'Terör Örgütünden Bir Kişi Kalmayıncaya Kadar Mücadeleyi Sürdüreceğiz'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan ziyareti öncesinde basın açıklamasında bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan burada yaptığı önemli açıklamalarda teröre değinerek 'Terör örgütünden bir kişi kalmayıncaya kadar mücadeleyi sürdüreceğiz' dedi.

'Terör Örgütünden Bir Kişi Kalmayıncaya Kadar Mücadeleyi Sürdüreceğiz'

“AB, TÜRKİYE’Yİ YILLARDIR OYALIYOR”
 
Son günlerde Avrupa Birliği ülkelerinden Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecine ilişkin farklı açıklamalar geldiğine işaret edilerek bu açıklamaları nasıl değerlendirdiği sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu açıklamalara yabancı olmadıklarını, 15 yıldır AB’nin bu tür açıklamalarla Türkiye’yi oyaladığını ve buna devam ettiğini söyledi.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, cevabının devamında: “Bildiğiniz gibi, Türkiye’deki referandum öncesinde Avrupa ülkelerinin bizlere karşı takındığı tavır çok açık, net ortadaydı. Şahsım başta olmak üzere, bakanlarımızın birçoğuna kendi ülkelerine giriş müsaadesi dahi vermediler, kendi ülkelerinde soydaşlarımızla yapacağımız toplantılara müsaade etmediler. Hâlbuki bu onlarla alakalı bir şey değildi, bu onların ülkesindeki herhangi bir partiye bir oy vermek veya orada bir referanduma iştirak etmek gibi bir süreç de değildi. Bu, ülkemizdeki bir referandum sürecine orada yaşayan soydaşlarımızın demokratik haklarını o ülkede özellikle kullanma hakkıydı ve bunlar karşılıklı olarak mutabakat neticesinde gerçekleştirilmiş, atılmış adımlardı ve buna dahi müsaade etmediler” dedi.
 
“ERDOĞAN’A VE TÜRKİYE’YE VURMAK SİZE OY MU KAZANDIRACAK?”
 
Batı ülkelerinin terör örgütlerinin önde gelenlerine kendi ülkelerinde kampanya yapmalarına müsaade ettiklerine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hatta teröristlerin kendi ülkelerinde bakıyorsunuz konferansla bağlanmalarına da yine müsaade ettiler. Fakat bize karşı ne yazık ki burada olumsuz davranışları oldu. Biz bunları kendilerine sorduğumuz zaman da bize hiçbir cevap veremdiler. Çünkü bunların hayatı hep böyle geçti. Şu anda da işte kendi içlerinde birbirine girdiler, yatıyorlar-kalkıyorlar, ‘AK Parti, Türkiye, Erdoğan.’ Tamam da bizimle ne işiniz var? Kendi içinizde seçim yapıyorsunuz, nasıl yapacaksınız seçiminizi yapın. Yani Erdoğan’a vurmak, Türkiye’ye vurmak size oy mu kazandıracak? Yani bunu nereye kadar böyle götüreceksiniz?” dedi.
 
Geçtiğimiz günlerde AK Parti İl Başkanları Toplantısında yaptığı konuşmasındaki değerlendirmelere atıfta bulunarak, “Yarın, bir gün uluslararası toplantılarda ne olacak? Hollanda’nın Başbakanıyla olduğu gibi mi olsun? Bak şimdi o yüzüme bakamıyor, ben zaten yüzüne hiç baktığım yok. Daha hükûmet kuramadı, bak ne hâle düştü?” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın Almanya’da da benzer bir durumun gerçekleşebileceğini kaydetti ve şunları ekledi: “Almanya’nın şu anda elinde bulundurduğu güç, Türkiye’nin özellikle sosyo-politik gücünü yok etmeye muktedir değildir, bizim bu noktadaki gücümüz çok çok farklı. Artık Türkiye birçok şeyleri aşmış vaziyette. Bu ufku Türkiye aştığı için de bunlar rahatsız oluyor. Bundan sonraki hedef artık 2023’tür. 2023’te sosyolojik olsun, ekonomik olsun, iktisadi olsun, kültürel olsun, bütün bu alanlarda Türkiye’yi inşallah çok daha farklı bir yere, inşallah 2019 başkanlık sistemindeki atılan yeni adımla birlikte çok daha farklı bir yere taşımış olacağız.”
 
ABD'NİN ZAFER ÇAĞLAYAN ADIMI: "BUNU TÜRKİYE'YE YÖNELİK ADIM OLARAK DEĞERLENDİRİYORUM"
 
ABD’de tutuklu bulunan Rıza Sarraf’ın da dâhil olduğu davaya eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın da dâhil edilmesi iddialarının sorulması üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuyu hukuki bir mantık içerisinde yorumlamanın mümkün olmadığını belirterek, eski Ekonomi Bakanı Çağlayan’a yönelik atılan bu adımı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yönelik bir adım olarak değerlendirdi.
 
