Soylu: 'Suçla mücadele topyekun olmalı'
Çeşitli temas ve incelemelerde bulunmak ve 135. Dönem Kaçakçılık, İstihbarat, Koordinasyon Kurulu Toplantısı'na katılmak üzere Sivas'a gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, suçla mücadelenin topyekün gerçekleştirilebilecek bir iş olduğunu vurgulayarak, herkesin bu işte bir görev üstlenmesini istedi.
Ülkenin huzur ve güveni, milletin yarına aydınlık ve esenlik bakabilmesi için güvenlik kuvvetlerinin, valilerin, kaymakamların ve tüm görevlilerin canhıraş bir mücadele ortaya koyduğunu vurgulayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "16 Nisan'dan sonra Türkiye'nin karşı karşıya kalmış olduğu yeni hükümet sistemi, millet ve devlet arasındaki ilişkiyi çok daha kuvvetlendirecek ve aziz milletimizin her geçen gün çok daha fazla refaha, huzura, güvenliğe ve esenliğe ulaşmasını temin edecektir. Adım adım hem Türkiye'mizde istediğimiz noktaya kavuşacağız hem de etraf coğrafyamızda huzuru, güveni, öz güveni sağlayarak devam edeceğiz. Allah yardımcımız olsun." diye konuştu.
Bir basın mensubunun "PKK ele başlarından Bese Hozat'ın size yönelik bir tehdidi vardı, internet sitelerinde yer aldı, Kato Dağı'na gitmenizle ilgili, PKK'nın bu tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Terör örgütünden başka ne beklenebilir ki çok önemli değil." dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, daha sonra kentteki temasları kapsamında Sivas Belediye Başkanı Sami Aydın'ı makamında ziyaret etti. Sami Aydın, ziyarette kentte yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da 15 yıldır Türkiye'de çok önemli gelişmeler yaşandığını, Türkiye'nin hedeflerine adım adım yaklaştığına değinerek, "Özellikle sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gerçekleşen bu adımlar aslında bizim geleceğe bırakabileceğimiz miraslardan bir tanesidir." diye konuştu.
Türkiye'nin gelişirken herkesin dostluk etmediğine dikkati çeken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şöyle devam etti: "Etrafımızda, 'Türkiye’nin kendi başına karar verme yeteneği, Türkiye'nin kendi hürriyeti, özgürlüğü, düşünebilme kabiliyeti daha kısıtlı olsun' isteyenler de olacaktır. Bu içeride de dışarıda da olacaktır. Siyasi saiklikliği içeride olacaktır, bu kıskançlıktır, ideolojiktir, artı yetmezliktir. Türkiye'nin attığı her adım dış dünyada da söz söyleyebilme kabiliyetini, adalete, hakkaniyete, kendi medeniyet değerlerimize anlatabilme kabiliyetini artıracaktır. Bu da istenmez. Ama bunların hiçbirisine bakmıyoruz. Biz kendi istikametimize ve hedeflerimize bakıyoruz. Bunu da devam ettireceğiz."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dünyada sözle yapılanların aynı olmadığı bir davranış modeli görüldüğünü aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu da bize bir başka sorumluluk daha yüklüyor. Daha güçlü olmayı, daha zengin olmayı, daha özgür olmayı, daha ayakları üzerinde durmayı, üniversitelerimizde daha etkin sonuçlar elde etmeyi, kamu kuruluşlarımızda daha fonksiyonel olmayı, bürokrasimizi daha etkin hale getirmeyi, siyasetimizi daha rasyonel hale getirmeyi, verimliliğimizi en üst seviyeye getirmeyi gerektiriyor. Bu hepimizin görevi. Ama şu var, Türkiye bu anlayış içerisinde yürüyor. Yoksa bu kadar yoğunluklar içerisinde karşı karşıya kalan her ülke istikametini de aklını da şaşırır. Allah'a çok şükür Türkiye Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde hedef birliği içerisinde gidiyor. Belki de Türkiye'nin en önemli 15 yıllık kazanımlarından bir tanesi budur. Bunu hep birlikte devam ettireceğiz."
