KTO Başkanı Hiçyılmaz 'Müfterilerin ceza almalarını diliyorum'
Kayseri Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Hiçyılmaz, yaptığı yazılı açıklama ile yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
Başkan Hiçyılmaz’ın açıklaması şu şekilde oldu: "Fetullahçı terör örgütünün yaptığı tahribat ve 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ülkemizin içinden geçtiği zor süreç herkesi derinden yaralamıştır.
Komplolar ve darbe girişimiyle hükümeti devirmeye teşebbüs edenler, karşılarında dünyanın takdirini kazanmış bir lider ve onu var gücüyle destekleyen asil Türk milletini bulmuşlardır.
Kayseri Ticaret Odası olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın emrinde olduğumuzu göstermiş ve bu sürecin atlatılması için elden gelen her şey yapılmıştır.
15 Temmuz akşamında darbe girişimini duyar duymaz üyelerine bayraklarını alıp meydana gitmeleri konusunda mesaj gönderen Kayseri’deki ilk kurumuz. Çünkü biz vatanını bayrağını seven, devletine milletine bağlı, milli iradeye ve demokrasiye inanmış; 15 Temmuz günü vatanını kurtarmak için, asker kıyafeti giymiş teröristlerin tankına, topuna kendisini siper ederek, vatan sevgisinin ne olduğunu tüm dünyaya gösteren asil Türk milletinin birer üyeleriyiz.
2013 Mayıs ayında yapılan seçimde yönetime geldikten sonra, kurum içinde bazı düzenlemeler yaptık. Üyelerimizin Oda’dan daha çok yararlanmaları için “Üye Odaklı” çalışmalar yaparak üyelerimizin memnuniyetini ön plana çıkardık.
Yasalara saygılı ve dürüstlüğü esas alan bir yönetim gerçekleştirdik. Yaptığımız tüm faaliyetlerde üyelerimizin menfaatlerini koruduk ve 17 binden fazla üyemizin parasının heba olmaması için gayret gösterdik. Bu anlayışla tasarruf ettiğimiz paralarla üyelerimizin daha iyi hizmet alabilecekleri ve Kayseri’ye yakışır bir hizmet binası yapıyoruz.
Görevde ilk dönemimiz olmasına rağmen, bizden önce görev yapanların hayal dahi edemeyecekleri icraatları yaparak tüm Türkiye’ye örnek olduk. Yaptığımız bu örnek icraatlara rağmen, geçtiğimiz günlerde sıkıntılı bir süreç yaşamamıza sebep olan bazı kişilerin, iftiraları ve asılsız suçlamaları ile ilgili görüşümü değerli üyelerimizle ve kamuoyu ile paylaşmak istiyorum.
2013 Mayıs’ında KTO’da yönetime geldikten sonra anlaşarak imzalanan bozma sözleşmesi yoluyla Oda’yla ilişkisi sona eren Mehmet Kılnamaz isimli şahsın iftirası, kendi karakterini ortaya koymuştur. 2013 yılında mahkemeye vermiş olduğu ifadesinde, işten ayrılma sebebi olarak “Siyasi görüş ayrılığım ve ülkücü olduğum için beni işten çıkardılar” demiş ve bize karşı açtığı davayı, haksız dava olmasından dolayı kendi isteğiyle geri çekmiştir.
Fakat aynı şahıs bugün bizi şikâyet ederken “2007-2010 yılları arasında basın yayın organlarında Fetullahçı terör örgütü aleyhinde yazdıkları nedeniyle” işten çıkarıldığını iddia ederek kendi kendine çelişmiş ve müfteriliğine bir başka boyut kazandırmıştır. Ayrıca, bu dönemde iddia ettiği yazıları da yoktur. 2013 yılında başka, 2016 yılında başka ifadelerle bize iftira atan bu şahıs, yüce Türk adaleti önünde bunun hesabını mutlaka verecektir.
Paylaşmak istediğim bir diğer görüşüm ise; KTO’nun temizlik ve güvenlik işi ile alakalıdır:
2013 Mayıs ayında yapılan seçimden sonra yönetime geldiğimizde, KTO’nun temizlik ve güvenlik işlerini PAR Temizlik şirketi yapmakta iken, biz göreve geldikten sonra bu şirketin sözleşmesini feshederek Fetullahçı terör örgütü bünyesindeki Nezahet AŞ. firmasına verdiğimiz iddia edilmektedir.
Bizden önceki yönetim PAR Temizlik Şirketiyle 2012 yılının 9.ayında sözleşme yapmış ve sözleşme süresi 1 yıl olarak düzenlenmiştir. Biz de sözleşmenin 8. Maddesine göre hareket edip, yeni bir ihale duyurusunu internet sitemizden yaptık ve verilen teklifleri değerlendirip en düşük fiyatı veren Nezahet A.Ş. firmasına işi vermiş olduk.
Bu süreçte PAR Temizlik firması yeni ihaleye teklif vermemiştir.
2014 yılı 9. ayı geldiğinde yeniden ihale yapılmış ve teklifler arasında en düşük teklifi veren Metro Temizlik LTD. ŞTİ. firmasına iş verilmiştir.
