Partilerin 24 Haziran'daki yerel yönetim planları ele alındı
Partilerin 24 Haziran seçimleri sonrasında uygulamayı düşündükleri yerel yönetim planları Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından ele alındı.
‘24 Haziran Seçimlerine Doğru Siyasi Partilerin Seçim Beyannamelerinde; “Yerel Yönetimler” ’ başlıklı yapılan araştırmada AK Parti, MHP, CHP, İyi Parti, Saadet Partisi ve HDP’nin beyannamelerindeki yerel yönetimlere ilişkin planları parti parti açıklanarak ele alındı. TEPAV’ın söz konusu çalışmasında partilerin yerel yönetim planlarına yönelik şu bilgilere yer verildi; ‘AK Parti, yerel yönetimlerin sorumluluk alanının genişletilmesi ile birlikte, kamu yönetiminde vatandaşlara yönelik sunulacak hizmetlerin kalitesinin artacağı ve bürokratik iş ve işlemlerinin süre ve maliyetlerinin azalacağı vurgusunu ön plana çıkarmıştır. Bunun yanında temel olarak merkezi idare için gereksiz yük oluşturan hususlarda merkez-taşra ve merkezi idare yerel yönetimler ilişkisini de güçlendirecek yasal düzenlemelerin hayata geçirileceğinin önemi üzerinde durmuştur. CHP, merkezi ve yerel yönetimler arasındaki yetki ve sorumluluk paylaşımını yerelleşme esasına göre yeniden düzenleneceğini belirtmektedir. Özellikle yeni büyükşehirlerin kurulması ile ilgili 6360 sayılı yasaya yönelik eleştirilerine seçim beyannamesinde yer vermektedir. CHP tarafından 6360 sayılı Yasa sonrasında büyükşehir statüsündeki illerde, il özel idarelerine ve köylere tüzel kişiliklerini yeniden kazandırılacağı, büyükşehir kapsamında olmayan illerde ise il düzeyinde belediye hizmet birlikleri kurulacağı vurgusu yapılmıştır. Söz konusu partinin milletvekillerinin Meclisteki söylemlerinde de bu anlayışa paralel unsurlar ön plana çıkmaktadır. Bunlardan ilki, 6360 sayılı Kanun ile ilgili tartışmalarda CHP’li temsilciler tarafından özellikle kırsal alanda yaşayan vatandaşların karar mekanizmalarına katılımlarının zorlaşacağı vurgulanmıştır. Tüzel kişiliği kaldırılan köylere hizmet götürmede yetersizlikler yaşanacağı, hizmet maliyetlerinin artacağı; bunun da kırdan kente göçü hızlandıracağı ve tarım sektörüne zarar vereceği, partinin söz konusu kanun ile ilgili dile getirdiği diğer tepkilerdir. Bunun yanında CHP, kayyum uygulamasına derhal son verilmesi gerektiği ve yerel yönetimleri atanmışların değil seçilmişlerin idaresine bırakacağı vurgusuna da beyannamesinde yer vermiştir. MHP, 2015 yılına ait seçim beyannamesinde yerel yönetimleri tekrar düzenleyen 6360 sayılı yasayı idarenin bütünlüğü ilkesine aykırı olmakla ve yerel yönetimlere ait yetkilerin merkezi yönetime geçmesi ve bu durumunda gelecekte ülkenin üniter yapısını tehdit edeceği vurgusu üzerinden yapmış olsa da, yeni beyannamesinde bu duruşundan uzaklaşarak, büyükşehir sayılarının arıtılmasının önemi üzerinde durmuş ve yerel yönetimlerde ölçek ekonomisinden en üst düzeyde faydalanabilmesi ve hizmetlerin kaliteli sunulması algısını geliştirmeye çalışmıştır. İYİ Parti, yerel yönetimlerin görev alanlarının yeniden tanımlanacağı; bu kapsamda büyükşehir, il ve ilçe ölçeğinde yeniden yapılandıracağı ve CHP’ye benzer şekilde 6360 sayılı yasa ile uygulamaya geçirilen bütün-şehir sisteminden vazgeçileceği vurgusu ile ön plana çıkmaktadır. 11 Saadet Partisi Seçim Beyannamesi yazılı olarak basılmadığı için parti programı incelenmiştir. HDP, bir önceki seçim beyannamesinde yerel yönetimleri, “demokratik özerklik” olarak ifade eden yeni bir söylem üzerinden kurgularken, yeni beyannamesinde bu vurgudan uzaklaştığı görülmekte ve yerel yönetimleri demokratik özerkliğin ötesinde vatandaşa en yakın hizmet sunan bir birim olarak tarif edilmektedir. Bunun yanında CHP gibi kayyum atamalarının yerel siyaseti olumsuz yönde etkilemesi vurgusunu pekiştirerek, seçilme ihtimalleri halinde halkın seçme hakkı ve iradesinin gaspına dayanan kayyum uygulamasını sonlandırıp, görevden alınan belediye başkanlarını görevlerine iade edileceğini belirtmiştir. Saadet Partisi, Yerel Yönetimler Okulu Ders Kitabı’nda yerel yönetimlere ilişkin yeni bir yapılanma veya örgüt modeline yer vermemekte, mevcut sisteme yönelik herhangi bir eleştiri getirmemekte, milli görüş ilkeleri doğrultusunda daha çok yasal düzenlemeler üzerinden yerel yönetimleri ders kitabı niteliğinde ele almaktadır. Bu kapsamda milli görüş ilkelerini temel alarak yerel yönetimleri ve seçilmiş karar organlarının hizmetleri nasıl sunacaklarını belirtmiş; “menfaati değil hizmet anlayışını hakim kılmak, İşi ehline vermek, her işi kaliteli, doğru, estetik ve hızlı ve ucuz yapmak” gibi ilkeleri yerel yönetimlerde prensip edindiğini vurgulamıştır.’ HABER: KAAN AKBAŞ