Kozmetiğe harcadığımız parayı insani yardımlara harcamıyoruz'
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD) Başkanı Mehmet Güllüoğlu, dünyadaki kozmetik sektöründeki büyüklüğün 200 milyar dolar, insani yardım sektöründeki büyüklüğün ise 25-30 milyar dolar civarında olduğunu belirterek, 'Kozmetiğe harcadığımız parayı insani yardımlara harcamıyoruz' dedi.
AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu, 2018 yılında AFAD’ın gerçekleştireceği faaliyetlerden insani yardımlara, İran-Irak sınırında meydana gelen depremden kentsel dönüşüme, Astana görüşmelerinden Suriyeli mültecilerin durumuna kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin Myanmar ve Suriye için gösterdiği hassasiyeti hiç tereddüt etmeden Iraklı depremzedeler için de gösterdiğini aktaran Güllüoğlu, “Türkiye için insani yardım sadece pazarlanacak bir malzeme değil, bir değerdir. Türkiye, Suriyeliler için nasıl kapılarını açtıysa, Iraklı depremzedeler için de hiç tereddüt edilmedi ve bölgeye gidildi. İlişkiler politik olarak hiç dert edilmedi ve konu hem Cumhurbaşkanımız, hem Başbakanımız hem de Başbakan Yardımcımız tarafından takip edilerek bize gerekli girişimlerin yapılması talimatı verildi. Biz de o gece hem Irak makamlarıyla hem oradaki büyükelçiliğimiz ve konsolosluğumuz vasıtasıyla konuyu takip ettik. Gerekli izinlerin alınmasıyla da sabaha karşı bölgeye gittik. Çünkü ortada insan var. Dili, dini, ırkı, ülkesi önemli olmadan ortada bir insan, bir afetzede vardı. Bizim Myanmar’da gösterdiğimiz refleks, Irak’ta, Suriye’de gösterdiğimiz refleks birbirinden farklı değil. Biz belki Amerika gibi dünyanın en zengin ülkesi ya da çok yoğun petrol kaynakları olan bir ülke değiliz ama elimizde olan kaynakları bu tip krizlere harcamakta tereddüt etmemekteyiz. Keşke çok daha fazla kaynağımız olsa da daha fazla yardım yapabilsek” dedi.
İnsani yardımın Türk insanı için yaşamın bir vazifesi olduğunu ifade eden Güllüoğlu, dünyanın şu anda yoğun olarak iki kutbu birlikte yaşadığını, Türkiye’nin ve Türklerin konumlandığı yerin dünyada adaletin tesis edilmesi noktası olduğunu vurguladı.
“Kozmetiğe harcadığımız parayı insani yardımlara harcamıyoruz”
İnsanlığın kozmetiğe harcadığı parayı insani yardıma harcamadığını ve giderek daha bencil toplumlar yetiştiğini kaydeden Güllüoğlu, şu açıklamalarda bulundu:
“Dünyadaki kozmetik sektöründeki büyüklük 200 milyar dolar, insani yardım sektörünün büyüklüğü ise 25-30 milyar dolar civarında tahmin ediliyor. Yani kozmetiğe harcadığımız parayı insani yardımlara harcamıyoruz. Daha bencil bir topuma dönüştük. Bir tarafta daha lüks hayatlar ama öteki tarafta insani yardım bekleyen, dünyanın bir başka tarafındaki insanların yapacağı bağışı bekleyen insanlar var. Evet, dünyada teknoloji gelişiyor, hayat şartlarını kolaylaştıracak birçok yenilik var ama öteki tarafta da bir insanlık vazifesi var. Türkiye insanlara bunu hatırlatıyor. Yoksa Türkiye Cumhurbaşkanın eşinin Bangladeş’te ne işi var? Yine 2011 yılında o zaman başbakan olan Cumhurbaşkanımızın açlık çeken, herkesin ‘gitme’ dediği güvenlik tehlikesi olan Somali’ye resmi bir uçakla gitmesinin ne anlamı var yoksa? O yüzden Türkiye, kurumlarıyla, lideriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla dünyaya bunu (insanlık vazifesi) hatırlatıyor. Dünyanın en zengin ülkesi değiliz ama elimizdeki paylaşma konusunda cömerdiz, keşke daha fazlasını yapabilsek.”
