TEM: 'Terör soğuk savaş'

Dünya üzerinde belli başlı ülkelerin ve son 30-35 yıldır da Türkiye'nin meşgul olduğu terörün, devlet ve çıkar grupları tarafından sıcak savaş yerine soğuk savaş olarak karşımıza çıkan bir unsur olduğu belirtildi.

TEM: 'Terör soğuk savaş'

Terör konusunda bilgisine başvurduğumuz Terörle Şube Müdürlüğü’nden (TEM) verilen bilgilerde terörün; ‘baskı, cebir ve şiddet, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle Anayasada belirtilen cumhuriyetin niteliklerini siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzenini değiştirmek, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devleti’nin ve Cumhuriyeti’nin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü eylemler’ şeklinde kanunda tanımlandığı belirtilirken, insanlar, çıkar grupları ve devletlerin, ilişkilerinde meydana gelen uyuşmazlıkların çözümü noktasında, geçmiş yüzyıllarda yöntem olarak seçtikleri sıcak savaşların yerine, bugün soğuk savaş olarak nitelendirilen terör faaliyetlerini tercih eder oldukları da verilen diğer bilgiler arasında yer aldı.

“DEVLETLER YÖNTEM OLARAK TERÖRÜ KULLANIYOR”

Bazı devletlerin diğer ülkelere isteklerini kabul ettirmek adına terör gibi maşaları kullandığını kaydeden TEM yetkilileri; “Devletler uluslararası arenada isteklerini kabul ettirmek ve siyasi mücadelelerini daha etkili yapabilmek için terörizmi bir yöntem olarak kullanmaya başlamışlardır. Zaten dünyayı bu kadar tehdit eden bir sorunun ortak tanımının olmaması bunun en büyük göstergesidir” diyerek, terörün beslendiğini, oluşturulduğunu ve yönetildiğini dile getirdi. Terörle, sadece silahlı mücadelenin yeterli olmayacağına temas eden yetkililer, başta terörün önünün alınmasına yönelik olarak eğitim çalışmaları olmak üzere, bilgilendirme, teknoloji ile istihbarat gibi her kulvarda da etkin mücadele verilerek terörle baş edilebileceğinin altını çizdi.

“KAYSERİ HUZURLU ANCAK GEVŞEME LÜKSÜNE SAHİP DEĞİLİZ”

TEM’in terör konusunda verdiği bilgilerde, Kayseri’nin bir huzur şehri olarak anıldığı, bu konuda da büyük gayret gösterildiği paylaşılırken yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “İlimiz bir huzur şehri olarak anılmaktadır. Bu huzurun ve güven ortamının süreklilik arz etmesi için, vatandaşlarımızın yoğun olarak bulunduğu mekanlarda, özgürlük ve güvenlik dengesini sarsmayacak şekilde gerekli güvenlik tedbirleri titizlikle sürdürülmektedir. Ancak ilimiz her ne kadar huzur şehri olsa da, terörün zaman ve mekan mefhumuna bakmadığı bilinen bir gerçektir. 2012 yılında Pınarbaşı ilçemizde bulunan emniyet binasına yapılan hain saldırı da bu gerçeği bizlere acı bir şekilde hatırlatmıştır. Bu nedenle, vatandaşlarımızın tedirgin olmasına mahal vermeden ilimizdeki hareketlilikler yakından takip edilmektedir. Bizler emniyet güçleri olarak ilimizin bu huzurlu yapısına aldanıp gevşeme lüksüne sahip değiliz. Sorumluluğumuzun ve terörün zamana, mekana bakmadığının bilincindeyiz. İlimiz terörle anılan bir il olmamasına rağmen terör örgütlerinin ve bunlara müzahir yapılanmaların olası faaliyetleri hakkında gerekli bütün önleyici çalışmalar azami bir hassasiyetle devam etmektedir.”

“TERÖRLE MÜCADELEDE HALK DESTEĞİ ÖNEMLİ”

Terörle mücadele konusunda halkın desteğinin de büyük önem arz ettiğini ifade eden TEM’den; “Gelişmiş ülkelere bakıldığında, polisin çevresine son derece duyarlı olan vatandaşların ihbarları ile suçu önleyebildiği, suçluları adalet önüne çıkarabildiği görülmektedir. Ülkemiz de gelişmiş ülkeler arasında yerini alırken özellikle vatandaşlarımızın duyarlılık düzeyinin artmasıyla birlikte terör ve terörizmle mücadelenin daha etkin olarak sürdürülebileceği değerlendirilmektedir. Bu bağlamda, vatandaşlarımızın teröristleri ihbar etmesi amacıyla kurulan Alo 140 ihbar hattı ile vatandaşlarımızın da bu mücadeleye katkısı sağlanmaya çalışılmaktadır. Bu noktada herkesin vicdanının kendi polisi olduğunu; terörün asker, polis, sivil; yaşlı, çocuk, genç; kadın ve erkek fark etmeksizin her an herkesi hedef alabileceği unutulmadan vatandaşlarımızın vicdani bir sorumluluk olarak çevrelerine karşı duyarlı olmaları gerekmektedir. Bu nedenle, vatandaşlarımızın oturdukları binalarda, gezdikleri yerlerde şüpheli olarak gördükleri bütün durumları, şahısları ya da araçları güvenlik güçlerine bildirmeleri; polisin fedakârca, gece ve gündüz demeden vatandaşlarımızın huzuru için gösterdiği insanüstü gayretlerine rağmen tek başına yeterli olamayacağını, onların desteğiyle daha etkili sonuçlar alınacağını bilmeleri gerçekten çok önemlidir. Ayrıca, terör örgütleri ve marjinal oluşumların özellikle gençleri hedef olarak seçtikleri ve kendi hain emelleri doğrultusunda gençlerimizi kullandıkları da unutulmamalıdır. Bu yüzden ailelerimizin çocuklarının tutum ve davranışlarında bu yönde bir değişim sezmeleri halinde derhal bizlere bildirmeleri, telafisi imkansız olacak vahim neticeleri engelleyecektir” görüşleri paylaşıldı. ÖZEL HABER: KAAN AKBAŞ