Verdiği cevapta, eski Bakan Çağlayan’a yönelik bir iddianın ortaya koyulamadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Neymiş, ‘İran’la ilgili yaptırımları delmiş.’ İran’a biz bir defa herhangi bir yaptırım uygulama kararı Türkiye olarak almadık ki. Bizim İran’la ikili ilişkilerimiz var, hassas ilişkilerimiz var, İran’dan biz özellikle doğal gazımızın, petrolün belli bir kısmını alıyoruz. Ve biz bunu kendilerine de o zaman söyledik, ben bunları Sayın Obama’ya da söyledim. Bu konularla ilgilenen diğer kişilerine, başta Dışişleri Bakanları olmak üzere onlara da söyledik, dedik ki, ‘Biz burada böyle bir yaptırım içerisine girmeyiz.’ Bu ekonomik ilişkileri yürüten Bakanımız kim? Ekonomi Bakanı. Ekonomi Bakanı hükûmetin attığı bu adımı ne yapacaktır? Uygulayanlardan bir tanesi olacaktır. Dolayısıyla atılan bu adımlar tamamen siyasidir” şeklinde konuştu.
 
ABD’NİN KORUMALAR HAKKINDA SORUŞTURMA AÇMASI
 
ABD ziyaretinde bu konuyu görüşme fırsatı bulmayı umduğunu sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu işlerin arkasından çok pis kokular geliyor, Rıza Sarraf olayı da öyledir, Halk Bankamızın Genel Müdür Muavini Hakan Beyle ilgili konu da öyledir. Bunların hepsi, diğer isimler yine öyledir. Benim yaptığım son ziyarette Washington’da Büyükelçiliğimiz önünde PKK terör örgütü mensuplarının bize adeta saldırıyor gibi bir hava içerisine girip Amerikan güvenlik güçlerinin orada kalkıp da herhangi bir tedbir almaması, onları oradan derdest etmemesi de bu pis kokunun bir ifadesidir. Ve o olayla ilgili biliyorsunuz benim korumalarım hakkında soruşturma açtılar. Hatta olay günü orada olmayan korumalarım hakkında, eşimin iki tane bayan koruması, onlarla ilgili de aynı şeyi yaptılar. Bu nedir? Bu Amerika yönetiminin düşmüş olduğu aczi gösteriyor. Kendilerine de bunlar bildirildi. Büyük bir devlet olabilirsin, ama adil devlet olmak başka bir şeydir; sıkıntı burada. Onun için de adil bir devlet olmak, hukuk sisteminin adil işlemesinden geçer. Eğer hukuk sisteminiz adil işlemiyorsa bu sıkıntılar sürekli olarak işte o pis kokuları da getirir.”
 
ALMANYA’DAKİ SEÇİMLER
 
Toplantıda bir basın mensubunun, Almanya’daki seçim afişlerinde fotoğraflarının ve açıklamalarının kullanılmasını nasıl değerlendirdiğine yönelik sorusunu Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle cevapladı: “ADD isminde orada biliyorsunuz bir parti kuruldu, bu partiyi kuranlar da ağırlıklı zannediyorum soydaşlarımız. Fakat bu seçimde lokal bir bölgede seçime giriyorlar. Onlar da ismimizi büyük ihtimalle belki de oradaki Türkleri birleştirici bulması açısından kullanıyor olmuş olabilirler. Eğer onların gücüne bizim portremiz bir güç katacaksa, ‘hayırlı olsun’ derim. Keşke Almanya’nın tümünde bu seçime katılabilme imkânını yakalasaydılar, bunu bu seçimde yakalayamadılar. Ama bu bir adımdır, en azından güçlerini görmesi bakımından bir adımdır. Şimdi bu adım onlara daha sonra Avrupa Parlamentosuna o seçimlere girmede biliyorsunuz parti olayı orada söz konusu değil, bireysel olarak o seçimlere katılma şansları var. Bireysel olarak o seçimlere katılmak suretiyle Avrupa Parlamentosuna bu vesileyle belki girebilecek arkadaşlarımız olur. Örneğin işte daha önce Ozan Ceyhun falan, onlar o şekilde Avrupa Parlamentosunda görev yaptılar. Ben bunun hayırlı bir adım olduğuna inanıyorum. Hiç korkmayacaklar, kendilerini ortaya koyacaklar, katılacaklar ve böylece orada yaşayan soydaşlarımızın da gücünü görme bakımından isabetli olacak diye düşünüyorum.”
 
“YERLİ VE MİLLÎ DAVRANAN LİDERLERİN GÖRÜŞMELERİ NİYE RAHATSIZ EDİYOR?”
 
Sorulan bir soru üzerine, bazı medya organlarında cumhurbaşkanı olarak seçildiğinde, ‘Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin cumhurbaşkanı yardımcısı olacağı’ yönündeki yorumları da değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların hepsi suyu bulandırmaktan başka bir işe yaramıyor. Hep söylüyoruz, bunlar doğmamış çocuğa don biçiyorlar. Herkes bir defa yerini konumunu bilsin. Biz Türkiye’de siyaset yapıyoruz, yani Sayın Bahçeli’yle şu süreçte partimiz gayet güzel bir diyalog içerisinde oldu ve bundan sonraki süreçte de bu diyaloğun, bu dayanışmanın temenni ederim ki güçlenerek devamı Türkiye’nin geleceği bakımından çok önem arz etmektedir” diye konuştu.
 
