MMO Başkanı Fener: 'Araç kazalarında 'ramak kala' faktörü önemsenmeli'
Son günlerde hem diğer kentlerde hem de Kayseri'de artan otobüs kazaları konusunda, Makina Mühendisleri Odası Kayseri Şube Başkanı Ersin Fener ile bir röportaj gerçekleştirdik.
Yaptığımız görüşmede sorularımızı yanıtlayan Başkan Fener, Kayseri ve ülkemizde artan otobüs kazalarında baskın olarak üç etkenin söz konusu bulunduğunu, bunların ise sürücü, mekanik aksam ve trafik altyapısı olduğunu ifade eden Başkan Fener, “Yaşanan kazalarda ‘ramak kala’ faktörünün önemsenmesi gerekmektedir” dedi.
SON ZAMANLARDA YAŞANAN OTOBÜS KAZALARININ SEBEBİNİ NELERDE GÖRÜYORSUNUZ?
Son günlerde sıkça yaşanır oldu otobüs kazaları. Tabi bu noktada kazaların bir etkenden dolayı oldu dememiz mümkün değildir. Şüphesiz kazaya etki eden bir çok etken vardır. Bir kazada en büyük paya sahip olan etkenler, kullanıcı, yani şoför, sonra aracın mekanik aksamı ve trafiğin aktığı yerin alt yapısı ile durumudur. Tabi ki bunların içerisinde bir çok sebep bulunabilir ve bunların dışında da. Ancak en çok bu etkenler kazlarda rol oynar. Şimdi bu noktada şoförün fiziksel ve psikolojik durumu, dikkat düzeyi, iş yoğunluğu ile stresi gibi faktörler otobüsün seyrine etki eder. Yani meydana gelen kazalarda net olarak hangi nedenin, ya da nedenlerin etkili olduğuna dair raporu görmedim. Sadece Ankara’da yaşanan ve bir çok kişinin ölümüne yol açan otobüs kazasında şoförün hatalı olduğunu basından öğrendik. Ancak başka nedenler var mı raporu görmeden bir şey söylemem doğru olmaz. Şunu söylemek gerekir, kazaya sebebiyet veren etken kullanıcı, yani şoför de olsa, onun da çeşitli psikoteknik, psikomotor, psikolojik durum, el-ayak koordinasyonları testlerinin ve çalışma süresinin düzenlenerek kontrol edilmesi gerekir. Olay, sürücü kusurundan kaynaklı gibi görünmekle birlikte, kolaycılığa yönelerek kusurun bütün sorumluluğunu sürücüye yüklememek, onun da içinde yer aldığı koşulların bütününü görmek gerekir.
SİZCE BU KAZALAR NORMAL Mİ, TEDBİR İLE ÖNÜNE GEÇİLEBİLİR Mİ, YOKSA ‘KAZADIR OLABİLİR’ DİYEREK GEÇİLMELİ MİDİR?
Türkiye' de meydana gelen trafik kazalarının yaygınlaşması ve neticesinde meydana gelen ölüm ile yaralanmalar, yaralanma sonucu aileler ile birlikte engeli yaşamak zorunda kalanlar, kayıpların toplumsal ve ekonomik anlamda ciddi boyutlara ulaşması neticesinde sorunun ilgili tüm kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde ele alınmasını gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bunların genel sebeplerinin araştırılması ve bir an önce çözümünün de sağlanması gerekmektedir. Kazalar tabii ki yaşamımızın bir gerçeğidir. Olabilir. Ancak tedbirlerin, önlemlerin kazaların önlenmesi, azaltılması noktasında geçerli olduğu tartışılamaz. Yani ‘kaza işte, kaderimizde var’ demek ve böyle diyerek olayın nedenlerini incelemek yerine bir şey olmamış gibi devam etmek, sonraki kazalara da kapı aralar. Kazaya, kadere elbette inanıyoruz ancak önlemlerin de geçerliliğini hayatta görüyoruz. Mesela hava yolu taşımacılığını düşünelim. Uçaklar her uçuş öncesinde inceden inceye denetleniyor. Bugün hava yolu taşımacılığında yaşanan kazalar ve kayıplar, kara yolu taşımacılığında yaşanan kazalardan ve kayıplardan çok daha azdır. Buradan anlaşılan tedbirler kazaları önlemektedir. Yine Avrupa ülkelerine, yani gelişmiş ülkelere baktığınız zaman her şey daha kontrollü, denetimi fazla ve ideal, oradaki yıllık kaza miktarları ile Türkiye’deki kaza miktarları farklı. Oralarda daha az. Demek ki azaltılıyor, önlenebiliyor önlemle, denetim ve eğitimle.
SÖZ KONUSU KAZALARIN ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN NELER YAPILMALIDIR SİZCE?
