Anadolu'muzun birçok şehri Selçuklu atamızın donattığı ölmez eserlerle süslüdür. Camiler, mescitler, kümbetler, şifahaneler, kaleler, köprüler daha neler neler.
Kayseri'mizde Anadolu'da bulunan Selçuklu şehirlerimizden biridir. Atalarımız Kayseri'yi fethettikten sonra bu şehirde farklı sultanlıklar döneminde ölmez ve halen bize hizmet eden eserlerle Kayseri ve çevresini ihya etmişlerdir.
Anadolu Selçuklu Sultanları, Danişmentli Sultanları Kayseri ve çevresini bayındır bir bölge haline getirmek için büyük emeklerle güzel eserler yaparak süslemişlerdir.
Bu eserlerin birçoğu günümüze kadar gelmiş olup zaman zaman değerini bilen yöneticilerimiz tarafından restorasyonu yapılmakta ve insanımıza amacına uygun olarak hizmet vermeye devam etmektedir. Bir kısmı da restore edilip hizmete alınmasına rağmen tarihi amacının dışında usullerle hizmet eder duruma gelmiş bulunmaktadır.
Şehir merkezinde bulunan Camii Kebir, Hunat Camii, Hacı Kılıç Camii, Güllük Camii, Han Camii, Battalgazi Camii hamdolsun halen ayakta ve hizmet veren camilerimizdir. Köşk Medrese, Hunat Medresesi, Hacı Kılıç Medresesi, Sahabiye Medresesi halen ayakta olup topluma hizmet veren medreselerimizdir. Hatuniye Medresesi özel şahısların mülkiyetine geçmiş olup kamulaştırılmayı bekleyen medreselerimizdir. Hoca Hasan Medresesi ise acilen restore edilip kültür hizmetine girmeyi bekleyen medresemizdir.
Medreseler içinde şehrin merkezinde olması sebebiyle en çok ziyaret edilen ve topluma hizmet veren Sahabiye Medresemizdir. On yıllardır kitapçılar çarşısı olarak topluma hizmet veren bu medresemiz ne yazık ki son zamanlarda tarihi eser görünümünden ziyade panayır yeri, sergi salonu ve esnafın fazla mallarının bulunduğu, kolileri üst üste koyarak tarihi duvarları kapattığı depo (Ardiye) görünümüne bürünmüş bulunmaktadır. Avlunun tamamını işgal eden çay ocağı, üst üste konmuş koliler, renk renk içecek konulmuş buzdolapları müşterilerin dükkanlara girmesini imkansız kılan eşyalar. Burayı ziyarete gelen yerli, şehir dışından gelen yurt dışından gelen Türk ve yabancı uyruklu insanlar tarihi bir mekanda rahat bir gezinti yapmak esnafa girip vitrinleri seyretmek yerine her türlü eşyanın sergilendiği bit pazarı ya da bir semt pazarına girmiş izlenimine kapılıyorlar.
Acaba diyorum Selçuklu atamız (Burayı yaptıran atalarımız) kalksalar bu manzarayı görseler ne derler. Aferin iyi kullanıyorsunuz mu derler yoksa miraslarına doğru sahip çıkmadığımız için üzülürler, kahrederler mi?
Olay yakından takip edip olumsuz manzaraya şahit olan vatandaş şunu söylüyor. Vakıflar Bölge Müdürlüğümüz, Büyükşehir Belediyemiz tarihi medresenin bu durumunu görmüyor mu ki çözüm üretmiyor, üretemiyor ve ekliyorlar bu durum böyle devam etmemeli, etmeye devam eder ve ilgililer işgalci esnaf ile baş edemeyip medreseyi koruyamaz ise biz Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Kamu Denetçiliği Kurumuna şikayette bulunacağız ve atamız Selçuklunun kemiklerinin daha fazla sızlamasına razı olmayacağız.
Söylemek bizden duymak yetkililerden