2015 yılı 9.ayı geldiğinde yapılan ihaleyi, bu sefer en düşük teklifi veren Tekten Temizlik LTD.ŞTİ. firması kazanmıştır.
2016 yılının 9. ayında da yine aynı yöntemle bu yılın ihaleyi kazanan firması belirlenecektir.
2013 yılının 9. Ayında yapılan ihalede bu iş Nezahet A.Ş. firmasına verilirken, firmanın her türlü evrakları incelenmiş ve ihaleye girmesine mani olacak herhangi bir durum tespit edilmemiştir.
Kaldı ki, ihalenin yapıldığı 2013 yılının 9. Ayında ülkemizde, bugün başımıza bela olan “Fetullahçı terör örgütü” diye bir örgütten henüz bahsedilmemektedir.
Hal böyle iken bu ihalenin 2013 yılının 9. Ayında “Fetullahçı terör örgütü bünyesindeki bir şirkete” verdiğimizin iddia edilmesinin ne kadar mesnetten yoksun olduğunu, üyelerimizin ve kamuoyunun takdirlerine sunuyorum.
Müfterilerin iftiralarından bir diğeri de; 2013 yılında yapılan Ticaret Odası Seçimini, “Fetullahçı Terör Örgütü bünyesinde faaliyet gösteren GESİAD’ın üyelerinin desteği ile kazandığımız ve Ticaret Odasının bu terör örgütünün güdümünde faaliyet gösterdiği” yönündedir.
Ben 2009 yılında yapılan KTO seçimlerinde de aday olmuştum, fakat o zamanki KTO yönetimi “seçmen listelerini” vermeyerek, benim ve arkadaşlarımın seçilme hakkını gasp etmişti.
Seçime 3 gün kala 30 bin TL karşılığında seçmen listelerini verdiler, ama üzerinde yeterli çalışmayı yapamadığımız için seçimi kaybettik.
2009 yılında yaşanan bu hadiseden sonra seçilme hakkımızı çalan bu “Hırsızlar” ile ilgili şikâyetlerimizin karşılığını alamadık ve Cenab-ı Allah’a havale ettik.
2013 yılı seçimi yaklaşırken, TOBB nezdinde, bir önceki seçimde haksızlığa uğradığımız düşünülerek, yeniden aday olmam konusunda bana telkinde bulunuldu.
Aynı şekilde; şehrimizin önde gelen siyasi yetkilileri ile yapmış olduğum görüşmelerde adaylığım konusunda olumlu görüş bildirdiler.
Üyelerimizle ve iş dünyasını temsil eden çeşitli STK’larla yaptığım görüşmelerde hepsinden de olumlu cevaplar aldım. Adaylığımı destekleyeceklerini söylediler.
Görüşme yaptığım STK’lardan sadece GESİAD benim adaylığım konusunda olumlu cevap vermedi ve aday olarak Mehmet Filiz’i çıkarmayı düşündüklerini belirttiler.
Bunun üzerine ben Hilton Otelinde başkan adaylığımı açıklamak üzere karar aldıktan sonra, GESİAD yetkilileri, kendi başlarına seçime katıldıklarında başarılı olamayacaklarını anlamış olmalılar ki, bana destek vereceklerini söylediler.
Buraya kadar anlattıklarımla benim, o zaman “Cemaatin desteklediği bir dernek” olarak bilinen, ama şimdi “Fetullahçı terör örgütü bünyesinde faaliyet gösteren GESİAD”ın adayı olarak ortaya çıkmadığımı, bilakis onların beni aday göstermek istemediklerini, bana kerhen destek verme durumunda kaldıklarını anlatabildiğimi ümit ediyorum.
Seçimden sonra yönetim kurulu başkan yardımcısı olan GESİAD üyesi İlhan Miraboğlu’nun birçok komplo ve kumpaslarıyla karşılaştık.
Hedeflerinin bizi yıldırmak ve kaçırmak olduğunu, yönetimi ele geçirerek hain emelleri doğrultusunda Oda’dan istifade etmek istediklerini anladık. Yönetimdeki sağduyulu arkadaşlarla beraber bunlara karşı mücadele ettik.
Biz bu mücadeleyi vermeye başladığımız sıralarda henüz 17-25 Aralık süreci yaşanmamıştı.
Oda genel sekreterliği ve diğer kadrolara çeşitli oyunlarla aldırdıkları insanları işten çıkararak ve yönetimdeki bu kötü niyetli hainleri uzaklaştırarak, Oda’nın bu hainlerin eline geçmesini önledik. Bu başarımızda 17-25 Aralık’tan sonra o zaman Başbakan olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın “Paralel Devlet Yapılanmasına” karşı başlattığı mücadelenin çok etkili olduğunu özellikle belirtmek isterim.
Hainlerle bu kadar mücadele etmemize rağmen, 2013 yılında yapılan seçimi “Fetullahçı terör örgütü bünyesinde faaliyet gösteren GESİAD’ın ve bir kısım üyelerinin desteği ile kazandığımızı ve Ticaret Odası’nın bu terör örgütünün güdümünde faaliyet gösterdiğini” iddia ederek bizi şikayet etmenin hangi insafla, hangi izanla ve hangi insanlıkla yapılabilmiş olduğunu, yine üyelerimizin ve kamuoyunun takdirlerine sunuyorum.