Daha önce de üzerinde durduğum gibi, mekanik konusunda, kullanıcı konusunda ve trafik altyapısı konusunda gerekli önlemler ne ise alınmalıdır. Bu da yetmez, kullanıcıların yani şoförlerin denetlenmesi, eğitilmesi ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi önem arz etmektedir. Şu an Türkiye’nin bir çok ilinde bu otobüsler özelleştirilerek, taşeron firmaların elindedir ve bu firmalar da çalışanları olan şoförlere özel sektör mantığıyla çok iş vermektedir. Sabah erkenden akşam saatlerine kadar otobüs sürmesi istenmektedir. Ayrıca bu şoförlerin de gereği gibi eğitim alması, fiziksel ve ruhsal olarak kontrolden geçirilmesi göz ardı edilmektedir. O trafiğin yoğunluğunda uzun süre çalışan bir insan elbette ki artık etkilenebilecektir, dikkati dağılacaktır. İşte bunlar adım adım kazaya götüren sebepler silsilesidir. Bununla ilgili bir kaza olmadan kazanın olacağını haber veren işaretlerin ifade edildiği bir iş güvenliği piramidi vardır. Burada bir kaza gerçekleşene kadar o kazanın sinyalleri izlenir ve gerekli tedbirler alınarak bu kazanın meydana gelmesinin önüne geçilir. Mesela bir şoför, 3 defa bir noktada kaza atlattı. Artık kaza olacağım diyor. O noktalarda neden kaza yapılmak üzere olunduğu araştırılmalı. Oradaki sorun ve kazaya sebebiyet olacak olan etkenlerin ne olduğu belirlenmezse, kaza atlatılmaya devam edilir de bir şey yapılmazsa artık her an kaza yaşanabilir. İşte bu noktada ‘ramak kala’ faktörünün dikkate alınması büyük önem oluşturuyor. Bu etkenler titizlikle incelenmeli ve ortadan kaldırılmalıdır. Burada yetkililere büyük görev düşmektedir. Bu kapsamda altyapı hizmetlerinin düzenlenmesi, araçların iki muayene arasında bakımı, güvenli bakım ve yedek parça kullanımı, sürücü eğitimi ve ilk yardım eğitiminin iletişim kaynaklarıyla yaygınlaştırılması, denetimlerin de arttırılması yapılmalıdır. Bir de bakın 20 yıldır ehliyeti olan, tecrübesi olan şoförler diyorsunuz ama 20 yıl önce olan otobüsler, araçlar yok artık piyasada. Bunlara karşı da sürücülerin eğitilmesi önem arz ediyor. Bir de bizler araçlarımızın bakımını muayeneler için, zorunluluktan yaptırıyoruz. Bir de işte bir arıza yaşanırsa o zaman gitmişken belki baktırıyoruz. Ancak araçlarımıza ara sıra bakım yaptırmalıyız. Bu sadece zorunluluktan veya arıza başımıza geldiğinde olmamalıdır.
PEKİ KAZALARDA TRAFİK ALT YAPISI, ARAÇ MEKANİĞİ VE SÜRÜCÜ FAKTÖRLERİNİN HANGİSİ AĞIRLIKTADIR, HANGİSİNİN PAYI FAZLADIR?
Yani bu soruya net olarak cevap vermek mümkün değil. Trafik kazalarında yaşanan kusurlarda, insan faktörünün payı yüzde 90’ın üzerindedir denilmesi düşünülse bile, aslında kaza esnasında ortaya anlık bir sebebin de çıkma ihtimali vardır. Yani bir sebep etkilidir sadece demek, diğer etkenleri göz ardı etmeye sebep olur. Kazaya etki eden birçok faktör vardır demiştik. Bu faktörlerin hepsi birlikte ele alınmalıdır, eksik hata varsa giderilmelidir. Bütün sebepleri elden geçirmeden kazaları önlemek mümkün değildir. Kullanıcı hatalarında da sen hatalısın algısı oluşturmak doğru değil. Sürücü trafiğe çıkıyor, ya da çıkarılıyor, sonra kaza yapıyor. Evet kazayı yapan o kişi. Ama o kişinin arkasında olan nedenlerini görmeden bir kişiye hata yüklemek yanlış olur. Otobüs şoförü uzun süre araç kullanmaya itiliyor. Diğer taraftan stres olan bir ortamda sürekli bulunuyor. Yani bu sebepleri de görmek gerekiyor.
BÖYLE KAZALAR YAŞANMAMASI İÇİN NE TAVSİYELERDE BULUNURSUNUZ TARAFLARA?
Üç ana etkenden söz ettik. Bunlar; kullanıcı yani sürücüler, araç mekaniği ve trafik alt yapısı. Bu faktörlerin bir defa denetlenmesi, uygun hale getirilmesi şarttır. Bu faktörleri ilgilendiren taraflara, kaza yaşamak istemiyorlarsa söz konusu 3 etkenden emin olmaları gerekiyor demek istiyorum. Mesela iş verenler, şoförlerini çok fazla çalıştırmamalı, çalışma saatlerini düşürmelidir. Sürücüleri ile gerekli eğitimleri, fiziksel ve ruhsal denetimleri noktasında ilgilenmelidirler. Araçlarının bakımlarını sadece 2 yılda bir değil o aralıkta da yaptırmalılar. Trafik alt yapısı konusunda karayolları ve belediyeler üzerlerine düşen görevi tam olarak yerine getirmeli ve yaşanan kazaların altında yatan ve trafik altyapısını ilgilendiren unsurlara da dikkatle eğilmelidirler. Yani ramak kala faktörü dikkate alınmalıdır. Sorun varsa gidermeli, önlemini almalıdırlar. Olan ve olabilecek kazalarda bu kurumlar sorumlulukları bulunduğunu bilmelidirler. RÖPOARTAJ: KAAN AKBAŞ