NE OLUYOR BİZE?
İstatistikler Türkiye'de de, Kayseri'de de intihar olaylarının arttığını gösteriyor. Uzmanlara göre psikolojik hastalıklar, siyasetçilere göre ekonomik sıkıntıların neden olduğu sayısı artan intiharlar, toplumda 'Ne oluyor bize?' sorusunu sorduracak kadar şaşkınlığa neden oluyor.
VAKALAR GİDEREK ARTIYOR
Türkiye Psikiyatri Derneği verilerine göre Türkiye'de son 10 yılda 32 bin, 2019'da 3 bin 406 kişi intihar etti. Kayseri'de ise 2021 yılında 1 tamamlanmış intihar, 1 intihar girişimi ve 1 henüz intihar olup olmadığı belirlenemeyen ölüm olayı meydana geldi. Henüz yeni yılın ikinci haftasında olunmasına rağmen, intihar vakası sayılarındaki artış toplumun dikkatinden kaçmadı. 2020'nin son 40 gününde de 9 intihar vakası meydana gelmişti.
İNTİHARLAR MECLİSİN GÜNDEMİNDE
İntihar vakaları Kayseri milletvekillerinin aracılığıyla Meclis gündemine de taşındı. İYİ Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş ile CHP Kayseri Milletvekili konuyla ilgili olarak geçen yıl araştırma önergesi verdi.
Ataş, geçen yıl 22 Ekim'de 'Kayseri'de artan cinayet ve intihar vakalarının sebeplerinin ve toplum üzerindeki etkisinin araştırılması amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin' bir araştırma önergesi verdiğini söyledi. Önergeden herhangi bir sonuç almadığını belirten Ataş, “Huzur şehri dediğimiz Kayseri’de intihar vakaları giderek artıyor. Önceki gün Talas’ta, dün Melikgazi’de iki gencimiz intihar etti. Her gün canımız yanıyor. Bir an önce sebepleri araştırılmalı ve gereken önlemler alınmalıdır. İktidar başta olmak üzere hep beraber gereğini yapmalıyız.” çağrısı yaptı.
CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık ise, geçen yıl 25 Şubat ve 19 Ekim tarihlerinde, konuyla ilgili iki araştırma önergesi verdiklerini belirtti. Arık, “Bu olayları adli bir vaka olarak görmenin ötesinde bir halk sağlığı sorunu olarak görmemiz ve bu konuda titizlikle bir çalışma yapmamız gerekiyor.” dedi.
"EKONOMİ TEK NEDEN OLAMAZ"
Son zamanlarda sayısı artan intihar vakalarını değerlendiren Türkiye Psikiyatri Derneği Kayseri Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Uzm. Dr. Bayram Yıldız, intiharların tek nedeninin ekonomik sıkıntılar olamayacağını söyledi.
TEMEL NEDENİ PSİKİYATRİK HASTALIK
Konuyla ilgili olarak Anadolu Haber'e açıklamada bulunan Psikiyatri Uzmanı Dr. Bayram Yıldız, 'yoksulluk intiharları' olarak yansıtılan haberler ya da siyasilerin ifade ettiği üzere, intiharların tek nedeninin ekonomik sıkıntılar olamayacağını ifade etti. Yıldız, "Öyle olsaydı ekonomik sorunu olan herkes intihar ederdi. Altta yatan psikolojik hastalıklar intiharlarda daha etkili. Ekonomik sıkıntılar yalnızca psikolojik hastalıkları tetikler." dedi.
"ALTTA YATAN PSİKOLOJİK HASTALIK ÖNEMLİ"
Medyada ve yapılan açıklamalarda, sürekli ekonomi vurgusunun yapılmasının, altta yatan psikolojik hastalık gerçeğinin görmezden gelinmesine neden olacağını söyleyen Yıldız, "Bu süreçte bize gelen hastaların ekonomik sıkıntılardan yakındığını sıkça duyuyoruz. Ancak ekonomiyi tek başına intihar nedeni olarak düşünmek kesinlikle doğru değil. Eğer ekonomi tek başına neden olsaydı ekonomik sorunu olan herkesin intihar girişiminde bulunması gerekirdi. Bu şekildeki açıklamalar altta yatan psikiyatrik hastalıklara dair gerçeğin görmezden gelinmesine neden olduğunu da gözden kaçırmamak gerekiyor. İntiharların multifaktöriyel olaylar olduğunu bilmek ve insanların bu tür durumlarda intiharların çözümü olduğunu bilmesi ve çözüm yollarına yönlendirilmesi daha doğru bir yaklaşım olacaktır." şeklinde konuştu.
