'MÜSADE ETMEYİZ'
Dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 'Suriye 'de bir leş kargası varsa o da YPG/PKK 'dir. Çünkü muhalefet dâhil hiç kimse Suriye 'yi bölmek için çalışmıyor ama PKK/YPG Türkiye 'yi bölmek için orada' dedi.
2019 Merkezi Yönetim bütçe Kanun Teklifi ve 2017 Kesin Hesap Kanun Tasarısı görüşmeleri devam ediyor.
Otomobil projesine ilişkin olarak vartanki, "Türkiye'nin Otomobili Projesi de hem yerlileşme hem de markalaşma adına önemli bir adım. Bu Projeyi; elektrikli ve otonom araç teknolojilerinin milli kaynaklarla geliştirilmesi, akıllı mobilite çözümlerinin yerli olarak üretilmesi açısından bir fırsat olarak görüyoruz" şeklinde konuştu.
Ar-Ge ve yenilikçilik faaliyetlerini desteklediklerini kaydeden Varank, "Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerinin sayısını bin 384'a çıkardık. Bakınız Ar-Ge harcamaları 2017'de bir önceki yıla göre yüzde 21 artışla 30 milyar liraya; tam zamanlı Ar-Ge personeli sayısı da yüzde 12 artışla 154 bine ulaştı. Bu harcamaların yüzde 57'sinin özel sektör tarafından gerçekleştirilmesi, doğru yolda olduğumuzun bir göstergesidir. Üniversitelerle sanayicileri, teorik bilgiyle pratiği bir araya getiren 81 Teknoloji Geliştirme Bölgesinde 5 bin 200 firma faaliyet gösteriyor. Bu firmalar bugüne kadar 63 milyar liralık satış gerçekleştirirken; 3,6 milyar dolarlık ihracat yaptılar" ifadelerini kullandı.
Varank, ileri teknolojili bu yarı iletken dedektör çiplerinin tamamen milli olarak tasarlandığını ve üretildiğini ifade eden Varank, "Tübitak Yarı İletken Teknolojileri Araştırma Laboratuvarı'nda ürettiğimiz bu dedektör çipleri, terörle mücadelemizde göğsümüzü kabartan SİHA'ların kullandığı bombaların arayıcı başlığı içinde yer alıyor. Türkiye artık İHA ve SİHA'ların üretiminden tutun da, içindeki yazılım sistemlerine ve burada gördüğünüz çiplere kadar inen bir teknolojik derinliğe ulaştı. Gururla ifade etmeliyim ki, TÜBİTAK ürünü bu detektör çipleri bugüne kadar tüm SİHA, CİRİT, LUMTAS ve TEBER atışlarında kullanıldı" dedi.
Varank, elinde tuttuğu ilacı göstererek, "Sizlere göstermek istediğim bir diğer örnekse işte elimde tuttuğum bu ilaç. Venöz dolaşım bozukluklarında etkin kullanılmak üzere 'Ruscus Aculeatus', Anadolu'daki ismiyle enir ya da tavşan elması bitkisi kökünden elde ettiğimiz ilaç, ruhsatlandırma aşamasına geldi. 3 bin 750'den fazla endemik bitki hazinemizden faydalanarak, Sağlık Bakanlığı ihtiyaçları doğrultusunda yenilikçi ilaçları bilimsel yöntemlerle geliştiriyoruz. Bu sayede, yüksek katma değerli bitkisel ilaçların üretilmesinin yolunu açıyoruz. Bir sonraki aşamadaysa, hem etken maddeleri hem de bitmiş ilaçları ihraç edebileceğiz. Özel sektör işbirliğiyle, bilimsel güvenilirliği kanıtlanmış bitkisel ilaçlar üretip milli markalar oluşturmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
Çavuşoğlu, İdlib muhtırasına ilişkin olarak, "En son imzaladığımız İdlib muhtırası ile beraber felaketlerin önüne geçtik ama Suriye'de siyasi çözüm için belki de son bir fırsat penceresi açmış olduk. Yarın Suriye için Anayasa Komisyonu kurulma kararını vereceğiz, müzakereleri sürdürüyoruz. Birleşmiş Milletler ile tarihi bir gün olacak. Suriye'de siyasi çözüm için önemli bir adımı atmış olacağız. Suriye'de terörle mücadeleye devam edeceğiz. Suriye'de YPG, PKK, DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle halen sahadalar ve bunlar bize de tehdit oluşturuyorlar. Diğer taraftan Milli Savunma Bakanlığımız ile beraber yürüttüğümüz ve daha önce Münbiç yol haritasının başarıyla uygulanması ve Fırat'ın doğusuna bir an önce geçilmesi için ABD ile görüşmelerimizi sürdürüyoruz ve Münbiç yol haritasının önümüzdeki günlerde tamamlanacağına inanıyoruz" diye konuştu.
