TÜNELİN UCU GÖRÜNDÜ
İl Sağlık Müdürü Ali Ramazan Benli, Kayseri'ye getirilen 15 bin 760 aşıdan 11 bin 700'ünün uygulandığını belirtirken, Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. İlhan Şahin de, 'Sağlık çalışanları 1 yıldır ilk kez mutlu ve sevinçli. Tünelin ucunda ışık göründü.' dedi.
AŞININ YÜZDE 60'I UYGULANDI
Kayseri'ye geçen hafta ortasında 15 bin 760 adet Kovid-19 aşısı geldi. Bir sağlık çalışanına ilk aşıyı İl Sağlık Müdürü Ali Ramazan Benli'nin yapmasının ardından, Perşembe gününden bu yana sağlık çalışanlarına aşı uygulaması sürüyor. İl Sağlık Müdürü Ali Ramazan Benli, 25 bin 210 sağlık personelinin görev aldığı Kayseri'de 23 bin 700 personelin aşı talebinde bulunduğunu belirtti. Benli, Perşembe gününden itibaren başlayan aşılama çalışmasında Pazar günü itibariyle gelinen noktada aşıların yüzde 60'ının kullanılarak, 11 bin 700 civarında sağlık çalışanına aşılama yapıldığını ifade etti. Kayseri'de aşı yapılan sağlık çalışanlarında herhangi bir ciddi yan etki görülmediğinin altını çizen Benli, "Normal aşılarda gördüğümüz ateş, kolda kızarıklık gibi hafif yan etkiler görüldü. Ancak aşı uygulaması yapılan 11 bin 700 civarında sağlık çalışanında ciddi bir yan etki görülmedi." dedi.
BAKIM VE HUZUR EVLERİNDE SÜRECEK
Aşılama ile pandeminin önüne geçileceğine inandığını dile getiren Benli, bundan sonraki aşamada, bakım ve huzur evleri öncelikli olmak üzere, aşılamanın nasıl devam edileceğine dair açıklamaların yapılacağını belirtti.
AŞI HAKKI İÇİN: E-NABIZ VE 2023
Aşı hakkı olunup olunmadığına dair bilginin e-nabız sistemi üzerinden ya da mesaj yoluyla alınabileceğini kaydeden Benli, vatandaşlara şu uyarılarda bulundu:
"Risk grubunda olan ve 65 yaş üzeri olan vatandaşlarımız e-nabız sistemi üzerinden ya da 2023'e mesaj atarak aşı hakkı olup olmadığını öğrenebilirler. E-nabız kullanmayı bilmeyen 65 yaş üstü vatandaşlarımız da, aile hekimlerini arayarak aşı hakkı bulunup bulunmadıklarını öğrenebilirler. Ancak 65 yaş üstü vatandaşlarımızın aile hekimlerine gitmemelerini, özellikle aramalarını rica ediyoruz. Çünkü bu konuda hareketlilik oluşmasını istemiyoruz." diye konuştu.
"SAĞLIK ÇALIŞANLARI İLK KEZ MUTLU"
Kayseri ve Türkiye'deki aşı çalışmalarını değerlendiren Kayseri Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. İlhan Şahin ise, "Sağlık çalışanları son 1 yıldır hiç bu kadar sevinçli ve umutlu olmamıştı. Tünelin ucunda ışık göründü." dedi.
Aşı çalışmalarının Türkiye'de olduğu gibi Kayseri'de de başarıyla sürdüğünü belirten Şahin, geç başlamış olmasına rağmen, Türkiye'nin aşılama hızında, şu anda dünyadaki ilk 10 ülke arasında yer aldığına dikkat çekti. Ülkenin söz konusu başarısını, aşı konusunda geçmiş yıllarda edindiği tecrübeye bağlayan Şahin, "Türkiye'nin aşı uygulaması konusunda hiçbir problemi yok. Bunun nedeni hem geçmiş yıllardaki aşı konusundaki tecrübeleri hem de sağlık çalışanlarının fedakârlığı. Sağlık çalışanlarımız salgın süresi boyunca nasıl bir direnç ve fedakâlıkla çalıştılarsa aşılama konusunda da aynı hassasiyeti gösterecektir. Neticede herhangi bir salgının yatışacağına dair elimizdeki en büyük enstrümanımız aşı. Sağlık çalışanlarında da aşılamanın başlamasıyla en azından hem kendilerini korumuş olacaklarına ve bir ölçüde ailelerini koruma olanaklarına dair bir umut belirdi. 1 yıldan bu yana sağlık çalışanları bu kadar umutlu ve sevinçli olmamıştı. Tünelin sonunda ışık göründü duygusuyla bu umudun belirdiğini düşünüyoruz." diye konuştu.
