Stockholm Sendromu nedir? Neden meydana gelir?

Halk arasında 'celladına aşık' olarak da adlandırılan Stockholm sendromu nedir? Detaylar Kayseri Anadolu Haber'in bülteninde…

Stockholm Sendromu nedir? Neden meydana gelir?

Kullanıcıların Google’de ‘celladına aşık’ şeklinde arattığı Stockholm sendromunun asıl hikayesini merak ediyor musunuz? Stockholm sendromu nedir, nereden çıkmıştır? İşte yanıtı…

Bir İsveç bankasındaki altı günlük rehine draması, ´Stockholm Sendromu´ olarak bilinen psikolojik olguya isim verdi.

Rehinelerle mahkûm arasında tuhaf bir bağ

Şalom’da yer alan habere göre, 23 Ağustos 1973 sabahı hapisten kaçan bir mahkûm, Stockholm'un ünlü Norrmalmstrong Meydanındaki hareketli bir banka olan Szeriges Kreditbanken'e girerek 4 banka çalışanını rehin aldı.

Sıkışık bir banka kasasında saklanan tutsaklar, kendilerini rehine alanlarla hızla tuhaf bir bağ kurdular. Olsson, rehine Kristin Enmark titremeye başladığında omuzlarına bir yün ceket sardı. Kötü rüya gördüğünde onu sakinleştirdi ve hatıra olarak silahından bir kurşun verdi. Silahlı saldırgan ailesine telefonla ulaşamayınca Brigitta Lundbald'ı teselli ederek, ‘Tekrar deneyin, pes etmeyin’ dedi.

Rehine Elisabeth Oldgren bir yıl sonra The New Yorker’a, verdiği röportajda klostrofobiden şikâyet ettiğinde, Olsson’un kasadan çıkmasına izin verdiğini anlattı. 30 metrelik çok uzun bir iple onu bağlayarak, dışarda rahatça dolaşmasına izin vermesinin onu çok etkilediğini anlattı. Olsson'un yardımsever davranışları rehinelerin sempatisini kazanmıştı. Erkek rehine Svan Safstrom, ‘Bize iyi davrandığında onu Acil Durum Tanrısı olarak niteliyorduk’ dedi.

28 Ağustos gecesi, 230 saatten fazla bir sürenin ardından polis kasa bölümüne göz yaşartıcı gaz sıktı ve failler hızla teslim oldu. Polis önce rehinelerin dışarı çıkmalarını istedi, ancak kendilerini rehin alanları sonuna kadar koruyan dört tutsak bunu reddetti. Enmark ‘Hayır önce Jan ve Clark gidecek, eğer önce biz çıkarsak onları öldüreceksiniz’ diye bağırdı.

Mahzendeki kasanın kapısında hükümlüler ve rehineler kucaklaştılar, öpüştüler ve el sıkıştılar. Polis silahlı iki kişiyi yakaladığında, iki kadın rehine, ‘Onlara zarar vermeyin, onlar bize zarar vermedi’ diye bağırdı. Bacağından vurulan Enmark bir sedyeyle götürülürken kelepçeli Olofsson’a, ‘Clark seni tekrar göreceğim’ diye bağırdı.

Stockholm sendromu böyle ortaya çıktı!

Psikiyatristler bu davranışı savaş zamanı askerlerin sergilediği top mermisi şokuyla karşılaştırdı ve rehinelerin ölümden kurtuldukları için duygusal olarak polise değil, kendilerini kaçıranlara borçlu olduklarını açıkladılar. Kuşatmadan birkaç ay sonra psikiyatristler, 1974'te kendilerini radikal Symbionese Kurtuluş Ordusunun rehinesi olarak alınan milyoner, Amerikalı bir gazetenin gelecekteki varisi olan Patricia (Patty) Hearst'ün de fiilen katıldığı bir dizi banka soygunundan sonra Patty Hearst için avukatlarının yaptığı mahkeme savunmasında, popüler sözlüğün bir parçası haline gelen bu tuhaf fenomene ‘Stockholm Sendromu’ adını verdiler.