Köpeği Yoldaş ile tüm Türkiye'yi geziyor!

Konya’nın Ilgın ilçesinde doğan ‘Seyyah Ömer’ Lakaplı Ömer Özer, köpeği yoldaş ile yürüyerek il il geziyor. Birazdan hikâyesine duygulanarak okuyacağınız Seyyah Ömer ile köpeği Yoldaş’ın bu seferki durağı Kayseri oldu Tüm Türkiye’yi derinden sarsan yangın felaketinin ardından, doğaya katkı da bulunmak için ‘81 ili 81 fidan’ sloganıyla, Türkiye’ye adını duyurmaya çalışıyor. Gelin sözleri fazla uzatmadan bu inanılmaz hikayeye geçelim.

Seyyah Ömer ve köpeği yoldaşın bir sonraki durağı Kayseri oldu. 2021 Eylül ayından beri yollarda olduğunu vurgulayan Seyyah Ömer: “Manisa’da orman yangın ekibi işçisi bir babanın oğlu olarak dünyaya geldim. İlkokul mezunuyum çocukluğum metal işleri alanında, sanayide tornacıda çırak olarak çalışmakla geçti. Birkaç sektörde daha çalıştım ve en son yollara çıkmadan önce, Manisa Belediyesi’nde sosyal yardım bölümünde çalışıyordum. Normalde motorlara ya da dağcılık gibi şeylere ilgim vardı. Sürekli boş vakitlerimde Manisa Spil Dağı’na çıkar motosikletimle gezerdim. Ege Bölgesi’nde gezdiğim için bu yolculuğa çıkmadan önce Youtube kanalıma ne isim koyayım diye düşünürken, Seyyah Ömer olsun dedim. Sonra tüm Türkiye’yi yürümeye çıktığımda bu ismi hak ettiğimi düşündüm. 2021’den beri de yollardayım.” dedi.

'81 ili gezip fidan dikiyorsunuz. Bu fikir nereden aklınıza geldi?'

Seyyah Ömer babasının ormancı olmasından dolayı kendisinin de bir orman aşığı olduğu söyleyerek, “81 il 81 fidan fikri aniden gelişen bir durum, normalde ben doğaya âşık biriyim, ormancı bir babanın oğlu olarak da bu ormanlara ilgim çoktu. Ormanların kirletilmesi, yanması çocukluğumdan beri beni hep üzer, hem zaten uzun bir yolculuk hayalimde vardı. Hep sonsuz bir yolculuk istiyordum. Tabi hayat şartları bu vakte kadar bize müsaade etmedi. Normalde böyle bir fikir yoktu ben sadece Türkiye turu yapacaktım buna hazırlanıyordum. İnternette paylaşım yapmayı da düşünmüyordum, bir derviş gibi sessiz sedasız gezmeyi düşünüyordum. Ama tam o dönemde 2021’in Eylül ayında, orman yangınları olduğunda buna çok üzüldüm ve zaten yürüyerek Türkiye turuna çıkmayı düşündüğüm için anlamlı olsun insanlarda bir farkındalık oluşturayım diye, o anda aklıma gelen bir fikirdi. Yani yürüyerek Türkiye turuna anlam kazandırmak için, bu fikir aklıma geldi. Orman yangınlarına olan üzüntümden dolayı bir şeyler yapma ihtiyacı hissettim ve elimden bu geldi. Gittiğim yerlerde insanlara çocuklara ormanların önemini anlatayım fidan dikeyim, bunu göstereyim ve buradaki amaç yürüyerek zor yolculukla insanların dikkatini çekmek istedim. Bunu Eylemsel bir yürüyüş haline getirdim.”