Terör meselesinin hükümetin politikası olduğunu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın önderliğinde ortaya konulan bir kararlılık ve irade olduğunu vurgulayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şu görüşlere yer verdi: "Türkiye'ye karşı oluşan ve Türkiye'nin büyümesini ya hasetliğinden dolayı ya da stratejik olarak istemeyenlerin en önemli vekalet verdikleri unsur terördür. Terörle birlikte Türkiye'nin meşguliyetini, terörle birlikte Türkiye'nin ve bu milletin belki de en önemli hasleti olan birliğini ve beraberliğini bertaraf etmeye çalışıyorlar. Bizim görevimiz de buna müsaade etmemektir. Bugün bu görev bizdedir, yarın bir başka arkadaşımızda. Kendi gayretince ama hükümetimizin ortaya koymuş olduğu politikalar çerçevesinde bunu yürütüyoruz ve yürütmeye devam edeceğiz. Terörün mütemmim cüzleri var, uyuşturucu, kaçakçılık, asayiş ve organize suçlar. Yani milletin kendi huzurunu devrettiği, devletin otoritesini, hukukun otoritesini ve demokrasinin sarsılmasını isteyenler bu aparatlara, bu araçlara sığınıyorlar."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, görevlerinin otoriteyi sarsmamak olduğuna dikkati çekerek, bu otoritenin aslında hukukun, demokrasinin, milletin birliğinin adı olduğuna işaret etti. Bunu gerçekleştirebilecek bir adımı atmak için her geçen gün gayret gösterdiklerini belirten İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şu ifadeleri kullandı: "Şu anda Lice'de 10 bin evladımız operasyon yapıyor. Burada enteresan bir şey söyleyeceğim, biz 2 ay önce de Lice'de büyük bir operasyon yaptık, epey sürdü. Çok sayıda teröristi etkisiz hale getirdik. Bu operasyon daha ziyade hem terörün alanını daraltmak hem de Lice'yi, Bingöl'ü, Hani'yi, Kocaköy'ü ve Diyarbakır kırsalını içine alan bu alanı kendilerine yönelik bir finansal destek, uyuşturucu, kenevir ekerek finansal destek haline getiren terör örgütüne aman vermemek üzere gerçekleştirilen bir operasyon. Geçen yıl 5 milyon kök kenevir buradan alındı. Gerek kış operasyonları gerek kışın hemen akabinde gerçekleşen Lice'deki operasyonlar sayesinde bu yıl Lice kırsalına tarihin en az keneviri ekildi, şu ana kadar 350 bin kök civarı. 5 milyon nere 350 bin nere. Bir güzel haber daha var, geçen yıl kenevir ekilen tarlalarda bu yıl buğday ekiliyor. Bu aslında terörü bitirme noktasında neler kazanabileceğimizin en önemli göstergelerinden bir tanesi."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kato Dağı'na gittiğini anımsatarak, şunları kaydetti: "Oralarda huzuru tam anlamıyla sağladığımız andan itibaren, ölçmüş değilim ama gerek helikopterden tüm alanı gördüğümde gerek Kato'nun tepesine indiğimde aklıma bir tek şey geldi, burada yarım milyon hayvan yetişir. Büyük bir arazi, muhteşem bir yayla. Aşağısı Beytüşşebab'a kadar ve diğer alana kadar olağanüstü güzellikler içeriyor. Ama bütün bunları bizden terör uzaklaştırmaya çalışıyor. Bunu bitirdiğimiz andan itibaren göç Türkiye'nin en önemli problemi olmaktan çıkar. Bunu bitirdiğimiz andan itibaren sınırlarımızı çok daha iyi kontrol edebilme fırsatına sahip olabiliriz. Bunu bitirdiğimiz andan itibaren özellikle çalışma çağındaki insanlarımıza iş bulma konusunda çok önemli kazanımlar sağlayabiliriz. Oradaki üniversitelerimiz kendi hedeflerini çok daha iyi noktalara, çok daha iyi ufuklara dikebilirler. Terör bitirmenin tek çıktısı yok, çoklu çıktısı var. Bu