Kültür Portalı'nda Kayseri kültür, sanat, bilim ve turizm merkezi olarak anlatıldı

81 ilin kültür ve sanat bakımından tanıtıldığı devletin kültür web sitesi 'Kültür Portalı'nda Kayseri, kültür, sanat, bilim ve turizm merkezlerinden biri olarak tanıtıldı.

Kültür Portalı'nda Kayseri kültür, sanat, bilim ve turizm merkezi olarak anlatıldı

Sitede ayrıca Kayseri’nin kadim tarihine de değinilirken, şehrin kimliği sayılabilecek özellikleri konusunda ise şunlara yer verildi; ‘Türkiye’nin kültür, sanat, bilim ve turizm merkezlerinden biri olan Kayseri, tarihin en eski zamanlarından beri pek çok uygarlığa beşiklik etmiş ve her dönemde önemini korumuştur. Şehrin en eski adı olan Mazaka, Roma devrine kadar devam etmiş; Roma devrinde şehre imparator şehri anlamında Kaisareia adı verilmiş; bu isim Araplarca Kaysariya şeklinde kullanılmıştır. Türkler  Anadolu’yu fethettikten sonra Şehre Kayseriye adını vermişler ve bu ad, Cumhuriyet dönemiyle birlikte Kayseri şeklini almıştır. Kayseri, her köşesi değişik uygarlıkların kalıntılarının birbiriyle kucaklaştığı Anadolu’nun en köklü ve en eski yerleşim alanlarından biridir. M.Ö. IV.binden, yani Kalkolotik (Bakırtaş) çağlardan başlayarak Asur, Hitit, Frig dönemlerinde ve Roma devri sonuna kadar bir yerleşim alanı olan Kültepe; bu uygarlıkların kalıntılarını barındıran bir açık hava müzesidir. Kayseri, bu önemli merkezin yakınında yer alan bir bölge olarak bu uygarlıkların hepsinden derin izler taşımaktadır. 1067’de Selçuklu komutanı Afşin ile Türk hakimiyetine giren Kayseri; Selçuklu Devleti, Eratna Beyliği, Dulkadiroğulları, Kadı Burhanettin, Karamanoğulları ve Osmanlı Devleti dönemlerini yaşamış, başta Selçuklular olmak üzere her dönemde önemli bir Türk kültür merkezi olmuştur. Cumhuriyet döneminde 1924 Anayasası ile il yapılan Kayseri, ülkemizin ilk uçak fabrikasının kurulması ve ardından gelen demiryolları bağlantıları hattı, 1953’te kurulan Sümer Bez Fabrikası ve 1950’lilerde başlayan sanayi sitesi ile Türkiye’nin ilk büyük sanayi ve ticaret hamlelerine öncülük etmiştir. Günümüzde ise Kayseri ekonomik, kültürel, sağlık, eğitim, spor ve şehircilik alanında yakaladığı ivme ile Türkiye’nin en hızlı gelişen ve dikkat çeken şehirlerinin başında geliyor. Roma Kolonial Dönemi Kapadokya’yı, M.S. 17 tarihinden itibaren Roma İmparatorluğu’nun bir şehri olarak tarih sahnesinde görmekteyiz. Kaisaria, “Konion” denilen bir eyalet meclisi ve bir vali tarafından yönetilmekteydi. İmparator III. Gordianus zamanında şehir surları yaptırılmış, (M.S. 238-244) surlara rağmen İmparator Valerian zamanında Kaisaria Pers Kralı “Şapor” tarafından işgal edilmiştir. Bu sırada şehrin nüfusunun 400 bin civarında olduğu tarihi kaynaklarca belirtilmektedir. İmparator Julianus Apostota’nın altı yıl