bulunarak, fasulye ile ette bulunan protein oranlarının benzer olduğunu belirtti. Bu açıklama, özellikle sağlık ve beslenme uzmanları tarafından eleştirildi.

Et protein açısından üstün

Kayseri'nin ünlü diyetisyeni İrem Yüksel, konuya dair detaylı açıklamalarda bulunarak, kuru fasulye ve ette bulunan protein miktarları ve biyolojik değerleri arasındaki farklara dikkat çekti. Yüksel, etin protein açısından üstün olduğunu, ancak fasulye gibi bitkisel kaynakların da önemli bir protein kaynağı olduğunu ifade etti.

‘Et ve fasulyede belirgin farklar var’

Diyetisyen İrem Yüksel, proteinlerin büyüme, gelişme, hücrelerin onarımı ve sağlıklı yaşam için gerekli olan besin öğeleri olduğuna dikkat çekti. Fasulye ve etteki protein oranlarının benzer olabileceğini belirten Yüksel; ‘Protein sadece miktar açısından değil, kalitesi ve biyoyararlanımı açısından da değerlendirilmelidir. Bu açıdan et ile fasulye arasında belirgin farklar vardır. Et, biyolojik değeri yüksek proteinlere sahip olmasının yanı sıra demir, selenyum, A vitamini, B12 ve folik asit gibi besin öğelerinin önemli kaynaklarındandır’ ifadelerini kullandı.

‘Fasulye tam protein değildir’

Yüksel, fasulyenin bitkisel protein kaynakları arasında yer aldığını ancak bazı esansiyel amino asitlerin eksik olduğunu belirtti. Bu eksikliklerin, bitkisel proteinleri tam protein olma özelliğinden uzaklaştırdığını belirten Yüksel; ‘Fasulye, bazı esansiyel amino asitler (örneğin, metiyonin) açısından eksiktir. Bu nedenle tam protein değildir. Ancak tahıllarla (pirinç, bulgur vb.) birlikte tüketildiğinde protein kalitesi artırılabilir’  şeklinde konuştu.

Yüksel, et ve fasulye arasındaki protein içerikleri hakkında yaptığı karşılaştırmada şu bilgileri verdi; Kırmızı Et (100 gram, pişmiş): Ortalama 25-30 gram protein içerir. Kuru Fasulye (100 gram, pişmiş): Ortalama 7-9 gram protein içerir.’

Bu verilere göre, aynı porsiyon için etin fasulyeye göre daha fazla protein içerdiğini belirten Yüksel; ‘Ancak 1 tabak fasulye ile 1 dilim etin protein içeriği yakın olabilir. Örneğin, 200 gram fasulye yaklaşık 14-18 gram protein sağlayabilir’ diye belirtti.

Et obezite ve diyabetin önüne geçiyor

Yüksel, etin biyolojik değeri yüksek proteinlere sahip olduğunu ve vücut tarafından çok daha verimli bir şekilde kullanıldığını vurguladı. Ayrıca, etin yüksek biyoyararlanımı sayesinde vücudun bu proteini daha etkili bir şekilde kullanabileceğini belirtti. Etin karbonhidrat açısından fakir olması nedeniyle ‘düşük glisemik indeksli’ gıdalar arasında yer aldığını ve bu özellikleriyle obezite ve diyabetin önlenmesine yardımcı olduğunu ifade etti.

‘Fasulyenin sindirilebilirliği daha düşük’

Öte yandan, fasulye gibi bitkisel protein kaynaklarının sindirilebilirliğinin daha düşük olduğunu belirten Yüksel, pişirme yöntemlerinin bu durumu etkilediğinin altını çizerek şu ifadelere yer verdi; ‘Fasulyenin pişirilmesi sırasında, protein içeriği azalma gösterebilirken, protein sindirilebilirliği artmaktadır. Ancak bazı esansiyel amino asitler sıcaklık uygulamalarından sonra azalmaktadır. Bu da fasulyenin besleyici değerini düşürebilmektedir’ dedi.

‘Obezite arttı’

Son yıllarda et, tavuk ve balık gibi hayvansal protein kaynaklarının fiyatlarının artması, bu besinlerin birçok insanın sofrasına ulaşmasını engelliyor. Yüksel, özellikle et fiyatlarındaki yükselişin, vatandaşların sağlıklı beslenme alışkanlıklarını olumsuz yönde etkilediğini belirtti. Yüksel; ‘Günümüze kadar protein ihtiyacı daha çok hayvansal proteinden karşılanırken son yıllarda obezitenin artması nedeniyle bitkisel proteinlere olan ihtiyaç artış göstermektedir. Ayrıca et fiyatlarındaki artış da insanların bu kapsamdaki tüketimini sınırlandırmaktadır. Bu durum bitkisel proteinlere olan yönelimin artmasına neden olmuştur’ dedi.