ülkenin faydasına çoklu çıktısı var. Bunun için hep birlikte büyük bir gayret göstermeliyiz. Çünkü terör örgütü 40 yılı aşkın bir süredir oraya fitne ve nifak tohumları ekmeye çalışıyor. Bunu ancak birlik ve beraberlikle bir arada olarak ortadan kaldırabiliriz. Bir taraftan güvenlik kuvvetlerimiz cansiparane mücadele ortaya koyacaklar ve koymaya devam ediyorlar. Bu konuda kahramanca mücadele ediyorlar." dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ziyaretin ardından düzenlenen 135. Dönem Kaçakçılık, İstihbarat, Koordinasyon Kurulu Toplantısı'na katıldı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 135. Dönem Kaçakçılık, İstihbarat, Koordinasyon Kurulu Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin uyuşturucu ticaretinin, insan kaçakçılığının, tütün, alkol ve tarihi eser gibi diğer kaçakçılık türlerinin güzergahı üzerinde yer aldığını belirtti. Türkiye'nin bekası için bu yasa dışı akışın engellenmesi gerektiğini vurgulayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, başta uyuşturucu olmak üzere, kaçakçılığın terörle doğrudan ilintili ve onu besleyen bir hadise olduğunu söyledi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kaçakçılığın teröre finansman sağladığını, terör gibi gençleri hedef aldığını, terörün sürdürülebilirliğini sağladığını aktararak, "Dağlarda, mağaralarda operasyonlar sırasında uyuşturucular ele geçirilmektedir. Bunların hepsi sadece ticaret için orada değildir, bu maddeler o insanları katliam yapabilecek bir anlayışa getirmek, onları birebir canlı bombaya dönüştürebilecek hale getirebilmek için kullanılmaktadır. Yani hem parasıyla satıyorlar hem de teröristse silah ve mühimmat alıyorlar hem de kullandırıyorlar. Düşünmeyen, saldıran, beline bomba sarıp patlatan canavarlar oluşturuyorlar." diye konuştu.
Türkiye'nin teröre önem verdiği kadar uyuşturucu ve kaçakçılık meselesine de önem verdiğini vurgulayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Uyuşturucu konusunda devletimiz bütün birimleriyle tam bir teyakkuz halindedir. Polisimiz, jandarmamız, sahil güvenliğimiz ve devletimizin özellikle uyuşturucuyla mücadelede stratejik kurumunu oluşturduğu ve görevlendirdiği bütün birimler bugün teyakkuz halindedir ve el birliğiyle de bu meselenin takipçisiyiz. Dağdaki eli silahlı terörist bizim için neyse okul önünde uyuşturucu hap satan torbacı da bizim için aynıdır, muamele de aynıdır. Bu muameleyi yapmak da bizim hem vatandaşlık görevimizdir hem de devletin bize yüklediği bir görevdir." ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Akdeniz'de bir gemide 1 ton 71 kilogram eroin ele geçirildiğini hatırlatarak, bunun yakın tarihte tek seferde yapılmış en büyük operasyon olduğuna işaret etti. "Son 9 ayda 81 ilde, 23 bin 150 uyuşturucu operasyonu yapılmıştır, bu önemli bir rakamıdır. 37 bin 991 kişi gözaltına alınmış ve bunlardan da 7 bin 652'si tutuklanmıştır. Bu operasyonlarda ele geçirilen uyuşturucunun piyasa değeri 1,66 milyar Türk lirasıdır. Yani eski parayla 1,66 katrilyondur. 2017'nin birinci dönemi dediğimiz ilk 4 ayında geçen yıla kıyasla yakalanan eroin yüzde 54, esrar yüzde 288, afyon yüzde 209, bonzai yüzde 32, metamfetamin yüzde 157, ecstasy yüzde 55 oranında artış göstermiştir. Esrar ve eroin gibi maddelerin yakalanmasında yüzde 234, sentetik hap ve ham maddelerin yakalanmasında da yüzde 79 oranında artışlar gerçekleşmiştir." diye konuştu.