sürgün kaldığı Kaisaria, bu dönem “Hıristiyanlık Kültü”nün, neşet ettiği önemli bir merkez konumundadır. Nitekim, Büyük Busilius, Aziz Gregorius, Nuziandoslu Gregorius ve Nysalı Gregorius burada yetişen Hıristiyan din büyükleridir. Doğu Roma (Bizans) toprakları içerisinde bulunan Anadolu, daha Hicret’in ilk asırlarından itibaren “İslam Orduları” için cazip bir bölge olmuş ve İstanbul’un fethi için yapılan birçok sefer, Orta Anadolu ve özellikle Kayseri üzerinden yapılmıştır ve her seferinde de şehir, “İslam Orduları” tarafından işgal ve tahrip edilmiştir. Kayseri, ayrıca İmparator Phokas (M.S. 602-610) zamanında İran hükümdarı II. Hüsrev tarafından işgal edilmiştir. (M.S. 605) Altı sene Pers işgalinde kalan şehir, İmparator Heraklios (M.S. 610-640) tarafından geri alınmıştır. Doğu tarihçilerine göre; Orta Anadolu’ya yayılmaya başlayan Türkler Afşin Bey komutasında, 1067 tarihinde Kayseri’yi fethettiler. 1071 Malazgirt Savaşı ile bütün gücü kırılan Bizans bu bölgeyi koruyamaz hale geldi ve çekilmeye ve bu çekilmeyi takiben de Anadolu’ya büyük bir Türk göçü gelmeye başladı. 1085’lerden itibaren Kayseri tamamen Türk hakimiyetine girdi. Danişmendliler Dönemi Alpaslan’ın oğlu Melikşah’ın yeğeni Danişmendli Melik Ahmet (Taylu) Kızılırmak ve Yeşilırmak bölgelerinde “Danişmendli Beyliği”ni kurdu, Süleyman Şaha’a tabi oldu. Danişmendliler döneminde bu bölgelerin Türkleştirilmesi için çok önemli adımlar atıldı. Anadolu bir Türk yurdu haline geldi. Ebul Gazi Hasan Bey’i (Turasan) Orta Anadolu’ya vali tayin eden Danişmendoğlu Sabartia, Kayseri ve Pontus’ta hüküm sürüyordu. Kayseri’nin ilk valisi olan Hasan Bey, vazifeye başladığı 1082 tarihinden itibaren ölünceye kadar valilik yapmış ve bir çok fetihte bulunmuştur. Danişmend Ahmet Gazi’den sonra Emir Melik Gazi (Pazarören/Pınarbaşı’nda türbesi ve mumyası var)  saltanata geçti. Daha sonra Kayseri’yi bir çok eserle imar eden ve Ulu Cami’yi yaptıran Emir Mehmet ve Zünnun bu bölgeyi idare ettiler. Cumhuriyet Dönemi Kayseri, Cumhuriyetle birlikte 1924 Anayasası gereği vilayet oldu. 1924 Anayasası ile il statüsüne kavuşan Kayseri’nin 1928’de merkez, İncesu, Bünyan, Develi ve Aziziye (Pınarbaşı) olmak üzere 5 kazası, (ilçe) 21 nahiyesi (bucak) ve 314 köyü vardı. Bugün ise Kayseri’nin; 16 ilçesi (Akkışla, Bünyan, Develi, Felahiye, Hacılar, İncesu, Kocasinan, Melikgazi, Özvatan, Pınarbaşı, Sarıoğlan, Sarız, Talas, Tomarza, Yahyalı ve Yeşilhisar), 68 belediyesi ve 406 köyü bulunmaktadır. 1935 nüfus sayımında Ürgüp’ün Kayseri’ye bağlı olduğunu görmekteyiz. Ürgüp daha sonra, il olan Nevşehir’e bağlandı. Cumhuriyetle birlikte Kayseri de sanayi, ticaret, eğitim, kültür gibi konularda önemli gelişmeler olmuş ve bu gelişmeler günümüzde de artarak devam etmektedir.’ HABER: KAAN AKBAŞ