Son Yapılan Araştırmalar Bulaşıcı Olduğunu İspatladı!
Son yıllarda depresyon ve düşük ruh hali semptomlarından şikâyetçi olan insanların sayısında ciddi bir artış gözlemleniyor. Dünya genelinde her beş kişiden birinin depresif semptomlar yaşadığı biliniyor. Finlandiya'da yapılan yeni bir çalışma ise depresyonun, soğuk algınlığı veya grip gibi bulaşıcı olabileceğini ortaya çıkardı. Detaylar Kayseri Anadolu Haber'de…
Depresyon vakalarındaki artış, modern yaşamın getirdiği stres, teknolojinin yaygınlaşması ve sosyal ilişkilerdeki değişimler gibi çeşitli faktörlere bağlanıyor. Ayrıca pandemi süreci, belirsizlikler ve ekonomik zorluk gibi yeni stres kaynakları da bu artışta önemli rol oynuyor.
İngiltere merkezli Ulusal İstatistik Ofisi’nin son anketine göre, her beş kişiden biri orta veya şiddetli depresif semptomlar bildirdi. Bu oran, önceki üç yıla kıyasla yüzde 60 daha yüksek. Ancak depresyon oranlarının artmasının başka bir nedeni olabilir mi? Depresyon gerçekten de bulaşıcı olabilir mi?
Finlandiya’daki Helsinki Üniversitesi'nde psikoloji doçenti olan Christian Hakulinen liderliğindeki ekip, bu sorunun peşine düştü. 16 yaşından itibaren 11 yıl boyunca 700 binden fazla çocuğun sağlık kayıtlarını incelediler. JAMA Psychiatry dergisinde yayımlanan çalışmanın sonuçlarına göre, sınıftaki bir öğrencide belirgin depresyon belirtileri görülmesi durumunda, sınıf arkadaşlarının da aynı hastalığa yakalanma ihtimalinin en az yüzde 9 daha fazla olduğu ortaya çıktı.
Araştırmanın en dikkat çekici bulgularından biri ise, depresyonun zamanla etki gücünün azalsa da, öğrencilerin okuldan ayrılmasından sonra bile 11 yıla kadar devam etmesi. Gelir düzeyi gibi etki edebilecek faktörler hesaba katılarak rakamlar düzeltildiğinde de, depresif bir öğrenci ile sınıf arkadaşları arasında artan depresyon arasındaki ilişki devam etti.
Uzman Psikologlar bu bulguların önemine dikkat çekerek, ‘Depresyonun bulaşıcı olabileceği düşüncesi, depresyonla mücadelede sosyal ilişkilerin ve çevresel faktörlerin ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor’ diyorlar.
Depresyon Bulaşıcı Olabilir mi?
Son yıllarda dünya genelinde depresyon vakalarında önemli bir artış gözlemleniyor. Yapılan araştırmalar, her beş kişiden birinin depresif semptomlar yaşadığını gösteriyor. Finlandiya’da gerçekleştirilen yeni bir çalışma, depresyonun bulaşıcı olabileceği ihtimalini ortaya koydu.
Depresyon vakalarındaki artış, modern yaşamın getirdiği stres, teknolojinin yaygınlaşması ve sosyal ilişkilerdeki değişimlerle ilişkilendiriliyor. Ayrıca pandemi süreci, belirsizlikler ve ekonomik zorluklar gibi yeni stres faktörleri de bu artışta önemli rol oynuyor.
İngiltere merkezli Ulusal İstatistik Ofisi’nin son verilerine göre, her beş kişiden biri orta veya şiddetli depresif semptomlar bildiriyor. Bu oran, önceki üç yıla göre yüzde 60 daha yüksek. Ancak depresyon oranlarındaki bu artışın başka bir nedeni olabilir mi? Depresyon bulaşıcı olabilir mi?
Finlandiya’daki Helsinki Üniversitesi'nde psikoloji doçenti olan Christian Hakulinen liderliğindeki ekip, bu sorunun peşine düştü. 16 yaşından itibaren 11 yıl boyunca 700 binden fazla çocuğun sağlık kayıtlarını incelediler. JAMA Psychiatry dergisinde yayımlanan çalışmanın sonuçlarına göre, sınıfta belirgin depresyon belirtileri gösteren bir öğrenci varsa, sınıf arkadaşlarının da depresyon geliştirme ihtimali en az yüzde 9 daha fazla.