Terör operasyonlarında ele geçirilen uyuşturucu maddelerde de ciddi başarılar elde edildiğine dikkati çeken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Diyarbakır Lice'de polis özel harekat, jandarma özel harekat, jandarma komando, kara kuvvetleri, güvenlik korucularımız ve tüm personelimizden oluşan toplam 10 bin kişinin katılımıyla bin 600 kilometrekarelik bir alanda teröristlere ve uyuşturucuya karşı operasyon gerçekleştirilmektedir. Söz konusu operasyonlarda 20 sığınakta 303 kilogram esrar, 330 bin kök kenevir bitkisi ele geçirilmiştir. Yapılan operasyonlar neticesinde yasa dışı ekim noktasında da ciddi azalma meydana geldiği belirlenmiştir. Yaşa dışı haşhaş ekiminde yüzde 98, kök kenevir ekimindeyse yüzde 18 azalış olmuştur. Yani deyim yerindeyse bu işin mutfağına da el atılmıştır. Yasa dışı ekim konusunda 2016'nın ilk 4 ayı ile 2017'nin ilk 4 ayını kıyasladığımızda uyuşturucu yakalamalarının yüzde 47, şüpheli sayısının ise yüzde 84 artış gösterdiğini görüyoruz."
Bingöl ve Diyarbakır kırsalında teröristlere göz açtırmadıklarını ve ekim alanlarında ciddi daralmalar meydana geldiğini aktaran İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Sevindirici bir haber var. Geçen yıl 5 milyon kök kenevir aynı alanlarda toplanıyordu. Şimdi operasyonumuzun hemen hemen belli bir noktasındayız şu ana kadar 330- 350 bin civarında bir kök kenevir elde edildi. Diğer alanlarda buğday ekiliyor. Yani geçen yıl kenevir ekilen alanlarda bu yıl buğday ekiliyor." dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, uyguladıkları stratejinin başarılı sonuçlar verdiğini vurgulayarak, şöyle devam etti: "Aynı dönem için göçmen kaçakçılığında olay sayısı açısından yüzde 28 azalma görülürken, yakalanan göçmen sayısında da yüzde 71 azalma gözlenmiştir. Şunu çok net söyleyeyim, çıkarttığımız kanun hükmünde kararnamelerin de ciddi şekilde etkisi var. Özellikle sınırlardan toplu geçişlerde, kaçışlarda neredeyse eskiden otobüsle gelenler şimdi mallarına müsadere yetkisiyle el koyduğumuz için bu sefer 'Acaba kaçak nasıl geçeriz?' telaşı içerisindeler. Onlar her adımı atmaya çalışıyorlar, biz de her adımla beraber onları bir şekilde kuşatmaya ve bu kanunsuz eylemlerini engellemeye çalışıyoruz. Özellikle Ege Denizi civarında gerçekleştirilmiş operasyonlar da takdire layıktır. 2016 ve 2015'te özellikle 3 bin 600'ün üzerinde neredeyse kaçak göçmen söz konusuyken, bir günde bu rakam 9 bin 800'lü rakamlara ulaşmışken bugün ortalaması 46-47'den gidiyoruz. Yaz münasebetiyle 60'lı rakamlara çıkmış durumda ama ifade etmek istiyorum ki bu rakam geldiğimiz an itibarıyla bakılırsa çok önemli tedbirlerin başarıyla beraber gerçekleştiği bir rakamdır."