Özkanlı: 'Çocuk için başarı küpü sevgidir'

Kayserili Eğitimci ve Yazar Ali Özkanlı ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide onun 'Çocuklarla Doğru ve Etkili İletişim' adlı yeni kitabı ve yazar kişiliği hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik.

Özkanlı: 'Çocuk için başarı küpü sevgidir'

Eğitim konusunda yayımladığı son eserinde anne ve babaların çocuklarıyla nasıl etkili ve doğru bir iletişim kurması gerektiğini ve eğitimde sevgi, bilgi ve ilgi boyutunun asla unutulmaması gerektiğini belirten Özkanlı, “Çocuk için başarı küpü sevgidir” diyerek, kitabını anne babaların beğenisine sunduğunu kaydetti. 

ALİ ÖZKANLI KİMDİR, KENDİNİZİ OKUYUCULARIMIZA TANITIR MISINIZ?

1956 yılında Kayseri'de dünyaya geldim. İlk, orta, lise ve yükseköğrenimini Kayseri'de tamamladım. 1978 yılında Kayseri Eğitim Enstitüsü’nden mezun oldum. 1979 yılında öğretmenlik hayatına başladım. Yurdumuzun değişik bölgelerinde Ordu - Merkez, Diyarbakır - Silvan, Ankara - Çubuk, Kayseri - Pınarbaşı ve Kayseri - Melikgazi ilçelerindeki İlköğretim okullarında 15 yıl sınıf öğretmenliği, 10 yıl Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi öğretmenliği yaptım. 2004 yılında emekli oldum. Evliyim, iki çocuk babası, iki de torun sahibiyim.

ESERLERİNİZ NERELERDE YAYIMLANIYOR VE ÇALIŞMALARINIZ HAKKINDA BİLGİ VERİR MİSİNİZ?

Rabbimin izniyle insanlığa faydalı olmak için çalışmalarımıza devam ediyorum. “İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır” Hadis-i Şerifince insanlara faydalı olmaya çalışıyorum. Değişik edebiyat sitelerinde makale, deneme, hatıra ve şiirlerimi paylaşmaktayım. Seminer, söyleşi, imza günleri, radyo ve şiir programlarıyla çalışmalarına devam etmekteyim. Ulusal basında haftalık Akses Haber Gazetesi’nde, yerelde Kayseri Gündem Gazetesi’nde eğitim, kültür ve sanat ve edebiyat konulu yazılar yazmaktayım. Ayrıca Bursa Anadolu Medya bünyesinde çıkan Mora Dergisi’nde kültür, sanat, edebiyat, Malatya Darende’de çıkan Somuncu Baba Aile Dergisi’nde eğitim üzerine yazılar kaleme alıyor, Kayseri Furkan Radyo’da pazartesi günleri saat 13.00 de şiir ve sohbet programı yapıyorum.


ÇIKARMIŞ OLDUĞUNUZ ESERLERDEN BAHSEDER MİSİNİZ?


Gönül Bahçem, (Laçin Yayınları, Kayseri,) 2003, Beni de Götür, (Geçit Yayınları, Kayseri), 2005, Elini Ver Öğretmenim, (Mola Yayınları, Konya), 2012, Gülistan Çiçekleri, (Uğur Tuna Yayınları, Konya), 2012, Çocuklarla Doğru ve Etkili İletişim, (C Planı Yayınları, İstanbul), 2015.


YENİ KİTABINIZ HAYIRLI OLSUN. KİTABINIZ HAKKINDA KISACA BİLGİ VERİR MİSİNİZ?