Uzmanlar, depresyonun bulaşıcılığı ile ilgili şunları söyledi: ‘Karamsar olmak ve olumsuz şeyleri konuşmak tetikleyici bir faktör. Bireyin kendini üzgün ve mutsuz hissetmesi, konsantrasyon eksikliği, iştah değişiklikleri, uyku sorunları, rutin işleri yapamama durumu ve cinsel isteksizlikler hem ruhsal hem de fiziksel açıdan etkiliyor.’
Ayna Nöronlar Etkiliyor
Yapılan analizde en dikkat çekici bulgulardan biri, depresyonlu bir kişiden başkasına bulaşma olasılığının yüzde 9 olması. Uzmanlar, ‘Yüzde 9 önemli ve ciddiye alınması gereken bir sonuç’ diyor. ‘Ayna nöron örneklendirmesinde olduğu gibi; kişinin yapmadığı bir davranışı izlemesi veya maruz kalması, beyindeki aktivitelerin artmasına neden oluyor. Bu nedenle ayna nöronlar, bireyin diğer insanların davranışlarını gözlemleyerek ve taklit ederek yeni beceriler öğrenmesini sağlıyor. Dolayısıyla depresyon belirtilerinin bir kişide görülmesi, sınıf arkadaşlarında da bu olasılığı artırıyor.’
Depresyonun Belirtileri ?
Uzmanlar, depresyonun belirtileri arasında ‘intihar düşünceleri, değersizlik hissi, suçluluk duygusu, ilgi kaybı, çökkün ruh hali, sesler duyma, hayaller görme, halsizlik, hareketlerde yavaşlama, iştah kaybı, kilo kaybı, uyuma isteği veya uykusuzluk, unutkanlık ve ağır durumlarda kendine zarar verme eğilimleri’ olduğunu belirtiyor.
Üç Farklı Evre
Depresyonun risk faktörlerine de değinen uzmanlar, ‘Kötü ve travmatik çocukluk yaşantısı, önceki depresyon öyküsü, ailede depresyon varlığı, bazı ilaçlar, hormonal değişiklikler ve bazı hastalıklar risk faktörleridir. Depresyon, hafif, orta ve ağır olmak üzere üç farklı evrede görülür’ diyor.
- Hafif Depresyon: Hüzün, yorgunluk, isteksizlik, uyku problemleri ve yemek yeme düzeninde değişiklikler görülebilir. Kişinin günlük yaşamını etkiler fakat iş ve aile hayatında belirgin etkisi yoktur.
- Orta Şiddetli Depresyon: Günlük ve sosyal yaşam ciddi şekilde etkilenir. İş ve sosyal hayatta zorlanmalar, başarısızlık hissi ve yaşam kalitesinde olumsuzluklar yaşanır.
- Ağır Depresyon: Kişinin hayatını oldukça zorlaştıran, intihara kadar gidebilecek düşüncelerin ortaya çıktığı bir evredir. Sosyal hayatta ve işte büyük sorunlara yol açar. Bu nedenle profesyonel yardım almak son derece önemlidir.
Depresyondan Kurtulmak İçin Ne Yapılmalı?
Uzmanlar, depresyondan kurtulmak için bireyin depresyonda olduğunu kabul etmesinin ve harekete geçmesinin önemli olduğunu vurguluyor. ‘Kişi, aile ve arkadaşlarıyla iletişimini etkili bir şekilde sürdürmeli. Günlük hayat düzeni devam ettirilmeli ve umutsuzluğa kapılmamalıdır.’
Depresyondan korunmak için de uzmanlar, ‘Kendinizi motive edecek hedefler belirleyin. Haftalık planlamalar yapın ve uygulamaya gayret gösterin. Alkol ve sigara kullanmayın. Bedeninize ve düşüncelerinize sabır gösterin’ tavsiyelerinde bulunuyor.