PANDEMİ İNTİHAR SAYILARINI ARTIRDI
Kovid-19 pandemi sürecinin de bireylerde depresyon, travma sonrası stres bozukluğu, anksiyete gibi psikiyatrik hastalıkları tetiklediğini belirten Yıldız, "İntiharlarda pandemi sürecinin de etkisi var. Çünkü salgın dönemiyle bağlantılı olarak bize gelen hasta sayısında artış oldu. İntiharların da temelinde, mutlaka bir psikiyatrik hastalık geçmişi olduğu için, bu dönemde intihar vakalarındaki artışta Kovid-19'un etkili olduğunu söylemek mümkün." diye konuştu.
ERKEKLER DAHA KARARLI
İntiharları; ölümle sonuçlanan 'tamamlanmış intiharlar' ve ölümle sonuçlanmayan intihar girişimleri olarak ikiye ayıran Yıldız, erkeklerde tamamlanmış intihar sayılarının daha fazla olduğunu ifade etti. Yıldız, "Kadınlarda dürtüsel ya da impulsif intiharlar erkeklere oranla daha fazla görülüyor. Bunlar, ölümle sonuçlanmayan, intihar girişimleri olarak tanımladığımız türde eylemler. Erkeklerde intihar girişimi sayısı kadınlara oranla az olmasına rağmen, ölümle sonuçlanma oranlarına baktığımızda tamamlanmış intiharların daha fazla sayıda olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla erkeklerin bu konuda daha kararlı olduğunu söyleyebiliriz." ifadelerini kullandı.
ERGENLİK VE YAŞLILIKTA İNTİHAR DAHA OLASI
Ayrıca, ergenlik ve yaşlılık dönemlerinde intihar oranlarının daha fazla görüldüğüne işaret eden Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ergenlik dönemlerinde daha ziyade partner ilişkileri ya da madde bağımlılığından kaynaklı intiharlar görüyoruz. Ancak bunlar çoğunlukla tamamlanmış intiharlar olmuyor. Yaşlılıkta ise depresyon, felç, organ kaybı gibi nedenlerden dolayı kişinin kendisini değersiz hissetmesi ve başkasına yük olduğunu düşünmesinden kaynaklı intiharları görüyoruz. Bunda da tamamlanmış intihar sayısı yüksek oluyor."
"HABERLER İNTİHAR YOLLARINI ÖĞRETMEMELİ"
İntihar haberlerinde kullanılan dilin de, intihar yollarına dair ipucu verebileceğini söyleyen Yıldız, "Örneğin, sağlık çalışanlarında intiharların genellikle anestezik madde ya da ilaçla yapıldığını görürüz. Bununla bağlantılı biçimde evinde ateşli silah bulunan birinin intihar etme olasılığı da daha yüksektir. Dolayısıyla intihar haberlerinde intiharın ne ile yapıldığına dair verilen ayrıntılar, kişinin nasıl intihar edebileceği konusunda fikir edinmesine neden olabiliyor." dedi.
İNTİHAR HABERLERİNDE DİLE DİKKAT!
İntihar haberlerinde kullanılan dilin hem birey hem de toplum psikolojisini olumsuz etkileyebileceğinin altını çizen Yıldız, "Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Hak ve Sorumluluk Bildirgesi'nde, 'İntihar olayları hakkında haber çerçevesini aşan ve okuyucu veya izleyiciyi etki altında bırakacak nitelikte ve genişlikte yayın yapılmamalıdır.' denilmektedir. Ancak çoğu zaman bildirgeye uyulmadığı görülmektedir. Her şeyden önce olayı gösteren resim ya da video yayınlanmamalı. Olayı kahramanlık gibi gösteren, olayı romantize eden ya da gizemli bir havaya büründüren dilden kesinlikle kaçınılmalı. İntihar eden kişi kahramanmış gibi gösterilmemeli. Haberler ilk sayfalardan dikkat çekici ve renkli olarak verilmemeli. İntihar, kişinin kendisine yönelttiği bir şiddet davranışıdır ve şiddet olaylarının kitle iletişim araçları ile çokça yayınlanması ve vurgulanması toplumu da bireyleri de olumsuz etkiler. İntihar haberi illa yapılacaksa, çözüm yolları vurgulanmalı ve insanlar çözüme yönlendirilmeli." şeklinde konuştu.
Özel - Selma Kara