Hayatım çiçeklerim dediğim öğrencilerim ve meslektaşlarımla geçti. Buna öğrencilik hayatımı da katacak olursam 40 yıla yakın bir zaman eğitim ve öğretimin içinde bulundum. 
Eserimde hem bir öğretmen aynı zamanda bir baba olarak çocuğun beden ve ruh dünyasına nasıl ulaşılacağını yaşadığım tecrübeler ışığında eserimde yansıtmaya çalıştım.
59 yıllık hayatımın ve 25 yıllık eğitimciliğimin ürünü olan bu eseri hazırladım.  Eserimde değerli anne-babalara seslenmeye çalıştım. Eserimde çocuk eğitiminde anne-babanın rolünü, anne ve babaların çocuklarıyla nasıl etkili ve doğru bir iletişim kurması gerektiğini, eğitimde sevgi, bilgi ve ilgi boyutunun asla unutulmaması gerektiğini, çocuk için başarı küpünün sevgi olduğunu değerli anne babaların beğenisine sundum. 
Eserimizin anne babalar için başucu kitabı olacağını, ellerinden düşürmeyecekleri kaynak bir eser olduğunu düşünüyorum. Geleceğin mutlu ve umutlu bir gençliğini yetiştirmek için neler gerekiyorsa onları dilimin döndüğünce anlattım.  

ANNE VE BABALAR ÇOCUKLARINI YETİŞTİRİRKEN NELERE DİKKAT ETMELİ, AİLE-ÇOCUK İLİŞKİSİNDEKİ ÖNEMLİ NOKTALARDAN BAHSEDEBİLİR MİSİNİZ, ÇOCUK EĞİTİMİNDE PÜF NOKTALAR NELERDİR?


Geleceğimiz olan canımız, ciğerimiz yavrularımızın benim ifademle çiçeklerimizin iyi bir eğitim alması, yararlı bir insan olması için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz ama bir türlü istediğimiz sonucu alamıyoruz. Çocuklarımızla ilgili olumlu düşüncelerimiz olmasına rağmen, onları yetiştirirken birtakım problemlerle karşılaşmamızın nedenlerini hiç düşündük mü?
Her anne-baba çocuğundaki bedensel gelişimleri bilmek ve onu anlamak zorundadır. Aileler çocuklarıyla sıkı bir ilişki içine girmeli, gencin tepkili ve çelişkili davranışları karşısında soğukkanlı kalabilmelidir. Başta kurallar birlikte konulmalıdır. Herkesin buna uyması gerektiği belirtilmelidir. Gencin her istediği yapılarak her şeyi alttan alma kısa süreli yararlı görünürse de bu tutum sakıncalıdır. Genç, bir yandan annem-babam her dediğimi yapsın dese de bir yandan da ailenin kendisini frenlenmesini, engellenmesini bekler. Burada anne ve babaların dikkat etmesi gereken önemli husus, konulacak kuralların uygulanabilir olmasıdır.

Aile içi iletişimde vücut dilinin büyük önemi vardır. İletişimi engelleyen sebepleri ortadan kaldırmadığımız sürece boşa kürek çekeriz. Emir cümleleri, korkutmak, sadece öğüt vermek, yargılamak, suçlamak, eleştirmek, aşağılamak, lakap takmak, sorgulamak, konuyu saptırmak, alay etmek, sınamak iletişimi engeller. Bunlar yapıldığı zaman iletişim engellendiği gibi çocuğun kişiliği de zarar görür. Birçok olumsuz sonuç ortaya çıkar. Çocuk kavgacı olur ve saldırganlaşır, savunmaya geçer, kızar, küser, güven duygusu zayıflar, sevilmediği duygusuna kapılır.

Annelerin işlerini planlamaları, güne erken başlamaları, zamanı verimli kullanmaları ve çocukların eğitimi ile daha yakından ilgilenmeleri çok önemlidir. Babanın eve geliş saatlerinin erken olması, en azından hafta sonlarını ailece geçirmeleri özellikle erkek çocuklarının eğitimi için son derece önemlidir.               

