Türkiye, kadın cinayetlerinde uluslararası raporlara göre kırmızı kategoride yer alıyor. Bir ülkede kadın cinayetlerinin fazla olması ile gelişmişlik seviyesi arasında ilişki var mı? Evet, kesinlikle var.
Geçtiğimiz günlerde Kayseri’de 23 yaşındaki B.E babası tarafından meyve bıçağıyla katledildi. Hastane de 4 gün yaşam savaşı veren kadın hayatını kaybetti.
Yine Osmaniye’de 23 yaşındaki bir kadın babası tarafından tabancayla öldürüldü.
Diyarbakır’da 19 yaşındaki bir kadın bir erkek tarafından yine vahşice katledildi.
Ve aynı şekilde katledilen binlerce kadın… Peki bu kadınların öldürülme nedeni sadece kadın olması mı? Yoksa kadın cinayetleri politik mi? Kadın cinayetleri neden hiç bitmiyor? Sorularını akıllara getiriyor.
Evet, bu cinayetleri gerçekleştiren suçlular cezasını almalı. Ama sadece bu kadar mı? Kadın cinayetlerinin yeşermesini sağlayan unsurları ne yapacağız?
18 Aralık 2017 sabahı bir erkek tarafından bıçaklanarak öldürülen üniversiteli kadın Z.T haberlere çıktığında medya tarafından şu dil kullanılmıştı; ‘Barda tanıştı, kılıçla öldürdü’, ‘Genç kız çıplak halde yatakta ölü bulundu.’ Bu haberi yaparken toplumdan gelecek olan tepkiyi meşrulaştırdıklarını düşünmediler veya düşünmek işlerine gelmedi. Medyanın bu dili kullanması tesadüf müdür? Kadın cinayetleri medya eliyle politikleştirilmemiş midir?
Kadın cinayetleri önlenebilir. Bunun türlü yolları var, yasaları var, sözleşmeleri var, yıllar boyu uygulanan, uygulanması planlanan ve henüz üretilmeyi bekleyen politikaları var. Bu yüzden hala devam eden kadın cinayetleri politik midir?
Bundan yıllar önce bir kadına cinsel saldırı sonrasında çıkan haberlere, cinsel saldırıyı meşrulaştıran bazı kişilerce, sosyal medya platformlarından mağdur kişiye yönelik ‘O saatte o kadının orada ne işi varmış? , ‘Niye yalnız sokağa çıktı?’ , ‘Niye kısa etek giydi’ yorumları yapıldı. Bu kadın cinayetlerine zemin hazırlamak değil midir? Kadın cinayetlerini politikleştirmek değil midir?
Toplumu eğitmemek, bilinçlendirmemek, suçluları yakalamamak, –suçlulara kısa süreli hapis cezaları vermek-, caydırıcı cezaların kanunlarda yer almaması, İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamamak politik midir, değil midir?