"ESAS MESELE AŞININ TEDARİĞİ"
Aşı konusunda en önemli meselenin tedarik konusu olduğunun altını çizen Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şu anda gelen aşı miktarı az ama bunun görüşmelerinin sürdüğünü düşünüyorum. Çin'de büyük bir nüfus olduğu için bir yandan kendi aşılarını yapıyor bir yandan satış yapıyorlar. Öte yandan geleneksel yöntemlerle üretilen aşıların MRNA aşılarıan göre daha yavaş üretildiğini de biliyoruz. Bizim en büyük tedarikçimiz de geleneksel üretim yapan Çin'deki Sinovac firması. Ancak tek tedarikçi ile çalışmamız risk olarak görünüyor. Bu nedenle tedarik konusunda çalışma yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Pfizer firmasıyla görüşüldüğünü ve bu konuda da Uğur Şahin'in, kendi ülkesine öncelik tanıyacağına dair sözlerini biliyoruz. Ama diğer firmalardan da yararlanılabilir. Aksi takdirde Türkiye hem siyasî bakımdan hem de tedarik konusundaki problemlerden dolayı riske girecek. Siyasîler tarafından da bu risklerin görüldüğünü düşünüyoruz."
"AŞI UYGULAMASINDA GÜVEN SARSILMAMALI"
Aşı uygulamasındaki adaletin de gözden kaçırılmaması gerektiğini vurgulayan Şahin, "Aşılamada sağlık çalışanlarının öncelikli tutulması doğru bir karardır. Ülkemize gelen ilk etap aşılarda da uygulama bu şekilde yapılmıştır. Ancak bunun yanı sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve parti liderlerine de aşı yapıldığını gördük. Bu durum bizim ülkemiz açısından normal karşılanmalıdır. Sonuçta İngiltere değiliz ki, kralice sarayında sırasını beklesin. Ancak bu uygulama bu şekilde sembolik olarak kalacaksa adalet ve güven duygusunu sarsmaz. Cumhurbaşkanı Erdoğan aşı olduğu için, 'O bile aşı olduysa' diye düşünüp aşıya sıcak bakan ya da gönül verdiği partisinin genel başkanı aşı olduğu için aşı uygulamasını güvenilir bulan insanların olduğunu biliyoruz. Ancak bu durum, parti genel başkan yardımcıları, milletvekilleri gibi 2. kademeye ulaşmamalıdır. Bu konuda da sağlık merkezlerinin üzerinde, hastanenin danışmanı, avukatı gibi bir takım baskılar söz konusu olmamalıdır. Bunlar, toplumsal barış ve güveninin tesisi açısından önemlidir." ifadelerini kullandı.
"CİDDİ YAN ETKİ GÖRÜLMEDİ"
Türkiye'deki aşı çalışmalarında, sadece bir sağlık çalışanında görülen alerjik reaksiyonlar dışında ciddi yan etki görülmedini vurgulayan Şahin,"Her aşıdan sonra görülebilecek kol ağrısı, kızarıklık, biraz halsizlik ve ateş görülebilir. Örneğin ben de aşı oldum ama herhangi bir yan etki görülmedi. Kayseri'de üç gündür aşılama yapılıyor, şimdiye kadar bildirilmiş ağır vaka yok." dedi.
AĞIR HASTALIK VE ÖLÜMDEN KORUNMADA YÜZDE 100 ETKİLİ
Sinovac aşısının Türkiye'deki güvenilirlik düzeyi yüzde 90'ın üzerinde çıkmasına rağmen, Brezilya'da bu oranın yüzde 58 olarak ölçülmesine dair ise Şahin, şunları söyledi:
"Burada yüzde 50, 70, 90'lara bakmaktan çok bütün ülkelerde yapılmış çalışmalardaki en düşük oranın bile yüzde 50 üzerinde olduğuna dikkat etmek gerekiyor. Zaten yüzde 50'nin üzerinde olması aşıya güvenilir olarak bakmamızı sağlıyor. Ancak bundan ziyade daha önemli olan bir başka konu, ağır hastalık ve ölümden koruma açısından aşının etkinliğinin yüzde 100 olması. Çünkü insanlar artık Kovid-19'a yakalanmaktan değil, hastalığın ağır etkilerinden korkuyor. Bu nedenle bu oran daha önemli. Zaten şu anda elimizde tek seçenek olduğu için bunu tartışmak da çok anlamlı değil. Yarın tedarik artar ve elimizde farklı seçenekler olursa bu tartışmayı yürütebiliriz."