Kaşıkçı cinayetine ilişkin olarak Çavuşoğlu, "Uluslararası soruşturma dahil ne gerekiyorsa Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın söylediği gibi devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Kıbrıs konusunda Çavuşoğlu, "Laf olsun diye müzakere sürecine başlamamız mümkün değildir. Sıfır garanti, asker rüyasında olanlara hatırlatıyorum, o rüyadan, hayalden uyansınlar. Öyle bir şey hiç bir zaman olmayacaktır. Gemilerimizle birlikte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin davet ettiği alanlarda ve daha önce BM'de kayda geçirdiğimiz Münhasır Ekonomik Bölgelerde kazılarımıza başlıyoruz" şeklinde konuştu.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Demirtaş kararına ilişkin olarak Çavuşoğlu, "Önce mahkeme demiştir ki: 'Demirtaş'ın tutuklanması doğrudur, makul şüpheyle tutuklanmıştır'. Sonra da demiş ki: 'Efendim, siyasi gerekçeyle tutuklanmıştır'. Bir kere İnsan Hakları Mahkemesi kendi kararlarıyla böyle çelişmemelidir, bir. Bu mahkemenin reformu için çok çaba sarf eden birisi olarak söylüyorum. İki: Henüz daha bu karar kesin değildir. Üç ay içinde Türkiye -bu küçük dairede bu karar verilmiştir- Türkiye'nin bu kararı büyük mahkemeye götürme hakkı vardır. Tabii ki mahkeme kararları bizi ilgilendirir, konuşuruz ama bize Avrupalıların, Batılıların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmasıyla ilgili ders vermeye hakkı yoktur. On beş senedir Yunanistan Batı Trakya Türkleriyle ilgili İnsan Hakları Mahkemesinin 3 tane kararını uygulamamıştır. Bazı ülkeler, Avrupalı ülkeler 'Tanımıyorum' diyor. Bizi ilgilendiren kısmı başka bir şey ama Almanya dâhil birçok Avrupa ülkesi henüz İnsan Hakları Mahkemesi kararını uygulamamışken Türkiye'ye ders verme hakları yoktur, böyle bir iki yüzlülüğe, böyle bir çifte standarda da biz izin vermeyiz" diye konuştu.
Çavuşoğlu şöyle konuştu:
"Burada YPG/PKK Suriye'de ve Irak'ta en çok Kürtlere, Yediziler, Süryanilere ve diğerlerine zulmediyor. Burada 'mecaz anlamda' dedi ama Hişyar Bey dedi ki: 'Burada bir leş var, Türkiye de bunun içinde'. Kusura bakmayın Suriye'de bir leş kargası varsa o da YPG/PKK'dir. Çünkü muhalefet dâhil hiç kimse Suriye'yi bölmek için çalışmıyor ama PKK/YPG Türkiye'yi bölmek için orada."
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türkiye'nin sınır ötesinde güvenliği etkileyen önemli gelişmelere işaret ederek, "Suriye ve Irak'ta yuvalanan, başta PKK/YPG ve DEAŞ olmak üzere, terör örgütleri ve bazı yabancı güçler milyonlarca insanı yerinden yurdundan etmek suretiyle bölge insanına eza ve cefa çektirmiş, insanlık dışı muamelelerde bulunmuştur. Bölgenin demografik yapısını değiştirmeye çalışan bu terör örgütleri aynı zamanda çevreye, kültürel ve tarihî mirasa da büyük zararlar vermiştir. Bundan dolayı yıllardır mülteci akınına maruz kalan Türkiye, hâlen 3,5 milyon civarında Suriyeli ve Iraklıya ev sahipliği yapmaktadır. Yaklaşık 33 milyar dolar harcayarak mülteci krizinin Avrupa'ya ve dünyanın diğer yerlerine yayılmasını önleyen ülkemizin bu çabaları, müttefiklerimiz tarafından maalesef yeterince desteklenmemiştir" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin 24 Ağustos 2016'da başlattığı Fırat Kalkanı Harekâtı 29 Mart 2017'de başarıyla tamamlandığını söyleyen Akar, "Silahlı Kuvvetlerimiz bu harekâtla 3 binin üzerinde radikal DEAŞ terör örgütü mensubunu etkisiz hâle getirmiştir. Bölgede hâlen bir taraftan güvenlik tedbirlerinin uygulanması, diğer taraftan da günlük hayatın normalleşmesi çalışmalarına devam edilmektedir. Müteakiben, uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımız çerçevesinde 20 Ocak 2018 tarihinde başlatılan Zeytin Dalı Harekâtı'yla 4 bin 500'den fazla PKK/YPG, DEAŞ terör örgütü mensubu etkisiz hâle getirilmiştir" şeklinde konuştu.
