'Şiddetin kaynağında eşitsizlik var'
Türk Kadınlar Birliği Kayseri Şube Başkanı Ayşe Uzunlu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yayınladı. Uzunlu açıklamasında, 'Şiddetin kaynağında eşitsizlik var' dedi.
Başkan Uzunlu açıklamasına, “Toplumu oluşturan kadın ve erkeklerin birbirlerine sevgi ve saygı duyması, destek olması gerekir. Her yıl 25 Kasım’da Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününde vurgulanmak istenen kadının da bir birey ve erkeklerle eşit haklara sahip olduğudur. Bu durum insan haklarının gereğidir. Güç eşitsizliği erkeği kadından üstün yapmaz. Erkekte gücü ön plana çıkartan kadına da edilgen bir varlık dayatması yapan rol ve sorumluluklar, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini doğurur. Şiddetin kaynağında da bu eşitsizlikler yatar” ifadeleriyle başladı.
Uzunlu, “Her yıl 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü ile 10 Aralık İnsan Hakları Günü arasında kalan 16 günde Birleşmiş Milletlerin de teşvikiyle çeşitli etkinlikler düzenleniyor. “İyimserliğin ve neşenin” renk turuncu ön plana çıkartılarak değişim için farkındalık yaratılmaya çalışılıyor. Yıllar önce tecavüz edilerek öldürülen Mirabel Kardeşlerden günümüze kadar öldürülen tüm kadınlar için “neden” sorusu soruluyor. “Nasıl” önlenebileceğine dair çalışmalar yapılıyor. Kadın hak temelli sivil toplum örgütleri olarak her fırsatta yasalarımızın yeterli olduğunu söylüyoruz. Yasalarımız yeterli, aksaklıklar uygulama yanlışlarından kaynaklanıyor. Bunun için de İl Eylem Planlarının layıkıyla yerine getirilmesi gerekiyor. Kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması, öncelikle devletin ve iktidarların sorumluluk üstlenmesi, ilgili tüm sivil ve resmi kuruluşlarla işbirliği yaparak, yaşamsal öneme sahip bu sorunun ortadan kaldırılması için gerekli sosyal politikaların yaşama geçirilmesi ile mümkün olacaktır” ifadelerine yer verdi.
Türk Kadınlar Birliği Kayseri Şube Başkanı Uzunlu açıklamasının devamında şunları söyledi: “İçinde bulunduğumuz pandemi koşullarının kadının yükünü daha da arttırdığı ortadadır. Ekonomik sorunlar, çocuk ve yaşlı bakımı, ev işleri, evden eğitim, evden çalışma, istihdamda azalma, güvencesiz ve ucuz işçilik dönemin en büyük sorunları olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sorunlar sadece pandemi döneminde karşılaştığımız sorunlar değildir. Sadece bu dönemde daha da büyük sorun haline gelmişlerdir. Aile içi şiddetin de artmasında bu sorunlar önemli rol oynamaktadır. Ancak temelde yatan ne pandemi, ne de yoksulluktur. Yetişme tarzımız ve toplumun bize yüklediği eşitsiz hayatın yansımalarıdır. Huzurlu evlerde dayanışmanın arttığı bu dönemde, huzursuz evlerde bunca sıkıntının daha da fazla huzursuzluk yaratacağı açıktır. Kadına şiddetle mücadelede en önemli noktalardan biri konunun siyasete alet edilmemesidir. Zaman zaman marjinal grupların ruhunu okşamak için yapılan beyanatlar cahil cesaretini, bencil özgüven patlamasını da beraberinde getirmekte; şiddet artmaktadır. Bir diğer önemli nokta tüm kadınların konuyu siyaset dışında görüp, dayanışma içerisinde olmasıdır. Görüş ayrılıkları insan hakları söz konusu olduğunda geri plana atılmalıdır. İyi yetişmiş, eşitlik ruhunu benimsemiş erkelerin de kadınların yanında yer alması gerekmektedir. Sonuçta yaşanan toplum aynıdır. Suç dönüp dolaşıp ilgimiz olmasa da bizi bulabilmekte; hayatlarımızı karartabilmektedir. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla kadına şiddetin bitmesini diliyoruz. Şiddet suçtur, bahanesi olamaz. İstenirse şiddet önlenir. Şiddeti önlemeyi istemenin de ana göstergesi devlet-sivil toplum işbirliğini sağlamaktır.” Kurumsal Haber