KOVİD GEÇİRENLERDE KISITLAMA KALDIRILDI
Kendisinin de 2 ay önce Kovid-19 geçirdiğimi hatırlatan Şahin, Sağlık Bakanlığının son aldığı karar doğrultusunda, hastalığı geçirenlerde kısıtlamanın kaldırıldığını ifade etti. Kayseri Tabip Odası olarak oluşturdukları aşı kurulunda da bu konuyu görüştüklerini ve sakınca görmediklerini kaydeden Şahin, "Hastalığı geçirdikten sonra koruyucu antikor titrelerinin düzeyi ve yeni bir enfeksiyondan korunma süresi kişiden kişiye çok değişkenlik gösterdiği için, ayrıca yeterli bağışıklık oluşmuş olsa bile inaktive aşının yapılmasının bu kişilerde bir sakınca doğurmayacağı öngörüldüğü için, Kovid-19 geçiren sağlık çalışanlarının aşı olmalarını öneriyoruz. Ancak bazı kişiler kısa süre önce hastalık geçirdiğini ifade edip beklemeyi tercih ediyorsa ona da saygı duymak lazım." açıklamasında bulundu.
"AŞI HAKKI SAKLI KALMALI"
Öte yandan, tereddüt ya da o anda geçirdiği herhangi bir hastalıktan dolayı aşı hakkını sonraya ertelemek isteyenlerin de aşı hakkının saklı tutulması gerektiğini vurgulayan Şahin, "Bakanlık bu konuda, aşı yaptırmayan sağlık çalılanlarının hakkının sona kalacağı konusunda görüş beyan etti ancak gerek güncel sağlık sorunları gerekse de tereddüt etme veya başka nedenlerle aşı yaptıramayan sağlık çalışanlarının aşı olma hakkı saklı tutulmalı, daha sonra aşı yaptırabilmeleri Sağlık Bakanlığı tarafından güvence altına alınmalıdır. Sağlık çalışanları, 'Bugün oldum oldum, olmazsa aylar sonrasına mı kalacağım' gibi bir stresle baş başa bırakılmamalıdır. Bu konuda baskı yapmayı doğru bulmuyoruz, herkesin aklı selim ile aşı kararını vermesi gerekir." şeklinde konuştu.
AŞIDA ADALET SAĞLANMAZSA...
Pandeminin tüm dünyada sürdüğünü ve virüslerin mutasyon geçirdiğini hatırlatan Şahin, aşılama çalışmalarında adalet sağlanmazsa, tüm dünyanın, durumun faturasını ödeyeceğinin altını çizdi. "Pandemiler eğer nüfusun yüzde 70'i aşılanır ise büyük ölçüde yatışır. Ancak bu bir pandemi ve tüm dünyada etkili. Salgın sürdüğü sürece mutasyonlar etkili olacak ve mutasyon virüslerin doğasında var. Dolayısıyla tüm dünyada hakkıyla aşılama yapılmadığı müddetçe dünya rahata eremeyecek. Bu da, dünyadaki gelir adaletsizliği ve buna bağlı olarak ülkelerin sağlık imkanlarına erişmesiyle alakalı bir sorun. Bu nedenle zengin ülkeler ya da bazı sosyal vakıfların bu konuya eğilerek aşıya ulaşımı mümkün olmayan ülkelerde de aşı çalışmalarını desteklemeleri gerekiyor. Aksi takdirde bu yetersizliğin bedelini zengin ülkeler de ödeyecek. Bu konuyla ilgili olarak, Cumhurbaşkanımız Türkiye'de milli ve yerli bir aşı üretilmesi durumunda, imkanı olmayan ülkelere aşının ücretsiz verileceğini ifade etmişti. Bu, Türkiye'nin imajı açısından da, dünyanın pandemiyle mücadelesi açısından da çok önemli bir karar. O nedenle yerli ve milli aşı çalışmalarımızı çok önemsiyoruz." ifadelerini kullandı.
Özel Haber Selma Kara