‘Beni dikkate almadılar’

Yaptığı bu eylemsel yürüyüşte doğaya dikkat çekmek isteyen Seyyah Ömer sosyal medyada takipçi sayısının az olmasından dolayı beklediği desteği göremediğini vurguladı: “Genel olarak çok olumsuz tepki ile karşılaşmadım. Küçük basit şeyler olduysa da, mesela neden yürüdüğümü kim olduğumu anlamayıp caminin bahçesinden kovanlar oldu. Bazen de belediyelerden yardım istedim, birlikte küçük bir etkinlik olarak fidan dikelim dedim. Takipçimin az olmasından dolayı beni dikkate almadılar. Yürümekten hiç yorulmadım ama bırakmak istediğim zamanlar oldu. Şöyle ki, anlaşılamamaktan dolayı, yaptığım işin hak ettiği değeri bulamamasından, acaba yanlış mı yapıyorum dedim. Ama tabi bu küçük moral bozukluklarını atlatıp yine yolumuza devam ettik.  Örnek vermek gerekirse mesela bir tema gönüllüsü olarak yürüyerek İstanbul Tema Genel Merkezi’ne yürüyerek gittim ve kendilerinden destek istedim. Destekten kastım sadece diğer tema gönüllülerine bahsetmeleri bir sinerji oluşturmak. Gittiğim yerlerdeki tema gönüllüleri ile fidan dikeyim istedim. Ama yaptığım işi küçük gördüler, hor gördüler buna üzüldüm. O acaba yanlış mı yapıyorum demiştim.  Sonrasında sosyal medyada hak ettiğim değeri de görmediğimi düşünüyorum. Bu yüzden ara ara üzülüyorum, keşke sosyal medya da kendimi duyurmaya çalışmasam da sadece yürüsem, büyük bir medya şirketi destek verse ve bir an önce insanlara sloganımı duyursam. Gittiğim şehirlerde birlikte fidan dikeceğim insanlar olsa. Yaptığımız işe kıymet verilmese de yolumuza devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı. 

‘Köpeğim Yoldaş bana güç veriyor’

Şehir şehir gezerek her gittiği yere bir fidan dikerek farkındalık oluşturan Seyyah Ömer, yol arkadaşı Yoldaş ile tanışma hikâyesi okuyanları duygulandırdı ve şu ifadelere yer verdi:” Yoldaş ile çok güzel bir tanışma hikâyemiz var. O olmasa şimdiye kadar sabredemeyebilirdim. O bana güç veriyor.  Daha önce hiç evcil hayvanım olmamıştı. Onlara bu kadar yakından dokunmanın tadını almamıştım. Yoldaş’la Edirne Keşan’da il sınırında bir benzinlikte tanıştım.  Benzinlikte bir parça ekmek verdim, sonra baktım benimle gelmeye başladı. Belki birazdan gider dedim akşam oldu çadırımın başında bekledi. Sabah kalktım yine çadırımın kapısındaydı, bende dedim madem sende yolcu olmak istiyorsun gel bana yoldaş ol dedim. Ondan sonra o benim yoldaşım oldu. Yolcuğun ilk başlarında tanıştım Çanakkale Edirne sınırında, yani 20 şehri beraber gezdik onunla, yeri geldi yolda araba çarptı, yolda doğum yaptı, yavrularını büyütüp el arabasıyla Samsun’dan Sivas’a kadar yavrularını taşıdım daha sonra sahiplendirdim onları. Çok tatlı ve değişik güzel duyguları onunla paylaştık. Ağzı dili olmasa da benimle konuştuğunu hissediyorum. Tabi bu hayvan sevgisini bilen bilir. Anlatılmaz yaşanır, o benim yoldaşım o yolun tadı tuzu diyebilirim."

‘Her şehrin ayrı bir güzelliği var’

Şimdiye kadar 20 tane il gezen Seyyah Ömer her gittiği şehirde ayrı bir güzellik olduğunu söyledi: “Gezdiğim şehirlerin ayrı bir güzelliği var. Karadeniz’in eşsiz yeşilliği, manzarası, denizle buluşan dereler, hepsi birbirinden güzel. Sivas’ın yiğit insanları, sıcakkanlı ve misafirperver insanları, apayrı etkileyici. Akdeniz Likya yolundaki denizle buluşan ıssız koylar, efsane manzaralar, o yüzden her birinde o kadar çok anım var ki birbiriyle kıyaslamak imkânsız hale geliyor. Memleketimizin her yeri çok güzel.” diyerek sözlerini noktaladı.