'Vefasızlık, kibir, makam odası....!' – İşte günümüzün yönetici tipi!

Devletin kurumları vatandaşlara yakın olmak, ihtiyaçlarını giderebilmek amacıyla görev alsa da halk ile kurum yöneticileri arasında adeta uçurum bulunuyor. Peki bu kurumlar neden ziyan oluyor? Erciyes Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Aydın, konuya ilişkin günümüzde bazı yöneticilerinin olumsuz özelliklerini bir bir sıraladı. Detaylar Kayseri Anadolu Haber'in Kayseri haberlerinde...

'Vefasızlık, kibir, makam odası....!' – İşte günümüzün yönetici tipi!

Erciyes Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Aydın bu hafaki köşe yazısında yerel seçimlerde iktidarın oy kaybına değinirken günümüz yöneticilerinin de tipik özelliklerine yer verdi. Aydın, 'Kurumları ziyan etmeniz için çok çabaya gerek yok, bu tipolojiye uygun birinin atanması yeterli olur.' dedi.

Günümüzde kurumlar kendilerine yönelik şikayetlerle ön plana çıkıyor. Bu durum vatandaşlar için tepki niteliği taşısa da kurumlarda herhangi bir değişiklik yaşanmıyor. Aksine halk ve kurum arasındaki makas gittikçe açılıyor.

Erciyes Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Aydın 'siyasetin kamburu' olarak nitelendirilen bürokrat özelliklerini sıralarken bu tiplerin kurumlara ve ülkeye verdiği ciddi zararları yazdı.

'Vefasızlık, kibir, makam odası....!' – İşte günümüzün yönetici tipi!

'Vefasızlık, kibir, makam odası....!'

Aydın, günümüzde yöneticilerin hizmet gayesiyle göreve gelmeyi istemek yerine ne olursa olsun atanma çabasının olduğunu ifade etti.
Siyaset kamburu haline gelen bürokrat tipolojisinin 10 özelliği başlığıyla sıralayan Aydın, şunları kaydetti: ''Kurumları ziyan etmeniz için çok çabaya gerek yok, bu tipolojiye uygun birinin atanması yeterli olur. Bu tür yönetici tercihlerinin seçimle ilişkisini daha detaylı ortaya koymak gerekiyor.'' 

1. Öncelikle makul bir hissiyatla ve hizmet gayesiyle, sadece kendine göre değil (diğer) akl-ı selim sahiplerine göre de meşru nedenlerle, göreve talip olup hayırlısını istemek yerine, atanmak için olağanüstü bir çaba göstermek, bu amaçla pek çok şeyi araçsallaştırmak, hatta suret-i haktan görünmek, popüler tabirle bütün tuşlara basmak, ne olursa olsun atanmış olma isteği,

2. Makam odası, makam aracı, VIP ve gösteriş tutkunluğu, makamperestlik,

3. Kibir, egosantrizm, narsizm eğilimleri, aşırı görünür olma isteği, şöhretperestlik,

4. Ekibini ve alt kademe yöneticilerini daha çok egosunu tatmin edebilecek nitelikte insanlardan oluşturma (kendi egosunu, kurumun gelişmesi ve ilerlemesine tercih etme),

5. Üstlerine karşı aşırı mütevazı, astlarına karşı despotizme varan, buyrukçu tavırlar sergileme, astlarını ima veya açık yollu bir şekilde periyodik olarak aşağılama isteği,

6. Vizyonsuzluk, kifayetsizlik, her şeye hâkim olma arzusu, detaylarla aşırı meşgul olma, enerjisinin çoğunu normalde ilgilenmemesi gereken işlere sarf etme,

7. (Varsa) mensubiyetini görevinin önüne geçirme, enerjisinin kalanını iktidarın yönünü (seçim, kabine değişikliği vs.) belirlemeye ve buna göre pozisyon almaya harcama,

8. Başarıdan ziyade riyakârlığı teşvik etme, bazı durumlarda ekibinin, çalışma arkadaşlarının başarısından rahatsız olma,

9. Vefasızlık, adalet ve hakkaniyet yoksunluğu,

10. İstişareye gereken önemi vermeme, mahkemenin kadıya mülk olmadığını gelir gelmez unutma...

Prof. Dr. Hakan Aydın'ın iktidarın oy kaybına ilişkin nedenlerini ve günümüz bazı yöneticilerine ilişkin eleştirilerini okumak için tıklayın....