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, göçmen kaçakçılığı konusunda üzüldükleri bir nokta olduğuna da dikkati çekerek, "Biz Avrupa Birliği ile bu konuda yapmış olduğumuz mutabakata tam anlamıyla ve onların beklentisinden üstün bir şekilde uyduk ve gereğini yerine getiriyoruz. Ama maalesef Avrupa Birliği bu konuda verdiği hiçbir sözü bugüne kadar yerine getirmemiş bir anlayışı ortaya koymaktadır. Getireceğiz diye söylüyorlar, bu konuda bekliyoruz. 2017'nin ilk dört ayında yakalanan kaçak göçmen sayısı 16 bin 586, yakalanan organizatör sayısı da bin 240 olmuştur ve bu organizatörlerin büyük bir bölümünün de tutuklandı. Yüksek para cezaları kesiyoruz, taşıdıkları yolcu başı, kaçırdıkları kaçak göçmen başı ciddi şekilde para cezaları kesiyoruz. Buna aynı şekilde devam etmeliyiz. Bu da çok önemli bir caydırıcılık etkisi var." açıklamasında bulundu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İçişleri Bakanlığı olarak temelde üç konuya öncelik verdiklerini belirtti. Bunlardan birincisinin terör, ikincisinin uyuşturucu, üçüncüsünün trafik olduğuna dikkati çekerek, "Yakın dönemde her birine ilişkin uygulama politikaları oluşturduk. Yani terörle mücadele konusunda bahar ve yaz aylarında nasıl bir mücadele gerçekleştireceğiz, bunu bütün valilerimize ve terörle mücadele eden güvenlik birimlerimize gönderdik. Uyuşturucu konusunda da valilerimiz de arkadaşlarımız da risk haritaları çıkartmışlar. Uyuşturucuyla mücadele yol haritasını oluşturduk." ifadesini kullandı. Okullarda ve çevrelerinde uyuşturucuyla mücadele konusunda valilere büyük görevler düştüğüne işaret eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, illerde bu işin birinci derecede sorumluların valiler olduğunu vurguladı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, uyuşturucuyla mücadele seferberliği mantığıyla bu işin yürütülmesi gerektiğine dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Bu sadece güvenlik kuvvetlerimizle alınan tedbirle sonlandırılacak bir hadise değildir. Elbetteki biz orada üzerimize düşen görevi hem de en üstün şekilde gerçekleştireceğiz ve bunu sürdüreceğiz. Özellikle her türlü kaçakçılığa, tütün dahil olmak üzere son derece önemli tedbirlerle engel olmaya çalışacağız. Burada en önemli meselelerden bir tanesi tüm kurumların, bu işlerle ilgilenen sivil toplum örgütlerinin, okul müdürlerimizin, öğretmenlerimizin, müftülerimizin, imamlarımızın, üniversitelerimizin, rektörlerimizin ve herkesin elini taşın altına sokabilecek bir seferberliği birlikte gerçekleştireceğiz. Bu, dünyanın başımıza sarmak istediği bir beladır ve ifade etmek istiyorum ki gençlerimizin zihnine ve bedenine terörizmdir. Bu kadar açık ve nettir. Sadece bölücü örgütlerin, FETÖ'nün, DEAŞ'ın, PKK'nın ve DHKP-C'nin terörizmi yok, işte bunun da terörizmi var. Bunu da hep beraber yaşıyoruz. Burada özellikle yaz dönemini uyuşturucuyla mücadele dönemi olarak geçirmeliyiz. Okullar açılmadan bir ay önce bütün stratejimizi net bir şekilde ortaya koymalıyız" dedi.