“SİLAHLI İHA’LAR TERÖRİSTLERİ VURUYOR”
 
Türkiye’nin geleceğini inşa ve ihya ederken, görüşmeler neticesinde her türlü beraberliğin olabileceğini dile getirerek, “Ana muhalefet partisi Kandil’le irtibat kuruyor, bunu hiç gündeme getirmiyorlar da, bu ülkede yerli ve millî davranan liderlerin veya partilerin görüşmeleri, konuşmaları bunları niye rahatsız ediyor?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim bir defa çok önemli bir yanımız var; yerliyiz ve millîyiz. CHP ve HDP’ye baktığınız zaman, bunların yerli ve millî bir yanı yok. Tam aksine bunlar bu ülkeye saldıran, bu ülkeye her yerde Batıya, dünyaya şikâyet etmek suretiyle nereden önünü keseriz, bunun gayreti içerisinde olanlarla koalisyon hâlindeler” sözlerine yer verdi.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konu ile ilgili değerlendirmelerine şöyle devam etti: “Bakınız ana muhalefet partisinin bir temsilcisi çıkıyor SİHA’larla ilgili eleştiri yapıyor. Neymiş? Sivilleri vurmuş. Nerede o siviller? SİHA’lar teröristleri vuruyor. Ve Silahlı Kuvvetlerimiz, güvenlik güçlerimiz çok daha güçlü hâle gelmek suretiyle terörizmle, teröristlerle, terör örgütleriyle bu mücadelesini sürdürecektir ve bunu CHP’nin temsilcileri vesaireleri durduramaz. Ben beklerdim ki CHP’nin Genel Başkanı çıksın, ‘Ey Tanrıkulu, sen kimden yanasın, teröristlerden yana mısın, yoksa bu ülkenin güvenlik güçlerinden yana mısın?’ desin.”
 
“Bugüne kadar bizim bu kadar güvenlik gücümüz şehit oldu değil mi, bu kadar sivilimiz bizim şehit oldu; bunların sesi çıktı mı?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çıkmadı. Ama biz şimdi silahlı İHA’larımızı yaptık, tabii terör örgütü artık kaçacak delik arıyor. Böyle bir dönemin içerisinde de bu beyler ölen teröristleri savunur hâle geldiler. Biz sizi tanıyoruz zaten. Siz bunların cenazelerine katılır, onlarla beraber hareket eder, onların gittikleri yerlerde beraber olursunuz, bütün bunlardan sizi tanıyoruz. Tek farkınız var, siz CHP’siniz, onlar HDP; farkınız bu. Ama sizin yerlilik, millîlik diye bir özelliğiniz yok. Ve hangi mercie müracaat ederlerse etsinler, biz bu attığımız adımların sonuna kadar doğru olduğuna inanıyoruz ve bu kararlılıkla terörle mücadeleyi de terör örgütünden bir kişi dahi kalmayıncaya kadar sürdüreceğiz. Ve bu alanda da savunma sanayimizi geliştiriyoruz ve bu konuyla ilgili de her türlü biz silahlanmamızı da gerçekleştirdik, gerçekleştiriyoruz. Yeter ki bunları yerli ve millî olarak üretebilir hâle gelelim, çok daha rahat bu mücadeleyi içeride ve dışarıda sürdürelim” dedi.
 
“VARLIK FONU’NU YENİDEN ORGANİZE ETMEMİZ ŞART”
 
Varlık Fonu Başkanı Mehmet Bostan’ın görevden alındığına ilişkin bir basın mensubunun “Bu konuda size akseden bir bilgi var mı, nedeniyle ilgili bizimle paylaşabileceğiniz bir bilgi var mı?” şeklindeki sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan şu cevabı verdi: “Varlık Fonu’nda tabii hedeflenen, arzulanan bir süreç ne yazık ki olmadı. Bu olmayınca Sayın Başbakan, biliyorsunuz Varlık Fonu ona bağlıdır ve tabii Cumhurbaşkanı olarak benimle bu noktada herhangi bir bağlantısı yoktur, ama biz bunları Sayın Başbakanla da istişarelerimizi yaparak bu konuda kararımızı alırız. Ve Sayın Başbakan da, ben de bu gelişmeleri gördük ve böyle yürümeyeceğine bizler de karar verdik. Ve bu karar neticesinde de bu adımın atılması isabetlidir dedik ve Sayın Başbakan da bu konuda adımını attı. Hayırlı olsun diyeceğiz. Çünkü Varlık Fonu’nu bizim yeniden organize etmemiz şart. Onun da adımını inşallah Kazakistan sonrası Sayın Başbakanla değerlendirip o adımları da atacağız.”
 
Basın toplantısının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kazakistan’ın başkenti Astana’ya hareket etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nden Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İl Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci ile ve diğer yetkililer uğurladı. HABER-FOTO: CUMHURBAŞKANLIĞI BASIN MERKEZİ