Münbiç faaliyetlerinin Amerika Birleşik Devletleri'yle yapılan çeşitli seviyelerdeki temaslar neticesinde belirlenen Münbiç Yol Haritası ve Güvenlik Prensipleri doğrultusunda yürütüldüğünü kaydeden Akar, "Buradaki amacımız, PKK/YPG'nin tamamen Münbiçc'i boşaltması, ağır silahların toplanması, şiddete yönelik eylemler yürüten gruplardan arındırılarak bölgenin güvenliğinin ve istikrarının sağlanması, yönetimin Münbiçlilere devredilmesi ve nihayet Suriyelilerin güven içinde evlerine dönmesidir. ABD tarafından PKK/YPG'nin Münbiç'ten çıkarılacağına dair sözler verilmiş olmasına rağmen terör örgütü nün Münbiç'te çukurlar kazdığı, mevziler hazırladığı tespit edilmiştir" diye konuştu.
PKK'nın temizlenmesine yönelik operasyonların PKK'nın temizleninceye kadar devam edeceğini aktaran Akar, "Bu kapsamda, Irak'ın kuzeyinde bulunan ve teröristler tarafından üs olarak kullanılan Sincar ve Karacak Dağı bölgelerindeki terör yuvalarına karşı 13 Aralık 2018'de bir hava harekâtı icra edilmiştir. Her zaman olduğu gibi bu harekât sırasında da sivil halkın ve çevrenin zarar görmemesi için her türlü gayret gösterilmiştir. Sincar'ın yeni bir Kandil olmasına asla müsaade edilmeyecektir" şeklinde konuştu.
S400 füzelerinin tedarikiyle Türkiye'nin önemli bir hava savunma yeteneği kazanacağını söyleyen Akar, "Teknoloji transferi ve ortak üretim yoluyla kendi millî sistemlerimizi geliştirmek üzere başlattığımız çalışmalar da müttefiklerimiz İtalya ve Fransa ortaklığı olan Eurosam ile yürütülmektedir. İlaveten Patriot sistem tedarikine yönelik olarak ABD tarafına istek mektubu gönderilmiştir fakat ABD tarafından bu talebimize henüz bir cevap gelmemiştir. Ayrıca yerli ve millî uzun menzilli hava ve füze savunma sistemi projemiz SİPER'in de ilk adımını atmış bulunmaktayız" ifadelerini kullandı.
Akar, F35 programının planlandığı şekilde devam ettiğini belirterek, "İlk 2 uçak 21 Haziran 2018 tarihinde teslim alınmıştır. Pilot ve bakım eğitimleri Arizona Amerika'da devam etmektedir. Mart 2019'da alınacak 2 uçakla birlikte toplam 4 uçak pilot ve bakım eğitimleri için 2020 sonuna kadar Amerika'da kalacak, 5 ve 6'ncı uçaklar ise 30 Kasım 2019 tarihinde Malatya'ya intikal ettirilecektir" diye konuştu.
Bedelli askerlik ile ilgili olarak Akar, "Bedelli askerlik kapsamında 635 bin 582 vatandaşımızın müracaat işlemi tamamlanmış, bunlardan 86 bininin temel eğitimleri sona ermiştir, kalan yükümlülerin eğitim süreci devam etmektedir. Diğer taraftan, dövizle askerlik eğitiminde yaş sınırı kaldırılmış, uzaktan eğitime geçilmiş, gençlerimiz ve vatandaşlarımızın bulundukları yerlerden askerlik hizmetini yerine getirmelerine imkân sağlanmıştır. Vatandaşlarımızın eğitim durumları ile mesleki meşguliyetlerini dikkate alarak, herkesin en uygun zamanda askerlik görevini yapmasını sağlayacak şekilde askerlik süresinin kısaltılması dâhil yeni askerlik sistemi çalışmaları da ilgili bakanlık ve kurumlarla yoğun bir şekilde devam etmektedir" ifadelerini kullandı. (İHA)