Kendini ve yaptıklarını sorgulamayan, geleceğimiz olan gençleri iyi eğitemeyen milletlerin sonları hiç de iyi sonuçlanmıyor. Gençlerimizi iyiye, güzele, doğruya, yararlıya yöneltemiyorsak, gençlerdeki enerjiyi, yetenek ve becerilerini, duygularını geliştirmede onlara rehberlik yapamıyorsak toplu olarak hatayı kendimizde aramalı ve ben ne için yaşıyorum demeliyiz.

Ünlü Tıp Bilgini İbn-i Sina, “Gençliği doğru ve güzele sevk etmek, bütün insanlığı iyi ve güzele sevk etmektir.” derken, Mevlâna, “Gençlerini iyi idare edemeyen toplumlar harap olmayı göze almalıdır” diyor.

Anne-baba çocuklarına gönül desteği ile sevgilerini göstererek psikolojik destek sağlamalı, sevgi cimrisi olmamalıdır. Çocuğumuza hiç çekinmeden bolca “Seni seviyorum.” demeliyiz. Bunu duyan çocuk kendini güvende ve güçlü hisseder. Çocuğumuza güven kazandırmanın bir yolu da onları tanıyıp, becerilerini uygulayacakları ortamı hazırlamak, onların fikirlerini almak, duygu ve düşüncelerini anlamaya çalışmaktır. Çocuğumuza güven kazandırmak istiyorsak konuşurken onların yüzlerine bakmalı, onlara sorumluluk vermeli ve onları takdir edip ödüllendirmeliyiz. 

Sevgi ve şefkatten mahrum yetişen çocuklar endişeli, korkulu ve kinci; yetişkin olunca da saldırgan bir kişiliğe sahip oluyor. İhtiyarlıklarında kolayca terk ediliyorlar. Bunun tersine çocuklar sevgi, ilgi ve şefkat ortamında yetişince iyi niyetli, mutlu ve fedakâr oluyor. Bunlar anne-babalarına bağlı oluyor, onlara karşı görevlerini bilerek yerine getiriyorlar.


ÜLKEMİZDE VE ŞEHRİMİZDE KÜLTÜR–SANAT VE EDEBİYATA DEVLETİN, KURUM VE KURULUŞLARIN İLGİSİ NASIL, SANATÇILARA, KÜLTÜR İNSANLARINA, YAZAR VE ŞAİRLERE GEREKEN DESTEK VERİLİYOR MU? 

Siyasete gösterilen ilginin onda biri kültür sanat ve edebiyata gösterilse yeter diye düşünüyorum. Son yıllarda bu konuda gerek ülke bazında gerek şehrimizde bu konuda olumlu adımlar atıldı ama bu çalışmaları yeterli görmüyorum. İbn-i Sina “Bilim ve sanat itibar görmediği yerden göçer” diyor. Zaman varken değerlerimizin kıymetini bilelim. 
Kültür sanat ve edebiyat dolu günlere ulaşmayı, sanatçı ve edebiyatçılara gereken önemin verilmesini bekliyoruz. Bu konuda herkes üzerine düşen görevi hakkıyla yaparsa sanat da sanatçı da hak ettiği değeri görecektir.

ŞİİR, HİKÂYE YAZAN GENÇ KALEMLERE TAVSİYELERİNİZ NELERDİR, HANGİ ROTAYI İZLEMELERİNİ TAVSİYE EDERSİNİZ? 


Yazmak bir sevdadır, aşktır, tutkudur. Yazmak için önce okumak gerek. Bardak dolmadan boşalmaz. Hangi alanda yazıyorlarsa o alanla ilgili eserleri okuyarak işe başlamalarını tavsiye ediyorum. Şiir ve hikâye alanında güzel ve faydalı eser veren değerli şahsiyetlerin eserleri yanında öz geçmişlerini, edebiyat serüvenleri genç yazarlara yol gösterecektir. İyi bir gözlemci olmaları gerekiyor. Genç şairler üstatları çokça okumalı, imkânları varsa yanlarında bulunup ilim ve irfanlarından, edebi havadan nasiplenmelidir.