AFAD’ın ilerleyen dönemlerindeki yatırımları hakkında da bilgi veren Güllüoğlu, “AFAD temelde bir afet kuruluşu, 2011’den bu yan göçmenlere yönelik hizmetler ve son yıllarda ise uluslararası yardımlar gibi vazifelerimiz var. 2018 yılında da bu faaliyetlerimiz artarak devam edecek. 2018’de yeniden afet müdahale kapasitesi geliştirmesi ve risk azaltma anlamında yapacağımız projelerle ilgili bütçelendirme yapıldı. 2018 afet açısından özelikle risk azaltma çalışmaları ağırlıklı olmak üzere devam edecek. Türkiye bir afet ülkesi başta deprem olmak üzere sel, yangın, heyelan gibi afetlere açık bir ülkeyiz. O yüzden binanızın güvenliği, zemin güvenliği, bireylerin bu konudaki eğitimi gibi yoğun bir çalışma gerekir. Biz de deprem, heyelan ve sel gibi konularda özellikle risk azaltma faaliyetlerini yoğunlaştırarak hem müdahale hem de iyileştirme noktasında çalışmalarımız devam edecek” ifadelerini kullandı.
“Kentsel dönüşüm hem risk azatlımı hem de afetlere hazırlık noktasındaki en kritik konulardan”
Depremlerde yaşanan can kayıplarının önüne geçilmesi adına kentsel dönüşümün hayati öneme sahip bir husus olduğuna dikkat çeken Güllüoğlu, “Kentsel dönüşüm, hem risk azatlımı hem de afetlere hazırlık noktasındaki en kritik konulardan bir tanesi. Özellikle depremselliği olan yerler için hakikaten çok kıymetli bir konu. AFAD’ın afetlerdeki müdahale kapasitesi ne kadar iyi olursa olsun ki, bu anlamda dünyada sayılı kurumlardanız, kentsel dönüşüm hayati öneme sahip. Yani kötü binaların yerine depreme dayanıklı binaların yapılması gerekiyor. Bu anlamda Çevre ve Şehircilik Bakanımız Mehmet Özhaseki hususen çalışıyor ve önem veriyor” diye konuştu.
Toplumun eğitim alması konusunda “AFAD Gönüllüsü Sanatçılar” adlı bir proje üzerine çalışıldığını kaydeden Güllüoğlu, “AFAD gönüllük sistemine yönelik çalışmalarımız var. AFAD gönüllülüğü ile hem toplumun eğitim alması hem de insan yardımlar anlamında çalışmalar yürütüyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde bunu paylaşacağız. İsim vermeyeceğim ama sanatçılarımızdan sporcularımıza, liderlerimize, çocuklara, yaşlılara, üniversite öğrencilerine, çalışanlara varana kadar gönüller olacak. AFAD gönüllüğü ihtiyaç duyuyoruz. Topluma faydalı olabilecek bir sistem kuralım istiyoruz o yüzden sanatçılardan sporculara kadar bu işe gönül verecek kişilere ihtiyaç duyuyoruz” dedi.
“Bangladeş’te inşa süreci başlayacak”
Arakanlılara yönelik konut projesinin devam ettiğini söyleyen Güllüoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bize verilen bir arsa var. Bu arsa zor ve tepelik bir arsa ve o arsaya uygun yapı üzerinde çalışıyoruz. Bangladeşli Afet Bakanı geçtiğimiz günlerde bizi ziyarete geldi. Onunla da konuyu istişare ettik. Süreç devam ediyor. Hem Bangladeş makamları hem bizler tarafından netleştirdikten sonra bir an önce inşa süreci başlayacak. Bu arada yaklaşık bir buçuk aylık süreçte biz boş durmadık AFAD’ın, Kızılay’ın, TİKA’nın ve Diyanetin personelleri hala alandalar ve çalışmalara devam ediyorlar.”
“Fırat Kalkanı’nda yaptığımız çalışmaların bir benzerini İdlib’te yapabiliriz, Astana sürecinden çıkacak sonucu bekliyoruz”
Fırat Kalkanı Harekatı’nın akabinde DEAŞ’tan temizlenen bölgelerde girişilen çalışmaların Astana süreci sonrası İdlib’de de yapılabileceğini ifade eden Güllüoğlu, “Astana süreci İdlib’in ikinci Halep olmasını engelledi. Astana ve Soçi görüşmelerinin Suriye’deki krizin çözümü hızlandıracağını umuyoruz. Fırat Kalkanı’nda yaptığımız çalışmaların bir benzerini İdlib’te yapabiliriz ama bu tabii hem güvenlik hem de karşılıklı görüşmelerle olacak. O yüzden görüşmelerini insani yardım açısından biz de takip ediyoruz. Oradan çıkacak neticelere ve ihtiyaca göre çalışmak için hazırız” diye konuştu.