Yaşar Kemal Kayseri'de Şifa Buldu, Yazar Oldu!

Türk edebiyatının büyük ismi Yaşar Kemal'in, Kayseri ile özel bir bağı olduğu pek bilinmez. Ancak, ünlü romancının hayatında bu şehrin önemli bir durağı ve ilham kaynağı olduğu ortaya çıkıyor. Yaşar Kemal'in edebiyat dünyasına adım attığı yer olan Kayseri'de geçirdiği günler, onun yazın serüvenini şekillendiren unsurlar arasında yer alıyor.

Kayseri'de askerlik görevini tamamlarken tanıştığı Molu Ailesi'nin etkisi altında kalan Yaşar Kemal, özellikle Sait Molu ve Faruk Molu ile dostluk kurarak, onların zengin kütüphanelerinde edebi eserleri keşfetti. Bu süreç, onun edebiyat bilincini derinleştiren ve yazma tutkusunu alevlendiren bir dönüm noktası oldu. Talas'ta geçirdiği zamanlar, onun için adeta bir cennet haline gelmiş ve sinir hastalığıyla mücadele ettiği dönemde de bir iyileşme ve yeniden doğuş süreci yaşamasını sağlamıştı.

Sinir Hastalığını Yenip Yazar Oldu

Yaşar Kemal, bu dönemi şu sözlerle ifade etmişti: ‘Sinir hastasıydım. Kayseri’de cennet buldum, hastalığımı yenip yazar oldum.’

Yaşar Kemal'in ilk öyküsü ‘Pis Hikaye’yi Kayseri'de kaleme alması, onun edebiyat kariyerindeki ilk adımlarından biriydi. Bu eser, o dönemde yazdığı olgunluktaki dil ve anlatımıyla dikkat çekerken, onun edebiyat dünyasında kalıcı bir iz bırakacağının habercisi oldu. Daha sonra ‘İnce Memed’ gibi başyapıtlarla Türk edebiyatına damgasını vuran Yaşar Kemal, Anadolu'nun efsanevi hikayelerini ve masallarını eserlerinde işleyerek, geniş bir okuyucu kitlesine ulaştı.

Edebiyatın Gücünü Keşfettiği Şehir: Kayseri

Yaşar Kemal'in Kayseri anıları, onun Türk edebiyatında nasıl büyük bir figür haline geldiğinin de bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Edebiyatın gücünü keşfettiği bu şehir, onun eserlerindeki derinlik ve zenginliğin temelini oluşturmuş, Türkiye'den öte dünyaya da seslenen bir yazar olmasını sağlamıştır.