KAÇ YILDIR ŞİİR YAZIYORSUNUZ, HANGİ TÜR ŞİİRLER RUHUNUZU YANSITIYOR? 


Gençlik yıllarından beri zaman zaman duygularımı ifade etmeye çalıştım. Bunlar amatörce yazılan şiirlerdi. Ama profesyonel anlamda yirmi yıldır yazmaktayım. Genellikle hece şiiri yazıyorum. Çok az da olsa serbest şiir örnekleri de var. Hece şiiri ile kendimi daha iyi ifade ettiğimi düşünüyorum.  Ruh dünyamı bu şiirler yansıtıyor sanırım. Hece şiirinin, ahenkli yapısıyla bir musiki gibi daha çok gönüllere hitap ettiğini düşünüyorum. 
İnsan gibi şiir de evrenseldir. İçinde yerel öğeler taşısa da mesaj tüm insanlığa ulaşmalıdır. Bu mesajı ulaştırmanın bir yolu da şiirdir. Şiirin kalıcı olması, insanın ruh dünyasına, toplum sorunlarına edebiyat ikliminde sunulmasından geçmektedir. 

SİZE GÖRE ŞİİR NEDİR, İLHAM KAYNAĞINIZ NELERDİR? 

Şiir gönül dünyasının satırlara iz düşümü, yürek sesinin yansımasıdır. Duyguların sel olup akması, satırlara düşmesidir. Şiir yürek sesidir. Kutlu bir sesleniş, gönül sevdasıdır… 
Kâinatta yaratılan her şeyde bir ibret vardır. İnsan, hayvan, bitkiler cansız diye bildiğimiz her şey kendi lisanıyla Hakkı zikretmektedir. İşte tüm bunlar ilham kaynaklarımdır. Bazen ufacık bir sineğin, bazen bir kuşun uçması, çiçeklerin rengârenk güzellikler sunması beni etkiliyor. Birlik, beraberlik, sevgi, saygı, dostluk, kardeşlik, iman, vatan, millet, bayrak gibi milli ve manevi değerler ilham kaynağımdır. 
Edebiyat edepten gelir. Edepsiz edebiyatın insana bir şey veremeyeceği görüşündeyim. Kültür dünyasında şiirin, toplumun duyarlılıklarını anlatan, mesaj veren bir görevinin olması gerektiğini, güzelliği duygularla besleyerek insana sunmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Şairler toplumun dili olmalıdır.

YAZARKEN SİZE YOL GÖSTEREN VE YAZAR OLARAK ÖRNEK ALDIĞINIZ KALEMLER VAR MI?

Şiir kitaplarımı çıkarmadan önce M. Akif’ten Necip Fazıl’a, Sezai Karakoç’tan, Cahit Zarifoğlu’na, Ahmet Haşim’den Erdem Bayazıt’a ve daha birçok üstatların eserlerini ve hayatlarını okuyarak başladım. Örnek aldığım şairlerden bir bölümü bu değerli kalemlerdir. Son dönem şairlerinden Cengiz Numanoğlu, Nurullah Genç takip ettiğim değerli şairlerdendir.


AŞK ÇİÇEĞİ

Nefrete yer kalmasa 
Kalplere sevgi koysan 
Huzura kapı açıp 
Aşkın sesini duysan 

Kalpte bahar uyansa 
Aşkla çiçekler açsan 
Huzurun merhemiyle 
Ruhlara nurlar saçsan 

Özde saklı cevheri 
Yüreğinde damıtsan 
Hakikat ışığıyla 
Karanlığı dağıtsan 

Savaş bulutu değil 
Barış rüzgârı olsan 
Tertemiz yüreklere 
Çağlayan gibi dolsan 

Cehalet aydınlansa 
Hakikî ilme doysan 
Tüm kirlerden kurtulup 
Yürekte huzur bulsan