Son zamanlarda sosyal medyada sıkça karşılaştığım bir sözden bahsetmek istiyorum. “Sen hüzünlüsün diye dünya durup sana yol vermeyecek.”Evet hüzünlü olduğumuzda, mutsuz ya da mental olarak yorgun hissettiğimizde hayat durmayacak,her şey olduğu gibi akmaya devamedecek…
Hayat, hepimizin gözünü kamaştıran bir hızla akıp gidiyor. Mutluluk,
hüzün, başarı, başarısızlık… Hepsi bu akışın bir parçası. Ama bir gerçek var ki, hayat seni beklemiyor. Ne kadar üzgün olursan ol, ne kadar yorulduğunu düşünürsen düşün, zaman hiçbir şey olmamış gibi ilerlemeye devam ediyor. Bir an durup düşünelim. Hayat, içinde bulunduğumuz ruh haline göre hızını yavaşlatıyor mu? Elbette hayır.
Güneş her sabah doğuyor, insanlar yollarına devam ediyor, dünya
dönmeye hiç ara vermiyor. Sen bir köşede hüzünle otururken, dışarıda
başka birinin kahkahaları yankılanıyor. Sen karanlıkta kaybolduğunu
düşünürken, bir başka insan hayatının en parlak anını yaşıyor. Hayatın
bu tarafsızlığına kızabiliriz belki.
İnsan bazen acısıyla tüm dünyayı durdurmak istiyor. Birçoğumuz bu durumu yaşamışızdır. İçimizdeki o duygu yoğunluğuyla hiçbir şey yapmadan öylece durmak, hayatı durdurmak isteriz. Ama her şey devam eder. Çünkü hayat, herkes için aynı hızda akar. Üzgün olmamız, hayattan bir mola istememizi mümkün kılmaz.Bu gerçeği kabullenmek zor olabilir, ama kabullendiğimiz zaman özgürleşiyoruz aslında. Çünkü o zaman şunu anlıyoruz: Hayat durmayacaksa, biz de akmaya devam etmeliyiz. Belki yavaş
yavaş, belki sendeleye sendeleye,ama her ne olursa olsun bir adım
atmalıyız. Çünkü durduğumuz yerde, hayat daha fazla yük biriktirir. Hareket ettikçe yükümüz hafifler. Üzgün olmak, insan olmanın en doğal parçalarından biri. Ama üzüntüye teslim olmak, kendi yaşamından vazgeçmek anlamına gelir. Oysa üzgünken bile hayata tutunmanın bir yolu vardır. Küçük bir adım, ufak bir değişiklik, bir tebessüm… Bunlar bizi harekete geçirir. Çünkü hayat, bizhareket ettikçe bize yol açar.
Unutmayalım, hiçbir acı sonsuza kadar sürmez. Zaman, biz farkında
olmasak da yaralarımızı sarar. Ama bunun için zamana eşlik etmemiz
gerekir. Üzgün olsak bile bir sabah kalkıp güneşe bakmayı seçmeliyiz.
Belki o gün her şey daha iyi olmayacak, ama bir gün mutlaka daha güçlü hissedeceğiz. Hayat bize yol vermeyecek biz yolumuzu kendimiz açacağız. İşte o zaman anlayacağız ki, en karanlık anlar bile gelip geçici. Önemli olan o karanlığın içinde ilerlemeye devam etmek. Çünkü hayat, durmaz akmaya cesaret edenler için devam eder.