Bizi bu iddia ile şikâyet edenler, Fetöcü olduğunu düşündüğümüz bir meclis başkanını görevden alma girişimlerimize karşı çıkarak ve gözyaşları dökerek ne kadar “Fetöcü” olduklarını ortaya koymuşlardır.
Ayrıca yeni meclis başkanı seçiminde Fetöcülerin desteğini almak için kapı kapı dolaşan bu insanlar, ne kadar riyakar ve ahlak yoksunu olduklarını göstermişlerdir. Bu yaptıklarının hesabını Türk adaleti önünde vereceklerdir.
Ben, 2001 yılında kurulan AK Parti’nin Kayseri’deki kurucularındanım. Hem partide hem de Melikgazi ve Büyükşehir Belediye Meclislerinde görev yaparken, AK Parti iktidarının ülkemize neler kazandırdığını birçok platformda anlatmış biriyim.
Kayseri Ticaret Odası başkanlığına seçildikten sonra da konuşma yaptığım her platformda Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliği ile ülkemize neler kazandırdığını bıkmadan usanmadan anlattım.
Nitekim, KTO olarak 24.01.2016 tarihinde düzenlediğimiz “120. Onur Yılı” töreninde Sayın Cumhurbaşkanımıza hitaben yapmış olduğum konuşmada da övgülerimi belirttim ve “Paralel Devlet Yapılanmasıyla” yaptığı mücadelede her zaman yanında olacağımızı ifade ettim. Kendisinin şahsıma karşı takdir ve teşekkür ifadelerine mazhar oldum.
Ayrıca, basın yayın organlarında çıkan beyanatlarımız incelendiğinde Sayın Cumhurbaşkanımız hakkında ne kadar olumlu görüşlerimizin olduğu görülecektir.
Bütün bunlara rağmen; bizim Sayın Cumhurbaşkanımıza 15 Temmuz’a kadar hakaretlerimizin olduğunu ve “bu süreç sonrası Kayseri Cumhuriyet Meydanına Başkomutanımızın Emrindeyiz” pankartı astırdığımız yönündeki iddiada bulunanların insanlıktan nasibini almamış, kıskançlıktan gözü dünmüş, şeref, onur, haysiyet yoksunu zavallı yaratıklar olduğunu ifade etmek istiyorum.
KTO yönetiminde gösterdiğimiz performans, çeşitli platformlarda milli iradeye demokrasiye ne kadar inanmış olduğumuzu gösteren konuşmalarımız Kayseri’de birçok çevrelerin malumudur.
Fetö’ye karşı yaptığımız mücadelenin hangi düzeyde olduğu büyük bir kesim tarafından bilinmektedir. Bu mücadelemizde; bize destek verme noktasında yetersiz kaldıklarını ve bundan dolayı da üzüldüklerini bana ifade eden çevreler olmuştur.
Ben hayatım boyunca bu memlekette şerefiyle, namusuyla, onuruyla yaşamış, çalışmış-çabalamış, tırnaklarıyla kazıyarak ve Cenab-ı Allah’ın lütfuyla bir yerlere gelmiş, dürüstlükten hiçbir şartta taviz vermemiş bir insanım.
Bize bu iftiraları atan müfterilere sesleniyorum. Ellerinden imkânları alınınca aç kalıp saldıran yaratıklara sesleniyorum. KTO’nun imkânlarını kendisi için kullanan bedavacı asalaklara sesleniyorum. Kayseri Ticaret Odası’nda yaptığımız icraatları hazmedemeyerek, kıskançlık krizleri geçiren zavallılara sesleniyorum. Önümüzdeki seçimde kendinize yer açmak için göstermiş olduğunuz bu gayret sonucu elinize hiçbir şey geçmeyecektir. Kayseri’nin sağduyu sahibi tüccarları bu iftiralara itibar etmeyecek ve Kayseri Ticaret Odası yönetiminin ehil olmayan ellere geçmesine fırsat vermeyecektir.
Bize haketmediğimizi düşündüğüm bu süreci yaşatan müfterilerin, hem bu dünyada, hem de öbür dünyada gereken cezayı almalarını Cenab-ı Allah’tan diliyorum.
Yaptığınız iftiralarla bizim Kayseri Ticaret Odası’ndan istifa etmemiz için çok çaba gösterdiniz. Ama şunu bilin ki sizin gibi müfterilerin isteğine karşı koymak boynumuzun borcudur. Bundan sonra üyelerimize, şehrimize ve ülkemize hizmet etmek için daha çok çalışacağız.
Ülkemizin başına bela olan Fetullahçı terör örgütünün tamamının bertaraf edilmesi için devletimiz tarafından yapılan çalışmaların her zaman yanındayız.
Önemli olan devletimizin payidar, milletimizin bahtiyar olmasıdır.
Üyelerimize ve kamuoyuna saygıyla duyururum."