Okulların çevresinde bir tek uyuşturucu satıcısını ve çocuklara musallat olan kimseyi görmek istemediğini belirten İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bu konuda Milli Eğitim Bakanlığıyla bir proje yürüttüklerini söyledi. En stratejik okulların çevresinin kamerayla gözetlenmesinin de valilerin sorumluğunda olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: "Gençlerimizin yarına ailelerimizin bütünlüğü içerisinde ulaşmasını sağlayabilecek adımları ortaya koyacağız. Benim burada güvenlik kuvvetlerine talimatım ve söylediğim her zaman net ve açıktır. Uyuşturucu satıcısını gördüğünüz yerde acımayacaksınız. Sorumluluğu bizim üzerimizdedir, bu kadar basit, acımayacaksınız. Rutinden de çıkacağız, rutin bizim en büyük düşmanımızdır, bu kadar açık ve net. Rutinle beraber bu işler çözülmez ve bitmez. Normal uğraşlarla, mücadelelerle bu işler bitmez. Türkiye'yi hem bir transit ülke, geçiş ülkesi olarak değerlendiriyorlar hem bir hedef ülke olarak değerlendiriyorlar. Bu, şu demektir; bizim diğer ülkelerden katbekat daha fazla bir mücadele ortaya koyma kabiliyetimiz ve kapasitemiz olması gerekir. Biz, bunu başaracağımıza inanıyoruz ve bu konuda büyük bir mücadele ortaya koyacağımıza da inanıyoruz. Bu elbetteki hem insanlarımızın sağlığı açısından hem de ülkemize özellikle kaçakçılık ve uyuşturucu üzerinden gerçekleştirdikleri saldırıyı engelleme açısından önemli bir adım olarak hep beraber telaki ettiğimize inanıyorum."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, çocukların korunmasına yönelik 6 bini aşkın okulda denetim yapıldığını anımsatarak, Milli Eğitim Bakanlığıyla hazırlanan protokol kapsamında kamera sisteminin, kent güvenlik yönetim sistemine entegre edileceğini ve okulların etrafının izleneceğini belirtti. Uyuşturucu ve kaçakçılıkla mücadelede ülkenin konumu itibariyle yoğun ilgilenilmesi gerekilen bir alan olduğuna vurgu yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şu görüşlere yer verdi: "Uyuşturucu dağıtımıyla ilgili önemli bir konu olan kargo yoluyla kaçakçılığın önüne geçmek içinde tedbirler alıyoruz. Bu toplantıda bunu da arkadaşlarımız değerlendirdiler. Şeytanın aklına gelmeyen yöntemler, maalesef uyuşturucuları doğrudan kargoya veriyorlar ve haliyle kargo firmasında da bir polis denetimi bulunmadığı için uyuşturucuları bu şekilde yerlerine ulaştırmaya çalışıyorlar. Bu amaçla kargo dağıtım şirketlerinin bölge merkezlerine, havayolu şirketlerinin kargo merkezlerine gerek x-ray cihazı konulması, gerekse de Ulaştırma Bakanlığımızla bu konuda yapmış olduğumuz ve önümüzdeki günlerde gerçektireceğimiz kanuni düzenlemelerin de bu konularda önemli tedbirler alabileceğini ve sonuçlara bizi ulaştırabileceğini düşünüyoruz."
Özellikle şehirlerdeki ve yerleşim yerlerindeki metruk binaların uyuşturucu ticareti ve kullanımı için uygun ortam sağladığına işaret eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bu konuda da valilerin ellerindeki gerekli yetkiyi kullanmalarını istedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, suçla mücadelenin topyekün gerçekleştirilebilecek bir iş olduğunu vurgulayarak, herkesin bu işte bir görev üstlenmesini istedi. Suçun görüldüğünde ihbar edilmesi alışkanlığının kazanılması gerektiğine dikkati çekerek, nemelazımcı olunulmaması uyarısında bulundu. Bu milletin bütün değerlerini zayıflatmaya çalışanlara karşı el birliği içerisinde tutkun olunulması gerektiğine değinen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, vatandaşlardan gördüğü bir kaçakçıyı, uyuşturucu satıcısını veya bir insan tacirini mutlaka ihbar etmesini istedi. HABER-FOTO: İÇİŞLERİ BAKANLIĞI BASIN MERKEZİ