Ülkemiz tarih boyunca göç alan, sığınmacı kabul eden, sığınmacı ve göçmenler için yerleşim ve geçiş yeri olan bir coğrafyadır.
Özellikle Osmanlı Devletimizin gerileme ve dağılma döneminde Balkanlardan, Kafkasya'dan, Kırım'dan, Kuzey Afrika'dan birçok insan ülkemize gelip yerleşmiş, yerli insanlarla karışıp kaynaşarak bizden olmuşlardır.
Cumhuriyetin kuruluşundan sonra mübadele kanunu gereği Batı Trakya'dan birçok insanımız ülkemize gelip yerleşmiştir. 1950'lerde Adnan Menderes'in başbakanlığı döneminde, 1984’lerde Turgut Özal'ın başbakanlığı döneminde 100 binlerce Bulgaristan ve diğer Balkan ülkelerinden soydaşımız muhacir olarak gelip ülkemize yerleşmişlerdir. Bunların yanında 1979'da Rusların Afganistan işgali ile Afganistanlılar, Çin Halk Cumhuriyeti'nin zulmünün artması ile Doğu Türkistanlı bir kısım Uygurlar ülkemize gelip yerleşmişlerdir.
Son yıllarda ise 2011'de Arap Baharı ile Suriye'de Baas rejimi ile Suriye halkı arasında başlayan silahlı mücadele sonucu Suriye rejiminin dış devletlerden aldığı güçle kendi vatandaşlarına uyguladığı silahlı saldırı sonucu milyonlarca Suriyeli canını kurtarmak için malını, mülkünü bırakarak başka ülkelerle birlikte Türkiye'de sığınmıştır. Bunlara Afganistan'dan ve Irak'tan gelenleri de dahil edersek sayıları milyonları bulmuştur.
Türkiye'nin göç ve sığınmacı politikaları konusunu masaya yatırıp son durumu kamuoyuna ve devlet yetkililerine ulaştırmak için Göç ve Diaspora Vakfı geçen günlerde bir toplantı düzenledi. Burada göçmen hareketliliği konusunda bir de rapor yayınlandı.
Göç ve Diaspora Vakfı Başkanı Recep Seyyar tarafından kamuoyuna açıklanan rapordan bazı bölümlere bakacak olursak
2021 yılından itibaren Türkiye'ye gelen sığınmacı akını durdu.
2022 ve 2023'te ülkemize gelişlerde ciddi bir azalma olduğu aynı tarihlerde göçmenlerin ülkemizi terk edişlerinde ise ciddi bir artış oldu.
2016-2021 arasında dünyada göçmen barındıran ülke sıralamasında 2. İken, 2024'te 12. sıraya geriledik.
Türkiye'de eğitimini tamamlayan göçmen gençler genellikle istihdam sağlanmadığı için tahsilleri sonunda ülkemizden ayrılıyorlar.
Bugünkü süreçte göçmen işgücünün muhafaza edilebilmesi için çalışma izin sürelerinin uzatılmasının hızlandırılması gerekiyor.
Genç göçmenlerin istihdamı ve ülkemizi terk etmelerini önlemek için mutlaka statülerinin belirlenmesi ve netleşmesi gerekiyor.
Göç ve sığınmacı politikaları konulu toplantı ve kamuoyuna duyurulan bilgiler için Göç ve Diaspora Vakfı'na ve Başkan Recep Seyyara teşekkür ediyorum.
Nüfus artış hızımızın hızla düştüğü, sanayimizin böyle giderse Hindistan, Malezya gibi ülkelerden iş gücü getirmek zorunda kalacağız dediği bugünkü ortamda muhacir iş gücümüzü muhafaza edip statüsünü rahatlatarak ülkemizde tutmak sanırım akıllı bir devlet politikası olur.
İnşallah bu konuda aklı selim uygulamalara şahitlik ederiz.
Selam ve dua ile